Kayıt Ol

White Lion

Çevrimdışı pleasant^^

  • ****
  • 1642
  • Rom: 12
  • bitch is back to the town.
    • Profili Görüntüle
White Lion
« : 10 Ocak 2010, 20:00:08 »




Efsane 1982’lere kadar gidiyor. Mike Tramp, grubu Mabel and Studs’I Danimarka’dan New York’a, ikinci albümlerini kaydettikleri yere getirdi. Bu ülke değişiminden sonra daha uygun bir isim gerekti ve Lion ya da New York’ta yaygınlaştığı haliyle The Danish Lions olarak değiştirdiler. Mike Lion’ın haricinde bir de bar programlarında çalıştığı bir grupla sahne alıyordu. Vito Bratta ile de bu bar konserlerinden birinde tanıştı. L’Amour’s’dan beraber sahne aldılar ve tanışmaları gerçekleşti. İkisi de birbirinden etkilendi. Mike ise Vito’nun seviyesinin o zamanki Lion’dan çok yukarılarda olduğunu söylüyor.

Mike Danimarka’ya döndükten kısa bir sure sonra Lion dağıldı. Bunun üzerine Mike New York’a geri döndü ve Vito’yu aramaya başladı. Eskiden çalıştığı bara, L’Amour’a gitti. Burada görevli bir kadın Mike’I Vito’ya ulaştırdı. Tam dab u dönemde Vito’nun grubu Dreamer dağılmış, Vito da boşta kalmıştı. Bunun üstüne Mike ve Vito güçleri birleştirip beraber çalışmaya karar verdi. Bu mükemmel ikilinin ilk eseri; Broken Heart oldu.

1983’ün başların grup anlamında birşeyler yapmaya karar verdiler ve Vito’nun eski grubu Dreamer’dan Mike Arbeny davulda, bassta ise Bruce Terkildsen olmak üzere birleştiler. Daha sonra grup White Lion adını aldı ve kadro değişikliğine gidildi. Davula Nicky Capozzi, bassa ise Bruno Ravel geldi. Bu dörtlü demo kayıtları yapmak için stüdyoya girdiler ve bu kayıtlar daha sonra ilk album olan Fight To Survive’I oluşturdu.

Grup demo kayıtlarını bitirir bitirmez bassçı Bruno Ravel yerini Felix Robinson’a bıraktı. Elektra Records ile imzalanan anlaşmanın hemen ardından ilk albümü, Fight To Survive’I kaydetmek için stüdyoya girdi grup.

Nicky Capozzi gruptan ayrıldıktan sonra yerine Greg D’Angelo, Anthrax’ın eski davulcusu geldi. Felix Robinson ise yerini yine Anthrax’tan Dan Spitz’in abisi Dave Spitz’e bıraktı. Bu değişiklikler olurken albüm Japonya’da Grand Slam etiketiyle raflara çıktı. Grup albümlerinin Japonya’da çıkışının şerefine bir Japonya Turnesi düzenledi.

Fight To Survive’ın başarısı Amerikalı birçok yayımcı şirketin ilgisini White Lion’a çevirdi. Ve kısa bir sure sonra da grup Atlantic Records ile anlaşma imzaladı. Bu arada da Dave Spitz gruptan ayrıldı ve bassa James Lomenzo geldi. Lomenzo’nun katılımıyla efsane White Lion kadrosu, listelerde en başı çeken White Lion kadrosu tamamlanmış oldu. 1986’da Frankfurt’a giderek Hotline Stüdyoları’nda yeni albüm üzerine çalışmaya başladılar.

Bir yıllık bir çalışma döneminin ardından 1987’de Pride yayınlandı. Albüm 10 tane mükemmel parçadan oluşuyordu. Greg ve James’in can alıcı ritmleri, Vito’nun inanılmaz melodileri ve Mike’ın eşsiz vokali.. Başta albümün beklenen başarıyı kazanamayacağı düşünülüyordu.. Taa ki “Wait” ortalığın tozunu attırana kadar.. Wait’in başarısını Tell Me ve When The Children Cry izledi. Ayrıca albümde All You Need Is Rock N Roll ve All Join Our Hands gibi kült parçalar da vardı.



Bu albümün turnesi yaklaşık iki yıl sürdü. 1988 Kasım’ında bitten turnenin hemen ardından grup hiç dinlenmeden yeni albüm için stüdyoya kapandı. 1989’da Big Game albümü yayınlandı. Big Game yayınlandığı sırada Pride hala listedeki yerini koruyordu. Albüm Little Fighter, Cry For Freedom, Going Home Tonight gibi klasikleşmiş parçaları barındırıyordu. Grup tekrar yollara döküldü ve yine büyük bir tune düzenledi.

Bu sefer dinlenmiş olarak tekrar stüdyoya giren grup son albümleri olan Mane Attraction’u kaydetti. Yeni albümle birlikte Love Don’t Come Easy gibi mükemmel parçalar girdi Hard N’ Heavy dünyasına. Ayrıca Vito-Mike ikilisinin ilk parçası olan Broken Heart dab u albümdeydi. Bunların dışında da Lights And Thunder ve birçok düğünde çalınmışlığı olan Till Death Do Us Apart gibi inanılmaz parçalar vardı. Tabi enstrumental ve bir virtüözlük abidesi Blue Monday ile Vito’nun Stevie Ray Vaughan tribute olarak yaptığı ve kendisiyle harmanladığı War Song’u unutmamak lazım. Hemen ardından da yeni bir dünya turnesi düzenlendi.

90ların başında patlayan grunge furyasıyla birlikte ilgi buraya yöneldi. Tam da bu kritik dönemde Greg ve James gruptan ayrıldı. Mike ve Vito yola bassta Tommy T-Bone Caradonna ve davulda Jimmy De Grasso ile devam etti. Ama uzun sürmedi. Son White Lion konseri Eylül 1991’de, Boston//The Channel’da düzenlendi.

White Lion 1980-1990 yıllarında rock müzik arenasına damga vurdu. WL, müziği, tarzı ve sahne şovlarıyla diğer gruplardan ayrılıyor, özünü ortaya koyuyordu. İnanılmaza ritmler, Vito’nun güçlü gitarı ve Mike’ın vokali White Lion’ın müziğini şekillendiren öğelerdi. Müzik piyasasının zorlukları sonunda Mike ve Vito’yu pes ettirdi ve WL aktif kariyerini bitirdi.*anatolianrocktanalıntıdır.
2005 senesinde hukuk savaşlarından sonra Mike Tramp, yeni bir projeyle gündeme geldi. “Tramp’s White Lion” ismiyle oluşan grup turneye çıkarak 2 CD’lik “Tramp’s White Lion: Rockin’ The USA” adlı konser albümünü yayınladı. Sosyal konulara yaklaşımıyla dikkat çeken White Lion, orijinal kadrosuyla olmasa bile 2006’nın Kasım ve Aralık aylarında İngiltere, Danimarka, Yunanistan ve Türkiye’de performanslarda bulundu.*rockturk

so you ride yourselves over the fields and you make all your animal deals and your wise men don't know how it feels to be thick as a brick.

Çevrimdışı eleanor rigby

  • *
  • 48
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: White Lion
« Yanıtla #1 : 14 Ocak 2010, 21:10:05 »
Seninle bi ara when the children cry'a takmıştık betül, hatırlar mısın bilmem. Salıncakta sallanırken söylerdik.  ;D 1o yaşında mıydık ki?  :P