Kayıt Ol

+18 Mavi Kurt Ruhu +18

Çevrimdışı yuno44907

  • **
  • 127
  • Rom: -1
    • Profili Görüntüle
Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
« Yanıtla #30 : 27 Haziran 2009, 16:21:02 »
5 Birden fazla
“Hey sen.” dedi bir ses. O bunu umursamadı. “Sana diyorum.” diye tekrarladı. Cesedi yiyen Shok durdu ve ona sesleneni koklamayı denedi. Fakat cesedin kokusu her şeyi bastırıyordu. Ona seslenen konuştuğunda ciğerlerinden çıkan sese bakılırsa iriydi ama sorun değildi. Cesedi yemeye devam etti. “Arkadaşlarımı yemeyi bırak ??ne.” dedi hiddetlenen ses. Shok sonunda arkasına bakmaya ikna olmuştu.

Arkasına dönerken “Ne var?” gibi bir şeyler söyleyecekti fakat gördüğü şey sözünü yarıda bıraktıracak kadar hayret vericiydi. Şaşkın bakışları yüzünü kaskatı kesti. O, o karşısındaki bir mavi kurttu. Evet maviydi. Yumuşak mavi tonunda ki bedeniyle karşısında duruyordu. Karnı beyazdı ve ortasında bir sembol vardı. Neyin sembolüydü bu?

“Sen bir mavi kurtsun.” dedi Shok hayretle. Karşısındaki “Evet maviyim, sen de siyah beyazsın nolmuş?” dedi. “Hayır ben beyazımsı mavi üzerine lacivert çizgiliyim, seninse bütün bedenin aynı mavi tonda.” diyerek karşı çıktı Shok. “Kapa çeneni serseri. Arkadaşlarımı yedin.” dedi mavi kurt. “Bir an onların yanından ayrılıyorum ve sen gelip bütün ailemi öldürüyorsun.” dedi nefretle. Mavi kurtlar da yavru kuşlar gibi ilk gördüklerine bağlanıyorlardı. Yoksa bu hafızasını kaybeden herkesin yaptığı bir şey miydi?

Kurtadam ailem dediği insanların intikamını almalıydı. Shok herifin kendi ırkını hatırlamadığını anlamıştı. Bu nedenle bu adam çekinmeden onu öldürebilirdi. Artık ikisi de hazırdı. Kurtadam Shok’a doğru koştu. 190 santimlik beden 220 santimlik bedene çakıldı. Shok acıyla inledi. Artık yaraları iyileşmişti fakat o bölge hala zayıftı. Karnına çakılan omuz canını gerçekten acıtmıştı. Birde ??ne iyice bastırmıyor muydu? Elektrik verdi herife. Acıyla geri sıçradı kurt. Shok onu izlemeye başladı. Tekniklerini anlamalıydı.

Kurt elinde bir güç topladı. Elinin üstünde, havada beyaz bir top oluşmaya başladı. Top büyüdüğünde ve parıltısı azaldığında onun bir ateş topu olduğunu gördü Shok. Tamamen küre şeklinde bir toptu. Ateş gibi şekilsiz değildi. Küçük bir yıldıza benziyordu. Turuncu rengiyle parlıyordu. Çok yoğundu. Sanki katıydı ama kesinlikle sıvıydı. Ateş değil lavdı bu. Shok rakibini gözlemleyince nasıl bir belaya bulaştığını anladı. Artık hamlesini yapabilirdi. Elinden topa bir yıldırım gönderdi. Kurdun eli çarpılınca, elindeki top dağıldı ve elinin üstüne aktı. Eli yanmıyordu kurdun. O yanmıyordu. Shok artık korkuyordu.

