Kayıt Ol

Kırmızı Araba

Çevrimdışı Bardes

  • **
  • 210
  • Rom: 13
    • Profili Görüntüle
Kırmızı Araba
« : 09 Ağustos 2010, 16:44:37 »
 
  Marcel’in oyuncak dükkanı evimizin bir sokak aşağısındaydı. Annemin elinden tutmuş, dükkanın önünden geçerken kafamı kaldırıp anneme baktım. Annem içimden geçeni anladı, “Peki” anlamında tebessümle başını eğdi ve ardından oyuncakçının kapısından giriş yaptık. Önce kapının üstündeki rüzgar gülünün sesi, sonra Marcel’in Noel Babavari “Ho ho ho”su karşıladı bizi. “Hoş geldin küçük.” diyerek başımı okşadı koca göbekli oyuncakçı. Soran gözlerle baktım. “Üzgünüm evlat, istediğin araba gelmedi henüz.” dedi. Dudaklarımı büktüm, gıkımı çıkarmadan çıktım dükkandan. İki haftadır aynı şeyi söylediğinden Marcel’in beni kandırdığını sanıyordum.

  Yanılmışım.

  Bir hafta sonra, üç haftadır beklediğim arabanın gelmiş olması umuduyla tekrar Marcel’in dükkanındaydık. Tezgahın üzerindeki karton kutuyu alıp bana uzattı. Heyecanla ve içinde ne olduğunu bilerek açtım kutuyu. Kırmızı arabam, beyaz köpüklerin arasından parlıyordu. Marcel’in koca göbeğine sarılıp ona teşekkür ettim. “Bir şey değil evlat.” dedi. “Bu arada dolapta buz gibi limonatam var. İçeriz değil mi?” diye sordu anneme dönerek. Cevabı beklemeden dükkanın arka tarafındaki mutfağa gitti. Annem de taburenin birine oturdu.

  Kırmızı arabamı kutusundan çıkardım. Hayran hayran seyrettim. Kapılarını açıp içini iyice kontrol ettim. Kirlenir diye yerde oynamaya kıyamıyordum. Tezgahın üstüne koydum. Geriye doğru hafifçe çektim ve elimden bıraktım. Araba, tezgahın sonuna kadar yavaşça ilerleyip durdu. Tam o sırada benden yaşça büyük olan çocukların oynadığı top, dükkan vitrinini delip arabamı yere düşürerek tezgahın arkasındaki duvara çarptı. Marcel, neler olduğunu anlamak için hışımla mutfaktan çıktı. Yerdeki arabamı tabi ki fark etmedi ve üzerine basıp kaydı. Cam parçalarının üzerine yüzükoyun düşüverdi. İri gövdenin altından arabamla aynı renkteki sıvı ağır ağır süzüldü. Büyük bir cam kırığı şah damarını kesmişti.

  Kocasının gözleri önünde ölmesine yüreği dayanmayan annem, kanların üzerine bir daha kalkmamak üzere yığıldı. Bağırış çağırış, ağlaşmalar ve panik içindeki insanlar bir anda dükkanı doldurdu. Biri beni kucaklayarak dışarı çıkardı.

  Ve ben o gün, bir daha kendilerinden kırmızı araba falan istemeyeceğime Marcel’e ve anneme söz verdim.

Çevrimdışı Jean Valjean

  • **
  • 281
  • Rom: 17
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kırmızı Araba
« Yanıtla #1 : 09 Ağustos 2010, 16:49:57 »
İlk paragrafı okurken çocukluk günlerimi hatırlıyordum, fakat daha sonrasında gelişen olaylar beni tekrar gerçeğe döndürüp hüzünlendirdi. Güzel bir deneme olduğu kanaatindeyim, tebrikler.
He Who Dwells Beneath The Waves

Çevrimdışı Bardes

  • **
  • 210
  • Rom: 13
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kırmızı Araba
« Yanıtla #2 : 11 Ağustos 2010, 16:33:12 »
Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim :)

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: Kırmızı Araba
« Yanıtla #3 : 11 Ağustos 2010, 16:38:53 »
Hmm... Çok güzel bir öykü, hiç beklemediğimiz bir yerden vurdu. Marcel öldü mü yaşıyor mu Bardes orasını çok merak ettim?
May the force, be with you.

