Kayıt Ol

Fareler Diyarı

Çevrimdışı brisingr

  • ***
  • 655
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Fareler Diyarı
« : 16 Nisan 2010, 23:30:44 »
Arkadaşlar Türkçe öğretmenimin verdiği bir ödev için bir masal yazmıştım. Sizlerle de paylaşmak istedim:

                                                  FARELER DİYARI

  Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde köyün birinde akıllı mı akıllı, sevimli mi sevimli bir oğlan çocuğu yaşarmış. Bu çocuğun adı Hüseyin’miş. Çocuğun öyle güzel mavi gözeleri, öyle güzel sarı saçları varmış ki görenler ona hayran kalırmış.

   Bir gün çalıştığı demirciden dönerken yerde bir delik görmüş. Deliğin içinden gözleri yemyeşil parlayan bir fare çıkmış. Hüseyin farenin yanına gitmiş ama fare onu gördüğü gibi geri kaçmış.

    Hüseyin evine bu olayı umursamadan varmış ve kendisine güzel bir sofra hazırlamış. Annesini çok sevdiğinden annesine iş yaptırmamış. Ahırdaki hayvanlara baktıktan sonra yatağına uzanmış ve uykuya dalmış. Gece yarısı terler içerisinde uyanmış ve fare sesleri duymaya başlamış. Camı açıp dışarı baktığında eve gelirken gördüğü gibi gözleri yemyeşil olan bir fare görmüş. Fare ise korkup hemen kaçmış. Hüseyin de tekrar yatmış.

   Hüseyin yatmış ama uyuyamamış. Dışarı bakmış ve güneşin doğmak üzere olduğunu görmüş. İşe gitme vakti gelmiş. Hüseyin çıkmış yola, daha sokaklarda kimse yokmuş. Çünkü saat çok erkenmiş. Hüseyin önceki gün fareyi gördüğü yere gelmiş, rastlantı bu ki yine yeşil gözlü fare ordaymış. Hüseyin bir adım daha yaklaşınca fare kaçmış. Hüseyin deliğin yanından geçerken yer sarsılmış, sanki yerin altında davullar çalıyormuş. Sonra yer bir daha gümbürdemiş ve yerde kocaman bir delik açılmış.

   Hüseyin hayretle deliğin içine bakmış. Korkudan kınlı bile kıpırdatamamış. Delik bayağı derinmiş ama eğik bir biçimde aşağıya inmekteymiş. Delikten ışık gelmekteymiş. Hüseyin aşağı bakarken ayağı kaymış ve sanki kaydırakta kayar gibi düşmüş. Aşağıda su varmış ve Hüseyin suyun içine düşmüş. Sudan kenara çıktığında yukarıdan gelen gün ışığı sönmüş. Işıklar sönmeden bir saniye önce karşısında dev gibi bir şey görmüş.

   Birden önünde bir ışık parlamış, önünde duran şeyin ne olduğunu anlamış. Karşısındaki bir insan boyunda iki ayağının üzerinde duran bir fareymiş. Onun omzunda ise Hüseyin’in sokakta gördüğü yeşil gözlü küçük fare varmış.

   Hüseyin korkarak fare-adama doğru ilerlemiş. Küçük fare yere atlamış ve Hüseyin’in ayağına doğru gelmiş. Hüseyin hayretler içinde olanları seyretmiş. Fare Hüseyin’le arasında bir adımlık mesafe kalınca durmuş. Sonra fare konuşmaya başlamış.

- Uzun zamandan beri yukarıdaki küçük delikten bakıp kalbi temiz bir çocuk arıyordum. Senin kalbin herkesten temiz Hüseyin. Sen seçildin. Asırlardan beri yeraltında kötülüklere karşı savaşıyoruz. Ama bu savaşı bir insan çocuğunun yardımı olmadan kazanamayız. Lütfen bizden yardımını esirgeme, demiş küçük fare.

-İyi de ben neden size yardım ediyorum. Bensiz işinizi halledemiyor musunuz? Şu fare-adamlar benden çok daha büyük ve güçlü, demiş Hüseyin.

-Bu savaşı sadece büyüklük ve güçle kazanamayız. Bize yardım edecek misin, diye cevap vermiş küçük fare.

-Tamam, madem bu kadar zor durumdasınız yardım edeceğim. Ama önce bana kendinizden bahset, demiş Hüseyin.

-Bize yardım edeceğin için çok teşekkür ederiz. Unutma bu iyiliğin karşılıksız kalmayacak. Gelelim bizden bahsetmeye. Onlar gördüğün gibi yarı fare yarı insandırlar. Onlar senin dilinde konuşamazlar. Ben halkım ile insanlar arasındaki bir elçiyim o yüzden insanlarla konuşabilirim. Dediğim gibi yeraltındaki savaş asırlardan beri sürmekte. Ancak senin yardımınla savaşı kazanabiliriz. Yolumuz biraz uzun haydi yola çıkalım, demiş fare.

   Hüseyin, fare-adamlar ve fare ile yolda yürürken küçük fareden başka bilgiler de öğrenmiş. Kötülüklerin sebebi çok kibirli ve kötü bir fare-adammış. Söylentilere göre o ölümsüzlüğü bulmuş. Ama başka bir söylenti daha varmış. Kötü fare-adamı başka bir fare-adam öldüremez ama içinde hiçbir kötülük barındırmayan bir insan çocuğu öldürebilirmiş. İşte bu söylentilere göre Hüseyin’i yer altına çekmişler.

