Kayıt Ol

Karanlık

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Karanlık
« : 26 Mayıs 2010, 02:27:48 »
Adamın silueti, ipek perdenin üzerine düştü. Ağzından kanlar akıyor, perdenin arkasındaki taş tahtta oturan 'kral'ın korku ile bekleyişi sırasında iyice korkmasını ve bu sayede güçsüzleşmesini bekliyordu. Adımlarını yavaşça attı. Perdenin arkasından çıkıp keçi sakalını sıvazlayarak Kral'a doğru yürümeye başladı. Başlığının altından krala baktı, ardından elleriyle başlığını kafasından attı.

Deformme olmuş yüzü ve sarkan deriler Kral'ı korkutmuyordu hayır, onun gibi binlercesini görmüş ve savaş alanında öldürmüştü. Onu korkutan şey, bu sefer öldüremeyeceğini bilmesiydi. Avcı değildi şu anda, avdı. Zaten bu çağda avcıların işi avlanmamaya çalışmakla geçiyordu.

Adamın yüzünde iğrenç bir gülümseme oluştu. Ağzından akan kanlar yere damlıyordu. Taştan yapılma küçük sarayın tamamı kanlarla yıkanmıştı bu gece. Adam ellerini, karşıt kollarının içine soktu ve kralı kafasıyla selamladı.

"Duyduğuma göre... Buralarda, Yüce Marduk'un emrine karşı gelip, bizim soyumuzu avlıyormuşsunus?" diye tısladı. Ağzından çıkan koku, zehirliymişcesine kralı yerinde titretti. Korkudan ağzını bile açamıyordu, bu kadarı doğal değildi. "Kral Marduk, adildir. Halkınızın hayatını bağışlayacağını söyledi."

Kral şaşkınlıkla rahatlık arası bir duygu hissetti... Nasıl? "Ne? Nasıl?"

"Unutmayın ki, sizin babanızın ve halkının Babil'den dışarı çıkmasını emreden O'ydu. Ona saldırmasaydınız, sadece ihtiyacımız olan kadarını alacaktık. Bu savaşı siz başlattınız."

"Ve bitti? Bağışlandığımı söylediniz." dedi Kral şüphe ile.

"Halkınızın bağışlandığını söyledik, Sodom Kralı Aosmodei, senin için farklı planları var."

"Ne çeşit-?" Adamın yüzündeki gülümsemeyi gördüğünde anladı. Halkı bağışlandı, o ise akşam yemeği olacaktı. Büyük ihtimalle yarın cesedi kalenin kapısının önüne asılacak ve halka Yüce Marduk'a karşı gelmenin nasıl bir şey olduğu gösterilecekti. Oğlu, bundan korkacak ve böyle devam etmesine izin verecekti.

Adam yaklaştı ve Kral o sırada gölgeden bazı ellerin onu tahta bağladığını fark etti. Hareket edemiyordu. Adam yavaşça eğildi, boğazını bir bıçakla kesip kanını içmeye başladı. Neredeyse sonuna kadar içti.

Ancak ölmeden önce durdu.

Parmağının ucunu hafifçe kesip, Kral'ın ağzına bir kaç damla damlattı.

"Yüce Marduk, size en büyük cezanın bu olacağını düşünüyor. Herkesin bazı şeylere ihtiyacı vardır Aosmodei, bizim kana var. Ve bu ihtiyacı sağlamak gerekir, bunu anlayacaksın, bizim gibi olarak."

Kral kafasını kaldırdı hafifçe.

Saray, kan ve ölüm kokuyordu. Bunların kokusunu bir insanın güzel bir çiçeği burnuna yaklaştırıp kokladığındaki gibi, rahatça alabiliyordu. Ayapğa kalktı. Kokuyla kendinden geçti.

Kafasındaki ince gümüş tacı alıp kenara fırlattı. Giysileini yırttı.

O gece Sodom'dan çığlıklar yükseldi.
#rekt

Çevrimdışı Ropinie Hystria

  • **
  • 171
  • Rom: 10
  • Aut viam inveniam aut faciam
    • Profili Görüntüle
Ynt: Karanlık
« Yanıtla #1 : 26 Mayıs 2010, 08:21:18 »
Vay be... Son satırları okurken, 28 Weeks Later'da ki insanların zombiye dönüşme sahneleri canlandı gözümde. :)

Çevrimdışı LegalMc

  • ****
  • 1215
  • Rom: 33
  • Unimpressed was his default state.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Karanlık
« Yanıtla #2 : 26 Mayıs 2010, 12:08:13 »
Wow! Her zaman ki gibi bu da müthiş olmuş. Hele kralın son anları gerçekten çok iyi yansıtılmış. Kalemine sağlık... :)
Yaşasın!
Ne kadar da ideolojik yaklaşıyoruz birbirimize.

Çevrimdışı zilenbur

  • *
  • 10
  • Rom: 0
  • Karanlık Fetişi
    • Profili Görüntüle
Ynt: Karanlık
« Yanıtla #3 : 11 Ocak 2015, 12:45:49 »
Kralın kendisine yapılacaklara dair düşüncesiyle, Marduk'un krala dair planının arasındaki fark, kesinlikle tatmin ediciydi. Ve, göndermelere bayıldım. : )

"Ölümsüzlüğün sırrını Babil'de öğrenmişti,
Adına kan akıtılması, vecdiydi onun.
Lakin, herşeyi bilmiyordu.
Herşeyi değil..."

Çevrimdışı azizhayri

  • ***
  • 581
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Karanlık
« Yanıtla #4 : 15 Ocak 2015, 16:47:47 »
Yazdıklarınız tarzım değil, fazla kanlı. Yine de güzel. Sadece bir kaç küçük noktayı soracağım;  "Adam ellerini, karşıt kollarının içine soktu ve kralı kafasıyla selamladı." Karşıt kollar nedir. Kollarının yenleri mi? Bir de hemen ikinci cümledeki gibi "Ağzından kanlar akıyor, perdenin arkasındaki taş tahtta oturan 'kral'ın KORKU ile bekleyişi sırasında iyice KORKmasını ve bu sayede güçsüzleşmesini bekliyordu" aynı paragrafta hatta aynı cümlede aynı kelimenin tekrarlanması hoş olmuyor, siz ne dersiniz?

"İnsanlığın en büyük trajedilerinden biri ahlakın din tarafından ele geçirilmesidir." Sir Arthur Charles Clark