Kayıt Ol

Köy

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Köy
« : 18 Aralık 2009, 03:31:25 »
KÖY

Hava, burayı her ziyaretinde sanki biraz daha erken kararıyordu. Bu süregelen durumun sebebi ise güneşin gün be gün daha erken batmasından kaynaklanamazdı. Zira Anadolu’da, saat öğlen ikide güneşin batmaya başlaması coğrafi bakımdan mümkün değildi. Nereden estiyse, her zaman bisikletiyle geldiği yolu yürüyerek kat etmişti bu kez. Hafifçe esen rüzgârla sallanan, köyün kenarları paslı tabelası, yol yorgunu Selim’e olanca sıcaklığı ve fazlasıyla kayda değer saygısıyla ‘hoş geldiniz’ diyordu.       

Selim’in gözlerinden Saksağan Köyü’ne bir bakış atalım. Burası için söylenebilecek en ‘aydınlık’ kelime ‘ürpertici’ olabilir. Öyle ki, sağınıza, solunuza; bir yüz metre önünüze baktığınızda göreceğiniz şey, hep aynı saman çatılı, gri tuğla duvarlı köy evlerinin doldurduğu, çatlamış topraklı bir manzara. Otuzdan fazla, yirmiden az olmayan; duvarlarında çıkıntılar, ufalanmalar görülebilecek evler. Camsız, karanlık pencereler, üzerinize dikilmiş, en az yirmi çift kapkara gözün bomboş bakışını hissettiriyor size. Bir köyde görmeyi bekleyebileceğiniz ahırlar, ağıllar, kümesler, hatta tarlalara hiç ihtiyacı olmamış gibiydi bu köyün. 

Yirmi metre ilerdeki ilk eve doğru adımlarını sıklaştırdı. Burada çok kalmayacaktı. Hava tamamen kararmamak için elinden geleni yapıyordu ama ondan da çok şey beklememekte fayda vardı tabi.

Diğer bütün evler gibi bu da karanlık gözleriyle dalgın dalgın ona bakmaktaydı. İtse kolaylıkla açılabilecek olan tahta kapısını tıklatmak üzere elini kaldırırken kapı aniden, sertçe açıldı. “Hoş geldiniz, Selim. Lütfen içeri buyurun. Ayakkabılarınızı çıkarmanıza gerek yok.” Ali’nin sesi her ne kadar fazla isterik gelse de, tamamen güvenilir biriydi. Önceki ziyaretlerinde de aynı konukseverliği göstermiş ve Selim’in kapıda, ayaküstü anlattığı her şeyi can kulağıyla dinlemişti. Sevdiği biriydi. Buradaki diğerleri de öyle, ama Ali’nin yeri farklıydı. O ilk evde oturuyordu. En yakın olanda.

İçeri girmek istemediğini, nitekim burada çok kalamayacağını söyleyen Selim iznini istedi ve hemen sağ taraftaki eve doğru yollandı fakat Ali’nin titreyen, isterik sesinin arkasından ona yönelttiği soru ile irkildi. “Bisikletinize bir tur binebilir miyim?”

Ali’nin daha önce hiçbir soru sormadığından emindi. Buradaki ‘kimsenin’ soru sormadığından emindi. Kaldı ki, bu sadece bir soru değil, aynı zamanda bir istekti de. Bir şey istediklerini de hatırlamıyordu daha önce. Neden şimdi? Nasıl cevap vereceğini bilemiyordu. En iyisi basit gerçeği söylemekti. “Bu sefer yayan geldim.” Ali’nin boş bakışları evininkileri taklit ediyordu. Cevabını yineledi Selim. “Bisikletle gelmedim bu sefer.”

Hıçkırıklar içinde ağlayan bir Ali’yi görmek aklının ucundan geçmezdi Selim’in. Koşarak evine giren Ali, açışının aksine, kapıyı neredeyse şefkatle kapadı ve ağlayışının sesi de evin içinde yitiverdi.

Hava birkaç saniye içerisinde kararmış olmalıydı, çünkü Ali’yi rahatlıkla görebiliyordu hemen az önce. Ama şimdi burnunun ucunu dahi göremez olmuştu. Birinin, zayıf ışık veren bir kandili bir anda söndürmesi gibi…

“Siz de böyleydiniz,” dedi Selim. “Siz de böyleydiniz.”


                           Elerki Taşkın          
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Köy
« Yanıtla #1 : 18 Aralık 2009, 09:12:22 »
Bu epey ilginç ve şaşırtıcı bir yazı. İlgibç bir kesiti anlatıyor. Devamı var mı? Yoksa sadece bir durum mu?
try again fail again fail better

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Köy
« Yanıtla #2 : 18 Aralık 2009, 11:12:39 »
Amras Ringeril,

Teşekkür ederim. Bu yazımın devamı yok. :)
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Köy
« Yanıtla #3 : 18 Aralık 2009, 13:45:30 »
Devamının olmaması üzücü. Potansiyeli olan, ilginç bir "bölüm" olmuş çünkü. Uygun bir vaktinizde devamını azmayı ciddi ciddi düşünmelisiniz bence.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Shinigami

