Kayıt Ol

Elantris - Brandon Sanderson

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Elantris - Brandon Sanderson
« : 05 Kasım 2010, 19:48:43 »

Arkadaş Yayınları beklenmeyen bir kitap ile okuyucularının karşısına çıkıyor.

Bu beklenmeyen ve şaşırtan kitap Zaman Çarkı ile tanıdığımız Brandon Sanderson’un ilk kitabı Elantris!

Zaman Çarkı’nın yeni yazarı Brandon Sanderson, Fırtına Toplanıyor ile kendisini tanımayan okuyuculara ne kadar iyi bir yazar olduğunu kanıtlamış ve herkes onun kitaplarına yönelmişti. Pek tabii bizim ülkemizde bu yazara ait herhangi bir kitap bulunmadığından ne zaman çıkar diye beklemeye başlamıştık.

Ve nihayetinde yazarın da ilk kitabı olma özelliğini taşıyan Elantris okuyuculara sunuldu.

Sürprizler ve ilgi çekici karakterlerle dolu olan Elantris, sürükleyici ve eğlenceli. Uzun zamandır beklenen yeni bir soluk, klasikleri tekrar etmeyen nadir bir epik fantezi ve tek ciltte okuyucuyu tatmin eden bir öykü. Ayrıca Elantris, fantezi evreninde harika bir girişle yerini alan yeni bir yıldızın da kariyerinin başlangıcı.

Alıntı
   “Büyünün çöküşüyle; karanlık, pislikle dolu, döküntü bir hâl alan lanetli Elantris’te soluk soluğa bir fantastik serüven.”

Kitabın dilimize çevrilme işlemini Can Sevinç, yayına hazırlama kısmını ise Mine Çevik üstleniyor. Kitap hakkında ayrıntılı tanıtım yazısı ve künye bilgisi için buraya tıklayabilirsiniz.
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Elantris
« Yanıtla #1 : 05 Kasım 2010, 20:03:04 »
Her yerde söylüyorum, burada da söyleyeyim, bu adamın kitapları dilimize çevrilmeli. Hem Zaman Çarkı gibi bir serinin son kitabını(kitaplarını) yazmak için seçilen birinin, büyük eserleri olduğunu düşündüğümden hem de okuyucularına olan saygısından ötürü bu yazarın kitaplarını dilimizde okumayı çok arzu ediyorum.

İthaki umarım böyle bir projeye imza atar.

Demiştim.

Sonunda birileri bunu yaptı. İthaki'den beklerdim aslında. Ne de olsa Zaman Çarkı'nı onlar çeviriyor. Yine de bu girişimde bulunan Arkadaş yayınevini tebrik ediyorum. Umarım Brandon Sanderson'ın diğer kitapları da çevrilir. Kendisi son zamanlarda en çok merak ettiğim yazar olarak seyrediyor.

Fiyatı biraz pahalı yalnız. Gerçi sayfa sayısı da fiyatının neden 25 lira olduğunu gösteriyor. Neyse neyse, mutlaka okuyacağım.

Çevrimdışı HighLord

  • **
  • 244
  • Rom: 5
  • Dragonborn
    • Profili Görüntüle
    • Kotalılar Vakfı
Ynt: Elantris
« Yanıtla #2 : 24 Aralık 2010, 16:17:53 »
Bu yazarın kitaplarının çevrilmesini ben de çok istiyordum. Ve arkadaş yayınevi ilk kitabını basmış.

Alınacaklar listeme koydum haftaya bitirmiş olurum kitabı. :)

Çevrimdışı Erymnys

  • ***
  • 496
  • Rom: 8
  • PKBL
    • Profili Görüntüle
    • Erymnys
Ynt: Elantris
« Yanıtla #3 : 12 Şubat 2011, 21:19:06 »
bugün kitapçıda gördüm bu kitabı. epey ilginç bir konusu olmasının yanında bir de sanderson'ın eseri olması da baka bir artı tabi.

okuyan varsa beri geldin de bir iki yorum döktürsün şu başlığa... :)
Elleri kalem tutanlara bu kadar düşman varken biz çok acı çekeriz daha, çok ölürüz kan kaybından!..

Çocuk Yetiştirme Sanatı Üzerine Bir Deneme --->Erymnys

Beklerim efendim...

