Kayıt Ol

Ucube Bilgiler Kenti

Çevrimdışı Arlinon

  • ***
  • 456
  • Rom: 14
  • Savaş ve Ateş
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ucube Bilgiler Kenti
« Yanıtla #15 : 02 Şubat 2011, 19:49:18 »
Etiket: Eğlence Sokağı
*Lakabın: Arlinon
*Kısa vadeli hedefin: Kendime ait ev
*Uzun vadeli hedefin: Akademisyenlik
*En sevdiğin söz: Memento mori.
*En sık kullandığın çarpıtılmış atasözü: Tek bildiğiniz bir şey bilmediğiniz.
*En sık kullandığın çarpıtılmış şarkı sözü: Being darkest in the night, I am shimmering...
*Senden bir tane daha olsaydı ona koyacağın ad: Maleficum
*Sana en çok zevk veren kötü karakteristiğin/huyun: Yavşaklık
*Kendine bir hakaret edecek olsan… : Depresif
*'Ölmeden önce yapılacaklar' listendeki ilk: Müzik :hıö
*En çok korktuğun üç ölüm şekli: Cinayet
*En az korktuğun üç ölüm şekli: Donmak
*Tek cümlelik hayat felsefen: Denge
*En sevdiğin bilimsel teori: Astroloji Teorisi
*Her soru için uygun bir cevap seç:
1) Kendini en yakın hissettiğin tarz nedir? Ortaçağ Gothic
2) En korktuğun klişe figür nedir? Palyaço
3) Kendinizde en fazla bulunan erdem ve günahı seçin: Abartısızlık - Sebestlik
4) En belirgin ruh hastalığın/kişilik bozukluğun nedir? Şizotipal

Çevrimdışı Raisor

  • ***
  • 793
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ucube Bilgiler Kenti
« Yanıtla #16 : 02 Şubat 2011, 20:10:05 »
*Lakabın: Raisor
*Kısa vadeli hedefin: Huzur bulabileceğim bir yer
*Uzun vadeli hedefin: Filozofi
*En sevdiğin söz: Hopeless hope
*En sık kullandığın çarpıtılmış atasözü: Bilgisayar başında yılan bile sokmaz!
*En sık kullandığın çarpıtılmış şarkı sözü: dangerous, dangerous, that's my dream :D :D
*Senden bir tane daha olsaydı ona koyacağın ad: Red
*Sana en çok zevk veren kötü karakteristiğin/huyun: piskopat
*Kendine bir hakaret edecek olsan… : Depresif
*'Ölmeden önce yapılacaklar' listendeki ilk: Cinayet
*En çok korktuğun üç ölüm şekli: yanma, cinayet, köpek balığı(söyledikce tüylerim acayip oldu)
*En az korktuğun üç ölüm şekli: zehirlenme, uyuşma, donma
*Tek cümlelik hayat felsefen: Barış
*En sevdiğin bilimsel teori: Paralel evrenler
*Her soru için uygun bir cevap seç:
1) Kendini en yakın hissettiğin tarz nedir? Ortaçağ Gothic
2) En korktuğun klişe figür nedir? Tavşan
3) Kendinizde en fazla bulunan erdem ve günahı seçin: İyilik - şehvet
4) En belirgin ruh hastalığın/kişilik bozukluğun nedir? Paranoya
Vahşet her yanda ulu orta sergilenirken,

Sevişmek için saklanmak zorunda kaldığımız bir Dünyada yaşıyoruz.

-John Lennon.

Çevrimdışı Vega

  • ****
  • 1023
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ucube Bilgiler Kenti
« Yanıtla #17 : 02 Şubat 2011, 20:11:24 »
*Lakabın: Vega
*Kısa vadeli hedefin: İstanbul'da bir lise tutturmak
*Uzun vadeli hedefin: Adımı tarihe yazmak
*En sevdiğin söz: Ağla, Palin, ağla. Bir zamanlar benim ağladığım gibi ağla. O zaman anlıyorsun ki hiç bir yararı olmuyor. Karanlık gecede hiç kimse sesini duymuyor.
*En sık kullandığın çarpıtılmış atasözü: İnanmak başarmanın karısıdır. :D
*En sık kullandığın çarpıtılmış şarkı sözü:
*Senden bir tane daha olsaydı ona koyacağın ad: Mephisto
*Sana en çok zevk veren kötü karakteristiğin/huyun: Kibir.
*Kendine bir hakaret edecek olsan… : Kendini beğenmiş.
*'Ölmeden önce yapılacaklar' listendeki ilk: Kitap oku.[*]kitap oku[/*] [*]kitap oku[/*][*]böyle gider bu[/*]
*En çok korktuğun üç ölüm şekli: Bıçaklanma- Testere'nin yanıma gelemsi-Boğulmak
*En az korktuğun üç ölüm şekli: Kalp krizi-Doğalgaz Zehirlenmesi
*Tek cümlelik hayat felsefen: Güneş 'ben sıcağım' derse asla ukala olmaz.
*En sevdiğin bilimsel teori: Eğer sayısız sayıda paralel evren olsa dahi Penny, Sheldon Cooper hiç birinde dans etmiyor.
*Her soru için uygun bir cevap seç:

   1) Kendini en yakın hissettiğin tarz nedir?
Ortaçağ Gothic Stili 

   2) En korktuğun klişe figür nedir?
 Palyaço

   3) Kendinde en fazla bulunan erdem ve günah nedir?
Erdemler:Yardım
Günahlar:Kibir

   4) En belirgin ruh hastalığın/kişilik bozukluğun nedir?
Grup B(Dramatik): Antisosyal - Sınırda - Histerik - Narsisist

