Kayıt Ol

Yazmalıyım...

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Yazmalıyım...
« : 15 Aralık 2009, 15:15:49 »
YAZMALIYIM...

Yine o sokaktaydı. Sokağın bulunduğu yerin, üstü betonla doldurulmuş, eski, kötü kokulu bir dere olduğunu hatırlıyordu. Çevresine göz attığında, havanın, buranın her zaman bulutlu bir günün grisiyle kaplanmış ve hiçbir zaman sarının tonlarına rastlamamış olduğu hissini uyandırması haricinde her şeyin aynı -ya da en azından benzer- olduğunu gördü.  

Etrafına bakındı ve uyanıkken yazmayı düşündüğü rüyasına eklemek istediği siyah kediyi bulamadı. İsmini bile koymuştu.'Jaber'.Neden siyah bir kedi seçtiğinden emin değildi. Belki de yine buna benzer, kasvetli ve gizemli olduğunu düşündüğü bir havada karşısına çıkabilecek şeyin ancak siyah bir kedi olabileceğini düşünmüştü.''Kediden de ne dost olur ya.''

Sokağa bir merdivenle, diklemesine bağlanan başka bir sokağa doğru yürümeye başladı. Bu sokağın da tanıdık olduğunu biliyordu. Merdivenleri çıkıp durdu ve yeni manzarasına baktı. Burayı da birçok, benzer havaya sahip filmdeki karelerde gördüğü ya da görebileceğini düşündüğü 'zamanında yanmış ve tam kül olamamış ağaçlar' ve 'park halinde ya da acilen terk edilmiş, hala yanmakta olan arabalar' motifleriyle betimlemeyi düşünmüştü.''Eh, ağaçlar yanmamış olsa da en azından yaprakları dökülmüş ve yeterince kuru görünüyorlar. Bir dakika... Bu iyi bir şey mi ki?'' Uyanık haldeyken olabilecek düşünce yapısını anlayamayacak, düşünemeyecek kadar zihninin bulandığını hissettiği anda, arabaların da yanmasalar bile oldukça terk edilmiş göründüklerini fark etti. Kapıları açık değildi, düzgün park edilmişlerdi ama terk edilmişlerdi.

Bulunduğu sokağın sonuna kadar yürüdü ve ona bağlanan, ilk sokakla paralel başka bir sokak önünü kesti. Bir anda yanında birinin olduğunu hissetti ve bir an daha sonra elini tutuyordu. Yüzüne bakmadı. Kim olduğunu öğrenmeye çalışmadı. İlk sokakta kendini bulduğundan beri onunla el ele olduğunu hatırladı. Öyle olmadığından emin olduğu halde hatırlıyordu. Hatta ilk sokağın, hatırlayamadığı öncesinde bile onunlaydı.

Yanındakinin elini sımsıkı tuttu ve hiç düşünmeden sola yöneldi. Gökyüzü, grinin daha koyu bir tonuna boyanmıştı. Hiç ışık olmasa da rahatlıkla yolunu seçebiliyordu ve bundan hoşnut olması gerektiğinden pek emin değildi. Gözleri, sanki o koyu grinin karanlığını görebilsin diye, kasten görüyorlardı. Her ışıksız pencere, her gereksiz uzamış ve evlerin çatılarından aşağı -dekorasyon için- saçaklanmış bitki onu korkutuyordu. Adımlarını hızlandırdı ve ilk sağdan başka bir sokağa kıvrıldı. Yanındakini de daha tempolu yürümesi için uyarmak istedi ve bu uyarısını sanki daha önceleri defalarca yapmış olduğunu düşündü. İlk sokaktan da önce... Kısaca mırıldandıktan sonra o da hızlanmıştı.

Eve gittiğini hatırladı, fark etti. Aniden, zihnini bulandıran o sisin içinden bunu seçebilmişti. Apartmanın bulunduğu sokağı hızlı adımlarla yarılamışlardı yanındakiyle.''O nerde?''İsmini telaffuz etmişti ama söylediği her harf bir sonraki tarafından yutulmuştu. Yoksa o anda zifiriye çalan karanlık mıydı onun ismini yutan? Binalara baktı. Sokağa girdiğinden beri hiçbir ışığın olmaması haricinde her şeyi garip kılan başka bir şey var gibiydi. Kendini çok belli etmeyen, belki küçücük, belki de kocaman bir fark...