Çevrimdışı argetlam

  • *
  • 7
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Elantris
« Yanıtla #4 : 13 Şubat 2011, 13:23:30 »
bana kitabın ismi ilginç geldi güzel bir kitap ismi insallah kitabın ismi kadar içeriği de güzeldir

Çevrimdışı salum

  • *
  • 11
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Elantris
« Yanıtla #5 : 03 Mart 2011, 11:02:09 »
Kitap 3 kısımdan oluşuyor; Elantris'in Gölgesi / Elantris'in Çağrısı / Elantris'in Ruhu
Elantris aon kullanarak her güce sahip olan büyücülerin yaşadığı bir şehirdir.Elantrian olmak shaod (dönüşüm) ile olurdu.Shaod bir kralı veya sıradan bir köylüyü alabilirdi.Bir gün şehir bütün büyü gücünü kaybetti ve shaod insanları büyücü yapmak yerine yaşayan ölüler haline çevirmeye başladı.
Shaodun aldığı insanlar elantris şehrinde kaderlerine terk edildive bu büyük bir utanç olduğu için öldükleri söylenmeye başlandı.
Bu şehrin eteklerinde kurulmuş olan Kae şehri Elantrianlar sayesinde zenginlik ve rehaf içinde yaşıyordu.Elantris gücünü kaybedince şehirde zenginler ve yoksullar ortaya çıktı ve hükmetme gücünü paranın miktarı belirlemeye başladı.
Kitap Elantris'te yaşananları ve Kae'deki karışıklıkları birbirine paralel olarak işlemekte.İktidar ve din savaşı arasında Elantris gizemini çözmeye çalışan insanlar ve Elantris halkının hayatta kalma çabasını aynı anda görüyoruz.
Büyü ile ilgili fazla beklentiniz olmadan okursanız daha keyifli hale gelebileceğini düşünüyorum çünkü kitap kaybolan büyü gücünü tekrar bulmak üzerine o yüzden fazla büyü ve büyücülük olayı yok.
Bütün insanları dostun bil,kardeşin bil kızım
Sevincin ürünüdür insan,nefretin değil kzım
Zulmün önünde dimdik tut onurunu
Sevginin önünde eğil kızım.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Elantris
« Yanıtla #6 : 03 Mart 2011, 21:02:45 »
@salum;

Bu kitabı oldukça merak ediyorum, fakat henüz okuma imkanım olmadı. Kitabın konusunu gayet güzel bir biçimde özetlemişsiniz. Peki size bir soru sormak istiyorum, siz bu kitabı beğendiniz mi? Kitaba dair pek çok bilgi vermişsiniz (ki bu çok iyi olmuş), ama kendi düşüncelerinize değinmemişsiniz. Kitabı epey merak eden biri olarak okuyan birinin şahsi görüşünü de öğrenmek istiyorum :). Elantris'e karşı olan kişisel beğeni ve eleştirilerinizi de yazarsanız çok memnun olacağım.

Çevrimdışı salum

  • *
  • 11
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Elantris
« Yanıtla #7 : 04 Mart 2011, 09:13:56 »
İlk olarak edebi açıdan dili ,benzetmeleri ve tasvirleri gayet başarılı.Çeviri okurken sizi yormuyor ve keyif almanızı sağlıyor.
Alışık olduğum fantastik kitapların aksine büyüyü kullanmak yerine arama çabalarını okumak gayet keyifliydi.
Her şeye rağmen umudun yitirilmemesi ve insan denilen ırkın yaşama azmini okumak gerçekten keyifliydi.
Kurgu olarak değişik olmasına rağmen karakterlerin veya olayların çok detaylı bir şekilde çizilmediğini düşünüyorum.
Elimden bırakamadan okumadım ama okumak keyifliydi.
Umarım yardımcı olabilmişimdir :)
Bütün insanları dostun bil,kardeşin bil kızım
Sevincin ürünüdür insan,nefretin değil kzım
Zulmün önünde dimdik tut onurunu
Sevginin önünde eğil kızım.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Elantris
« Yanıtla #8 : 04 Mart 2011, 11:52:43 »
İlk olarak edebi açıdan dili ,benzetmeleri ve tasvirleri gayet başarılı.Çeviri okurken sizi yormuyor ve keyif almanızı sağlıyor.
Alışık olduğum fantastik kitapların aksine büyüyü kullanmak yerine arama çabalarını okumak gayet keyifliydi.
Her şeye rağmen umudun yitirilmemesi ve insan denilen ırkın yaşama azmini okumak gerçekten keyifliydi.
Kurgu olarak değişik olmasına rağmen karakterlerin veya olayların çok detaylı bir şekilde çizilmediğini düşünüyorum.
Elimden bırakamadan okumadım ama okumak keyifliydi.
Umarım yardımcı olabilmişimdir :)