Çevrimdışı Black Helen

  • ***
  • 782
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ucube Bilgiler Kenti
« Yanıtla #18 : 02 Şubat 2011, 20:37:47 »
Etiket: Eğlence Sokağı

*Lakabın: Beyzade  ( kuzenimin fantezisi)
*Kısa vadeli hedefin: 69 dan kaçırdığım teşekkürü bir dahaki dönem 71 den almak
*Uzun vadeli hedefin: Fransa'da hukuk yolcusu olmak
*En sevdiğin söz: You dont know the power of the dark side
*En sık kullandığın çarpıtılmış atasözü: Oylarınız damlaya damlaya dağdan kestim kereste ( Kemal Sunal'ı saygıyla anarım bu sözle)
*En sık kullandığın çarpıtılmış şarkı sözü: Salvation, salvation, salvation isn't free
*Senden bir tane daha olsaydı ona koyacağın ad: Yok arkadaşım ben adımı seviyorum, benden bir tane daha da gelemez zaten. Dünya bunu kaldıramaz. Dünyaya iki Hitler gelir, iki Beyza gelemez.
*Sana en çok zevk veren kötü karakteristiğin/huyun: Millete fikirlerimi kabul ettirmek için baskı uygulamak.
*Kendine bir hakaret edecek olsan… : üç kelimemden biri kendime hakaret zaten.
*'Ölmeden önce yapılacaklar' listendeki ilk: Fransızca Bilgisayar hocamı doğramak.
*En çok korktuğun üç ölüm şekli: Boğulmak, yanmak, Ajdar'ın parçalarını dinlemek
*En az korktuğun üç ölüm şekli: Yerken çatlamak
*Tek cümlelik hayat felsefen: Biliyorum öyleyse varım.
*En sevdiğin bilimsel teori: Maymundan gelmediğimiz kesin ama maymuna gittiğimiz bir gerçek.
*Her soru için uygun bir cevap seç:

 1) Kendini en yakın hissettiğin tarz nedir?
 Klasik Avrupa
 2) En korktuğun klişe figür nedir?
Tavşan
 3) Kendinde en fazla bulunan erdem ve günah nedir?
Erdemler: Abartısızlık
Günahlar: Kibir
  4) En belirgin ruh hastalığın/kişilik bozukluğun nedir?
Sadist
Spoiler: Göster

Çevrimdışı Black Helen

  • ***
  • 782
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ucube Bilgiler Kenti
« Yanıtla #19 : 03 Şubat 2011, 20:43:23 »
Etiket: Genel Kültür Dükkanı

Popol Vuh ve Nükleer Silah Teorileri



Popol-Vuh, Mayalar’ın İncil’i sayılır. Latinceye tercümesi 1544’de Adiran Recinos ve Villacosta tarafından yapıldı.

Kitap; Yaratılış, Tanrıların savaşı ve göçler-yerleşmeler bölümlerinden ibarettir. Tekvin kısmı, İncil’deki Tekvin’e çok benzer.

İşte Popol-Vuh’dan ilginç bir pasaj:

“Zaman çeşitli bölümlere ayrılmıştır. Birinci zaman, Kaplan Güneşi zamanıdır. Bundan sonra büyük Rüzgarın Güneşi, daha sonra Ateşli Gök Güneşi zamanları geçmiştir. Bir de şimdiki zaman vardır. Şimdiki zaman dünyanın sonuna kadar devam edecektir. Ve işte, üçüncü zaman insanları, tanrılar tarafından ölüme mahkuma edildiler. Ve büyük bir ateş, zehir, taş yağmuru göklerden yağdı. Ateşten daha sıcak rüzgarlar insanlığı mahvetti.(2) İnsanların önce tırnakları döküldü, derileri soyuldu, gözleri kör oldu, etleri çürüyüp dağıldı. Bu felaketten korunmak için insanlar mısır yığınları gibi evlerde üst üste yığılıp saklandılar. Fakat öldüren rüzgar her yere erişti. Hepsini eritti. Mağaralara saklanmak isteyenler, mağaraları erimiş buldular. Ağaçlara bulunan avcılardan bile pek çoğu zehirlendi, çoğunun vücutlarında büyük yaralar açıldı.”

Bilginler tarafından yapılan incelemeler, Maya-Quichi’lerinin kutsal kitabı Popol-Vuh’un Tevrat’tan, Hintlilerin Vedda’larından ve İranlıların Zend-Avesta’sından çok daha eski olduğunu ortaya çıkarmıştır. İşin asıl şaşırtıcı tarafı, Popol-Vuh’un yazdıklarının Hint asıllı kutsal yazılarla (Ramayana ve Drona Parva) desteklenmesidir!..

Bu Hint yazılarında şüpheye yer bırakmayacak şekilde bir nükleer savaşın hikayesi anlatılmaktadır. Onlardan alınmış şu pasajı inceleyelim:

“Güneşten 10.000 defa daha kuvvetli olan korkunç ateş, şehirleri mahvetti. Bu ateş insanların saçlarını ve tırnaklarını döktü. Duvarlarda yalnız gölgeleri kaldı.(2) Kuşların tüyleri beyazlaştı. Bu ateşten kurtulmak için, askerler kendilerini nehirlere attılar. Sağ kalanlar yaşayabilmek için eşyalarını nehirde yıkadılar. Bunlar birdenbire değiştiler maymunlaşıp ormanlara çekildiler.

Üçüncü zaman insanlarından, maymunlardan başka yaratık kalmadı. Derler ki, maymunlar insanlardan türediler, o yüzden insanlara çok benzerler.”

