Rai'lur benim kulağıma maskülen bir isim gibi geldi. "Kadınlardan biri..." cümlesini okuduğum zaman "Kadınlar mı, bir tane kadın yok muydu?" diye düşündüm.
"Kadınlar biraz daha yürüdükten sonra mağarada bir duvarın önünde durdular." Bence burda "kadınlar" demenize gerek yok. Onu atınca daha hoş duruyor. "Kadın" kelimesinin kulağa çarpacak kadar sık kullanımını da böylece engelleyebilirsiniz.
Kırmızı cübbeli kadın duvarda bir şeyler yapıyor, çizgiler çıkıyor, tapınak çıkıyor. Ama burası okuyucu için biraz hızlı ilerliyor ve yeterince gözde canlandırılamıyor. Bence bu kısımları biraz daha ayrıntılı betimleyebilirsiniz. Sarı çizgiler tam olarak ne şekildeydi? Duvarın neresinde duruyordu, birbirinden nasıl ayrıldı...
Tapınak biraz daha betimlenebilir bence... Çünkü önemli ve güçlü bir mekan, üzerinde biraz daha durulabilir.
Kırmızı cübbeli kadın Rai'lur'u yere seriyor, bir kitap beliriyor. Bu kısımlar çok çok çabuk ilerlemiş. Nasıl bir hareketle yere seriyor Rai'lur'u? Sanki her şey çabucak olup bitiyor, tam anlaşılmıyor.
Bir de bu kadın, diğerini neden yere serme ihtiyacı duydu? Devamında bunu gerektirecek hiçbir yer yoktu. İkisi arasındaki ilişkide yaşanan bir gerilimden de bize bahsedilmedi.
Kadının kitabı aldıktan sonraki konuşmaları gerçekçi değil. Kadın mağarada duruyor. Kendi kendine konuşabilir, en fazla Rai'lur ile konuşur. Ama "Yıllarca bunu aradık ama şimdi onu bulduk. Biz kim miyiz? Biz Kihra’nın Çocuklarıyız. " derken, bu kadın okuyucu ile konuşuyor. Böyle bilgileri karakterlerin ağzından vermek her zaman daha kolaydır ama doğru değildir. Bu bilgileri doğru bir şekilde, okuyucuyu meraklandırarak sunun.
Şimşek zemine indi. Bence bu anın çarpıcılığını arttırmak için bir şeyler daha yazılabilir.
Ama her şeye rağmen (bunun ilk yazınız olduğunu da düşünürsek) üzerine gidilirse güzel sonuçların çıkacağına inanıyorum.