Apartmanın tam önünde durdu ve küçük, demirden bahçe kapısına baktı. Değişik bir şekilde yamuk ve açılamaz gözüküyordu. Dilerse, zaten kısacık olan bahçe duvarından kolaylıkla atlayabileceği düşüncesi umursamaz bir siliklikle geldi aklına. Yazmayı düşündüğü 'rüya'sında böyle bir sahneye yer vermesinin hoş olabileceğini düşündü.''Ne diyorum ben? Niye?''

Sustu. İçinden konuştuğu sesini de susturdu. Gereksizdi. Neye gerekecekti ve ne olmaktaydı? Sadece bu karanlıkta görebilme yetisinin çıktığı yere sövecek birkaç kelime edip bu yetenekten faydalandı. Her şey imkânsız açılarla yamuktu. Apartman sola ve aynı zamanda sağa yatık gibi duruyordu. Tüm apartmanlar ve sokaktaki her şey yeniden şekillendirilmeye çalışılmış ve olabilecek en başarısız şekilde başarılı olunmuştu sanki. Sokağa girdiğinden beri ona garip gelen şey bu olmalıydı.

Zaten sessiz olan sokak daha da dingin bir sessizliğe bulandı. Binalar,kuru ağaçlar ve etrafı betimlemeye yarayacak her şey çılgınca bir şiddetle,sanki biri, mürekkep dolu, dev bir akvaryumu sallıyormuşçasına sessizce sallanmaya başladı. Çok korktu. Nasılsa uyanacaktı ama yine de korkuyordu. Her şeyin -eğer öyle bir şey mümkünse- en son şiddette sallanmaya başladığını hissetti ve o zaman aklına onun ismi geldi. Haykırdı.''.....! Dikkat et!''

                  ***

'Unutmadan yazmam gerek...'        


                                                                       Elerki Taşkın
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yazmalıyım...
« Yanıtla #1 : 15 Aralık 2009, 19:03:48 »
Duygu yoğunluklu güzel bir yazı olmuş. Belki de benzer coşkuda bir rüyadan bu sabah uyanmamın etkisiyle hoşuma gidiyor (Unutmadan yazmam gerek onu :P). Rüyaların gerçekliğinden kuşkulanmaya başladım. Ya da gerçeğin bir rüya olması ihtimalinden. Rüyalar gerçeklerle o kadar içiçe geçmiş durumdaki hangisinin gerçek olduğu hakkında fikir yürütmek gerçekten çok zor.

Tekdüze hayatın içinde isteklerin ve arzuların, senin iraden gerçek olmaktan o kadar uzak ki, gece uyuyup başka bir dünyaya girdiğin vakit özgür iradenin asıl yansımasını o zaman görüyorsun. Bu yüzden senden bağımsız olduğu iddia edilen rüyaların aslında seninle ilişkisi karşılaştığın gerçeklikten daha fazla. Kim rüyaları tercih etmez ki yaşantısına. Bir hikaye var.

Bir çobanı koyunlarını otlatırken uyur halde bulmuşlar. Çobanı alıp bir saraya kral giysileri içinde koymuşlar. Uyanınca da yanına gidip kralım demişler. Adam, "rüyamda bir çobandım" demiş. Bütün günü öyle geçirdikten sonra uyumuş. Uyurken onu almışlar ve önceki gün uyuduğu yere çoban olarak tekrar koymuşlar. Adam uyanmış ve bu sefer "rüyamda bir kraldım" demiş.

Tebrikler ve teşekkürler :)
try again fail again fail better

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yazmalıyım...
« Yanıtla #2 : 15 Aralık 2009, 19:12:54 »
Amras Ringeril,

Bir rüyanın bizim bilincimizin ürünü olması ve buna rağmen kontrolünün tamamen bizim elimizde olamaması ne kadar ürkütücü ve bir o kadar da heyecan verici...

Rüya ki bizim yaşantımızın bir yansıması ama asla bir aynaya baktığımızda bizi, bildiğimiz bizi, göstermeyen bir yansıma. Bu yansıma için söyleyebileceğimiz şey ise bir su birikintisine bakarken o su birikintisindeki puslu görüntümüzün dalgalanmasının bile rüyadaki yansımamızdan daha berrak olduğudur sanırım.