Shok ona bütün gücüyle saldırdı. Elektrik ona etki etmiyordu. O zaten yanmıyordu. Ayrıca Shok onun bedenindeki elektronları hareket ettiremiyordu çünkü ısınan elektronlar çok hızlı hareket ediyorlardı ve kontrol edilmeleri zordu. Bunun üzerine Shok kaçmaya başladı. Kurt buna izin vermedi. Ateş topu fırlattı Shok’a. Shok’un artık koşacak hali yoktu. Fena şekilde yanmıştı sırtı ve bacakları.

“Derdin ne senin ha?” dedi Shok yerde yüzüstü yatarken. Kurt “Son duanı et ibne!” dedi Shok'u umursamayarak. “Dur be, ne acelen var.” dedi Shok onu öldürmek üzere olan kurda. “Ne diyorsun be?” dedi kurt. “Sen hafızanı kaybettin koç. Anneni, babanı, diğer kurtları hatırlıyor musun?” dedi Shok. “Anlıyorum. Bu seni kurtarır ama yine de sana ????vüz edeceğim.” dedi kurt.
Ne pislik herifti bu kurt. Kendi ırkından birine yabancı bir gezegende birlik olmaları gerekirken ????vüz ediyordu. Bu herif tam bir sapık olmalıydı. Shok’ta öyleydi zaten. Belki de bu onun üstünlüğünü kabul ettirme yöntemiydi.

Çevrimdışı yuno44907

  • **
  • 127
  • Rom: -1
    • Profili Görüntüle
Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
« Yanıtla #31 : 01 Temmuz 2009, 19:39:58 »
6 Tek Vücut
Rammstein-Mann gegen mann
Kader üzerimde güldü
Ve bana verdi özgürlüğü.
Sıcak bir yıldıza atılırım,
Cilde çok yakın gözden çok uzak.
Kaderimi kendi ellerime alırım.
Arzum erkekleşti.

Temiz suyun öldüğü yerde,
Çünkü kendini tuz içinde lekeler.
Küçük prensi akılda tutarım,
Kraliçesiz bir kral.
Bir kadın benim hakkımda yanıldığında
Sonra bütün dünyanın kafası karıştı.

Adam adama karşı,
Bir beyefendiye ait cildim.
Adam adama karşı,
Bir tüyün kuşları bir araya toplanır.
Adam adama karşı,
İki sahibin kölesiyim.
Adam adama karşı,
Bir tüyün kuşları bir araya toplanır.

Bütün odaların köşesiyim.
Bütün ağaçların gölgesiyim.
Hiçbir bağlantı kaçırmaz zincirim,
Şehvet arkadan çektiğinde.
Bana hain der cinsim.
Bütün babaların kâbusuyum.

Adam adama karşı,
Bir beyefendiye ait cildim.
Adam adama karşı,
Bir tüyün kuşları bir araya toplanır.
Adam adama karşı,
Fakat kalbim donar bazı günlerde.
Adam adama karşı,
Orada çırpan soğuk diller.

Schwulah

İlgilenmem denge ile.
Parlar Güneş yüzüme.
Fakat kalbim donar bazı günlerde.
Orada çırpan soğuk diller.

Schwulah

Adam adama karşı.

Shok ve Lav. Shok, Lav’ın ailesini yiyerek borçlanmıştı. Borcunu Lav’ın ailesi olarak ödedi. Evet, elbette o kurdun adı Lav’dı. Çok ortak yönleri vardı. İkisi de sapıktı, öldürmeyi seviyordu, başı boştu. Hep bunu yaptılar. Para için öldürdüler. Öldürdüklerini yediler ve bazen de ***. Hatalı ilişkileri devam etti. Nedenini düşünmediler sadece devam ettirdiler. Etrafta onlarca ceset varken buna ne gerek var diye sormadılar. Hiç düşünmüyorlardı. Sanki sürekli kafaları güzeldi ama aslında durum tamamen berbattı. Sıkılıyorlardı. Mutsuzlardı. Kendileri gibi güçlü olanlarla karşılaşmamaya çabaladılar. Sürekli kaçtılar ve saklandılar. Bu hayat çok karanlıktı. Bu yaşamak değildi.