Hint kutsal kitaplarından biri diğeri olan Mosola Purva’da da bu konu ile ilgili yazılar buluyoruz:

“Bu bilinmeyen bir silahtır; Demirden bir şimşek… Ölümün büyük habercisi… VRİŞNİ ve ANDAKA ırklarını bir anda mahvetti. Yanan cesetler tanınmaz hale gelmişlerdi. Birkaç saat içinde yiyecek maddeleri çürüdü, zehirlendi. Ve işte KUKRA, uçan bir VİMANA’dan üçlü şehir üzerine uzayın kuvvetini içinde taşıyan ölüm taşını attı. On bin güneşe bedel, dumanla karışık bir ateş gök yüzüne yükseldi.(3) Vimana gökteydi. Fakat aşağıda, üçlü şehirden iz kalmamıştı.”

Bu çok eski yazıları inceledikten sonra oturup düşünelim. Asya ve Amerika… Birbirinden 20.000 km. uzakta iki ayrı kıta…

İkisinin de kutsal yazılarında aynı şeyler yazılı!.. İster istemez, çok eski çağlarda dünyanın iki ucunda patlak veren bir nükleer savaşı düşünmeye zorlanıyoruz!..

Bugün artık, çok eski devirlerde Asya ve Amerika kıtalarında nükleer silahların kullanılmış olduğu birçok bilim adamı tarafından kabul etmektedir.(4)

Peki olabilir mi böyle bir şey? Gerçekten de günümüzden yüzlerce yıl önce nükleer silah kullanılmış olabilir mi? Tarih tekerrürden ibarettir derler. Yoksa bu gerçek bir tekerrür müdür?

(1) Orejona efsanesinin kazılı bulunduğu monolit blok üzerinde bir uzay gemisi resmi ve bir de ufo şekli belirtilmiştir. Uzay gemisi ile gezegen paralel çizgilerle birbirine bağlanmış haldedir.

Halen Peru’da yaşayan kabilelerden biri “OREJONA” adını taşır. Bu kbilenin insanları, tarif edilen Orejona gibi uzun kulaklıdır!

(2) Burada nükleer bir savaş mı anlatılıyor?

(3) Hiroşima ve Nagazakiye atılan atom bombalarından sonra çekilen fotoğraflarda, yüksek ısı dolayısıyla buharlaşan insanlardan geriye, duvarlarda insan gölgeleri kaldığı görülüyordu!..

(4) Atom bombası parçalanması aynen tarif ediliyor.



• Ara Avedisyan, “Evernde En Büyük Sır”, Sümer Yayınevi, İstanbul
• Harold T. Wilkins, “Mysteries of Anicent South America” (1947) Adentures Ulimited Pres, August 2000
• Turgut GÜRSAN, Yeraltındaki Gizli Dünyalar s. 77 - 82

(alıntı..ufonet/çağrıkurt)

Spoiler: Göster

Çevrimdışı Raisor

  • ***
  • 793
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ucube Bilgiler Kenti
« Yanıtla #20 : 04 Şubat 2011, 15:56:01 »
 Etiket: Genel Kültür Dükkanı

                                        Beyin gücüyle doğaüstü olaylar ve paranormalite:

     
                                             
Spoiler: Göster
Adamın her yerinde UNIX yazıyor ama çaktırmayın XD

   
    En bilimsel olarak, insanların beyin gücü ile yapabildiği doğaüstü olaylara; temelde ‘Paranormal’ diyoruz. Peki; Paranormal nedir?

      Paranormalite: "normal dışı", "normal ötesi" anlamına gelmekte olup, telepati, psikokinezi gibi psişik fenomenleri, bilinen fizikokimyasal yasalarla açıklanamayan olayları ve bu olaylarda söz konusu olan psişik yetenekleri belirtmek üzere Parapsikoloji'de kullanılan bir terimdir. Suparanormal teriminin yerini almak üzere, İngiliz psişik araştırmacı Walter Whately Carington (1884-1947) tarafından ortaya atılmıştır. Paranormal yeteneklere yoga terminolojisinde Siddhi’ler adı verilir.

              Paranormal biçimler:

  1)Telekinezi: Telekinezi terimi Yunanca "uzak" anlamındaki "tele" sözcüğü ile "hareket" anlamındaki "kinesis" sözcüklerinden türetilmiş; eşyaların; el veya bilinen diğer araçların yardımı olmaksızın, uzaktan hareket ettirilebilmesi ‘paranormal’ olayıdır.       
     Parapsikologlar, bu var sayılan olayı psikokinezi kapsamında ele alırlar. Bir başka deyişle, telekinezi terimi daha çok metapsişikçiler tarafından kullanılmaktadır; parapsikologlar ise ‘psikokinezi’ terimini tercih ederler.

   2)Telepati: Bireyler arasında bilinen ve beş duyunun yardımı olmaksızın gerçekleştiği ileri sürülen bilgi aktarımıdır. Bir başka deyişle, telepati,  parapsikolojide incelenen  paranormal bir yetenek olup, bireyler arasında duyular-dışı algılama yoluyla düşünce, fikir, duyum veya imajların aktarılmasını sağladığı ileri sürülen tesir irtibatıdır. Terim eski Yunanca’daki “uzak” anlamına gelen tele sözcüğü ile “etkilenme, tesir almış olma, hissetme” anlamlarına gelen patheia sözcüğünün birleştirilmesiyle elde edilmiştir, ancak birçok Doğu Bloğu ülkesinde telepati yerine bio enformasyon" terimi kullanılmaktadır. Bu yol ile düşünceleri okumak mümkündür

   **3)Psychopomp: Ruh rehberi. Ölülerle konuşma; onların ruhlarını dünyaya döndürme, veya dünyaya hapsetme olayıdır. Paranormal aktivitelerde en tehlikeli kavram kabul edilir. Çünkü ölen kişilerin ruhları geçmişi görmekte kullanılabildiği gibi,  birer saldırı mekanizması olarak da kullanılır.

