Mombasi gözlerini kıstı ve kendini tanıtmayana döndü bunun üzerine o da konuşmaya başladı,
-Rahnub Lamnes.Emtah’ın ağabeyiyim.Eskiden askerdim.Anne-babamızı askerler öldürdü bende bir yandan Emtah’ı korurken diğer yandan intikam alıyorum.Çünkü gerçekten “intikam vakti” geldi.
Mombasi baktığında çok yetenekli 4 insan görüyordu.Hepsinin de savaşmak için bir nedeni vardı-aynı kendisi gibi.Ayağa kalktı ve tutup Sleman’ı kaldırdı.Başka bir çatıya geçip,
-Sleman,askerlerim –yani yaşayanlar- nerede?
Sleman’ın gözleri doldu.Ağlamaklı bir sesle konuştu,
-Yandılar efendim.Ben sizi aslında öldü sanıyordum.İşte siz “öldükten” sonra –Daacih dahil- bütün cesetleri topladılar ve yaktılar.Tabii kan suyu sayesinde ölü görünenlerde hepsi direnmeye çalıştı ama direnenleri öldürmeden,canlı canlı yaktılar ben ise anca izleyebildim.
Sleman hüngür hüngür ağlamaya başladı.Mombasi’nin gözleri doldu ama o sert ve sinirli bakışları yeniden belirmişti.Burnundan soluyarak zar zor konuştu,
-İntikam alınacak!Çünkü intikam vakti.Bir yerden 4 tane at bulun daha sonra köy köy,şehir şehir.Benim adımı,gerekçelerinizi yani insanları ne ikna edecekse söyleyin.Önce bu düzeni yıkacağız sonra intikamımızı alacağız.Gerekirse surdaki askerin bile aklını çelmeye çalışın.
Sleman’ın bakışları sertleşti,gözyaşı durdu.Hiddetli bir sesle bağırdı,
-Emredersiniz Komutan Mombasi Reksec!
Bu bağırışla diğerleri de şevklendi.Sleman gitti ve ne yapacaklarını “askerlerine” anlattı.Daha sonra Mombasi’ye döndü ve,
-Efendim haftaya bugün bu çatıda buluşalım,dedi.
Mombasi,Sleman’a “Önce bu düzeni yıkacağız.” demişti.Ama o ne Mutsudan’a ne Rajasna’ya ne de Tigrekun’a zarar verebilirdi.Bu yüzden fikrini değiştirse de Sleman ve diğerlerinin çoktan gittiğini gördü.İçinden “Neyse” diye geçirdi.Aynı eski günlerdeki gibi askerleri önünde ip gibi dizilince bunları söyler gitmek isteyene 10-15 altın verir gönderirdi.
Daha sonra hemen toparlandı ve uğradığı ihaneti,çektiği acıları,yapılan işkenceleri,gördüğü vahşeti,yaşadığı utancı bir köşeye atıp ona emanet olan Ollosi’nin yanına gitmek için çatıdan indi.Aranan biri olmasına rağmen şehirde bir tane bile muhafız yoktu.Zaten olsa onlara dokunamayacak kadar yorgundu.Şu anda nasıl o kadar şey yaptığına kendi bile şaşıyordu.
Yolda insanların haline bakarak Sleman’ın dediklerini daha iyi idrak ediyordu.Herkes sefil bir haldeydi.Birde Ollosi’yi düşündü,ama o yeterince zengindi evinin altında Mombasi ve Rilebun’un ortak 45.500 altınlık serveti yatıyordu.”Ama o iyi kalpli kadın bütün köydeki herkese yardım etmiştir.” dedi kendi kendine.Doğru olanda o idi ama şu anda askerleri için en az 15.000 altın harcayacaktı.O çevresine,çevresindekiler de –üzerindeki kanlardan dolayı- ona bakarak Ollosi’nin olduğu köye vardı.Köyün en doğusundaki kerpiçten evin gayet sağlam görünen kapısına iki kere hızlı bir kere de sertçe vurdu.Bu onların şifresiydi.Bir tek Rilebun,Mombasi ve tabii ki Ollosi biliyordu.Ollosi güleç bir yüzle kapıyı açtı ve Mombasi’nin boynuna sarıldı.Mombasi’nin esir olduğundan haberi yoktu,sadece seferinin uzun olduğunu düşünüyordu.Mombasi’nin yüzünü görünce çok heyecanlanmıştı.Onu ziyaret eden uzun zamandır Rilebun oluyordu.Ollosi biraz geri çekildi ve Mombasi’ye baktı.Saçı sakalı birbirine karışmış,yüzünün her yeri moruklar içinde,giysilerinin tamamı kan içindeydi.Yüzünü ekşitti ve,
-Yenildin mi? dedi.
Mombasi gözlerini kapattı ve kafasını umutsuzca salladı.Ollosi yinede gülümsemeye çalıştı ve kafasıyla “İçeri geç.” anlamında bir işaret yaptı.Mombasi geçti ve hemen odasındaki yatağa atladı.
Bir hafta sadece yemekler için uyandı.Giysilerini değiştirdi,tıraş oldu,temizlendi.Artık diğer insanlar gibi görünüyordu.Yakışıklılığı ortaya çıkmıştı.Ama hala Ollosi’ye neler yaşadığını anlatmamıştı.Ve neler olduğunu da sadece kendisiyle birlikte gelmesini söyledi.Ollosi yanına alabildiği kadar para -25 bin altın- ve bir şeyler aldı.Mombasi şu anlık askerlerini düşündüğü için ne aldığını umursamadı.Sadece yürüdü gözü kapalı gibiydi çevresini hiç umursamıyordu.
