Kayıt Ol

FRP Örnek Oyun

malkavian

FRP Örnek Oyun
« : 03 Ekim 2009, 09:41:26 »
Oyunu yer yer başlıklarla parça parça da olsa ben ve forumdaki diğer üyeler açıklamaya çalıştı. Hala eminim ki aranızda ' Tamam da nasıl oynanıyor bu meret' diyenleriniz vardır. Çünkü bu oyun oynayana kadar nasıl zevkli olduğunu anlamadığınız bir oyundur. Bu yüzden örnek bir oyun yayınlamayı uygun gördüm. İleride daha değişik örnek oyunlar da yayınlayacağım fakat şimdilik bununla idare edin artık. Oyun olarak çok zengin bir oyun olmasa da oyunun işleyişi hakkında önemli noktalara değinmiştir. :)

  Ornek Oyun:

Bu oyunda uç karakterimiz var. Bunlardan Bahadır ve Erhan kuvvetli birer fighter'i canlandirmakta. Önder ise savasçi tarafi fighter'lar kadar agir basmayan ancak çesitli büyü güçlerine sahip bir priest'i canlandirmakta. DM tabi ki Sunger? (Gene reklami oldu adamin ama neyse)

Parti bir nehir boyunca kurt adami takip eder. Kurt adam partinin isiklarini yaklasik 1-2 saat önce gördükleri sehre kaçmayi basarir. Sehir bos gibi görünmektedir. Sisli ve karanlik bir sokakta uzun suredir aradiklari kurt adami kovalamaktadirlar.

DM: Sokak söyle bi üç metre çapinda hafif su birikintileriyle devam ediyor. Hava sisli ve iki-üç metre ilersini bile zor görüyorsunuz. Üçünüzde yoruldunuz. Bir sure sonra kurt adamin pençeli ayaklarinin iç gicirdatan sesleri kesiliyor, tas zemin yerini bir su birikintisine birakiyor. Bir kaç saniye sonra ayak bileklerinize kadar suyun içinde kosmaya basladiginizi farkediyorsunuz. Birden bire ilerden gelen zayif ayak sesleri kesiliyor.
Önder: Bizim kurt durdu galiba. Bi halt karistiriyor olmasin?
Bahadır: Hocam ben buradayken böyle seylerden korkmamayi hala ögrenemedin. O kurtçuga dünyanin kaç bucak oldugunu göstericem simdi.
DM: Hafif bir "click" sesi duydunuz.
Erhan: Nerden geldigini farkedebiliyor muyuz?
DM: Önünüzden büyük bi ihtimalle bir kaç metre ileriden geldi ama gök gürültülerinden tam olarak emin olamiyorsunuz.
Erhan: Ben bi kaç metre sonra duruyorum. Beyler bizim kurtçuk buralarda bi yere saklandi galiba.
Bahadır: Bence de. Bagiriyorum. Neredesin lan it herif?
Önder: Olum sussana sokagin ortasinda öyle bagirilir mi? Ya arkadaslari varsa?
Bahadır: Daha iyi hepsinin beynine kayarim.
Erhan: Hoca be sana da ilginç gelmedi mi o kadar gürültülü geldik sehre hiç kimse yok ortalikta...
Bahadır: Hayalet sehir gibi...
Önder: Vallahi ben tirstim, geri mi dönsek baba...
Bahadır: (Önder'e, gürleyerek) Manyak misin be babam?! O kadar yolu ben bosuna kosmadim, sitecem ebesini, eger varsa arkadaslarinin da ebesini sitecem...
Önder: Olum, sen delirmissin ne yapariz biz bi tomar kurt adama karsi be?
Bahadır: Siteriz ebelerini!
Erhan: Bencede siteriz ebelerini. Bi avuç kurttan mi korkacagiz?
Önder: Vallahi ben karismiyorum. Simdi görecegiz ebemizin seyini gibi bi his var içimde ama herneyse. Bakin DM pis pis siritmaya basladi zaten bi pislik geliyor.
DM: Nerden çikardin yaw? He he. :)
Bahadır: Kes lan adi DM. Ben bi etrafi kolacan ediyorum. Gizli kapi filan ariyorum.
DM: Simdi mekan duvarlarla çevrili. Tahminen ev ama ne cam ne kapi var.
Erhan: Ne biçim yer yaw burasi?
DM: Bilmiyom. Ama sizin de nerede oldugunuzla ilgili hiç bir fikriniz yok, bunu biliyorum. Herneyse sen kapi mi ariyordun?
Bahadır: He, ya.
DM: Tamam. (bir kaç zar atar. Ne zari deme iste tam oyunu ortasinda onu da sirasi gelecek. Sabret hele.) Sag tarafta su birikintisinin yaklasik bi 30-40 santim üstünde bir tasin digerlerine göre daha temiz oldugunu farkettin.
Bahadır: Aha! Pusht herif burdan kacmis, diyorum ve tasa basiyorum kilicimin ucuyla.
DM: Sessiz bir sekilde tasin üstündeki taslar yana dogru açiliyor ve gizli geçit beliriyor. Yaklasik bi su kadar filan (elleriyle büyüklügünü göstererek). Eee? Ne yapiyorsunuz?
Bahadır: Ne kadar yüksekteydi ya bu?
DM: Iste 3 metre filan.
Erhan: Ben daha fazla sabredemiycem. Siçriyorum.
Önder: Napiyon lan? Ya tuzaksa?
DM: Biraz geç kaldin babam herif siçradi bile. He he!
Önder: Bak gördün mü pusht herif siçacak simdi beynimize.
DM: Ne hemen üstüne aliniyon be?! Sana bi sey diyen mi var. Bizim isimiz surdaki hiyarla (Erhan'i göstererek). He he!
Erhan: Napalim baba bizim fighter anca bu kadar düsünüyo...
DM: Haklisin babam. Herneyse iste sen siçradin yukari ve zar zor tutundun kapiya.
Erhan: Zar zor mu ulan dev gibi adamim nasil 3 metreye zar zor tutunuyom lan.
DM: Ne diyon baba yaw. Üzerinde bi ton zirh ve silah var senin. Kuvvetlisin dediysek de Conan degilsin elbet. O kadar zirhla babayi alirsin. Nasil siçriyon 3 metreye hop diye.