  • **
  • 166
  • Rom: 2
  • There is nothing about me
    • Profili Görüntüle
Ynt: Köy
« Yanıtla #4 : 18 Aralık 2009, 14:58:24 »
Teması epey ilgi çekici ve farklı doğrusu, çok hoşuma gitti. Acaba daha sonra Selim ile Ali'nin arasında neler geçeceği aklımda soru işareti bıraktı doğrusu. Gerçekten çok doğal ve akıcıydı, ben de mit'e katılarak devamını yazmanı salık veririm. :)

Çevrimdışı Berre

  • ****
  • 1340
  • Rom: 34
  • Güle güle fermuar!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Köy
« Yanıtla #5 : 18 Aralık 2009, 18:29:44 »
Okul ve ev arsında mekik dokuduğum için benim içinde hava fazla çabuk kararıyor. Bunun farkına vardım diyebilirim. Yazı ise oldukça güzel. Benim için önemli şeylerden biri yazıda anlatılan yeri kafamda rahat bir şekilde canlandırabilmemdir ve yazınız da bu yönden gayet güzel olmuş. Tebrik ederim.
Tek bir kusuru var o da arkadaşların dediği gibi devamının olmaması :) Tabi siz devamını yazmıyorsanız olmak zorunda değil bu da var...

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Köy
« Yanıtla #6 : 18 Aralık 2009, 20:21:55 »
mit, Dark BattLe, berre,

Yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Devamının olmayacağını planlayarak yazdım. Mekan ve tip isimlerini; bizzat kendilerini de aslında buna göre seçtim. :) Çok içime dönük belki ama...

Tekrar çok teşekkür ederim zaman ayırıp okuduğunuz, yorumladığınız için. :)
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı deanna

  • **
  • 324
  • Rom: 9
  • ***
    • Profili Görüntüle
Ynt: Köy
« Yanıtla #7 : 23 Aralık 2009, 17:35:49 »
diğer arkadaşlarla aynı düşünceleri paylaşıyorum. benim de " devamı gelse hoş olurdu." demem yersiz olur herhalde son yorumdan sonra. neyse böyle de güzel bi paylaşım olmuş tebrik ediyorum..

.


Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Köy
« Yanıtla #8 : 24 Aralık 2009, 19:37:04 »
deanna,

Zaman ayırıp okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Bu kadar ile kalması gerekiyordu. Bazı durumları, bazı hisleri anlatmaya çalıştığım bir kısa hikaye oldu diyebilirim. :)
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı diana

  • ***
  • 513
  • Rom: 16
    • Profili Görüntüle
Ynt: Köy
« Yanıtla #9 : 30 Aralık 2009, 23:07:59 »
Elerki,genellikle yazılarının tadı hep damakta kalıyor.Yine harika bir hikaye.Ve bir o kadarda ilginç...

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Köy
« Yanıtla #10 : 30 Aralık 2009, 23:24:28 »
diana,

Takip ettiğiniz, okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Elimden geldiğince daha iyilerini yapmaya uğraşıyorum. Yorumlarınızı esirgemeyiniz, tıpkı şu an yaptığınız gibi. :) Daha iyi olabileceğini düşündüğünüz şeyleri de söyleyiniz lütfen.

Tekrar çok teşekkür ederim.
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Ynt: Köy
« Yanıtla #11 : 02 Ocak 2010, 21:56:42 »
İlginç bir yazı olmuş. Diana'nın da dediği gibi, yazıların tadı hep damakta kalıyor.
Ben bundan oldukça memnunum. :)
Bizimle paylaştığın için teşekkür ederim.
Ve tabi ki...
Devamını bekliyorum. :)


Haykırmak mı istiyorsun karanlığa?
Öyleyse seni tutan ne?
Avazın çıktığı kadar bağır karanlığa,
O, herkesten çok daha iyi anlar seni aslında...

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Köy
« Yanıtla #12 : 02 Ocak 2010, 21:59:59 »
Angels.Of.Darkness,

Devamının olmasını düşünmediğim bir hikaye bu. Bir çeşit durum diyebiliriz... Kısacası, bu hikayenin devamı yok. Eh, siz 'devam' derken 'yazmaya devam' etmeyi kastettiyseniz, ondan şüpheniz olmasın. :)

Beğenmeniz mutlu etti beni. Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Ynt: Köy
« Yanıtla #13 : 02 Ocak 2010, 22:05:05 »
Yazının devamını yazman gerektiğini düşünmüyordum, açıkçası aklımdanda geçmedi çünkü dediğim gibi, tadı damağında kalmış ve ben bundan büyük bir haz alıyorum. :)
Evet, kastettiğim kesinkes 'yazmaya devam'dı. :)


Haykırmak mı istiyorsun karanlığa?
Öyleyse seni tutan ne?
Avazın çıktığı kadar bağır karanlığa,
O, herkesten çok daha iyi anlar seni aslında...

Çevrimdışı hanne

  • **
  • 326
  • Rom: 4
  • maybe one day...
    • Profili Görüntüle
Ynt: Köy
« Yanıtla #14 : 04 Ocak 2010, 19:19:41 »
Betimlemeler çok hoş olmuş bence de bir yazı okuyorsam onu kafamda canlandırmalıyım..
....Sanki bir erik ağacına çıkmıştım da orada üzüm yiyordum  ama bahçe sahibi gelince cevizleri neden yediğimi sormuştu....