Buluşacakları yere gittiğinde orada sadece 2 kişi olduğunu gördü.Mombasi bir hayli meraklanmıştı.Ollosi’ye eliyle “burada bekle” manasında bir hareket yaptı.Hemen yukarı tırmandı ve orada sadece Sleman ve Emtah olduğunu gördü.Sleman hiçbir konuşmaya fırsat vermeden,
-Efendim,260 asker toplayabildik.İçlerinde silahlı,zırhlı,hatta kıdemli olanları bile var.Ama şehre giremediğimiz için sizi şehrin biraz dışarısında bekliyorlar,dedi.
Mombasi etkilenmiş bir şekilde Sleman’a baktı.Daha sonra kapıya baktı.Şehirde asker olan tek yer orasıydı üstelik çok iyi korunuyordu.Sleman’a dönüp,
-Buradan kavga etmeden çıkamayız.O da çok tehlikeli olur.
Sleman gülümsedi ve hemen aşağıda onları bekleyen kervanı gösterdi.Mombasi anlamıştı,hemen aşağıya indiler ve Emtah,Sleman,Mombasi ve Ollosi kervandaki arabalardan birinin içine girdi ve kimsenin ruhu duymadan,sakince şehirden çıktılar.
Arabanın içinde uzun zaman gittikten sonra araba aniden durdu.Sırayla aşağı indiler.Mombasi arabadan atladığı anda karşısında büyük bir ordu gördü.Hepsinin gözlerinde kin vardı.Kimi yırtık giysilerle kimi ağır zırhlarla buraya gelmişti.Kiminin yalın kılıcı,kiminin baltası yada kalkanı vardı.Ama hepsi savaşmaya hazırdı.Ama Mombasi değildi.Mombasi,kendi milletine bir zamanlar kendileri için çalışan askerlere karşı savaşmak istemiyordu bunun için konuşmaya hazırlandı ve birkaç kez öksürerek sesini ayarladıktan sonra,
-Askerlerim!Ben biliyorum ki siz,kendinize yapılan zulümün intikamını almak istiyorsunuz,kendi milletinizden olanlarla savaşmak istiyorsunuz.Ama ben bir zamanlar bana hizmet eden askerleri öldürmeyi kendime,Komutan Mombasi Reksec’e,yakıştıramam.Ben şimdi kendimin ve benimle birlikte toprağa düşen bu vatanın binlerce askerinin intikamını almak istiyorum.Şimdi isterseniz benimle birlikte soydaşlarınızın,kardeşlerinizin,sizi korumak için ölenlerin intikamını almak isteyenler birkaç adım geri çıksın geri kalanlarda yanıma gelsinler onlara 15’er altın verip evine göndereceğim.
Ses tonu o kadar etkileyiciydi ki sadece 6-7 asker parasını almak için ileri çıktı zaten hepsi de zırhsız yalın kılıç askerlerdi.Mombasi hepsi için torbalara elini daldırıp para çekiyordu.Mombasi konuşmaya devam etti,
-Arkasında birini bırakan,eğer o olmazsa arkasında bırakanlara bir şey olabilecekler varsa onlara 25’er altın verip evine göndereceğim.
15-16 kadar asker ileri çıktı bu sefer hepsi genç askerlerdi.Birisi ise tam tekmildi.Parayı alma sırası ona gelince üstündeki zırhları ve silahlarını yere bırakıp oradan ayrıldı.Onu gören,gitmek isteyenler onu örnek alıp savaş için getirdikleri her şeyi oraya bırakıp gittiler.Bu davranış Mombasi’yi duygulandırdı ve ayrıca aklına yeni bir yöntem getirdi.Daha sonra konuşmasına devam etti,
-Askerlerim!Bu onurlu davranış hepinizi duygulandırdı,çok iyi biliyorum.Fakat sizden bir şey istemek istiyorum.Bunun için sizi zorlayamam eğer istemezseniz size 10 altın verebilirim.Şimdi asıl konuya geleyim.Sizin aranızda çok kaliteli silah ve zırhlara sahip ama kılıç kullanmayı dahi bilmeyenler var.Ben sizden kılıç ve zırhlarınızı istiyorum.Böylece iyi savaşçıya iyi kılıçlar vererek onu daha iyi bir hal almasını sağlayabiliriz.Tabii ki sizi zorlamıyorum.
Bu fikri herkes sevmişti hepsi teker teker gelip kılıç ve zırhlarını oraya bıraktılar.Bu sayede sayım yapma ve hepsine 30’ar altın verme fırsatı bulan Mombasi’nin ordusunda tam 254 asker vardı.Mombasi bunun yeterli olmadığını biliyordu ama bir başlangıç için mükemmeldi.
Mombasi ve Sleman’ın adamları zırhları ve kılıçları saydılar.Tam 231 kılıç,39 balta,228 tane kalkan ve 191 tanede zırh vardı.
Sleman’ın askerleri birkaç hafta boyunca bütün adamları silahlar konusunda tek tek deneyip,en iyi hangi silahı kullandıklarını,ne kadar iyi kullandıklarını,zırh hak edip,etmediklerini dahi not aldılar.Mombasi,Sleman ve adamlarına 10.000 altın ve bir liste verdi.Listede;
29 adet kılıç=>Satılacak.
12 adet balta=>Alınacak.
40 adet kalkan=>Satılacak.
63 adet zırh=>Alınacak.
Yazıyordu.Mombasi parayı dengeli harcamak için fazlalıkları satıyordu.Sleman içinden “Komutan Mombasi,kraliyet ordusu kuruyor.” diye geçirdi.