Çevrimdışı Bardes

  • **
  • 210
  • Rom: 13
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kırmızı Araba
« Yanıtla #4 : 11 Ağustos 2010, 16:46:55 »
Ölmediğini düşündüren ne ola ki?

Çevrimdışı Marius

  • ****
  • 1109
  • Rom: 31
  • poor misguided fool
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kırmızı Araba
« Yanıtla #5 : 11 Ağustos 2010, 16:48:06 »
Jean Valjean'ın da dediği gibi başlarda bir an çocukluğuma döndüm. Ancak sona geldiğimde acı gerçek beni çocukluğumdan çıkardı götürdü.

Çok severim bu tür beni eskilere götüren, çocukluğumu tekrar yaşatan yazıları. Yazın kısa olmasına rağmen beni içine öyle bir aldı ki, oyuncak arabayı aldığında sevinci ben de paylaştım :). Hiç böyle bir son beklemiyordum, bir şok yaşadım denebilir. Ama sonunda olayı döndürebilmen harika olmuş!
After I count down, three rounds, in hell I'll be in good company.

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: Kırmızı Araba
« Yanıtla #6 : 11 Ağustos 2010, 16:49:53 »
Ölmediğini düşündüren ne ola ki?
Söz veriyor ya Marcel'e bir daha kırmızı araba istemeyeceğine. Bu sözü yaşayan birine mi veriyor, ölü birine mi veriyor anlamadım :D
May the force, be with you.

Çevrimdışı Bardes

  • **
  • 210
  • Rom: 13
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kırmızı Araba
« Yanıtla #7 : 11 Ağustos 2010, 18:02:41 »
Marius,

Yorumun beni pek bir mutlu etti, çok teşekkürler :). Sonunun bu şekilde biteceğini ben de beklemiyordum.

Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kırmızı Araba
« Yanıtla #8 : 17 Ağustos 2010, 15:57:12 »
Bu hikaye hakkında söylemek istediğim tek bir cümle var:

''Neden böyle bitti ki be şimdi bu durup durduk yere?''

Çevrimdışı alper

  • **
  • 143
  • Rom: 10
  • don't let'em tie you to the stake :P
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kırmızı Araba
« Yanıtla #9 : 18 Ağustos 2010, 00:48:46 »
Küçükken yazlığımızda, uzaktan kumandalı arabama yeni kavuşmamın heyecanı ile evin içinde düzenli olarak 4-5 saat içinde 1 paket kalem pil bitirdiğim günlerden birinde, arabamı istemeden mutfaktan çıkan annemin ayağına çarptırmıştım, elindeki sürahiyi düşürdü ve zorlukla kapıya tutunarak cam kırıklarının üstüne düşmemeyi başarmıştı.

Çok kötü bir şeyi anımsatıyor olabilirdi bana bu yazı, şansın da yardımıyla keyifle okuduğum bir yazı oldu :)

Not: Yazıyı Anneme postaladım.
Anneme gönderdiğim Not : Bak boşuna kızmışsın daha kötüsü de olabilirmiş ! :)

İkimizi de eskiye götürdüğün için teşekkür ediyoruz

Çevrimdışı Bardes

  • **
  • 210
  • Rom: 13
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kırmızı Araba
« Yanıtla #10 : 19 Ağustos 2010, 01:48:51 »
Malkavian,

Bilemeyeceğim. İnsanın bir anı bir anına uymuyor. Yazmaya başlarken sonunu düşünmeyince ruh haline göre şekilleniveriyor yazdıkların sanırım. Ruh hali demek de doğru değil belki. Bunu yazarken kederli falan da değildim hani. Olmadık bir zamanda aklıma gelenin yazıya yansıması daha mantıklı. Şu an sözde soru cümlesine cevap verdiğim farkındayım ama söylemek istedim :).


Clorus,

Asıl ben teşekkür ederim bu yorum için :). Tuhaf bir şey şu yorumu okuyup da hissettiklerim. Başka bir kelimeyle tanımlayamam sanırım, tuhaf... Neyse ki fena bir etki yapmamışım diyorum sadece.

Ynt: Kırmızı Araba
« Yanıtla #11 : 19 Ağustos 2010, 14:27:15 »
Farklı ve hoş bir hikaye.İnsan hikayedeki duyguları hissedebiliyor.Çocuğun o oyuncağı ne çok istediğini yansıtabilmişsiniz.Ve sonununda öyle olmasını beklemezdim açıkçası. :) Değişik bir son olmuş.