Kayıt Ol

Karanlığın Sol Eli - Ursula Le Guin

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Karanlığın Sol Eli - Ursula Le Guin
« : 27 Ocak 2012, 20:37:30 »

Bir Ursula Le Guin klasiği...

Alıntı
“Bilim-kurgu”nun en önemli iki ödülü olan Hugo ve Nebula’yı kazanarak kısa zamanda türünün klasikleri arasına giren “Karanlığın Sol Eli”, dünyamıza çok benzeyen Kış adlı bir gezende geçer. Bu gezegende yılın en sıcak zamanlarında bile yarı-kutup iklimi yaşanır ve tüm sakinleri çift cinsiyetlidir (androjen). Cinsel kimliğin bir statü ya da güç aracı olarak kullanılmadığı bu gezegende kişiler yılın belli bir döneminde o anki hormonal durumlarına göre erkek ya da kadın olmaktadırlar. Öyle ki, birkaç çocuk doğurmuş bir ana daha sonra başka çocukların babası olabilmektedir. “Arkadaşlık” ve “sevgililik” arasındaki “boşluk” anlamsızlaşmış; insan düşüncesini belirleyen düalizm eğilimi azalmış; insanlığın güçlü/ zayıf, koruyucu / korunan, hükmeden / hükmedilen, sahip olan / sahip olunan… ve benzeri ikiliklerini oluşturan temeller zayıflamış gibidir. Cehaletin, şimdinin, mevcuduyetin ilerlemeden daha gözde olduğu bir gezegendir Kış.

Bir gün Kış’a uzaydan bir erkek elçi gelir ve onların da katılmasını istediği bir gezegenler birliğinden söz eder… Elçinin gelişiyle birlikte yerli ile yabancı, erkek ile dişi, benzerlik ile benzemezlik, parça ile bütün arasındaki ilişki ve çelişkiler insanlardaki karşılıklarını bulup yaşamaya başlarlar…

Zihni kapasitesini zorlayan hayeller kurmayı hâla sevenler için…


Künye bilgilerine ulaşmak için buraya tıklayın.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Karanlığın Sol Eli || Ursula Le Guin
« Yanıtla #1 : 27 Ocak 2012, 21:05:13 »
Ursula Le Guin adı anıldığında eğer akla ilk gelen Mülksüzler ise, diğeri de Karanlığın Sol Eli'dir.

Bu kitap size bir hikaye anlatmak için değil, insanı "insan" olarak ele almak ve başınız ağrıdan çatlayana kadar düşündürmek için var.

Gethen (ya da orayı ilk ziyaret eden insanların ona verdiği adla Kış), androjen (çift cinsiyetli) bir ırka sahip, her yerin buzullarla çevrili olduğu ve yazın bile kar yağdığı bir gezegendir. Bu gezegende bir erkek, onlar gibi belli dönemlerde farklı cinsiyetlere bürünen ve o dönemin dışında cinsiyetsiz olarak gezen insanların tam tersi bir insan olan Genli Ai, dünyalar birliğine Gethen'i de katmak için elçi olarak gönderilmiş durumda.

Hayatımızın pek çok alanında söz konusu olan ve belki de biz fark etmeden yaşamlarımızı şekillendiren cinsiyet kavramı ortadan kalkarsa ne olur, diyor Le Guin. Bu sorunun cevabını da Gethenliler üzerinden veriyor. Genli Ai'nin ağzından anlatılan kitapta, kadın veya erkek olmanın hiçbir önemi olmadığı bir toplumda tek erkek olmanın zorluklarını görüyoruz. Kadın ve erkeğin, güçlünün ve zayıfın, koruyanla korunanın ortadan kalktığı bu toplumda yalın, çırılçıplak haliyle "insan" kalıyor. Düalizmin hiç var olmadığı bir gezegende, düalizmden kopup gelen bir elçi bu insanları, varlıklarından bile haberdar olmadıkları gezegenlerle ittifak kurmaya davet ediyor.

İşte o "insan" haliyle çıplak kalan bireyin sterotipleri kaybolunca ortada hırs, mevkii sahibi olma, yönetme, paylaşma, dostluk ve politika gibi unsurlar kalıyor.