   4)Pyrokinesis:  Zihin gücüyle ateş yakma, söndürme ya da yanan bir ateşe şekil değiştirtme iddiasını tanımlar. Ancak pyrokinezi'de ateşi yoktan var etme diye bir şey yoktur. Böyle bir şey imkânsızdır. Sadece yanan bir ateşe komut verilebilir.

   5)Hydrokinesis: Beyin gücüyle suya hükmetmektir. Pyrokinezi’deki gibi hidrokinezide de su oluşturulamaz. Sadece suyun hacmiyle ve şekliyle oynayabilindiği söylenmektedir.

   6)Postkognisyon: Kişinin geçmişte kendisinin bulunmadığı bir olayı paranormal olarak algılaması fenomenine metapsişikçiler ve parapsikologlar tarafından verilen addır. Postkognisyon’un en tehlikeli biçimi; ruhlara danışmak (Psychopomp) olarak söylenebilir. Ayrıca Telepati ile kişinin beynine girerek geçmişi algılamak da bir Postkognisyondur.

   7)Prekognisyon: Meydana gelecek olayların önceden paranormal olarak algılanması fenomenine Parapsikoloji'de verilen addır. Kısaca, geleceği görebilme yeteneğidir. Gelecek rüyalarla da öğrenilebilir.
   
   8)Psikometri:  Psikometri, Metapsişikte kullanılan bir terim olup, “bir nesneye dokunarak, geçmişte o nesneye dokunmuş kişi ya da kişiler hakkında bilgi edinebilme” olarak tanımlanır.
   
    Temel olarak Paranormal terimler bunlarken; Daha bir çok Paranormal olay vardır. Bunlar:

    9)Reenkarnasyon: ‘Dünyaya yeniden gelme olayı’ olarak bildiğimiz Reenkarnasyon; aslında tam olarak öyle değildir. Reenkarnasyon bir ‘ruh göçü’dür. Bu yöntemle dünyaya yeniden dönebilmek de mümkündür.

    10)Durugörü: Canlı ve cansız nesnelerin veya olayların beş duyunun yardımı olmadan (paranormal olarak) algılanmasına verilen addır. Bunlar:
  a)Gizligörü (lüsidite): Gözler kapalıyken çevreyi görebilme.
  b)Kritoskopi: Saydam olmayan cisimlerin ardını görebilme
  c)Alteroskopi (alloskopi): Kişinin başkalarının bedenlerindeki iç organları, bunların işleyişlerini, auraları görebilmesi ve bu sayede bedensel rahatsızlıkları saptayabilmesi. Bu yetenek kişinin kendi bedeni için söz konusu olduğunda yeteneğe ‘otoskopi’ adı verilir.
  d)Teleoptik: Kişinin, beş duyusuyla algılayamayacağı uzaklıktaki veya kapalı bir ortamdaki olay, nesne ve canlıları algılayabilmesi. Bu yeteneğin bir çeşidine ‘coğrafi’ ya da ‘gezici’ durugörü (remote viewing) adı verilir. Amerikan Teleopat Swann, buna bir örnektir. ABD’nin soğuk savaş döneminde Sovyetler Birliği’ne karşı Swann’ın bu paranormal yeteneğinden yararlanmış olduğu ileri sürülür.
  e)Zamansal durugörü (prekognitif ve postkognitif durugörü): Yeteneğin geçmiş veya gelecekteki olayları algılamaya yönelik olması.
  f)Telepatik durugörü.
 
     11)Duruişiti: Hiçbir aygıt kullanmaksızın, algılanabilmesi olanaksız uzaklıktaki ses, konuşma ve müzikleri işitebilme ve bedensiz varlıklardan gelen tesirleri söz halinde duyabilme şeklinde olduğu iddia edilen paranormal yeteneğe metapsişikte verilen addır. Durugörü yeteneği ile karşılaştırıldığında, aralarındaki tek fark, paranormal algılamanın birinde görme, diğerinde işitme algısına dayalı olmasıdır.

    12)Exteriorisation de la sensibilité: Türkçe’de, ‘Duyarlığın dışarılaşması’ olarak geçer. Metapsişikte kullanılan bir terim olup, özellikle manyetik hipnoza sokulan kişilerde görülen, dokunma duyarlığının beden dışına taşma halini belirtir. Bir başka deyişle, bu, manyetik hipnozdaki kişinin, bedeni civarında meydana gelen hareketleri, bedeni üzerinde yapılmış gibi hissetmesine neden olan korkunç bir metottur.
     Suje, bedenine belli bir uzaklıktan, kendisine dokunulmadan havaya yapılan çimdik atma, vurma, bir şey batırma gibi hareketlere, kendisine yapılmış gibi tepki verir.
   
    13)Nekrokynesis: Bir insanın iç organlarının işlevinin yitirmesini sağlamak ve dokunmadan öldürmektir.
   
    14)Durubili: Daha önceden bilmediğin, okumadığın, duymadığın bir bilgiyi, hiç bir kaynak gösteremeden bir anda söylemektir.

     
   Kaynak: http://www.turkforum.gen.tr/vforum/paranormal-nedir-t459186.html
               http://tr.wikipedia.org/wiki/Anasayfa
Vahşet her yanda ulu orta sergilenirken,

Sevişmek için saklanmak zorunda kaldığımız bir Dünyada yaşıyoruz.

-John Lennon.