Oldukça yardımcı oldunuz :). Bildiğim kadarıyla bu kitap, Brandon Sanderson'In yazdığı ilk kitap. Kitaptaki bazı eksiklikler ilk kitabı olmasından ötürü de kaynaklanıyor olabilir diye düşündüm bir an. Umarım diğer kitapları (ve serileri) da dilimize çevirilir.

Anlattığınız kadarı ile benim en çok hoşuma giden nokta, sizin de ifade ettiğiniz üzere, büyüyü katarak değil de arayışı ile geçen bri fantastik eser olması. Büyü olmadan da bir fantazya romanı yaratabilmiş demek yazar. Bu bakımdan ilgim daha da arttı.

Teşekkür ediyorum değerli yorumlarınız için. Brandon Sanderson çok merak ettiğim bir yazar ve onu okuyan birine bir türlü rastlayamamıştım (Zaman Çarkı'nı devam ettirdiği kitaplarını saymazsak). Sayenizde bir okurdan yorumları almış oldum. Tekrar teşekkürler.

Çevrimdışı salum

  • *
  • 11
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Elantris
« Yanıtla #9 : 04 Mart 2011, 12:02:25 »
Dilerseniz okumanız için ödünç verebilirim beğenip kütüphanenize eklemek isterseniz sonra alırsınız :)
Bütün insanları dostun bil,kardeşin bil kızım
Sevincin ürünüdür insan,nefretin değil kzım
Zulmün önünde dimdik tut onurunu
Sevginin önünde eğil kızım.

Çevrimdışı shadman

  • *
  • 14
  • Rom: 0
  • time only know
    • Profili Görüntüle
Ynt: Elantris
« Yanıtla #10 : 15 Mart 2011, 21:41:34 »
Bende kitabı yeni almış bulunmaktayım ve sanırım 100 sayfa civarında okudum ama nedense kitap biraz yavaş geldi.Yazar bir türlü ana konuya gelemiyormuş gibi.Birde karakterleri pek sevemedim ben nedense.Yinede bitirmeden tam bir yorum yapmak istemiyorum.Keşke yazarın mistborn seriside çevrilse türkçeye.Konusu ve kurgusu ile çok güzel bir seriye benziyor.
bir kere bile ah demeyeceğim inat için aha da kızmışım ben.

Çevrimdışı HighLord

  • **
  • 244
  • Rom: 5
  • Dragonborn
    • Profili Görüntüle
    • Kotalılar Vakfı
Ynt: Elantris
« Yanıtla #11 : 16 Mart 2011, 22:14:52 »
Bende kitabı yeni almış bulunmaktayım ve sanırım 100 sayfa civarında okudum ama nedense kitap biraz yavaş geldi.Yazar bir türlü ana konuya gelemiyormuş gibi.Birde karakterleri pek sevemedim ben nedense.Yinede bitirmeden tam bir yorum yapmak istemiyorum.Keşke yazarın mistborn seriside çevrilse türkçeye.Konusu ve kurgusu ile çok güzel bir seriye benziyor.

Kesinlikle okumayı bırakma ileride olaylar hızlanacak.

Kitap ortalarına kadar yavaş ilerliyordu bu yüzden oldukça fazla sıkılıyordum okurken. ( Raoden'in Aon büyülerini bulma çalışmaları hariç.) Fakat ortalarından sonra olaylar hızlanıyor ve elinden bırakamıyorsun kitabı. (son 350 sayfayı 2 günde bitirdim)

Kitap üç ana karakter üzerinden gidiyor:

1. Raoden. Bu karakterimiz sabah uyanınca kendini lanetlenmiş olarak bulmuştur...Bir Elantrian olmuştur. Elantris son derece vahim haldedir. Elantrianların çoğu açlıktan dolayı akıllarını kaybetmişlerdir yaşayan ölü olmuşlardır adeta. Raoden bu durumu düzeltmek ister böylece Yeni Elantris için Elantrianları toplamaya başlar. Elantris olduğu durumdan daha güzel yapmaya çalışır ve Elantris'in eski büyüsü Aon'ları bulmaya ve onları geri getirmye uğraşır.

