KATİL KIŞ
Beyaz kefenini giymiş Dünya sanki. Soğuk yine soğuk… Musalla taşında yatan cansız bir beden yeryüzü. Kasvetli… Kış kapıya dayandığında ölüm getiriyor yanında. Belki de umutsuzluk… Peki ya ne zaman görünecek güneş? Ne zaman karanlığımız aydınlanacak?
Çiçekler… Yine soğuk. Boyunlarını bükmüşler. Kış, katili onların. Yapamıyorlar… Karşı koyamıyorlar katillerine. Belki de bekliyorlar onları kurtaracak baharı.
Yağmurlar… Esaretlerinden kurtulmuşlar. Bulutlar ağlıyor sevdikleri için. Toprak için, çiçekler için, ağaçlar için ağlıyorlar.
Rüzgârlar… Nefretlerini kusmuşlar kışa. Pencerelerle kavga ediyorlar adeta. Büyük bir öfkeyle vuruyorlar toprağa, ağaçlara… Kışın yok ettiği baharı özlüyorlar.
Peki ya insanlar? Evlerine kapanmış, şöminelerinin başında sıcak kahvelerini yudumlarken hiç mi korkmuyorlar soğuktan? Yoksa mutlular mı? Hayır! Onlar da bekliyor baharı, yeşillikleri, toprağın kokusunu duymayı…
Doğa tanrıya yalvarıyor baharı serbest bıraksın diye. Daha çok ölüm getirmesin kış, karanlığa gömülmesin Dünya, Yas tutmasın sevdiği için Güneş…
Ve beklenen…
Bahar geliyor çok uzaklardan. Güneş sımsıkı sarılıyor Dünya’sına. Isıtıyor sevgilisini tüm sıcaklığıyla. Çiçekler yeniden açıyor, toprak yeniden neşeleniyor.
Ama insanlar yine mutsuz… Kışı bekliyorlar sabırsızca.
SON