Çevrimdışı Victoria

  • **
  • 316
  • Rom: 3
  • Peynir!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ucube Bilgiler Kenti
« Yanıtla #21 : 05 Şubat 2011, 22:32:50 »
Etiket: Eğlence Sokağı


KİŞİLİK DEŞEN ANKET
*Lakabın: Victoria, vicky
*Kısa vadeli hedefin: İngilizceyi öğrenmek.
*Uzun vadeli hedefin: İngilizceyi öğrendikten sonra Fransızcayı öğrenmek.
*Senden bir tane daha olsaydı ona koyacağın ad: Victoria.
*Sana en çok zevk veren kötü karakteristiğin/huyun: Gözlerim. Bakışlar öldürseydi eğer...
*Kendine bir hakaret edecek olsan… : Salak mıyım. Kendime asla hakaret etmem.
*'Ölmeden önce yapılacaklar' listendeki ilk: Babaannemin çok sevdiği, o iğrenç kuşunu öldürmek.
*En çok korktuğun üç ölüm şekli: Asansörde ölmek ve sivrisinek yüzünden kafayı sıyırıp ölmek.(vız vız vıı... o berbat ses.)
*En az korktuğun üç ölüm şekli: boğulmak.( en kolay ölüm şekli. Diğer ölümlerin hepsi acı veriyor.)
*Tek cümlelik hayat felsefen: ''Knowladge is power!''
*Her soru için uygun bir cevap seç:

   1) Kendini en yakın hissettiğin tarz nedir?
 Victorian Stili
   2) En korktuğun klişe figür nedir?
 Palyaço
   3) Kendinde en fazla bulunan erdem ve günah nedir?
Erdemler: Abartısızlık
Günahlar: Hırs, Kibir
   4) En belirgin ruh hastalığın/kişilik bozukluğun nedir?
Grup A(Tuhaf, Garip): Paranoya
Grup B(Dramatik): Sınırda
Grup C(Endişeli, Tedirgin): Bağımlı
Belirsiz: Sadist
Çok istedim yazmak. Evet biliyorum biraz geç kaldım yazmakta.
Spoiler: Göster

''I do not suffer from insanity, I enjoy every minute of it."
- Edgar Allan Poe

Çevrimdışı Berre

  • ****
  • 1340
  • Rom: 34
  • Güle güle fermuar!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ucube Bilgiler Kenti
« Yanıtla #22 : 07 Şubat 2011, 17:28:19 »
KİŞİLİK DEŞEN ANKET

*Lakabın: Yüzüme karşı söylemiyorlar ama sanırım arkamdan "Küçük Hanım" diyorlar :P
 
*Kısa vadeli hedefin: Ruhlar Savaşı'nı ele geçirip okuyabilmek.

*Uzun vadeli hedefin: Diplomasi Muhabirliği okuyup, ülkeden firar etmek :)
 
*En sevdiğin söz: Unutmamam gereken en önemli şey insanlığım ve insan olduğum için yüklendiğim görevlerimdir.
 
*En sık kullandığın çarpıtılmış atasözü: Boşan da semerini kemir.
 
*Senden bir tane daha olsaydı ona koyacağın ad: Benden bir tane daha olsaydı; o da bir gün bu soruyla karşı karşıya gelebilirdi. Eminim o, o zaman "Benden bir tane daha olsaydı; o da bir gün bu soruyla karşılaşabilirdi. Eminim o, o zaman "Benden bir tane daha olsay..."".

*Sana en çok zevk veren kötü karakteristiğin/huyun: Fazla uyumak.

*Kendine bir hakaret edecek olsan… : Biraz olsa kalkıp ders çalışsan şimdi bu durumda olmazsın!

*'Ölmeden önce yapılacaklar' listendeki ilk: Okul müdürüne içimde ki her kötü duyguyu döken bir dilekçe vermek.

*En çok korktuğun üç ölüm şekli: Damarımdan kan aldırırken, hemşirenin yanlışlıkla tüm kanımı alması, bir gün yastığımın altına koyduğum çöpler yüzünden boğulmak ve annemin ahının tutması sonucunda -üzerime hırka giymediğim için- ölümcül gripten ölmek :P

*En az korktuğun üç ölüm şekli: Donmak...

*Tek cümlelik hayat felsefen: black_helen'le bu konuda gayet benziyoruz :) "Yaşıyorum, eee öyleyse varım."
 
*En sevdiğin bilimsel teori: Teori denilmese de... "Bu dahil bütün genellemeler yanlıştır."

*Her soru için uygun bir cevap seç:

   1) Kendini en yakın hissettiğin tarz nedir? Ortadoğu Stili
 
   2) En korktuğun klişe figür nedir? Tahta Kukla

   3) Kendinde en fazla bulunan erdem ve günah nedir? 

Erdem: Görüldüğü gibi korkunç derece de tevazu sahibiyimdir :P
Günah: Nefretin bir alt bölümü alan kin.


   4) En belirgin ruh hastalığın/kişilik bozukluğun nedir?

Belirsiz: Depresif - Pasifagresif - Sadist - Mazoşist

Çevrimdışı Borealis113

  • *
  • 46
  • Rom: 1
  • ...Not with a bang but with a whimper...
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ucube Bilgiler Kenti
« Yanıtla #23 : 08 Şubat 2011, 00:56:08 »
Alıntı
Ateşten daha sıcak rüzgarlar insanlığı mahvetti.(2) İnsanların önce tırnakları döküldü, derileri soyuldu, gözleri kör oldu, etleri çürüyüp dağıldı. Bu felaketten korunmak için insanlar mısır yığınları gibi evlerde üst üste yığılıp saklandılar. Fakat öldüren rüzgar her yere erişti. Hepsini eritti. Mağaralara saklanmak isteyenler, mağaraları erimiş buldular. Ağaçlara bulunan avcılardan bile pek çoğu zehirlendi, çoğunun vücutlarında büyük yaralar açıldı.�

Aslında bu kısımlar bana solar fırtınaları düşündürdü ama diğer kısımları okuyunca gerçekten de nükleerden bahsediliyor olabilir dedim. Bu tür kitaplarda geçen birçok olay da birçok bilimsel olayın açıklamasına oldukça uygun aslında ve oldukça ilgimi çeken konular. Tabi bunu daha önce okumamıştım, paylaşım için teşekkürler.
Hep denedin, hep yenildin, olsun, gene dene, gene yenil, daha iyi yenil!  ~SAMUEL BECKETT~

Çevrimdışı Raisor

  • ***
  • 793
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ucube Bilgiler Kenti
« Yanıtla #24 : 14 Şubat 2011, 19:15:21 »
  Etiket: Eğlence Dükkanı

         

                                                    TANIMSIZ SORULAR ATLASI

1)Hangisi ilk gelir?
a)Tavuk
b)Yumurta
c)Doğal Seçilim ile Darwin Evrimi
d)Önce insan.

