Kayıt Ol

Takvim

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Takvim
« : 16 Mart 2011, 18:45:07 »
Mart on altı
saat bir kırk iki
ağzımda sigara dumanı
aklımda sevda tımarı








Burada böyle, günden güne küçük şeyler yazmak istedim.


Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
On yedi mart iki bin on bir
« Yanıtla #1 : 17 Mart 2011, 00:23:52 »
Gün henüz döndü ve
gözlerim aramakta seni
bir bahar, mesela...
kırlangıç gibi.
Ama sevgili,
göçme ne olur,
buralardan.

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Doksan altı yıl
« Yanıtla #2 : 18 Mart 2011, 03:12:12 »
Recep Tayyip'e küfür içermektedir. Recepistlerin okuması, kalıcı rahatsızlık etkisi yaratabilir.

On sekiz martında
bir şiir yazmaya
koyuldum
doksan altı yıl sonra
vatan toprağı için
ölen,
süngülerle savaşıp
dışkılardan topladıkları
buğday taneleriyle
ekmek yapan
Türk askerine,
kelle diyen başların zamanında
savaşı askerin değil
yeşil cübbeli ruhların
beşinci boyuttan gelen
aslanların kazandığını iddia eden
zeka yoksunu bakanların yönetiminde bir şiir yazmaya koyuldum
saat üçü üç geçe,
utandım kendimden.
Zamanımdan utandım.
baş olan ayaklardan,
oy veren asalaklardan,
rüşvet verip yan gelen oğullardan,
testis kanseri olan babalardan
utandım ve bir şiir yazmaya koyuldum.
not düşülsün tarihe.
Doksan altı yıl sonra yazılan bir şiirden utandım.

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Mart otuz, Gecenin bir kırk ikisi
« Yanıtla #3 : 30 Mart 2011, 10:59:18 »
Gecenin körü..
Saatler ileri alındı,
Öyle geliyordur belki.
Bir dal sigara elimde
ve duygu yığınları
Gözümün önünde edepsizce
Ciğerimi delip boru gibi süzülen
duman ve sözcükler iç içe geçiyor
Kelimeler ağzımdan sanki katranla,
harmanlanıp yolunu ancak öyle buluyor
Önümde edepsizce sırıtan hisler ve bir kalem
Yazsam ıstırabım azalacak değil gitsem gönlüm
razı gelmez ihanet etmeye, izinsiz ilham perime..
Gecenin körü ve duygular yığınla kucağımda..
Ölsem mi ölmesem mi diye düşünür dururken, camda
can çekişen bir sinek bana bakıyor alay edercesine
Bir sinek kadar olamadım.
Ölmeyi beceremedim,
Gecenin bir körü...

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Takvim
« Yanıtla #4 : 31 Mart 2011, 02:07:11 »
Bilmem, nerede benliğim,
Ben kimim, bilmem...
Düşüncelerim, nerede?
Sıkışıp kalmış mıdır acaba
kafamın içinde, bilmem...
Ben, görmem iğdiş hayatları,
çalınmış hayalleri sevmem..
Duymam, çığlıkları, acıları..
hisseder miyim bilmem.
sevmem sevmeyi, aşık olmayı sevmem
sevdin mi bok böceği gibi sevmeyi,
bilirim.
İğrençliklerden yarar sağlanmalı yaşama
Ben yarar mıyım bilmem,
görmem, sevdiğim beni bilmeyince,
yaşanan aşkların mutluluğunu..
umudu da bilmem, yoz aşkları da
sevmem
ben, küfretmem başlara, sövmem..
ama bakmam baktığı gibi öküzün
trene..
Ne gelecekse, yazarım anca,
üç beş kara basım...
Beynim, kalbim ve ihtiraslı anarşizm...
Kadın bedeni gibi severim memleketimi,
memleket gibi severim, sevdiğimi...

Yazmak zorunda hissettiğim anlardan birinde, tatmin olmak için yazdım sadece.

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Takvim
« Yanıtla #5 : 02 Nisan 2011, 02:40:55 »
Şiiri kaldırdığım için özür dilerim, tekrar düzenleyip şansımı dergilerde denemek istediğim için kaldırdım :)

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Takvim
« Yanıtla #6 : 05 Nisan 2011, 10:02:11 »
Yine ölmek için uygun zamanlardan birinin içindeyim
Ölürken kendi fotoğrafımı çekebilmek isterdim.
Soğuk, karanlık, ıslak...
Ağlamak zor, nemli gözler harika.
Cesaret bulmuştum geçen gece,
iki satır konuşabildim sevdiğimle.
Sonra öldüm.
Yine en güzel zamanlardan birini yaşıyorum ölmek için
derin, uzun, geçimsiz...
Ölürken sesimi kaydetmek isterdim.
Gizlemek zor, gözlerim ele verir oldu beni.
Upuzun on saniye ve
sessiz geçen on saniye...
Anlamış mıydı acaba?
Ölmeyi seviyorum..
Mezarımı dumanla harmanlamayı isterdim.
Gri ve yoğun...
Duysa beni, içten seslenişlerimi...
Ölmeyi özledim.







Ben böyleyim.

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Rahimden Toprağa
« Yanıtla #7 : 12 Nisan 2011, 00:12:22 »
Kireç sıvalı dört duvarın arasındaki yaylı karyolada başını iki kişilik bir saz yastığına koymuş ölü-
mü bekleyen doksanına merdiven dayamış adamın yanına usulca bir kız çocuğu yanaşıyor.
Minik elleri pamuk gibi beyaz ve yumuşacık olan bu kız çocuğuyla, buruşmuş derisi ve dökülmüş
dişlerinin arasından ağız boşluğu fark edilmeyen ihtiyarın ağarmış kıllı parmaklarından olabildiğin-
ce nazik bir şekilde tutup: -Ölmeni istemiyorum. diyor, titrek, ürkmüş bir ses tonuyla. Belli ki bu
azraille randevusunun gelmesini bekleyen ihtiyar adamı oldukça seviyor kız çocuğu: -Ölmek zo-
rundayım evladım. diyor adam. Ölmek zorundayım... Güneşin doğduğu ve battığı bu dünyaya
karanlık bir anne rahminden isteği dışında gelen adam, doksan yıl sonra yine anne rahmi gibi ka-
ranlık başka bir yere, kendi isteği dışında gitmek zorunda olduğunu söylüyor, kendi isteği dışında
doğmuş olan torununa. Ve gözlerini son bir kez daha kırpıyor.

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle