Kayıt Ol

Denemeler 1 - Müzik Kitap Ve Dostluk Üzerine

Çevrimdışı animania

  • *
  • 19
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
    • Karalama Defteri
Denemeler 1 - Müzik Kitap Ve Dostluk Üzerine
« : 01 Kasım 2010, 11:17:43 »
FELSEFİK KARALAMALAR

“Hey Dostum!” dedi, “Nerelerdesin?” İçinde bir kıpırtı vardı. “Sana ihtiyacım var, nerdesin?” “Çıkartma içimdeki kızgın canavarı!” Garip hissediyordu kendisini. “Davul çalmak istiyorum galiba. “
“Ramazan davulu mu?” dedi ötekisi yani Akointes.
“Ne ramazan davulu be, ramazan geçeli nice oldu, sadece davul işte.” “Hani maça gitmeyiz ya biz pek, ama gidenler elerine alır çalarlar, işte öyle davul. Ama biz maça gitmeyeceğiz.” dedi Farientes.
 “E peki ne yapacağız?” dedi Akointes.
F:    “Sadece çalacağız işte, başka bir şey yok.”
A:    “İyi de ne çalacağız.”
F:    “Davul, zurna, darbuka, tef... ne istersek. Ama daha çok davul.”
A:   “Peki ramazan davuluyla aynı davul değil mi bu senin dediğin?”
F:    “Evet aynı ama ramazan davulu çalmak ulvi bir iştir. Bizim çalacağımız davulu da bu işten ayıran budur.”
A:    “He yani diyorsun ki, bizim çaldığımız pardon çalacağımız şarkılar başka olduğundan mı davul da değişiyor?”
F:    “Eh biraz öyle gibi!”
A:    “Peki nasıl oluyor bu?”
F:    “Nasıl mı oluyor? Bak şimdi şöyle oluyor. Diyorum ki; sen çalıyorsun ya davulu, müzik yapıyorsun.”
A:    “Evet!”
F:    “Yaptığın müzik sen oluyorsun, müzik aleti de sen.”
A:   “ Ne yani davul mu oluyorum ben bu durumda?”
F:    “Yani sen davul oluyorsun, davul da sen…”
A:     “Allah Allah, fesupanallah!”
F:    “Sen davul musun, değil misin Akointes?
A:    “İyi de, sen neden davul olmuyorsun?”
F:    “E, ben de oluyorum. Kim dedi ki olmuyorum?”
A:    “Ama… , ama aynı anda iki davul olursa, bu iki davuldan biri üste çıkmaya çalışırsa, olmaz ki.”
F:    “Ne olur bu durumda?”
A:    “Bilmem ki! Ahenk bozulur herhalde?”
F:    “Tam üstüne bastın, ahenk bozulur ama müzik budur. Müzik zaten ahenkle kalabilme sanatıdır. Birbirinin üstüne çıkmadan çalabiliyorsan eğer, işte o zaman müziği yaşıyorsundur. Demokrasinin ta kendisidir müzik!” “Hele de çok sesli müzik ya da flarmonikse tam demokrasi”
A:    “Nasıl yani?”
F:    “Uyumlu olabilmektir işte, anlamadın mı? Yeri geldiğinde tuba’nın sesi alttan gelir, duyulmaz gibi gelir; derinden ama olmazsa da olmaz, müziğe muazzam bir tat katar. Piyano dokunur sanki sana, hissedersen tabii. Tuşlu bir alettir ya ondan. Dokunur vücudunun tuşları olan atomlara. Yaylılar, üflemeliler; bunlar duyguyu verir sana. Gerilir gevşer ve sana hissettirir. Sen de tel olursun. Üzerinde gezinen yayla si bemoller fa diezler çıkar vücudundan ya da bir ney gibi üflerler seni, belki de bir obua… İşte bunun gibi tiz sesler daha çok duyulurlar.”
A:    “Neden?”
F:    “İnsan’ın duyma eşiğine daha yakındır tiz sesler de ondan.”
A:    “Eeee…”
F:   “Eee’si, Davul da hem tok sesledir; bas tınılara sahiptir ama kolayca duyulur. Çünkü vurulur ona. O da vurur senin akciğerlerine, iç kulak zarına. Duyarsın istemesen de. Ben hem tok sesliyim, hem de duyulmak istiyorum herkes tarafından.”
A:    “Sen ne söyleyeceksin ki, duyulmak istiyorsun?
F:   “Söyleyecek çok şeyim var.” dedi Farientes. ”Söyleyecek o kadar çok şeyim var ki, öyle bir hikayeyle bitmez söyleyeceklerim. Hikayelerimi okudukça anlatacağım kendimi size ve okudukça kitap olacaksınız siz de. “
“Anlamadım!” dedi Akointes. Ben zaman zaman kitap okurum ama hiç kitap olmadım. “Kitap olmak da ne demek?”
“Kendini vermemişsin!” dedi Farientes. Kendini verseydin eğer, o kitap olurdun sen. İçine girerdin kitabın, kitap da seni okurdu. Ve okudukça yeni bir boyuta açılırdın belki de 2nci, 3ncü baskıların bile olurdu.”
“Nasıl yani? Bu çelişkiyi çözemedim.” dedi Akointes.
F:    “Gayet basit. Okuduğun kitaptan kaç tane basıldı diyelim?
A:    “Örneğin 20.000 tane olsun.”
F:    “İşte sen sadece elindeki o bir kitap değil, 20.000 kitapsın. Seni okuyan 20.000 kişisin artık. Her birinin seni okurken hissettikleri farklı ve sen bu hisleri yaşadıkça kitap olmayı daha çok isteyeceksin. Ve diyeceksin ki bi 20.000 daha basılsa keşke o benlikleri de tanımak istiyorum. O benliklerle iç içe geçmek.”
Ağzı açık anlamaya çalışan Akointes çok şaşırmıştı bu duyduklarına. Bir rüyada mıydı acaba, yoksa büyülenmiş miydi? Başka bir boyutta mıydı yoksa, belki de ölmüştü. Ölüm melekleri onu kötü sona böyle hazırlıyordu. 20.000 kişi olmak da neydi?
Derken kendisini anlar gibi hissetti sanki. Beyninde bilgiler dolaşıyor gibiydi, anlam veremiyordu ama sanki Farientes gibi konuşmaya başlayacaktı birazdan.
Farientes düşünmesi için zaman tanımıştı, daha fazla yormak istemedi onu ve araya girdi. Sevgili dostum, şimdi bir örnek daha vermek istiyorum.
“Olur!” dedi Akointes.
Seninle ben sohbet ediyoruz şu anda. Daha önce hiçbir arkadaşınla sohbet ederken, o olduğunu düşündün mü? Yani o kadar derin sohbet etmişsiniz ki, birden sanki onunla yer değiştirmişsin gibi?
A-F:    Akointes “Evet!” dedi. “Sanki kitap da oldum daha önce ben.” Birden böyle hissetmişti.
F-A:    Gerçek Farientes kendi bedenine döndüğünde, tekrar yüzünü çevirdi Akointes’e. “Biraz önce dostum ben sen oldum, sen de ben. İşte gerçek dostluk budur” dedi. “Sen biri olursun ama o da sen olamıyorsa eğer, dostun değil sadece arkadaşındır. Dostunsa sen o olduğunda, o da sendir artık."