2. karakterimiz Sarene. Sarene Teod ülkesinin prensesidir ve Raoden ile politik bir evlilik yapmıştır ( Raoden Arelon ülkesinin prensidir ayrıca ). Fakat Raoden lanetlenmiş ve Elantris'e sürülmüştür. Sarene de bu evlilikten kurtulamaz çünkü kral ölene kadar Sarene yeni kralın ailesinden biri haline gelmişitr. Sarene daha çok ülkenin çöküşünü kurtarmaya çalışacak.

Son karakter Hrathen. Bu karakterimiz ise Arelon'u shu-dereth dinine geçirip bi nevi Fjor ülkesinin eyaleti yapmaya çalışmaktadır. ( Sarene buna karşı savaşıyor işte.) Çok çeşitli entrikalar çevirecek.

Edebi anlatımı gayet iyiydi tasvirler falan..
Çeviri de oldukça iyiydi.
@salum gibi ben de karakterlein tanıtımları detaylı değildi bana göre.  

Genel görüşüm ortasına kadar sıkıcıydı fakat ondan sonra olaylar gelişti ve hızandı bence okuması keyifliydi. Sizin de okumanızı tavsiye ederim..

Çevrimdışı shadman

  • *
  • 14
  • Rom: 0
  • time only know
    • Profili Görüntüle
Ynt: Elantris
« Yanıtla #12 : 10 Nisan 2011, 22:04:18 »

Genel görüşüm ortasına kadar sıkıcıydı fakat ondan sonra olaylar gelişti ve hızandı bence okuması keyifliydi. Sizin de okumanızı tavsiye ederim..

Kendi kitabı okuma maceramı anlatmam gerekirse genel olarak başlarda kitap ;yeni bir dünya yeni karakterler yeni sorunlar tanışılması gereken yeni dostlar ve düşmanlar vs derken her fantastik kurgu kitabına başladığım gibi heyecanlı ve meraklı geçti ;yazarın gerçekten orjinal bir konsept yakaladığını düşünmüştüm ilk başta.Ayrıca kitabın uzunluğunada oldukça sevinmiştim  ilk aldığımda doya doya okurum diyerekten.Fakat kitabın ortalarına gelince hayli sancılı ve sıtınlı bir döneme girdi okuma sürecim ,kitaba ara verip okumayı bırakınca kitap başcumda birkaç gün okumadan duruyor elim birtürlü  kitaba gitmiyordu.Bunun sebebide başta sevindiğim kitabın uzunluğunun gerçekten gereksiz olmasındandı.K Kitapta olaylara yada durumu hiçbir katkısı olmayan nerdeyse ana konudan kopuk,kitaptan çıkarılsa kitabın hiçbirşey kaybetmeyeceği(-aksine bence  değer kazanacağı) ,tempoyu düşüren ve okuru kitaptan soğutan birçok bölüm vardı.Sonra bir gayret tekrar aldım kitabı elime ve son 300 sayfayı 2 gecede bitirebildim ve kitabı bitirmenin rahatlığı ve yeni bir şeylere başlayacak olmanın sevinci ile derin bir nefes aldım.Son kısımlar gayet akıcı ve tempolu olsada ve hatta kitapta karşılaşılan soruların cevabı gayet mantıklı ve zekice verilsede çok severek okuduğum bir kitap olmadı maalesef.Oysaki yazardanda çok umutluydum yinede her halükarda okunmaya değer bir kitap.Özelliklede son zamanlarda ne kadar az ve kaliteli fk kitabının türkçeye çevrildiği düşünülürse.Eğer kitaptan gereksiz bölümler çıkarılsa son 20 sayfada nedense özet şeklinde geçilen birçok bilgi kitabın geneline yayılsa çok daha güzel bir kitap olabilirmiş sanırım.Neyse umarım yazarın mistborn seriside çevrilir türkçeyede onuda okuruz çünkü hem konu olarak hemde oluşturulan konsept olarak bu kitaptan çok daha fazla ilgimi çekiyor mistborn.
bir kere bile ah demeyeceğim inat için aha da kızmışım ben.

Çevrimdışı Vega

  • ****
  • 1023
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Elantris
« Yanıtla #13 : 07 Haziran 2011, 14:01:08 »
Ben okuyorum şu an Elantris'i.