Karanlığın Sol Eli her ne kadar cinsellik konusunda (cinsellikten kasıt cinsiyet kavramıdır) çok ciddi tespitlerde bulunsa da, bununla yetinmeyip yoğun olarak bir politik oyuna da sokuyor bizi. Gethen'in birbirinden her açıdan farklı (gerek yönetim, gerek kültür) iki ülkesinde bir "yabancı" olmanın zorluklarını aktardığı gibi; bu ülkelerdeki yönetimlerin siyasi oyunlarında da Elçi ile beraber bulunuyoruz.

Belki de kitaptaki tek düalizm, "yabancı" ve "ev sahibi olma" kavramları üzerinedir.

Le Guin hayalgücü ve kalemini tekrar tekrar konuşturarak bu iki ülkenin kültürünü, mitlerini, insanlarını ve düzenini bize apaçık bir şekilde sunmaktan kaçınmıyor. Bölümler arasında daha önce bu gezegene gelmiş olan bizim gibi insanların raporlarını ya da bu iki gezegenin destanlarını görüyoruz. İki-üç sayfalık bir rahatlama, o yoğun düşünce selinden anlık bir uzaklaşmayla bambaşka dünyalara gidiyoruz böylece.

Genli Ai Kış'ta üşüdükçe biz de üşüyoruz, insanlar ona sapkın dedikçe(sürekli cinsel açıdan aktif olmayı sapıklık olarak görüyorlar) biz de garipsiyoruz. Ancak an geliyor, biz de Gethen haklı gibi cinsiyetleri bir yana bırakıp insanı insan olarak görmeyi başarıyoruz. Yine de insan insanlığını yapıyor ve yönetimlerin hırslarının kurbanı olarak pek çok şeyi göz ardı ediyor.

Bir yanda deli bir krala sahip, yeterince gelişmemiş, ancak kapılarına gelen her yabancıya yatacak bir yer veren Karhide; diğer yanda ona göre çok daha gelişmiş, bir kral yerine 33 kişiyle yönetilen, eşitlikçi Orgoreyn. Bunların ortasındaysa Elçi; tek amacı dünyalar birliğine bir gezegen daha katmak olan.

Kitaba dair söyleyeceklerimin sonuna gelirken din kabul edilebilecek iki farklı inanıştan da bahsetmek istiyorum: Yomesh ve Handaratta. Yomesh değil ama, Handaratta'da öyle bir inanış var ki, hayran olmamak elde değil. "Cahillik" kavramı inancın temeli ve bu insanlar şunu savunuyor. Burada alıntılar yaparak detaylandırmayı çok istesem de, kendizin okuyup görmesi çok daha iyi olacaktır.

Le Guin'in sevdiğim yönlerinden biri, bu farklı gezegenlerdeki farklı yaşam tarzlarına benimle aynı açıdan bakması. Ona göre aralarında ne kadar ışıkyılı olursa olsun, başka gezegenlerdeki hayatlar da birer insandır. Üç kollu ya da mavi tenli değildir hiçbiri. Belki esmerdirler, belki gözleri çekiktir, hatta belki Gethen'deki gibi androjendir ancak hepsi insandır.

İçdeniz Balıkçısı ve Mülksüzler'de gördüğümüz diğer gezegenler olan Arz, Hain, Terra ve Ceti adlarını burada bir kez daha duyuyoruz. Kendi oluşturduğu dünyalar sistemini bu kitapta da kullanıyor, kısaca.

Böylece bir yorumun daha sonuna gelirken, daha önce Kış'a gelmiş bir araştırmacının raporundan bir alıntıyla yorumumu sonlandırıyorum.

Alıntı
"Bir erkek erkekliğinin dikkate alınmasını ister, bir kadın kadınlığının takdir edilmesini ister, bu dikkat ve takdir ne kadar örtülü, ne kadar dolaylı olsa da. Kış'ta böyle bir şey olmaz. Bir insan sadece insan olarak ele alınır ve değerlendirilir, ürkütücü bir deneyim bu."

Karanlığın Sol Eli okuduğum en sağlam kitaplardan biri, ancak o kadar yoğun ki her okuyucu kitlesi ve zevkine kesinlikle hitap etmiyor. Bu kitabı okumak için belli bir birikiminiz ve ilginiz olması gerekir. Yoksa kitap size sadece bir başağrısı olacaktır.