2)Hangi okyanusta boğulmak daha fantastik olurdu?
a)Hint Okyanusu
b)Atlas Okyanusu
c)Arktik Okyanus
d)Büyük Okyanus

4)Eğer bir ceylan olsaydınız, hangi hayvan tarafından yenmek isterdiniz?
a)İnsan
b)Çita
c)Timsah
d)Pirana

5)Eğer bir sebze olsaydınız, hangi meyve ile evlenmek isterdiniz?
a)Karpuz
b)Kivi
c)Avakado
d)Ananas

6)Hangisini hiçbir koşulda yapmazsınız?
a)Açık denizdeki bir köpek balığını öpmek.
b)15 metrekarelik bir odaya üç timsah ile birlikte kapatılmak.
c)Dünyanın en sadist seri katili ile romantik bir akşam yemeğine çıkmak.
d)Dünyanın en büyük gökdeleninin en üst katından atlamak.

3)11’in hangi katı olmak istersiniz?
a)11
b)33
c)66
d)99

13)Hangi durumda kesinlikle kusarsınız?
a)Lağım kuyusunun içine düşünce.
b)36 takla atan güvercinin birden üzerinize pislemesi
c)Günlük öğün sayımı iki katına çıkarınca.
d)Biri üzerime kusunca.

14)Gaz olsaydınız hangisi olurdunuz?
a)Oksijen
b)Ozon
c)Karbon Monoksit
d)Anladın sen onu

23)Eğer lanetlenseydiniz, ne üzerine lanetlenmeyi tercih ederdiniz?
a)6 ay boyunca tavuk gibi davranmak.
b)6 ay boyunca her söyleneni yapmak zorunda hissetmek ve yerine getirmek.
c)6 ay boyunca kabız kalmak.
d)6 ay boyunca kan ile beslenmek.

16)Ünlü bir seri katil evinize gelirse tepkiniz ne olur?
a)Korkudan altıma yaparım.
b)Arkama bile bakmadan kaçarım.[Bkz: "Yiğitliğin yüzde doksanı kaçmaktır."]
c)İşi ona bırakmadan temiz temiz intahar ederim.
d)İmzalı fotoğrafını alırım.

 Bonus:

19)Tavuk neden yolun karşısına geçti?
a)Otobüse yetişmek için
b)Diğer tarafa geçmek için
c)Horozu öpmek için
d)Naziler'den kaçmak için

Spoiler: Göster
 bkz soru numaraları çok düzenli :D

Vahşet her yanda ulu orta sergilenirken,

Sevişmek için saklanmak zorunda kaldığımız bir Dünyada yaşıyoruz.

-John Lennon.

Çevrimdışı Madam Vio

  • **
  • 376
  • Rom: 16
  • "Each thing I show you is a piece of my death."
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ucube Bilgiler Kenti
« Yanıtla #25 : 15 Şubat 2011, 15:21:48 »
Etiket: Genel Kültür Dükkanı

Yeraltı Edebiyatı

Özgürlüğünü kendini kaybederek bulanların jilet gibi keskin dili.
Popüler kültürün ve günümüz edebiyatının en psikopatı, en tehlikelisi...


Çok satma kaygısı güdülmeden yazıldığı için pek çok yazarın ele almaktan çekindiği ve uzak durduğu konuları irdeleyen yeraltı edebiyatı, dili zincirlerinden kurtarmak için 19. yüzyılın ortaları ile 20. yüzyılın başlarında oluşmaya başlayan, ve "Ben özgürüm!" diye bağıran bir edebiyattır. Sert, aykırı, eleştirel, çoğunlukla gerçekle hayalin ince çizgisinde varolmaya çalışan bu yazı türü; alkolizmin, cinselliğin, sıradışılığın, küfrün dışa vurumudur. Kökleri yeteri kadar eşelendiğinde  Marquis de Sade'e kadar varılabilir. Sade ise, yazdıkları ile 'başkalarına acı çektirmekten hoşlanma' olarak adlandırılan 'Sadizm'in fikir babası olmuştur. Erotizm ve şiddetle ilgili kitapları yaşadığı dönemde epey yadırganmış hapse atılmıştır. Ancak yazdıkları başka yazarlara ilham kaynağı olmuştur. Birçok edebiyat kalıbını hiçe sayan yeraltı edebiyatı, Charles Bukowski'yi tanımamıza neden olmuştur. 'Factotum', 'Kasabanın En Güzel Kadını' (The Most Beautiful Woman in Town), 'Pulp', 'Postane'(Post Office) eserlerinden sadece birkaçı. Özellikle de 'Factotum', yazarı daha iyi tanımamıza yardımcı olmakta. Bukowski, hayatının bir dönemini Henry Chinaski olarak ortaya sermekte çünkü. Yazar kitabında; çeşitli serseriliklerini, sürekli iş değiştirmesini ve kadınlarla olan ilişkilerini anlatırken kendisinin de bir yeraltı kahramanı olabileceğinin sinyallerini vermektedir. Son yıllarda daha hızlı gelişme kaydeden edebiyat, Chuck Palahniuk'un 'Dövüş Kulübü' (Fight Club) adlı eserinden 1999 yılında sinemaya taşmıştır ve hayran kitlesini arttırmıştır.