Sanderson aynı zamanda Zaman Çarkı'nın da yazarı, bildiğiniz gibi. Zaman Çarkı'na epik bir dili falan var deyince korkmuştum başta yazardan. "Alayım, okuyayım, ne kaybederim?" dedim (kütüphane üyeliğim sağolsun ;D )

Adam muhteşem yazıyor. Konu sürükleyici, anlatım tarzı akıcı, karakterler güzel kurgulanmış. Ee daha ne olsun?

Bir tane bile fantastik edebiyat klişesi göremedim. Karakterlerimizin genç olmasına rağmen(Sarene ve Raoden) bilgece kararlar veriyor.(Saray eğitiminden olmalı) Gandalf, Dumbledore gibi bir master yok yani. Ha Raoial falan derseniz, onlar master olmaktan çok uzak. Hepsi Sarene'yi takip ediyor zaten! :)

Özellikle Raoden'ın olduğu kısımları iple çekeceğinizi garanti ederim. Tabii, Kae'de saray entrikalarını falan okumak da güzel ama, Elantris'te yapılan devrimden çok etkilendim ben.

Bu yazara hayran oldum!

Çevrimdışı minrand

  • **
  • 80
  • Rom: 19
    • Profili Görüntüle
Ynt: Elantris
« Yanıtla #14 : 12 Mart 2012, 23:07:22 »
Kitap hakkında konuşmadan önce Elantris,Elantrian ve Shaod'un ne olduğundan bahsedeyim biraz.

Elantris'i basitçe tanrıların şehri olarak tanımlayabiliriz. Gücün, büyünün, güzelliğin, ışığın ,bilgeliğin, mucizelerin şehri. Şehri görecek kadar şanslı olan ziyaretçiler şehrin aklın ötesinde güzellikte şaheserlerle dolu olduğunu söyler. Elantrisi muhteşem yapan şehrin  olağanüstü fiziksel güzelliğinden ziyade içinde yaşayan insanlardı, Elantrianlar. Elantrianlar şehrin kendisi gibi ışıl ışıl parlardı, konuştuğunuz kişiye göre ölümsüz, çok uzun yaşayan veya neredeyse ölümsüz olabilirlerdi. Çok üstün fiziksel özelliklerinin yanısıra, hızlı iyileşme ve üstün büyü yetenekleriyle  kutsanmış bir halktı. Sıradan bir insanı çocuk-yetişkin, kadın-erkek veya zengin-fakir ayrımı yapmadan bir Elantrian'a dönüşmesine ise Shaod denirdi. Shaod'un ne zaman, kimi, neden etkilediği tam olarak bilinmese ve önceden kestirilemese bile Shaod'un etkilediği kişinin muazzam bir değişim geçirdiği kesindi.

Şimdi kitaba dönelim.

Bir gün bir şeyler oluyor(ne olduğu ve nasıl olduğu spoiler) ve tanrılar şehri Elantris lanetliler kasabasına dönüşüyor. Bu olaydan sonra bir zamanlar herkesin düşlerini süsleyen Elentrian olma ihtimali artık herkesin korkulu rüyası haline geliyor. Bu olay sonucunda yarı tanrı Elantrianlar bir çeşit zombiye dönüşüyorlar. Tam olarak yaşıyor olmamalarına rağmen ölü de değiller. Yemeğe ihtiyaçları olmamasına rağmen çoğunlukla dayanılmaz bir açlığın pençesindeler. Vücutları iyileşme özelliğini tamamen kaybetmiş durumda ve en ufak bir yara dahi dayanılmaz acılara sebep oluyor ve artık efsanevi Elantrian büyüsü işlemiyor. Elantris artık bir hayalet kasabaya dönmüş durumda ve Elantrianlar artık eskiden oldukları görkemli yaratıkların gölgesi bile değiller.

Kitap tam olarak yukarıda anlatılan olaydan 10 yıl sonra başlıyor. Bu süreç içerisinde eskiden Elantris hakimiyeti altında yaşayan Arelon halkı yeni bir devlet kurmaya, yeni bir ekonomik ve sosyal sistem oturtmaya ve bunları yaparken Fjerdon imparatorluğu tarafından işgal edilmemekle uğraşıyorlar. Kitapta hikayeyi 3 farklı kişinin gözünden takip ediyoruz. Prens Raoden(Arelon prensi), Prenses Sarene(Raedonla politik bir anlaşmayla evlenen Teod ülkesi prensesi) ve Harethen(kendisi shu-dereth dinine mensup yüksek mevkili bir din görevlisi). Bu anlatım tarzı olayları farklı açılardan görmemizi sağladığı ve çoğu zaman fantastik eserlerde ihmal edilen kötülerin(ne diyeceğimi bilemedim good vs evil daki evil olan taraf) olaya yaklaşımlarını da yansıttığı için kitap için bir artı bence.(benzeri anlatım tarzında olan bir diğer seri için bkz. buz ve ateşin şarkısı)

Kitap başlangıçta birbirinden bağımsız denebilecek olan 2 hikaye üzerinden ilerliyor. İlk hikaye Prens Raedon'un hikayesi,Shoad tarafından değişime uğradıktan sonra Elantris'e gönderilmesiyle başlıyor. Bu kısımda Raedon'un yaşamak için sebebi olmayan, kaosun ve çetelerin hüküm sürdüğü ve  kaba kuvvetin en etkili güç olduğu bir toplumu değiştirme çabaları anlatılıyor. Aynı zamanda artık yok olan ve Elentrianların gücünün kaynağı olan AenDor denen büyü sistemini anlamaya ve artık neden işe yaramadığı sorusuna cevap aranıyor. Kitabın bu bölümlerinin özellikle ilgi çekici olduğunu belirtmemde fayda var. Çünkü burada büyünün kullanılmasından ziyade büyünün işleyişi, çalışma şekli, artık neden işlemediği, ve bu değişimin sebebini sorgulanıyor ve bu durum hikayeye farklı bir tat katıyor. Burada yazarı tebrik etmek gerekiyor şöyle ki gayet orjinal bir büyü sistemi(en azından ben benzer bir sistem bilmiyorum) tasarlamış ve bunu hikayenin içine ustaca serpiştirmiş. Büyü sistemi hakkında daha fazla konuşmak istesem de spoiler vermeden bunu yapmak zor bu sebeple daha fazlası için kitabı okumalısınız. Elantris'deki toplumsal hayata gelince bu kısımda Raedon'u ve onun yapmaya çalıştıklarını dikkatle izlemek gerekli. Temelde Raedon'un liderlik felsefesi şu; eğer insanlara bir amaç verip yaptıkları işe önem verirsen ne yapıyor olursa olsunlar mutlu olurlar. Herkes sahip olduğu yeteneklerle toplum ve kendisi için faydalı işler yapabilir. Ben şahsen fazla polyannavari bir sistem olduğunu düşünsem de Raoden'in bulaşıcı iyimserliğini ve görece küçük bir toplumda uygulandığını düşünürsek işe yaraması ihtimali olan bir sistem tabi. Ama ütopya olsa dahi yapmaya çalıştıkları ve yapma şekli gayet etkileyici.

Bahsettiğim ikinci hikaye ise tamamen farklı bir konu. Bu kısımda ise tamamen politika-din-ekonomi üçgeninde bir savaş ve mücadele söz konusu. Bu mücadelenin temelinde mezhep çatışması yer alıyor. Shu-keseg denen dinin vakti zamanında shu-korath ve shu-dereth isimli iki farklı mezhebe ayrılmasıyla mücadele başlıyor. Fjorden imparatorluğu(Shu-dereth dini hakim) tüm dünyaya shu-dereth öğretilerinin hüküm sürmesini istiyor. Bu sebeple Hrathen shu-korath dininin egemen olduğu son iki ülkeden biri olan Arelon'a(diğeri için bkz.Teod) halkı döndürmesi için gönderiliyor. Bu durumu engelleyebilmek için Raedon'la evlenmiş olan Sarena ise Raedon'un yokluğuna rağmen elinden gelen her şekilde Hrathen'le mücadele ediyor. Hikayenin bu kısmını ilginçleştiren ise Hrathen. Hrathen alışılmış kalıpların dışında bir din adamı imandan ziyade mantıkla hareket ediyor, görebileceğiniz en iyi diplomatlardan biri, iyi eğitimli bir savaşçı, ve inançlarına bağlı olsada onları sorgulamaktan çekinmeyen biri(bu özelliği onun için hem lutuf hem lanet sanırım). Tüm bunlara Sarena'nın liderlik yetenekleri ve olağanüstü zekası eklenince bu ikilinin mücadelesi bir satranç maçı havasında geçiyor. Bu kısımda bazen asillerle yönetimi ele geçirmek için ihtilal planları yaparken , bazen soylu leydilerle birlikte eskrim derslerine katılıyoruz. Bazen halkı döndürmek için vaazlar verip bazen de asilleri rüşvetle kendi tarafımıza çekmeye çalışıyoruz. Kitaptaki iki hikaye de gayet eğlenceli ve her ikisinin de okuyucuyu cezbeden kendine has tarafları var. Zaten kitabın sonuna doğru bu hikayeler birleşiyor ve kısa süre sonra kitap son buluyor.