Çevrimdışı oguzkaan

  • **
  • 92
  • Rom: 11
    • Profili Görüntüle
Ynt: Karanlığın Sol Eli || Ursula Le Guin
« Yanıtla #2 : 19 Eylül 2014, 01:55:32 »
Bilimkurgu türünün neden herkesin okuması veya okumayı denemesi gereken bir tür olduğunu kanıtlayan harika bir eserdi.

Bilimkurgu, şurdaki uzay gemisine kim ateş etti, şu gezegeni de keşfetsek mi, bizi saldıran uzaylıları öldürelim, distopik bir gelecekte ergenlerin başına gelenlerden ziyade uç fikirlerin araştırıldığı ve anlatıldığı bir tür olarak anılmalıdır. Ve bunu en iyi başaran yazarlardan biriside Ursula K. Le Guin.

Kitaptan bir pasajda bunu oldukça güzel ve benim kurabileceğim cümlelerden çok daha anlaşılabilir bir biçimde anlatıyor.

   
Alıntı
Tamam, kitaptaki insanlar androjen; ama, bu bin yıl içinde hepimizin androjen olacağı kehânetinde bulunduğum ya da her nedense androjen olmamız gerektiğini düşündüğüm anlamına gelmiyor. Ben sadece bilimkurguya özgü o acayip, sapkın ve düşünce -deneysel tarzda, belli havalarda, günün belli, biraz tuhaf saatlerinde bize bakarsanız zaten öyle olduğumuzu görürsünüz gibi bir gözlemde bulunuyorum. Kehânetler savurduğum, "bu böyle olacak" dediğim falan yok. Sadece betimliyorum. Psikolojik gerçekliğin bazı yönlerini romancıların hep yaptığı gibi, yani şık ve ayrıntılı yalanlar uydurarak betimliyorum.



LeGuin Karanlığın Sol Eli'nde doğuşumuzdan itibaren beynimize dikte olan erkek-kadın kavramlarının hiçbir anlam taşımadığı Kış gezegeninin çift cinsiyetli(hem eril hem dişil üreme organlarını bulunduran) sakinlerini anlatıyor. Gezegenler arası birliğin Elçi'si olarak Kış gezegenine gelen Ai, hermafrodit canlıların bu buzul çağındaki gezegende hayatta kalışlarını ve bizim cinsiyet kavramını koyduğumuz yere insanlık, bütünlük gibi kavramları koymasını anlatıyor.

Toplumda ki yerimizi cinsiyetimiz belirlemediği bir medeniyette kendinize yer edinmek için ne yaparsınız? Erkek, kadın etiketlerinin altında yatan nedir? İnsanlık mı? Onur mu? Çevreyle olan etkileşim mi? Bunların cevabını vermek zor hatta bir bakımdan imkansız. Henüz daha cinsiyet değiştiren insanlara tahammül edemezken, çocuk doğurmuş babalarla nasıl empati kurabiliriz ki?

İşte bu yüzden, Karanlığın Sol Eli, bilimkurgunun sayfa çevirten eserlerinden sıkılmış ve aslında türün en önemli özelliği olan deneysel fikirlerin keşfini okumak isteyen herkesin okumasını şiddetle tavsiye edeceğim bir eser.

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Karanlığın Sol Eli - Ursula Le Guin
« Yanıtla #3 : 07 Eylül 2016, 04:37:48 »
Feminizm çerçevesinde ortaya atılan pek çok teori var. Bunlardan biri şöyle bir şeydi, yanlışım varsa düzeltin: Cinsiyetler arası farkın yarattığı eşitsizlik çözülürse, pek çok sorunun çözüleceği görüşü.

Le guin'in buna yanıtı: Bir iki şeyi belki çözülür gibi olur. Ama pek çoğu, olduğu gibi kalır.

Kış halkının monarşi ile yönetilen kısmı, bürokrasiyi günlük dilde söz sanatına katarak ek kurumlara gerek duymadan yönetimi sürdürüyor. Kış halkının nispeten demokrasiyle yönetilen tarafıysa bürokratik kurumların her şeyi kontrol etmeye çabalamasıyla sistemlerini işletiyor.

Bu iki tarafı inceleyip karşılaştırınca, iktidarların nasıl ve ne şekillerde yönetimi sağladıklarına şahit olunuyor. Ne gibi handikaplar yaşayabilecekleri gözler önüne seriliyor.