Bir gün yanlış bir bölgeye denk geldiler. Böyle serseri hareketlerin böyle kötü şeylere neden olacağı belliydi. Bu sefer bulundukları yer suç dolu bir bölgeydi. Kumarhaneler, barlar, içinde neler döndüğü anlaşılamayan binalar, maskeli adamlar. . . .

Bir bara oturdu Shok ve Lav. Çok kalabalıktı. Bu serserilerin para kazanıp barda eğlenmekten başka hayatları yoktu. Birbirlerine sataşıyor bazen de kadınlar hakkında konuşuyorlardı. Kadınlar da vardı barda. Onlarsa erkeklerden daha serttiler. Sayıları azdı, erkeklerden daha az. Kendilerini korumak için böyleydiler hiç şüphesiz. Belli ki kişilikleri ve görünüşleri aslında farklıydı.

Shok ve Lav hatalı ilişkilerini vurgularcasına taburelerini karşı karşıya koymuş, bacaklarını birbirlerinin üstüne atmış iki sevgili gibi oturuyorlardı. Pek çok kişi onlara sataşmak istedi ama ucube gibi görünüyorlardı ve bir ucube asla anlaşılamazdı. Kısacası o iki kurtadamdan korktular. O ilginç dövmeler. Her ikisinin de bedeninde. Sanki Şeytan tarafından çizilmişlerdi. Mavi tüyler, mavi renkli kurtadam olmazdı. Boyları uzundu. Sırtları mavi, karınları beyazdı. Shok’un sırtı ve karnı neredeyse aynı renkti fakat Lav’ın bedeninde bu renk farkı çok belliydi.

Adamlardan biri dehşete kapılmıştı. Dövüş çıkacağı kesindi. Yabancılar daima dövüş getirirdi. Çelimsiz bedenlere baktı Ejder ve sırıttı. “Hey, ne o? Korktunuz mu?” dedi gülerek. Gözleri gerçekten gülüyordu. Ejder o ikisinden daha ucubeydi. O simsiyahtı. Uçabilirdi, çok hızlı uçardı. Tüm devlet peşinde olduğu halde kafasına göre gezebiliyordu. Ülkedeki en güçlü varlıklardan biriydi o. 166cm boyundaydı sadece. Sadece küçük bir bedendi. Karnında sağ omzundan sol kalçasına kadar ilerleyen ve içi görünmeyecek kadar derin birbirine paralel 3 yarık vardı. Bu dev yara ile nasıl yaşadığını kimse anlayamıyordu. Ejder’in iç organlarının halini düşünmek ise akıllara zarardı. Bütün bunlara rağmen o yara hiç kanamazdı ve o delice dövüşürken bile acımazdı.

Onun gülümsemesi bunu yapacağı anlamına geliyordu ve o da bunu doğruladı “Bunu sizin yerinize ben yaparım. Şimdi kimler kalıp izlemek ister?”. Yeni gelen yabancılara gıcık olan ama onlarla dövüşmeye cesaret edemeyen grup bir şey demeden dışarıya koştu. Barın sahibi olan kadın pompalı tüfeğini Ejder’in kafasına tuttu ve “Bunu dışarıda yapacaksın değil mi?” dedi anlamsız bakışı ve ses tonuyla. Ejder yerde yuvarlanıp kahkahalar atmaya başladı. Bu kadını ve barını bu nedenle seviyordu. “Yaşamayı gerçekten umursamıyorsun galiba.” dedi Ejder. Ona silah doğrultan bar sahibi “Ölmek umurumda değil.” diyerek cevapladı soruyu. “O halde seni o kadar hızlı öldüreceğim ki hissedemeyeceksin.” dedi Ejder. Sağ elini havada hızla sağdan sola salladı ve havada kırmızı bir kesik oluştu. Bu kesik hızla bar sahibi kadına ilerledi ve kadını iki büyük parçaya ayırdı. Küçük parçalar da vardı ama onları saymadım. Hepsi 1 saniyeden kısa sürmüştü ama kadın ölmemişti. Karnından ikiye bölünmüştü ve çok acı çekiyordu.

