Evet arkadaşlar, bugün google amcamızdan yine bir bilgi arıyorken tesadüfen karşıma bir haber sitesi çıktı. [*]habertaraf.com[/*]
Sonrasında o haber sitesinde Kadir Sarıkaya adlı köşe yazarının
"Batı Taklitçiliğinin Pençesinde Türk Edebiyatı ve Sanatkâr" adlı yazısı dikkatimi çekti. Okumaya başladım. Güzel gidiyor gibiydi. Sanatkarlıktan, hürriyetten zamanında dünyanın döndüğünü "Epur si muove" sözlüyle açıklayan Galileo Galilei, fikri için yakılan Giordano Bruno'dan bahsediyordu. Ve sonra birden fantastik edebiyata giriş yaptı, ama bakın nasıl bir giriş...
Yazım tarihi
13 Şubat 2010 - 00:32:18. Fantastik edebiyat kısımından direkt olarak alıntı yapıyorum. Yazının sonuna linkini ekleyeceğim.
**********
21. yüzyıla geri dönersek, hâl ve gidişat neyi işaret etmektedir ? Bilinmez... Sanatkâr, bu çağda içine düştüğü yokluk buhranından varlık sahasına geçebilecek midir ? Cevaplandırılması gereken soru budur...
Doğu' lu Sanatkârı kurtaracak formüller nelerdir ?
Evvelâ, ucuz Batı mukallitliğinden artık kesin bir şekilde kurtulmak icab eder...
Aksi takdirde, hiç kuşkunuz olmasın ki, Doğu' nun en kıymetli hazinesi olan edebiyat, Batı' nın edepsiz pençeleri arasında, masum bir güvercin yavrusu gibi çırpına çırpına can verecektir...
Çare nedir ? Çözüm nasıl olmalıdır ? Gençlik, evvelâ '' fantastik edebiyat '' belâsından uzaklaştırılmalıdır...Fantastik edebiyat nedir ? Biliyorsunuz... İsim vermenin hiç de lüzumu yok... Neredeyse her evin kütüphanesine kadar girmiş, her kitapçının en aşağı birkaç rafını süsleyen bu şeytani yapıtlar; okuyucusuna sahte bir dünya yaratarak gizli ve anlaşılması zor bir telkinle gerçek dışı safstaları sunmaktadır... ve ne yazık ki bütün Dünya' da olduğu gibi ülkemiz de bu fantastik tesirin etkisi altına girmiştir. Masum gibi gözükse de, fantastik edebiyat son derece tehlikelidir. Bu kitaplardan herhangi birini okuyan, henüz ortaokul çağındaki bir çocuğun hayal dünyası gelişmeyecek, aksine gerçek dışı olarak sunulan bu materyaller, onun zihninde sanki gerçekmiş gibi algılanacaktır. Ortaokul çağındaki bir çocuğun bakire beyni, daha çok İskandinav menşeili ve içine materyalist ideolojinin zerre zerre serpiştirildiği, bu deli saçması ve absürd kitaplarla bozulacak, nihayetinde de, mukaddesatından, maneviyatından ve ahlâkından kopmuş bir nesil yetişecek, geleceğimiz de büsbütün tehlike altına girecektir...
Fantastik edebiyat, hakiki edebiyat tarafından dışlanmış bir orta malıdır... Edebiyatın gerçek düşmanı olan bu menhus, müflis ve şen' i akım, başını uzatıp havayı koklayamayacağı bir fare deliğine tıkılmalıdır...
Bilhassa genç kuşağı menfi yönde etkileyen bu '' ahmak edebiyatı '' bir haşere kabul edilerek gebertilmediği müddetçe, bize sadece kanserleşmiş yarayı kaşımak düşecektir...
Bu bir belâdır... Türkiye, fantastik edebiyat belâsından kesin ve süratli bir biçimde temizlenmelidir...
Belâ, vuku bulduktan sonra basacağımız çığlıkların hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur...
Tepkinizi koyun... Yakın çevrenizi ve bilhassa yetişme çağındaki çocuklarınızı '' fantastik edebiyat '' saçmalığından ihtimamla uzak tutun... Edebiyatımızın canına ot tıkayan bu çatal dilli yılanın başını ezmedikçe, bize rahat uyku yoktur...
**********
Yazının tamamına
buradan ulaşabilirsiniz. Aslında söylenecek çok şey var değil mi? Ya da tam tersi mi?.. Neyse gerisi sizlerin yorumuna kalmış.