Akointes’in, yaşadıkları karşısında şaşkınlığı devam ediyordu. Ama ilginç bir duygu daha kaplamıştı içini. Bilgiyle doluydu sanki içi. Ve artık kitap olmaya hazırdı, ya da o gün canı ne olmak istiyorsa.
@nim@ni@

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: DENEMELER 1 - MÜZİK KİTAP VE DOSTLUK ÜZERİNE
« Yanıtla #1 : 03 Kasım 2010, 22:22:36 »
Bence Farientes kafayı yemiş :) Şaka bir yana müzik ve dostluk üzerine verdiğin mesajlar güzeldi. Hala tırnak hataları olsa da bunları aza indirgediğini görmek sevindirici. Mesela şurada;

“Sana ihtiyacım var, nerdesin?” “Çıkartma içimdeki kızgın canavarı!”

ilk cümle sonunda tırnak kullanmana gerek yok. Aynı kişi konuşmaya devam ediyor çünkü. İkinci tırnağı açtığında bir başkası konuşuyormuş izlenimini veriyor insana.

Başlıkları büyük harfle yazmamanı tavsiye edeceğim bir de. Büyük harf -bağırmak- anlamına geliyor çünkü.

Kalemine sağlık...
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı animania

  • *
  • 19
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
    • Karalama Defteri
Ynt: DENEMELER 1 - MÜZİK KİTAP VE DOSTLUK ÜZERİNE
« Yanıtla #2 : 05 Kasım 2010, 22:53:23 »
Tekrar teşekkürler kardeşim :)

Evet hata olmuş, bu tırnak olayını çözemedim hala.

Büyük harf olayı da aslında alışkanlık gibi birşey. Word de hazırlıyorum ya başlığı otomatikman büyük yapıyorum buraya da kopyala yapıştırla koyuyorum . Bi dahaki sefere ona da dikkat ederim ama şu noktalama olaylarını düzeltmem lazım hakikaten.

Yine de daha ziyade önemli olan hikayelerin beğenilmesi, aslında Kayıp Rıhtım'da bu tarz felsefi içerikli yazıları paylaşmak ne kadar etkili bilmiyorum. Genelde fantastik tarz yazanlar ve okuyanlar burada. Yine de daha önce de söylediğim gibi yazmak ve burada paylaşmak, kendimi geliştirmek buradaki arkadaşlardan olumlu ya da olumsuz her türlü eleştirileri okumak çok çok keyifli. Bu arada siyasi yazamıyoruz galiba burada, doğru mu? Yazmaya başlayınca ve biliyorsun ki siyasi tavırları olan biri de olunca siyasi bazı yazılar yazmayı düşünüyorum... İçimde birşeyler kıpırdamaya başladı sanki. :)
@nim@ni@

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: DENEMELER 1 - MÜZİK KİTAP VE DOSTLUK ÜZERİNE
« Yanıtla #3 : 06 Kasım 2010, 09:32:40 »
Hayır, hayır ve hayır :)
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.