Kayıt Ol

Timur Morisu

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Timur Morisu
« Yanıtla #45 : 23 Mart 2011, 22:16:29 »
Ne var ki adamlar gerçekten de seni merdivenlerde kıstırmayı başarıyorlar. Üçüncü kata ulaşana kadar arkandan kovalayanlar dışında polis görmüyorsun, üçüncü kata ayak bastığın adan ise üzerine koşan iki üniformalı görüyorsun ve silahlarını sana doğrultmuş durumdalar. ''Silahını bırak ve yere yat!'' diiye bağırıyor bir tanesi. Siper alabileceğin bir yer bulamıyorsun çünkü arkandan iki kişi ve önünden iki kişi seni sıkıştırmış durumda. Arkadan gelen polisler de yetişiyor ve üzerine çevrilmiş iki namlu var şu an, diğer ikisi de yolda.

''Silahını at ve dizlerinin üzerine çök!'' diye bağırıyor silahı başına nişan almış olan polis. Ayrıca silahları tabanca değil, hafif otomatik tüfek (MP5) taşıyorlar.
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı LegalMc

  • ****
  • 1215
  • Rom: 33
  • Unimpressed was his default state.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Timur Morisu
« Yanıtla #46 : 24 Mart 2011, 16:40:24 »
"Şimdi boku yedim" diyorum yavaşça. Ellerimi yavaşça yere indiriyorum, teslim olmaktan başka çarem yok ve uçağı kesin olarak kaçıracağım. Bir türlü telefona ulaşıp kadına haber vermeliyim.

Silahımı kenara atıyorum ve dizlerimin üstüne çöküyorum. Tüm mimik kabiliyetimi kullanarak yüzüme ağlamaklı bir ifade yerleştiriyorum.

"Telefonla konuşabilir miyim? Yalvarırım, babam ölmek üzere, Bourges'ta bir hastanede yatıyor. Son olarak beni görmek istemiş, onun için acele ediyordum ve sizi görünce elim ayağıma dolaştı. Lütfen, sadece bir dakika konuşayım."
Yaşasın!
Ne kadar da ideolojik yaklaşıyoruz birbirimize.

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Timur Morisu
« Yanıtla #47 : 24 Mart 2011, 18:42:49 »
Adamlar hemen yanına geliyor ve sert bir şekilde seni yere yatırarak kelepçeliyorlar. ''Kalk bakalım'' diyerek tekrar yerden kaldırıyor polislerden biri kelepçeyi taktıktan sonra, aşağıya inip otelin dışına çıkıyorsunuz ve seni polis aracına bindiriyorlar.

Polis aracı bildiğimiz otomobil değil bu arada, arka tarafı demir ve güçlendirilmiş cam ile kapatılmış özel yapım araçlar. Aracın sirenleri çalışıyor ve hareket ediyor. İçinden bir ses işlerin hiç de iyiye gitmediğini söylüyor.

Giriş Bölümü Sonu.[*]Birinci bölüm başlangıcına kadar yazmamanız rica edilir.[/*]
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Timur Morisu
« Yanıtla #48 : 12 Nisan 2011, 14:38:53 »
Bölüm 1 - Yarım Kalan İşler

21 Aralık 2049 - 17:50
Madrid Polis İstasyonu


Küçük ve aydınlık bir odadasın. Ellerin kelepçeli halde bir sandalyeye oturtulmuş durumdasın. Önünde bir masa ve ileride büyükçe bir ayna var. Oda gayet düz, beyaz duvarlarla kaplı. Klasik bir sorgu sahnesi bekliyorsun istemsizce. Bir kaç dakika o şekilde durduktan sonra kapı açılıyor ve içeriye polis üniformalı iki kişi giriyor. İkisi de uzun tipler ve oldukça bakımlı görünüyorlar. Biri elindeki dosyaya bakarak yanına geliyor, diğeri ise sana dik dik bakarak konuşmaya başlıyor.

''Bak, fazla vaktimiz yok. Her gün senin gibi binlercesi ile uğraşıyoruz. Şimdi işimizi kolaylaştır ve hemen söyle; neden öldürdün o adamları?''

Soruyu sorarken sana yaklaşmak için ellerini masanın üzerine koyarak üzerine eğiliyor. Diğer adam da bu arada dosyayı masanın üzerine bırakıyor ve ellerini kavuşturarak seni izlemeye başlıyor.
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı LegalMc

  • ****
  • 1215
  • Rom: 33
  • Unimpressed was his default state.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Timur Morisu
« Yanıtla #49 : 12 Nisan 2011, 18:14:34 »
Rahatlamak için boynumu çıtlatıyorum, bir yandan da aklımdan neler söyleyeceğimi toparlıyorum.

"Olay bir gece öncesine dayanıyor. Bir dilenci gece beni ara sokakta sıkıştırınca onu -sadece kendimi korumak amacıyla taşıdığım- silahımla korkuttum. O da işimi bitireceğini söyledi ve uzaklaştı. Ertesi sabah -bu sabah- o pislik ve dört arkadaşı bıçaklarla beni öldürmeye geldiler. Hatta önce beni iyi bir hırpaladılar, ama sonra ben de karşılık verdim. Yapmak zorundaydım! Nefsi müdafaa bu!" diyorum ve başımı iki yana sallıyorum. İçimden de kurtarın beni bu lanet yerden diye isyan eden sese kulak veriyorum.
Yaşasın!
Ne kadar da ideolojik yaklaşıyoruz birbirimize.