----------------------------------
...Ve Yeraltı Edebiyatı'nın başta gelen ismi, Charles Bukowski

Charles Bukowski (16 Ağustos 1920 – 9 Mart 1994), asıl adı Heinrich Karl Bukowski olan Amerikalı yazar ve şair. Yapıtlarında bazen Henry Chinaski ismini de kullanmıştır. Hayatının çoğunu ABD'nin Los Angeles şehrinde geçirmiştir.

Eserlerinde genellikle toplum dışı insanları ve depresyonu konu alması ve alkolizme yakın bir hayat tarzını anlatmasıyla ünlüdür. Bunun nedeni olarak kendisinin bu hayatı yaşaması gösterilebilir.

Bukowski’nin yazılarında kendi hayatını yazıp yazmadığı tartışma konusu olmuştur... Hayranlarının bir kısmı bunları kurguladığını, çoğunluğu ise yaşamadan bu tip kurguları yapmasının mümkün olmayacağını ve o karakterde bir insanın bu hayatı sürmesinin zaten doğal olduğu görüşünü savunmaktadır.
----------------------------------


Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Yeralt%C4%B1_edebiyat%C4%B1
Görsel: http://browse.deviantart.com/?qh=&section=&q=forsaken#/d1cbt4l

Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ucube Bilgiler Kenti
« Yanıtla #26 : 06 Mart 2011, 02:14:05 »
*Lakabın: Malkavian
*Kısa vadeli hedefin: Uyumak
*Uzun vadeli hedefin: Standardın üzerinde bir yaşam sürdürecek kadar birikim sahibi olmak. Sonrası kolay.
*En sevdiğin söz: Yaşamla ölüm başlar, son günümüz ilkinin sonucudur.
*En sık kullandığın çarpıtılmış şarkı sözü: :Sadettin bin arabaya, sadettin bin arabaya, sexy leydiler geldiler bize... falan filan müzikle daha hoş duruyor...
*Senden bir tane daha olsaydı ona koyacağın ad: Filthy Copy Cat
*Sana en çok zevk veren kötü karakteristiğin/huyun: Bazen haklı olmasam da tartışmaları kazanmak için nötr olduğum birşeyi ateşli bir şekilde savunurum. Huyum kurusun.
*Kendine bir hakaret edecek olsan… : Gerizekalı
*'Ölmeden önce yapılacaklar' listendeki ilk: uzun bir liste var çoğu da extreme sporlar. Snowboard, yamaç paraşütü, su altı dalış tamam geriye kalanlar yapılacak listesinde :)
*En çok korktuğun üç ölüm şekli: Yanlış anlaşılma, trafik kazası, kalp krizi.
*En az korktuğun üç ölüm şekli: Uyurken, Baygınken, Bir şekilde bilinçsizken
*Tek cümlelik hayat felsefen: Forget your past, dont think your future, live today as first day of your life.
*En sevdiğin bilimsel teori: Karadelik Teorisi, Azalan Marjinal Fayda
*Her soru için uygun bir cevap seç:

   1) Kendini en yakın hissettiğin tarz nedir?
Romanesk ve Heavy Metal harici hepsi uyar bana

   2) En korktuğun klişe figür nedir?
Chucky vardı bir zamanlar şu an yok.

   3) Kendinde en fazla bulunan erdem ve günah nedir?

Erdemler:Sabır - İyilik
Günahlar:Hırs - Serbestlik - Nefret

   4) En belirgin ruh hastalığın/kişilik bozukluğun nedir?
Yalnız kalmayı seviyorum ve kendim ile mutluyum. Ama dışarıya çıktığımda da dibine kadar eğlenirim arkadaşlarımla. Bunu tanımlayacak bir hastalık varsa işte ben ondanım :)

Çevrimdışı Black Helen

  • ***
  • 782
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ucube Bilgiler Kenti
« Yanıtla #27 : 06 Mart 2011, 19:56:01 »
Etiket: Genel Kültür Dükkanı

Haydi Beyin Yıkayalım; Masallar


Masallar hepimizin bildiği gibi küçük çocuklara öğüt vermek amacı güten yazılı metinlerdir. Özellikle küçük yaşlarda hepimizin ebeveynlerimizden dinlediğimiz Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Kırmızı başlıklı Kız, Sindrella ve daha bunun gibi  bir çok masal eminim ki ilk anılarımızdandır.

Hep iyilerin kazandığı, mutlu sonla biten ve her zaman içerisinde bir öğüt saklı olan bu masalların aslında bir neslin beynine istediğini yerleştirebilmek için mükemmel bir yol olduğunu düşünmüşümdür hep. Küçük çocuklar sorgulamaz, onlara ne anlatılırsa onu gerçek kabul eder ve uygularlar. Küçük yaşlarda edinilen fikirler de en kalıcı olanlardır. Bundandır ki masallar küçük çocukların kendilerini özdeşleştirebildiği prensesler ve prensler ile doludur.

Ve aslında masallar bizim sandığımız gibi tamamen gerçek dışı değillerdir. Birçok masal ciddi bir biçimde incelendiğinde gizli simgeler ve motiflerle doludur. Bunlardan bir kaç örnek vereceksem ilk önce Kırmızı Başlıklı Kız'ı seçmeliyim .

