Kayıt Ol

Kara Kule'den Akıllara Kazınanlar

Çevrimdışı Daarlan Gardan

  • ***
  • 722
  • Rom: -1
  • to hell with gatech
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kara Kule'den Akıllara Kazınanlar
« Yanıtla #15 : 05 Ağustos 2012, 18:58:16 »
''...bu dünyanın güneşi batıyor. Batacak ve sonsuza kadar da doğmayacak.''

Çorak Topraklar

''Ama bazı şeyler öldükten sonra bile rahatça uyumazlar. Kemikleri toprakların içinden haykırır.''
Jake, ''Hayaletler var,'' dedi. Eddie onun gözlerinde Dutch Hill'deki evde hissettiği dehşetin gölgesini gördü. Kapı nöbetçisi duvardan çıkarak ona uzandığı zaman müthiş bir korku duymuş olmalıydı. ''Bazen hayaletler vardır.. Ve bazen geri gelirler.''
Roland ''Evet,'' diye mırıldandı. ''Bazen vardır. Ve bazen geri gelirler.''

Büyücü ve Cam Küre

''Sen sesler konusunda benimle dalga mı geçiyordun? Kafanın içinde duyduğun sesler? Sabahın ikisinde duyup uyandığın sesler?''
Eddie şok olmuş göründü. ''Bunu nerden biliyorsun?''
''Uzun hikaye. Belki bir gün anlatırım.'' Hatırlıyor olursam, diye düşündü.
''Sadece sesler değil.''
''Değil mi?''
''Hayır. Seni rüyamda görüyordum. Aylardır. Seni bekliyordum. Dinle, birbirimizi tanımıyoruz... bu çılgınlık... ama kalacak bir yerin var mı? Yok, değil mi?''

Kule

''Sonra uyuyacaksın. Kendini çok iyi hissedeceksin. Burada olduğumu hatırlayacaksın. Sadece zihninin en derin köşelerinde bileceksin.''

Susannah'ın Şarkısı

''Bazı kötü bozuk paralar dönüp dolaşıp seni bulur,'' dedi, Jake.

Susannah'ın Şarkısı

''Daha önce hiç tabanca ateşledin mi?''
''Hayır,'' dedi, Callahan.
''Sen hiç o tabaklardan fırlattın mı?''

Susannah'ın Şarkısı

''Hax, On İki Bekçinin, Ulu Yaşlıların yaptıkları son şey olduğunu söylerdi. Birbirlerine ve dünyaya yaptıkları kötülüklerin bedelini bu yoldan ödemeye çalışmışlardı."

Çorak Topraklar
''Civilizations have the morality and ethics they can afford.''

 — Larry Niven & Jerry Pournelle, ''Lucifer's Hammer''

''These colonies in nature can reach at least two million individuals at a time, last for decades, and occupy a hundred cubic meters of space. It was a wonderful achievement to see a fragment of this world captured all around you, so that you almost had the experience of being inside the ant colony when you were in that room.''

 — Robert Trivers, ''Natural Selection and Social Theory'', p. 162

''... Bu amaç doğrultusunda nükleer santraller hedeflenecekse, yapılması gereken şeyler vardır. Çünkü nükleer elektriğe geçiş bir hobi değil, bir akademik egzersiz hiç değil, temel bilimlerden yaygın endüstriyel alt yapıya açılacak bir uygulamadır.''

Ömer Faruk Ağa Yarman 1993

Çevrimdışı Denaro Forbin

  • *****
  • 2114
  • Rom: 54
    • Profili Görüntüle
    • Bilimkurgu Kulübü
Ynt: Kara Kule'den Akıllara Kazınanlar
« Yanıtla #16 : 20 Ekim 2012, 15:32:57 »
Kara Kule'nin ilk kitabı Silahşor'u okurken güzel bölümlerini not etmiştim. Sizlerle de paylaşayım.


“Orası  hoş muydu? Ülken… memleketin?”
Genç adam dalgın dalgın, “Çok güzeldi…” diye mırıldandı. “Kırlar ve nehirler vardı. Sabahları sisli olurdu. ‘Ama bu sadece hoş olduğunu gösterir,’ Annem böyle derdi işte… ‘Gerçek güzellik, düzen, sevgi ve ışıktır,’ derdi.


“Bu işi anlayamadım.”
Silahşor, “Ben de öyle,” diye mırıldandı. “Ama bir şeyler oluyor. Sadece kendi zamanımda… Biz ‘Dünya değişti,’ diyoruz. ‘Geçip gitti.’ Bu sözü söylüyoruz her zaman. Daha doğrusu söylerdik. Ama dünya daha da hızlı değişiyor. Zamana bir şeyler oldu."


“Kırmızı mı? Neden kırmızı dedin?
“Boş ver. Ondan söz etmeyelim, ama ısrar edersen istediğinden fazlasını öğreneceksin. Seni bir zamanlar inciten şey ikinci kez de incitecek. Bu bir başlangıç değil, başlangıcın sonu. Bunu unutmasan iyi olur… ama hep unutuyorsun.”
“Anlamıyorum.”
“Hayır anlamıyorsun. Zaten hiç anlamadın ve de anlamayacaksın. Sende hayal gücü denen nesneden bir nebze yok. Bu bakımdan körsün.”


