Kayıt Ol

Kapı Alarmı.

Çevrimdışı Dúrgonath

  • ***
  • 680
  • Rom: 13
    • Profili Görüntüle
Kapı Alarmı.
« : 09 Eylül 2009, 17:35:16 »
KAPI ALARMI.

  Bu öykünün Alacakaranlık kitapları veya filmleri ile hiçbir alakası bulunmamaktadır, benzerlikler (karakter, mekân isimleri vs.) tamamen rastlantısaldır.

Olamaz mı?


“Bunu yapmak zorunda değilsin.” dedi annem Tepsee.

“Aslında, elimden bir şey gelmiyor anne.” dedim. Doğruydu. Bir el beni uzanıp annem Tepsee’nin içinden aldı ve Borcaming 737’ye yerleştirip yeni evim olan Buzdolabı’na doğru yolladı. Kapak açılmadan önce görebildiğim tek şey çapraz duran iki çatal şeklindeki amblemdi.

  Ben Kurabella, bir çikolatalı kurabiyeyim. henüz yeni yapıldım, ve benim gibi çoğu kurabiyenin (çoğu diyorum, çünkü fırından çıkar çıkmaz tadımlık olarak yenilebilme veya Borcaming’in mutfak zeminine çakılma ihtimali var) annelerinin kucağından geldiği yer olan Buzdolabı’na geldim.

  Burası tamamen yeni bir yer ve çok karanlık. Annemle birlikte yaşadığımız (25 dakika yaşadım gerçi) Fırın’ın sıcaklığını ve aydınlığını şimdiden özledim. Etrafta çok değişik tipler var, benim gibi çikolatalı kurabiyeler çoğunlukta. Ayıca adının Hyarler olduğunu söyleyen ve bana oldukça iyi davranan bir salatalık da var. Ancak en çok ilgimi çeken bütün buzdolabı ahalisinden ayrı ve uzakta duran dört kurabiye oldu. Renkleri çok soluktu, sanırım un kurabiyesi falandılar. Birisi diğerlerinden daha küçük görünüyordu. Onu dikkatlice incelerken birden bana döndü. Çok utanıp Borcaming’in içlerine doğru daldım.

  Tam o sırada büyük bir şangırtı koptu. Herkesle beraber ne olduğunu anlamak için dışarı çıktım. Etrafımdakiler panikleyip kaçışırlarken ben üzerime yuvarlanan salça konservesine bakakaldım. Bir esinti hissettim, birden o bahsettiğim küçük kurabiye önümde belirdi, konserve yuvarlanmayı kesti.

  Şaşkınlığımı üzerimden atamamıştım. Nasıl bir saniyede Buzdolabı’nın uzak köşesinden önüme gelmişti, daha önemlisi, o kocaman konserveyi nasıl durdurmuştu? Konserveye baktım, ortadan ezilip yamulmuştu.

  Dehşetle kurabiyeye baktım, bir an göz göze geldik. Gözleri platin gibi parlıyordu, sonra bir anda geldiği gibi kayboldu.
Bütün bu dediklerim birkaç saniye içinde olduğu için Buzdolabı’ndaki kimse o kurabiyenin konserve ile arama girdiğini görmemişti. Hemen oradan uzaklaştım, böylece konservenin yuvarlanırken ezildiğine kanaat getirilecekti. Hyarler yanıma koştu. “Kurabella! Çok üzgünüm! Hep sakarlığımdan, kırık rafı hep unutuyorum, affet beni!” Yalvardıkça yalvardı, ona kendini iyi hissetmesi için üzerinden bir reçel kavanozu ile geçip geçmesem mi diye sorduğumda ise bir an durakladı ve “Düşündüğümden de salakmış bu kız.” diye söylenerek uzaklaştı.

  Olduğum yere çöktüm, şoku üzerimden atmaya çalışıyordum. Sonra kurtarıcım yanıma geldi, bir şok daha yaşadım! Konuşmaya başladı: “Az önce çekip gittiğim için üzgünüm. Ben Deadward.” “Ben de Kurabella.” diyebildim. Garip bir şekilde beni büyülemişti, sonra sordum: “O konserveyi nasıl durdurabildin?”

(devam edecek)

Çevrimdışı Dúrgonath

  • ***
  • 680
  • Rom: 13
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kapı Alarmı.
« Yanıtla #1 : 09 Eylül 2009, 17:35:52 »
Neden yazdım bilmiyorum. Sanırım çok canım sıkılmıştı ve neşelenmeye ihtiyacım vardı. Umarım okurken sizin de yüzünüz güler.