   Az gitmişler, uz gitmişler, dere tepe düz gitmişler. Sonunda pislikten geçilmeyen bir yere varmışlar. Kötü fare-adam ve kölelerinin bulunduğu yere gelmişler. Fare-adamlar Hüseyin’in eline bir kılıç ve bir kalkan vermişler kendini korusun diye. Yerin derinliklerine doğru indikçe pislik ve karanlık artmaya başlamış. Aniden bir fare adam önlerine çıkmış ve onlara saldırmaya başlamış. Ama tek kişi olduğu için kolayca onu devirmeyi başarmışlar. Önlerine çıkan fare-adamları alt ederek en derine kadar inmişler. Derken bir ses duyulmuş: “ Beni öldüremeyeceğinizi anlayamadınız mı hala?” diye. Ancak Hüseyin bunu sadece bir farenin cıyaklaması olarak duymuş.

   Hüseyin fare-adamların arkasına saklanmış. Kötü fare-adama bir sürpriz yapıp onu alt edeceklermiş. Karanlığın içinden yavaşça bir şekil belirmiş. Bu kötü fare adammış. Kibirli kibirli yanlarına yaklaşmış ve bir fare kahkahası atmış. Kahkahanın arasından küçük farenin “Şimdi” diyen sesini duymuş Hüseyin ve fare-adamların ona açtığı yoldan fırlayarak kötü fare-adamın kalbine kılıcı saplamış. Fare-adam orada can vermiş.

   Böylece yer altı kötülüklerden arınmış. Fare-adamlar Hüseyin’i yaşadıkları yere götürmüş. Hüseyin yeraltında böyle güzelliklerin olabileceğini hiç düşünmemiş. Ama varmış demek ki… Hüseyin’e ölünceye kadar burada yaşayabileceğini söylemişler. Hüseyin bu mükafatı kabul etmiş. Bu güzellikler o kadar cezp ediciymiş ki evde kalan annesini unutmuş.

   Yeraltında kaldığı sürece sadece yeşil gözlü küçük fare ile konuşabilmiş ve bu yalnızlık canına tak etmiş. Bir gün bunu küçük fareye söylemiş. Fare-adamlar bunu hoşgörü ile karşılamış. Hüseyin’i geldiği yerden dışarı çıkarmışlar. Çıktıktan sonra küçük fare şunları söylemiş: “ Hüseyin yeraltında zaman çok hızlı geçer yani sen aşağıda geçirdiğin o kadar zamana rağmen şu an normal hayatında bir saat falan geçmiş durumda. Yani hayatında pek bir değişiklik olmayacak. Görüşmek üzere!”.

   Daha sonraki günlerde her gün Hüseyin deliğin önünden geçerken küçük fare ona bakıp gülümsemiş. Yeraltında yaşayan herkes Hüseyin’e minnettar kalmış. Sonsuza kadar mutlu mesut yaşamışlar.

             

              YORUMLARINIZI BEKLİYORUM...

Çevrimdışı LegalMc

  • ****
  • 1215
  • Rom: 33
  • Unimpressed was his default state.
    • Profili Görüntüle
Ynt: FARELER DİYARI
« Yanıtla #1 : 16 Nisan 2010, 23:42:16 »
Gerçekten tam bir ödev masalı olmuş :) Sade,kısa,eğlendirici :) Güzel olmuş.Bir de böyle Türk isimlerini Fantastik Masallarda görmek ayrı bir zevk verdi  :P

Eleştri yapmak gerekirse;
 
Alıntı
İnşallah senin yardımınla savaşı kazanacağız.
Böyle fantastik şeylerde "İnşallah,Maşallah,Yarabbi Şükür" gibi şeyler kullanmasan daha iyi olur.Tabii iş Türkçe ödevi olunca kullan gitsin :D

Not: Yarabbi Şükür falan kullandın demedim he yanlış anlama :D Kullanmazsan iyi olur sadece :)
Yaşasın!
Ne kadar da ideolojik yaklaşıyoruz birbirimize.

Çevrimdışı brisingr

  • ***
  • 655
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: FARELER DİYARI
« Yanıtla #2 : 17 Nisan 2010, 13:04:38 »
Hani masal ya Türk tarzı isim Hüseyin falan o yüzden ben kullandım, bir daha kullanmam zaten daha baya bir masal yazmam lazım onlarda hatalarımı telafi ederim umarım.

NOT: İnşallah ile başlayan cümleyi. "Ancak senin yardımınla savaşı kazanabiliriz" diye çevirdim.

Çevrimdışı LegalMc

  • ****
  • 1215
  • Rom: 33
  • Unimpressed was his default state.
    • Profili Görüntüle
Ynt: FARELER DİYARI
« Yanıtla #3 : 18 Nisan 2010, 20:40:18 »
Hmm evet daha güzel oldu :)

Bu arada Türk ismi kötü oldu demedim.Hoşuma gitti dedim :) Senden yeni,güzel ama ödev için olmayan masallar bekliyorum :P
Yaşasın!
Ne kadar da ideolojik yaklaşıyoruz birbirimize.

Çevrimdışı brisingr

  • ***
  • 655
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: FARELER DİYARI
« Yanıtla #4 : 19 Nisan 2010, 13:13:35 »
Bir kaç denemem daha var yakın zamanda paylaşırım. Ama bu sefer biraz uzun yazıcam. 5-6 tane kurgu var kafamda.

Çevrimdışı Berre

  • ****
  • 1340
  • Rom: 34
  • Güle güle fermuar!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fareler Diyarı
« Yanıtla #5 : 24 Haziran 2010, 18:14:30 »
[*]Geç yorum yazma günümdeyim[/*]

Hüseyin ismi çok sevimli olmuş ya :)

Hoş bir masal olmuş. Gayet akıcı. Bir kaç tane imla hatası var ama onlar da önemli sayılmaz.

Ellerine sağlık :)