Masalın geneline hakim olan "yabancı kişilerle konuşma " fikrinin en uç noktası mutlak ki tecavüzdür. Sanırım biraz sert oldu, fakat masalın içerisinde allanıp pullanıp biraz daha yumuşatıldığında gayet normal karşılanabiliyor. Bu masalın Fransız ve gerçek olan versiyonunda kırmızı başlıklı kız ölür. Bu yaptığı hata için ödediği bir bedeldir. Korkutucu değil mi? Fakat daha önce de söylediğim gibi biraz daha şekil değiştirdiğinde büyüklerden çok küçükler için bir masalmış gibi görünebiliyor.

Biraz daha genel simgeler seçersem "Kötü Kalpli Kraliçe" motifi en çarpıcı olandır. Pamuk Prenses, Sindrella ve daha nice masal kötü kalpli üvey annelerle doludur. Babalar sürekli kötü kalpli kadınlarla evlenir. İronik.  Bunu biraz daha günlük hayata uyarladığımızda aslında çok daha ilginç bir sonuç ortaya çıkar.

Gerçek iyi anneniz ölmeden önceki dönem aslında sizin küçüklüğünüzdür. Küçükken anneler gözümüze hep bir melek yada iyilik anıtı gibi görünürler. Fakat büyüdükçe ve "alayına isyan" dönemlerine girmeye başladıkça bu imaj yerle bir olur. O iyi kalpli, svecen kadın ölür, yerine sert, kuralcı, her işe burnunu sokmaya çalışan "kötü" kadın gelir. Bunun nedeni "ergenlik" tir. Fakat masalın sonunda bu kadının da öldüğünü görürüz, çünkü artık size maçoluk taslayacak yeni bir kişilik hayatınıza girer; Beyaz Atlı Prens.

Hayat bu yönden Kurbağa Prens masalının tam tersi işler. Yakışıklı bir prensi öpersiniz, onunla evlenirsiniz ve bir bakarsınız ki bir kurbağaya dönüşmüş. Elinde birasıyla maç izlerken size vıraklıyor. Yine ironik.

Bir de içinde dişi bir karakter bulunan bütün masallara istisnasız  "kadınların toplumda aşağı statüde olması gertektiği" bölümler var. Evet bu bir gerçek. Masalların sonuna bakın. Ne olur? Prens ve Prenses evlenirler ve "bir sürü" çocukları olur.  Kadının işi çocuk doğurmaktır. Ya da kadınlar aptaldırlar. Bunun Kanıtı Hansel Ve Gretel'de saklı. Hansel'in aksine Gretel sürekli çaresiz ve yardıma muhtaç bir portre çiziyor. Çünkü bu masalların yazıldığı çağda toplumda kadınların pek de iyi bir yerde olduğunu söyleyemeyiz.

 Bunun dışında bütün masallarda gördüğümüz ortak özellik de prenseslerin daima prenslerini beklemek zorunda olmaları. Bu da gerçek hayatta kız çocuklarına yapılan bir uyarı. "Evinde adabınla otur, talibini bekle, burnunu erkeklerin işlerine sokma!"

Demek ki neymiş masalların hiçbiri masum değilmiş. Bence kötü bir şey mi? Pek sanmıyorum. Hatta akıllıca bir taktik. Bu yüzden masallar hala ağızdan ağıza anlatılıyor.
Spoiler: Göster

Çevrimdışı Madam Vio

  • **
  • 376
  • Rom: 16
  • "Each thing I show you is a piece of my death."
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ucube Bilgiler Kenti
« Yanıtla #28 : 17 Mart 2011, 22:56:51 »
Son mesajımda geçici bir süreliğine paylaşmış olduğum "Uyku Pozisyonuna Göre Kişilik Analizi" adındaki kült başlığı kısa bir "Yeraltı Edebiyatı" araştırma konusuyla değiştirmiş bulunmaktayım, ilgilenenlere duyrulur.

Bu mesaj da şahsım tarafından yakın bir zamanda düzenlenecektir.

Çevrimdışı Borealis113

  • *
  • 46
  • Rom: 1
  • ...Not with a bang but with a whimper...
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ucube Bilgiler Kenti
« Yanıtla #29 : 16 Nisan 2011, 03:07:15 »
Etiket: Genel Kültür Dükkanı             


                       THIS IS A WORK OF FICTION

Uzun bir süredir hiçbir şey yayınlamadığımız bu bölümde, bu gece ilgimi çeken oldukça tuhaf bir oyundan sizlere bahsedeceğim millet! Öyle böyle değil, saat sabahın 2:46'sı ve keşfettiğim bu oyun beynimi de iliklerimi de dondurmaya yetti! Oyunun adı "This is a work of fiction" yani "Bu kurgusal bir çalışmadır veya bu sadece bir kurgudur" nasıl düşünürseniz düşünün ama tavsiyem tüm düşünme yetinizi oyuna saklayın. Oyunun amacı oyundaki bilmeceleri çözerek, oyunun tabanını oluşturan 20 dosyayı gün yüzüne çıkarmak. Bilmeceler ise 5 ayrı kategoriye ayrılmış 5 tane zorluk seviyesi içeriyor ve şahsen en zoru "riddle" kısmı diye düşünmekteyim. Oyunun müziği ise tüyler ürpertiyor diyebilirim (eğer gece vakti veya sabaha yakınsa, tek başınızaysanız ve kulaklıktan dinliyorsanız {ki kulaklıkla dinlenmesi rica olunuyor oyunun başında}). Oyunun linkini vermeden önce şunu da belirteyim eğer linke tıklarsanız, oyuna başlarsanız ve "riddle" kısmından birşeyler çözebilirseniz, spoiler koruması altında mesaj atın çünkü pek sabırlı biri değilimdir!  ;D oO... Haydi iyi şanslar herkese! Link---> http://armorgames.com/play/11103/this-is-a-work-of-fiction
Hep denedin, hep yenildin, olsun, gene dene, gene yenil, daha iyi yenil!  ~SAMUEL BECKETT~