Kayıt Ol

Kırmızı

Çevrimdışı Bardes

  • **
  • 210
  • Rom: 13
    • Profili Görüntüle
Kırmızı
« : 30 Mayıs 2011, 23:19:54 »
Spoiler: Göster
 Belki farklı bir havaya bürünür diye başladığımı ama devamını getiremediğim bir yazı. Burada olması halinde devamı gelir belki diye düşünüyorum. Ama hiçbir şey olmaya da bilir. Yazılmaması gerekiyor bile olabilir.
                                         
                                                                   Kırmızı

Yüksek binalar arasında sıkışıp kalmış, restore edilmediği takdirde üç vakte kadar yıkılacakmış gibi duran evlerin olduğu dar bir sokaktan geçiyordu kız. Yaklaşık on beş dakikadır yürüyor olmasına rağmen, günlerdir yürüyormuş gibi hissediyordu. Düşünceliydi ve heyecanlı. Yanından geçtiği siyah bir arabanın üzerindeki yansımasına bakarak şalını düzeltti. Güzel görünmeliydi. Yeni aldığı kırmızı elbiseyi giymişti. Karpuz kollu, önden düğmeli, kısa etekliydi elbise. Ama bütün bunlardan öte, kırmızı.

Tırnaklarını, kırmızı ojeleri bozulur diye yememişti. Bunun yerine dudağında dağıtmıştı heyecanını. Dudağındaki ruj, ısırılmaktan sağa sola bulaşmıştı ve kırmızıydı. Çantasından çıkardığı ıslak mendille düzgünce sildi ruju, yeniden sürdü. Kırmızıdan öte bir kırmızı...

Üstüne başına çeki düzen verme işini tamamladıktan sonra yoluna devam etti. Eve yaklaştıkça, kalbinin daha hızlı çarptığını duyabiliyordu. Kendisinden başkasının da bu sesi duyabileceğinden neredeyse emindi.

Yedi katlı uçuk pembe yapının önüne geldiğinde durdu. Kenarları yaldızlı çerçeveli levhada şöyle yazılıydı: Konuk Apartmanı.

Cevabını çok iyi bildiği halde kendi kendine "Acaba geldiğimi görmüş müdür?" diye sormadan edemedi. Tek kelimelik bir mesaj yazıp yolladı ona: "Geldim."

O, mesajı okuyunca biraz şaşırmıştı aslında. Kızın, evine gelecek cesareti gösterebileceğinden emin değildi. Ama gelmişti işte. Kapıya gidip üzerinde otomat yazan düğmeye bastı. Apartman kapısı rahatsız edici bir sesle açıldı.

Kız, kapıyı usulca itip apartmana girdi. Önünde uzun bir koridor, koridorun sonunda da asansör vardı. Üzerinde de büyük harflerle "ARIZALI" yazan bir kağıt... Yedi kat merdiven çıkmak zorunda kalması hiç umrunda olmadı.

Son katın merdivenlerini çıkarken gözlerini onun dairesine dikmişti. Kapı aralıktı. Son basamağa geldiğinde o, kapıda belirdi. Tam o sırada kızın yüzünde beliren gülümseme görülmeye değerdi.

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kırmızı
« Yanıtla #1 : 30 Mayıs 2011, 23:37:11 »
Bu kadar kırmızıdan sonra yazının sonunda bir de kanın kırmızısını görmeyi beklemedim değil.
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kırmızı
« Yanıtla #2 : 31 Mayıs 2011, 17:05:27 »
İnsanlar size hikayelerini meraklandırarak anlatmaya başladığında güzel oluyor. Bekliyorum devamını, bakalım ne olacak.
try again fail again fail better

Çevrimdışı Demigod

  • **
  • 253
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kırmızı
« Yanıtla #3 : 31 Mayıs 2011, 17:20:41 »
Evet güzel olmuş.  Yalnız başlık kırmızı olmasına rağmen buna basit ayrıntılarda yer verilmiş. Sanırım devamında üzerinde durulacak. Merakla bekliyorum. Ellerine sağlık.
“Bu basit ama anlatması pek de kolay olmayan bir hikaye. Tıpkı bir masal gibi. Masallarda ne kadar hüzün varsa o kadar hüzünlü ve en az masallardaki kadar çoşkulu bir hikaye.”
-La vita è bella

Çevrimdışı Bardes

  • **
  • 210
  • Rom: 13
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kırmızı
« Yanıtla #4 : 27 Haziran 2011, 23:13:27 »
Nasıl olmuştu da gelmişti bilmiyorum. Ama şimdi bunu düşünmeyecektim. Nihayetinde gelmişti ve önemli olan da buydu.
 
"Hoş geldin." dedim. Bir şey söylemedi, sadece gülümsüyordu. Gülümsemesi, fırından henüz çıkmış sıcak ekmeğin üzerinde eriyen tereyağı gibiydi. 

Şalını ve çantasını vestiyere astıktan sonra odama geçtik. Çalışma masamın önüne gidip durdu. Masanın dolap kısmında asılı duran karikatüre bakıyordu. Soran gözlerle arkasına döndü. Bir şey söylemem gerektiğini hissettiğimde "Evet," dedim, "iki yıldır orda duruyor." Sanırım onu saklayacağımı falan sanmıyordu ve bu yüzden biraz şaşırmıştı. Karikatürü izlemeyi bıraktıktan sonra kitaplığa gelmişti sıra. Kitabın birini sanki hazine bulmuş gibi çıkardı raftan. Kapağını kaldırıp güldü. "Parmak mı bastı imza yerine?"  Her yazarın yaptığı buymuş gibi "Yapmıştı öyle bir şeyler. İstersen alabilirsin kitabı." dedim. "Alayım o zaman." deyip yanıma, yatağıma oturdu.


Yatağına oturup odayı incelemeye devam ettim. Başucundaki postere takılmıştım. Çok etkilendiğimin bir filme aitti. Filmin soundtracki kulaklarımda çalmaya başladı. Posterdeki gözün kapanıp açılması üzerine yüzümü ona çevirdim. Gözlerim, gözlerinde buluştu. Hiçbir şey söylemeden öylece duruyorduk ikimiz de. Sessizlik, kulağımdaki şarkının sesini bastırmaya yetecek kadar şiddetliydi.


Ne kadar da güzelleşmişti. Sessizliği bozmak adına bu düşüncemi söze döktüm. Kırmızının fazlasıyla iddialı olmasına rağmen, kendisi biraz tedirgin ama bunu belli etmemeye çalışıyor gibi görünüyordu.

Elimi saçlarına götürüp biraz okşadım. Karşımdaki sanki küçük bir kedi yavrusuydu. Önce hafif ürkmüş, kafası okşanınca keyfi yerine gelmiş küçücük bir pisi...

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Kırmızı
« Yanıtla #5 : 28 Haziran 2011, 09:32:46 »
İlk bölümü oldukça çekici ve merak uyandırıcı buldum. Özellikle kırmızının vurgulandığı yerler çok hoştu doğrusu. Hani apartman da kırmızı olsa tam olacakmış. Aynı vurguları ikinci bölümde de bekledim aslında ama yoktu maalesef. Mesela kızın baktığı poster, odanın perdeleri, eline aldığı kitap da kırmızı olabilirdi pekala. Çok da güzel olurdu bence.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.