Siyahlı adam soluk soluğa onun arkasından seslendi. “İşte size mucize. Onu size verdim. Artık rahatça uyuyabilirsiniz. Şu bile çaresiz bir durum sayılmaz. Ama aslında bu…kahretsin…çok..komik!”


“Aramadığın bir şeyi göremezsin çekirge,” derdi Cort. “Gözlerini açarsan Tanrı istediğini verir.”


Silahşor, sigarasının dumanlarını ağzından ve burnundan çıkararak, başını eğdi ve Jake’e baktı. ‘Dünyada kendimiz için ne büyük daireler çiziyoruz,’ dedi kendi kendine. ‘Dönüyoruz, tekrar başladığımız yere dönüyoruz: Yeniden başlamak, ezelden beri gün ışığının lanetidir.’


‘İlk ben Silahşor olacağım,’ diye düşündü. Bunu ilk kez iyice kavrıyordu. Oysa daha önce çok kere böyle yapmayı daldın dalgın hayal etmişti. ‘İlk Silahşor ben olacağım.’



Cort başını sallayıp sadece, “Bekle,” diye fısıldadı.
“Ne?”
Adam büyük gayret sarf ederek kelimelerin üstüne basa basa, “İzin ver de kelam ve efsane senin önünden gitsin. Bu ikisini taşıyacak kimseler de var.” Cort bir an Silahşor’un omzunun üzerinden yukarıya doğru baktı. “Belki de ahmak onlar. Bırak da kelam senden önce gitsin. İzin ver de gölgen uzasın. Sakalın çıksın. Kapkara kesilsin.” Garip bir tavırla gülümsedi. “Zamanla sözler bir büyücüyü bile büyüleyebilir. Ne demek istediğimi anlıyor musun, Silahşor?
“Evet. Sanırım.”


“Ayak oyunları mı?”
Ama Siyahlı Adam bu söze aldırmayarak, “Aramızda sadece doğruyu söyleyelim mi?” diye ısrar etti. “İki erkek olarak. Dost değiliz tabii. Ama birbirlerine eşit iki düşman gibi? İşte sana ender yapılacak bir teklif Roland. Sadece düşmanlar gerçeği söylerler. Arkadaşlar ve sevgililer zorunluluk ağına düştükleri için sonsuza kadar yalan söylerler. Çok sıkıcı bir iş!”


Silahşor, “Pekala,” dedi ve dünyanın en eski sorusunu sordu. “Başaracak mıyım? Sonunda kazanacak mıyım?”
“Silahşor eğer bu soruya cevap verirsem beni öldürürsün.”
“Seni öldürmeliydim Öldürülmen gerek.” Ellerini tabancalarının aşınmış kabzalarına attı.
“Silahşor kapıları açmayanlar; onları sonsuza kadar kapatırlar.”


Düşmanı sonra, “Pekala,”  diye mırıldandı. “Başlayalım.”
“Şunu iyice anlamalısın: Kule her zaman vardı. Bunu her zaman bilen ve Kule’yi ele geçirmeyi isteyen gençler de. Onlar bunu güçten, servetten ve kadından daha çok istediler… Kule’ye giden kapıları arayan çocuklar…”

1.Kitap: Silahşor


Çevrimdışı Denaro Forbin

  • *****
  • 2114
  • Rom: 54
    • Profili Görüntüle
    • Bilimkurgu Kulübü
Ynt: Kara Kule'den Akıllara Kazınanlar
« Yanıtla #17 : 26 Ekim 2012, 13:57:34 »
“Kuşkusuz her şey ölümle sonuçlanacak.” –Roland.

Kafasındaki Siyahlı Adam kıkır kıkır gülerek konuştu. ‘Ne tuhafsın sen Silahşor! Ne boyun eğmez şeysin! Aptalca sabit fikrinle ne denli romantiksin sen!’

Görme ile görmeme arasındaki fark, yaşama ile ölme arasındaki fark gibidir.

“Kalpsiz bir insan sevgisiz insan demektir. Sevgisiz insan ise bir hayvandır. Hayvan olmaya belki dayanılabilir ama böyle bir insan sonunda bedelini ağır bir biçimde öder.” –Roland.

Kuşkularınızı bilmezlikten gelmemelisiniz.

El ayası donuk kırmızı renkteydi. Bu da pek iyiye yorulacak bir şey değildi. ‘Bundan sonra sol elle mastürbasyon yaparım,’ diye düşündü. Hiç değilse bu da bir şeydi.

Her zaman bir olay başlamadan önce onu durdurmak üzere bir şansınız olabilir…

“Yaşamlarımız benim kurduğum evler gibidir. Bazen bir nedenle, bazen hiçbir neden olmaksızın yıkılırlar.” –Da Boss.

Roland bir şey demedi ama aklında Cort’un sesini işittİ. ‘Hata her zaman aynı yerde bulunur, benim güzel bebeklerim… Onu yeterince kınayacak en zayıf yerde.

2.Kitap: Üç'ün Çekilişi