Kayıt Ol

Boogiepop Phantom

Çevrimdışı Akuma_Blade

  • **
  • 97
  • Rom: 5
  • "All Worms are my prey!"
    • Profili Görüntüle
Boogiepop Phantom
« : 29 Temmuz 2010, 10:49:37 »


"Yuudachi" - Shigeyuki Suga

Öğlenden akşama kadar hafif bir akşam yağmuru yağıp geçti.

Sen ve ben deniz kenarında ki ıslak asfalt yolu birlikte koştuk.

Gecenin karanlığında yağmurdan kaçmak için sığındığımız depoda gökyüzünü seyrettik.

Sen bir şarkı mırıldanırken ben de seni dinliyordum.

Bu, hiç duymadığım bir melodiydi.

Sesin o kadar alçaktı ki sanki söylemiyor gibiydin.

Sonra kaybolup gitti.


Boogiepop Phantom, Japon yazar Kouhei Kadono'nun 1998 yılında Dengeki Roman Ödülü'nü kazanan ve daha sonrasında 15 ciltlik bir seriye ve bunlara ek olarak Manga'lar ve kısa öykülere de adapte edilmiş aynı adlı romanından uyarlanmıştır. Anime uyarlaması Takashi Watanabe tarafından 12 bölümlük bir TV serisi olarak Madhouse stüdyolarında yapılmıştır.

Anime serisinin konusu birbiriyle belli noktalarda kesişen farklı hikayelerden oluşuyor. Olayın merkezinde Japonya'da ismi verilmeyen bir şehir ve bu şehirde 5 yıl önce başlayan olaylar zinciri var. Bu olayların ortak özelliği odak karakterleri kim olursa olsun, Ölüm'ün kişileşmiş hali olduğu sanılan şehir efsanesi Boogiepop, sıradan bir kolej öğrencisi Touko Miyashita ve bu olayların kaynağındaki tehdidi bulup ortadan kaldırmak isteyen Kirima Nagi'nin hikayesiyle bir noktada mutlaka teğet geçmesi. Apansızın yaşanan elektrik kesintileri, hayalet ve kelebek imajları, metal yüzeylerin ani şekilde paslanması ve yosun tutmasu, bilgisayarların kendine kendine açılıp kapanması ve bunun gibi farklı birçok anomali yaşanıyor olsa da bunlara ileride daha birçok şey ekleniyor ve bir noktadan sonra hikayenin ana hedefinin aslında olayların nereye varacağı değil, aslında hikayenin aslında nelerle ilgili olduğunu dışarıya yansıtmak olduğunu görüyoruz. Ki bu bağlamda Boogiepop Phantom, Anime tarihinin sınırlı başyapıtlarından birisidir kanımca.

Alıntı
Beyin kendi hikayelerini yaratan küçük bir evrendir. İnsanlar daha sonra bu hikayeleri
sonuna kadar yaşar. Zaman diye bir şey yoktur. Sadece hafızaların hayali vardır.

Aslında şöyle dememiz mümkün: Hayat bir bilmece ise bu bilmecenin tutarlı bir yanıtı olması mı yoksa bu bilmecenin cevabından daha ziyade bir anlam taşıması mı önemlidir? Boogiepop Phantom bu sorunun cevabını anlamlandırmamızı sağlayan bir Anime zira hikaye boyunca insan sosyolojisi ve psikolojisi hakkında birçok derin gönderme ile karşılaşıyoruz. Bunlar doppleganger'dan, Japon folklöründeki yakın karşılığı Katamari'ye, aynı anda görülebilen gelecek ve geçmiş imajlarından deja vu'ya, paralel evrenlerden arkaik Pagan kültü kökenli günah yiyiciliği (Sin Eater) kavramına dek birçok şeye yakın geçişler yapan bir anlamı ve bir noktadan sonra hikayenin aslında seriye adapte edilenden çok daha geniş ve derin bir konusu olduğunu anlıyorsunuz. Boogiepop Phantom, dayandığı bu denli geniş tema zenginliğine karşın birşeyleri zorlama şekilde açıklamaya çalışmıyor yani seriyi cevaplar aramak için özel bir bakış açısı ile izlememeniz gerekir. Zaten 15 ciltten fazla anlatılmış bir hikayeler yumağını bir sonuca bağlamaya çalışmak da takdir edersiniz ki imkansızdır. Ben bu yüzden daha çok serinin neden izlenmesi gerektiğinden bahsedeceğim.

Aklımda "Serial Experiments Lain'in yönetmeninden" diye kalmış bu seriyi uzun yıllar sonra yeniden izlediğimde/araştırdığımda böyle birşey olmadığını görmüş olsam da -ki başrol seiyuu'sunu saymazsak her iki serinin cast'inde tek bir ortak kişi bile yok- özellikle Yoshitoshi Abe rejisi ve Chiaki Konaka'nın görsel çalışmasının izlerine aynen rastlayacaksınız. 2000 yılının başına ait bir seri olmasına rağmen 3D kullanımından ziyade 2D'nin masif kullanımına dayanan bir animasyonu var. Bunun yanısıra tüm seri aslında tek bir çalışma ile tek seferde çizilmiş gibi duruyor zira karakterlerin kendi hikayelerindeyken diğer karakterlerin bölümlerindeki sahnelerin kesiştiği noktalarda tamamen aynı şekilde fakat farklı vizyon ve açılarla görüyoruz. Bu da görselliğin atmosferi olumlu bir şekilde etkilemesini sağlıyor. Benzer şekilde her bölümde ölümler ve aşırı şiddet içeren sahneler karşımıza çıkıyor olsa da bu olayların hiçbir şekilde bir şiddet yada cinsellik sömürüsü boyutuna getirilmeden minimal şekilde, hikayenin (ve hayatın) bir parçası olarak işlendiğini ayrıyeten belirtmek isterim.