Burada DM'ye itiraz eden PC'lere verilen cevaplardan biri var. Bu örnekte göründügü gibi DM'ye bosu bosuna itiraz edilmez. Anca oyunun hizini azaltir.
Erhan: Iyi tamam tamam. Kendimi çekebiliyor muyum bari?
Gördün mü?

DM: E herhalde yani, o kadar yillik fighter'sin o kadarini da yap bari.
Bahadır: Gençler hadi artik yeter muhabbet bende gelicem, hoca (Erhan'a) çabuk olda bizde çikalim be!
Önder: Agir ol hoca yaw. Ya tuzaksa.
Bahadır: Ulan banane. Biz arkadasimizi yukarida yalniz mi birakacagiz?!
Önder: Haklisin. Çabuk olda bizde çikalim
Bahadır: Tamam. Hadi lan DM hala çikamadi mi bizim Erhan?
DM: Çikti da bi bok yapmiyo ki.
Erhan: Tamam be. Etrafima bakiniyorum iste.
DM: Müneccim miyiz lan biz nerden bilecez ne yaptigini. Herneyse ne diyodum.. hah! Iste, burasi asagidaki gibi suyla dolu degil. Köseli... hmmm... dikdörtgen seklinde. Biraz daha kisa. Yaklasik 2 metre kadar. Genislik daha da kisa. Söyle bi bir bucuk metre kadar (ayni anda elleriyle göstererek). Asagiya göre daha sicak. Çiktigin yer bu gizli geçidin en sol noktasi. Saga dogru devam ediyor. Tünel baya uzun. Sonu görünmüyor... ama hafif bi isigin varligini farkediyorsun.
Bahadır: (Erhan'a) Lan yukarida neler var? Gelelim mi?
Erhan: Gelin hadi burasi temiz.
DM: Önder sen arkanizdan gelen ayak sesleri duymaya basladin... hafif hafif ses yükseliyor.
Önder: Kesin arkamizdan mi geliyor.
DM: Büyük bi ihtimalle.
Bahadır: Ben duyuyor muyum?

Simdi bu satirin önemini anlamissindir herhalde. Gördügün gibi senin bildggin her seyi karakterin bilmeyebilir. Örnegin Erhan'a yukariyi tarif ettigim sirada Bahadır'in karakterin olanlari göremedigi için Erhan'in karakterine gördüklerini sorma ihtiyaci hissetti. Burada da Önder'e özellikle duyuyorsun dedigim için soru çok dogal: "Ben duyuyor muyum?". Bu sorunun cevabina uygun olarak hareket edecek karakter. (Zaten oyunu en zevkli yani da bu bazi seyleri bildigin halde bilmiyormus gibi oynamak zorunda olman. Insan lan benu bilseydim seni öldürürdüm gibisinden seyler diyor ama ona göre davranmak zorunda oldugu için bir sey yapamiyor. Bu cümledende bildigin veya duydugun her seyi diger karakterlere söylemek gibi bir zorunlulugun olmadigini anliyorsun. Bu oyuna baslayanlar için biraz zor bir nokta oldugu için genelde Dmler acemi oyunculara bir sey sadece onlar biyorsa, duyuyorsa, görüyorsa vs. Digerlerinin duymayacagi bir sekilde anlatir.