Bir tarafın sınırları içerisinde elini kolunu sallayarak her yere gidilebiliyor iken, öbür tarafta kimliksiz adım atılamamasına bağlantılı olarak insanlık tarihimiz ve şu anki dünyamız hakkında düşünmeye sevk ediyor. Nereye ait olduğunuzun sistematikleştirilmesi, yönetimiz gücünü sağlamlaştırırken olmadık trajedilere sebep oluyor.

Karanlığın Sol Elinde üzerine düşünülebilecek ayrıntılar ile bezeli:

Güneşin altında saklanacak bir şey yok lafına tezat, her şey ortadayken bile nasıl yalan söylenip aldatılabileceği gerçeği, kitabın her noktasına sinmiş.

Tamamen farklı bir topluluğun arasında yaşamanın getirdiği ruh hali kelimelerden yansıyor.

Çevre-Biyoloji-Kültür ilişkisi kitabın her yerinde. Kış halkının tarihinde. Kış halkının inançlarında. Kış halkının mitolojisinde. Kış halkının ulaşım alışkanlıklarında. Kış halkının sosyal yaşamında. Bay Ai'nin kendinde.

Bu itiraf iddialı olacak. Biyolojileri ile paralel gelişmiş kültür, dünya ve evren anlayışları anlaşılabilir geldi. Bay Ai'nin aksine, olaylara hakim olabilmenin verdiği ayrıcalıktan böyle düşünüyor olabilirim belki de. Belki de, onları anlayabileceğim yanılgısıyla anlayabildiğimi farz ediyorumdur.

Kış halkı ile yaşadıkları gezegeni karşılaştırınca, gezegen de halk da birbirlerine benziyor dedim. Bitmeyen kışın hakim olduğu gezegen, değişimin kıyısından dönüp eski haline geri geliyor. Kış halkı çocukluk ile ergenlik arasında, biyolojik olarak doğurgan bir döngü içinde devinip duruyor.

Kış halkına androjen diye tanımlamak yetersiz. Onları tanımlayım derken eksik kalan, yanlış olan bir şeyler varmış gibi. Çocuğumsu-Ergensiler? Belki bu tanım daha uygun düşer onlar için. Kim bilir.

Organik bir yapısı var Karanlığın Sol Eli'nin. İncelemek için elinizde tutmaya çabaladığınız canlı balık gibi kıvrak. Bir yerden kavramaya çalışılsa öteki taraftan kayıp gidecek cinsten.

Serinin, yazım tarihi olarak önceki üç kitabının ortaya koyduğu fikirler rafine edilmiş. Bununla yetinilmeyip, üstlerine yeni fikir ve bakış açıları eklenmiş. Öncüllerinin açtığı yolda çıtayı ileriye taşımış. Buradan ilk üç kitabın toplamı olduğunu iddia ettiğim anlaşılmasın. Karanlığın Sol Eli kendine haslığa sahip. Anlatmak istediğim, bir yazarın kendine haslığı koruyarak bir öncekinin üstüne bir tuğla daha koymuş olabilmesinden bahsediyorum.

İyi ki varsın, Tatlım :).

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Karanlığın Sol Eli Televizyona Geliyor!
« Yanıtla #4 : 13 Mayıs 2017, 13:29:13 »

Ursula Le Guin’in 1969 yılında kaleme aldığı ve hem Hugo hem de Nebula ödüllerine layık görülen bilimkurgu başyapıtı Karanlığın Sol Eli, bir televizyon dizisi olarak karşımıza çıkmaya hazırlanıyor.

Detaylar: http://kayiprihtim.com/haberler/dizi/karanligin-sol-eli-televizyona-geliyor/
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Karanlığın Sol Eli - Ursula Le Guin
« Yanıtla #5 : 14 Mayıs 2017, 10:08:25 »
Bilemiyorm  :-\ Le Guin'in de destek vermesi iyi ama sorular soruları kovalıyor.

Kış halkının bilinç yapısı ve evren anlayışı nasıl aktarılacak? Kitabı okumamış izleyicileri soğutmadan hikaye nasıl anlatılacak? Kış'ın dünyası nasıl yansıtılacak? Kış halkının görünüşü nasıl olacak?

Sorular sorular...