Hikayenin temel yapısını, romanlarda geniş şekilde verilmeye çalışılmış fakat seride ismini sadece 1-2 diyalogda ve 6. bölümden itibarenki antrakt anlarındaki alıntılarda gördüğümüz Seiichi Kirima üzerinden görebiliyoruz. Bunlar ilk başta serideki olaylarla bağlantılı sanılabilirse de aslında serinin de ötesinde bir yerde duran düşünce parçaları aslında. Bu, aynı zamanda seriyi 2. izlediğinizde dikkatinizi en çeken ayrıntılardan olacaktır.

Müziklere ayrı bir parantez açmak gerek. Az sayıda parçaya rağmen arka plan kendini pek tekrarlamıyor ve Serial Experiments Lain'deki gibi ambians ve endüstriyel müzik arasında bir yerde tarzı olan Soundtrack bir noktada temel tarzını oldukça aşıyor: 11. bölüm 9. dakika 51. saniyede ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.

Seriyi izlerken sıkıldığımı söyleyemem zira Boogiepop Phantom tek oturuşta bitirdiğim nadir serilerden birisidir ama bu yine de sizin Anime izlerkenki beklentilerinizle ilgili, rasyonel olarak değişebilecek bir durum. Ben mümkünse seriyi bir seferde bitirmenizi ve öyle değerlendirmenizi öneririm. Bunun yanısıra Manticore yada Echoes'in aslında ne olduğu, Towa Vakfı'nın gerçek amacının ne olduğu, Boogiepop'ların nereden geldiği gibi sorularınızın da seride yanıtlanmasını beklemeyin zira Hideaki Anno'nun EVA'yı yaparken söylediği gibi:

Alıntı
"Biz hiçbir zaman izleyenlerin zihninde oluşacak sorulara cevaplar koymaya çalışmadık -End of Evangelion'da bile!- zira Evangelion'u en baştan beri izleyen her kişinin kendi sorularını ve cevaplarını bulması için yarattık. Buna benzer şekilde, seride ve filmde olanlara ilişkin soruların yanıtlandığı broşürler basıp sattığımız söylentileri de doğru değil, böyle birşey aslında hiç olmadı. Eğer siz yanıt istiyorsanız bunu başkasından değil kendi içinizde, kendi zihninizde bulmalısınız. Biz, kendi adımıza, tüm cevaplarımıza kendi içimizde ayrı ayrı yanıtlar bulduk."

demesine benzer bir anlatım var seride. Yani, seri size sınırları bir yere kapatılmış, kesin cevaplara bağlanmak için zorlanmamış, bağlı olduğu kesin dinamikler ve kilit noktalar olsa da aradaki bağlantıların ve göndermelerin neler olabileceği hakkında sizin kendi hikayenizi yaşamasınızı bekleyen bir anlatımı var. Ben kendi adıma bunu son derece anlamlı bir işleniş olarak buldum. Ama yine de, seride bahsedilmeyen karakterler ve roman bağlantılı anahtar noktalar konusunda http://en.wikipedia.org/wiki/Characters_of_the_Boogiepop_series adresi, -seriyi bitirdikten sonra olmak şartı ile- hayli işinize yarayabilir.

Son sözlere gelirsek. Boogiepop Phantom'u herkese ama herkese, özellikle farklı birşeyler arayanlara veya hayatında hiç Anime izlememiş/izlediği Anime'ler çok az olan arkadaşlara öneriyorum zira gerek görselliği, müzikleri ve seslendirmeleri, empati yapılabilir karakterleri ve nefis arka planı ve hikayesiyle kolay kolay eşini bulamayacağınız bir yapım. Anime'lerin böyle yapımlarla tanınması eminim birçok yapımın yolaçtığı görüş kaymalarını önleyecek ve aslında Anime'nin nasıl birşey olduğu/olması gerektiği konusunda ufuk açıcı olacaktır.

Kapanış: "Mirai Seiki Maruhi Club" - Kyouko

Bu dünyanın kenarından durup oradan güneşi seyrettim.

Asla bozulmayacak veya hiç yok olmayacak batan güneşin hayalini kurarak...

Yerin altındaki katmanlarda saklanan bir tarih resmi.

Hiç bir resim kitabında olmayan gizemli bir tip.

Yeni bir çağ yaklaşıyor.

Sonumuz ne olacak?

Biliyorum ki; kalp hücrelerimin heyecan mekanizması neler olduğunu hatırlayacak.

İkimizin bu gece birbirimizi beklerken giderek yaklaşan şeyden kurtulmasını istiyorum!