Kitabın kötü yanlarına gelecek olursak, öncelikle bu kitap kısa. Şöyle ki yazarın anlatsa çok iyi olur dediğiniz çok fazla şey var. Açıklayayım, biz en basitinden savaşın asıl sebebini bilmiyoruz. İki mezhep var tamam da bunlar niye savaşıyor anlaşamadıkları konu ne? Shu-dereth inancında bir çeşit cihad anlayışı mı var yoksa Fjorden imparatorluğu saldırmak için dini mi kullanıyor? Fjorden imparatorluğu hakkında neredeyse hiç bilgi sahibi değiliz, dakhor ve rathbore(shu-dereth dininin manastırları) manastırlarının eğitim anlayışları, öğretileri hakkında hiç bilgi yok. Kitapta Duladel ve Jindo ülkelerinden biraz bahsedip hemen bırakmış halbuki çok ilgi çekici yerlerdi, bu ülkelerin kültürleri, insanları, hakkında çok az fikrimiz var. Özetle yazar genelde çok orjinal şeyler yakalayıp bunları anlatmıyor ayrıntı yok.(yaz 3-5 kitaplık bir seri, biz alışkınız zaten ayrıntılı ayrıntılı anlat  ;))

Zaten kitabın son kısmı çok enterasan, böyle güzel güzel okurken bir anda ne olduğunu şaşırdım. Şöyle söyleyeyim olaylar çok çok çok hızlı gelişiyor son 100 sayfadaki olaylardan 2 tane seri çıkaracak yazarlar vardır bence. Yabancıların deus ex machina(türkçesini bilmiyorum ekşi sözlükte daha çok dramalarda herşeyin düğümlendiği anda falan ortaya çıkıp herşeyi düzelten elemana(genelde tanrı) verilen isim denmiş) dedikleri olay tam olarak hayat buluyor bu kitapta. Kitabın son kısmı benim için biraz hayal kırıklığı oldu.  

Karakterler; aslında bence yazar karakter yaratmada ve geliştirmede genel olarak başarılı hatta gayet eğlenceli yan karakterler de var kitapta. Ama Sarena karekterini yaratırken kantarın topuzunu kaçırmış biraz. Prenses 25 yaşında olan politik bir dahi, hayatları boyunca bir şekilde politikanın içinde olmuş yetenekli ve bilge  leydileri-lordları 5 dakikada kendine hayran bırakabiliyor. Yaptığı hemem hemen herşeyin görünen ve görünmeyen iki farklı amacı var. Politik alanda dahi olmasının yanısıra, diğer konularda da oldukça zeki, kılıç ustası(eskrimde usta en azından), büyüleyici bir güzelliği var, yaratıcı, karizmatik, yetenekli bir oyuncu, doğuştan lider ama merak etmeyin yemek yapamıyor. Öyle sıradan bir prenses anlayacağınız :). Her ne kadar güçlü kadın karakterleri desteklesem de Sarene bana fazla inandırıcı gelmedi. Raedon'un ne yazık ki Sarene'den fazla bir farkı yok. Zaten Sanderson'da bir yerlerde kitapta gördüğü en önemli iki eksiği "overly rushed ending and characterization of Sarene and Raoden(both were justa bit too super-heroish)" olarak belirtmiş.(Adam haklı :))

Son Olarak şöyle söyleyeyim yazarın okuması çok kolay bir dili var hatta bazen fazla basit bir dil kullandığını da düşündüm ama belki çeviriyle alakalıdır. Ve kesinlikle orjinal fikirleri olan bir adam. Bunun yazdığı ilk kitap olduğunu da düşünürsek bence şans verilmesi gereken yazarlardan biri.
"oh lord, if there is a lord,
save my soul, if i have a soul."