DM: Hayir.
Önder: Duyuyor musun?
Bahadır: Yok yaw. Neyi?
Önder: Birileri geliyor.
DM: Baya da kalabalik.
Önder: Baya da kalabalik! Kalabalik mi? Hassiktir! Hadi olum çabuk çik yukari hadi hadi!
Bahadır: Tamam tamam! Ben siçriyorum.
DM: Sen Erhan'a göre daha kolaylikla çikiyorsun.
Önder: Bahadır'in isi bitti mi? Ben siçrayabilir miyim artik?
DM: Go head.
Önder: Bende siçradim. Ve tirmanip kapagi-
DM: - Agir ol bakalim.
Önder: Noluyo be?!
DM: Sen yetssemedin.
Önder: Hoppala! O niye be?!
DM: Hoca sen bi kere bu fighter'lar kadar iyi siçrayamiyorsun çünkü senin onlar gibi hayvan bacaklarin yok, bu bir. Üstelik seninde onlar gibi agir bi çelik zirhin ve silahlarin var, bu iki. Tabi bide boyun onlardan biraz daha kisa bunun da etkisi var, bu da üç. Bu durumda ne oluyor?
Önder: Tamam, tamam! Ayak sesleri nasil?
DM: Felaket! Gittikçe yaklasiyorlar.
Önder: (Bahadır'e bagirarak) Lan çikamiyom!
Bahadır: Ne!? Ulan it DM seni sitecem ama hele su oyun bitsin. Herneyse ben kapidan egilip elimi uzatiyorum.
Erhan: Bende herifin ayaklarini tutuyorum. Yani noolur noolmaz, DM'miz manyak gibi pusht
DM: Ne yaptik ki lan?
Önder: Daha ne yapican lan?! Bizi öldürecen simdi!
Bahadır: Olum sen sus da siçramaya çalis!
Önder: Tamam. Ben gene siçradim.
DM: (bi zar daha atarak)Bizim Bahadır'in elini zorla yakaladin.
Önder: Oh, sonunda. Hadi olum yardim et.
Bahadır: Herifi çekiyorum.
DM: Tamam. Herif girisin kenarlarina tutunup kendisini söyle (barfiks çekiyormus gibi yaparak) yukari çekiyor.
Önder: Oh be.
Erhan: Bende hemen kapagi kapiyorum
DM: Tamam.
Bahadır: Bu arada ben söyle bi bakiniyorum etrafta neler var diye.
DM: Pek bi halt yok. Bildigin bi tünel iste. Tastan yapilmis. Öyle devam ediyor...

Not: Bu örnek oyun alıntıdır. Yazan arkadaşa sonsuz teşekkürler. İleride frp genel bölümü adı altında kendi oyunlarımı da anlatacağım vaktim oldukça.

Çevrimdışı Methanopyrus

  • *
  • 45
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: FRP Örnek Oyun
« Yanıtla #1 : 24 Ekim 2009, 23:58:39 »
Eline sağlık,devamını beklerim.Okurken bile eğlendim :D
Order Of The Black Robes
Dinsiz bilim topal,bilimsiz din kördür.

Çevrimdışı LordDarkKnight

  • *
  • 15
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: FRP Örnek Oyun
« Yanıtla #2 : 25 Ekim 2009, 07:16:43 »
buörnek oyun nereden alıntılanmış, çok keyifli olmus.

Çevrimdışı Nihbrin

  • ****
  • 1243
  • Rom: 43
  • [Infornography]
    • Profili Görüntüle
    • nihbr.in
Ynt: FRP Örnek Oyun
« Yanıtla #3 : 25 Ekim 2009, 09:31:48 »
Demek ki tüm DM'ler pis pis sırıtır (tanıdığım bazı oyuncular bu sırıtışa buraya yazılamayacak bir kaba sıfat takmış vaziyette) genellemesini yapmak gerçekten doğru. Ne olacağı anlaşılmasın diye maske takan birisini görmüştüm oldukça orijinal gelmişti bana, pro-poker oyuncularının güneş gözlüğü takması gibi  ;D

D&D sırasında küfretmek türklere özel bir şey bu arada, yabancılar daha çok gönlünü veriyor/özen gösteriyor bu ani testesteron fırlamalarında ağızlarından çıkanlara (küfredilecekse bile atmosfere uygun tabirler kullanıyorlar  :P)

Çevrimdışı Dwaxer

  • **
  • 53
  • Rom: 3
    • Profili Görüntüle
Ynt: FRP Örnek Oyun
« Yanıtla #4 : 25 Ekim 2009, 13:36:07 »
Benim oynadığım oyunlarda böyle otomatiğe bağlanmış bir şekilde küfür edilmedi, ancak ve ancak yeri geldiğinde, çok pis bir ihanete uğrandığında, vs küfür olayı olurdu. Bu örnekteki arkadaşın ağzına acı biber sürülmeli bence ya da FRP oynayacağına futbol maçı filan izlesin.  :P
.

Yoksa cırcır böceklerinin sözde ahenkli müzikleri ve hafif bir rüzgarın etkisiyle sallanıp birbirine sürten buğday başaklarının hışırtısından başka bir şeyin duyulmadığı bu ıssızlıkta karşılaşıvermeleri tamamen tesadüf müydü?

.

Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Ynt: FRP Örnek Oyun
« Yanıtla #5 : 30 Ekim 2009, 15:26:31 »
Bu oyunu oynayan arkadaşlar konuşma tarzı olarak da oyun tarzı olarak da normal oyunun yakınından bile geçememişler tabiki. Bolca küfür etmişler ve vatan millet sakarya oynamışlar. Halbuki asıl oyunlar daha keyiflidir. Neyse dediğim gibi sadece örnek :)