Rüya görmek çok zevkli bir deneyim. Hele ki üst üste çok benzer şeyleri görüp de o mekanı uyanıkken aklına kazınmış buluyorsan artık... Bu yazı da işte bu şekilde ortaya çıktı.

Geniş yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Yazmalıyım...
« Yanıtla #3 : 16 Aralık 2009, 11:08:11 »
Bu yazıyı okuduğumda aklıma rüyalarımda sürekli ziyaret ettiğim caddeler ve mekanlar geldi birden bire... Garip, çünkü uyandığımda unutmuştum oraları. Şimdi ise hepsi gözümün önünde. Aynı yerlerden defalarca geçip aynı rüyayı defalarca, adım adım takip ediyorum bazen. Üstelik rüya olduğunu bile bile ama değiştiremeden. Yorumlardan anladığıma göre siz de benzer bir durum yaşamışsınız. Hatırlattığınız için teşekkürler.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yazmalıyım...
« Yanıtla #4 : 16 Aralık 2009, 13:31:53 »
mit,

Ben teşekkür ederim. Bir rüyayı hatırlayıp yazmak, ancak o rüyadan uyanır uyanmaz mümkün olabiliyor. Kaldı ki, kimi zaman o bile olamayabiliyor o uçucu tecrübelerden dolayı. Hazır imgeleri yakalamışken, elimden geldiğince yazmaya çalıştım.

Okuduğunuzda zevk aldıysanız ne mutlu... :)
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı deanna

  • **
  • 324
  • Rom: 9
  • ***
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yazmalıyım...
« Yanıtla #5 : 16 Aralık 2009, 16:41:40 »
öncelikle tebrikler harika bir yazı olmuş.

benim gibi olanlarda var mıdır diyordum hep kendime. tek değilmişim meğer bu rüya konusunda.

Alıntı
Bir rüyanın bizim bilincimizin ürünü olması ve buna rağmen kontrolünün tamamen bizim elimizde olamaması ne kadar ürkütücü ve bir o kadar da heyecan verici...
çok çok fazla heyecan verici ve zevkli bence. rüya görmeyi asla başka birşeyle değişmem.

bazen uyanır uyanmaz sırf rüyamı unutmamak için kalemi elime aldığımı biliyorum.

sende unutmadan yazdığın ve böyle güzel birşey ortaya çıkardığın için tekrar tebrikler.

.


Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yazmalıyım...
« Yanıtla #6 : 16 Aralık 2009, 16:53:30 »
deanna,

Sizden de böyle bir yazı bekliyorum o vakit. :)

Okurken zevk aldıysanız ne mutlu... Yorumunuz için teşekkür ederim.
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı deanna

  • **
  • 324
  • Rom: 9
  • ***
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yazmalıyım...
« Yanıtla #7 : 16 Aralık 2009, 16:56:39 »
neden olmasın demek isterdim ama sizinkiler kadar güzel yazabildiğimi düşünmüyorum ama fikrimi bir gün değiştirirsem neden olmasın :)

okuyupta hiçbirşey söylememek haksızlık olurdu bu yazıya..

.


Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yazmalıyım...
« Yanıtla #8 : 16 Aralık 2009, 17:06:00 »
deanna,

İstekliyseniz neden denemeyesiniz. Burada paylaşıp, birbirimizi yorumlayıp kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz sonuç olarak, öyle değil mi?

Tekrar teşekkür ederim.
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı deanna

  • **
  • 324
  • Rom: 9
  • ***
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yazmalıyım...
« Yanıtla #9 : 16 Aralık 2009, 17:23:29 »
istekliyim ve denedim. bir kaç parça bir şeylerim var aslında. bir arkadaşıma da okutmuştum ve güzel olduklarını söylemişti ama iş buraya koymaya gelince.. cesaret edemiyorum. sanırım benimki özgüven eksikliğinden kaynaklanıyor.

.


Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yazmalıyım...
« Yanıtla #10 : 16 Aralık 2009, 17:37:20 »
deanna,

Ben kendi düşüncemi söyledim. Gerisi size kalmış. :)
Let the Dragon ride again on the winds of time.