Shok ve Lav ise barın boşalmasını fırsat bilip öpüşmeye başlamışlardı. Masaya doğru ilerledi Ejder ve “Hey siz ikiniz. Burası benim bölgem, emirlerime uyun.” dedi. Shok ve Lav, Ejder’i görmezden gelip öpüşmeye devam etti. Belki de görmemişlerdi. Kafaları güzeldi çünkü. İçmeseler bile güzeldi zaten. Ejder öfkelendi. Hiç sabrı yoktu bu adamın. Shok’u tek eliyle kaldırıp fırlattı. Tahta eşyalar zarar gördü.

Lav ona baktı, “Hey, bu yaptığın da ne oluyor şimdi?” dedi sakince. “Burası benim bölgem dedim ??ne! Burada tanrı benim.” dedi Ejder. Lav susmadı “Şu bölge işini hiç anlamıyorum serseri. Ne yapacaksın bu bölgeyi? ???üne mi sokacaksın?”. Lav umursamaz tavırlarla devam etti ve içkisini içti. Ejder yeniden havada kırmızı bir kesik meydana getirdi ve Lav’a doğru fırlattı. Sandalye, masa ve Lav’ın elinden düşen bardak kırıldı.

Lav, Shok’a seslendi “Hey Shok, burada önemli bir sorunumuz var. Şimdi uyumayı bırakıp onunla savaşır mısın?”. Shok sızıp kalmıştı. Lav, Ejder’in ayaklarının dibinde yatıyordu ve hafif yaraları vardı. Ejder gülümseyerek Lav’ı yine tek kolunu kullanarak havaya kaldırdı. Lav ile birbirlerine bakıyorlardı. Ejder gülümsüyordu, Lav’ın bakışları yine anlamsızdı. Lav, Ejder’in yüzüne balgam attı. Ejder tiksindi ve dikkati dağıldı. Ardından Lav, Ejder’in kolunu yakıp ondan kurtuldu. Bileğinden fazlası yanan Ejder yanığı tuttu. Öfkeliydi, çok öfkeli. Sonra Lav ateş topunu hazırladı ve Ejder’e yaklaştırdı. Ejder hızla geri çekildi ve Lav’ın arkasına geçti. Şimdi Lav’ın sırtında derin bir kesik vardı. Lav acıyla bağırdı.

“Yalvarmaya başla çocuk.” dedi Ejder. Lav ondan yavaştı ve Ejder ona çok yakındı. Shok, Lav bağırınca uyanmıştı. Yerde yatarken Ejder’in Lav’ı dövdüğünü gördü. Sadece dövmüyordu, onu neredeyse doğruyordu. Bu herif, kurbanını uzaktan kesebiliyordu. Havada ilerleyen kırmızı şey yapıyordu bunu. O kırmızı şey parmak uçlarından çıkıyordu. Eli insan eli ile aynı olan bu yaratık nasıl sadece çıplak elini kullanarak bu kadar tehlikeli kesikler oluşturabiliyordu? Çok hızlı yaptığından bunu anlayamadı Shok. Sonra o Ejder’in kanlar içinde bıraktığının Lav olduğunu hatırladı. Çok dalgındı ve sarhoştu. Silkinip kendine geldi ve ona saldırdı.

Ejder, Shok onu çarpınca acı ile inledi fakat saldırı bittiğinde eski gücüyle ve hızıyla Shok’a saldırdı. Shok, Ejder onu boğazından tutup havaya kaldırınca onu yine çarptı. Ejder onu uzağa fırlatıp elektrik akımından kurtuldu. Shok’un saldırıları Lav’ı etkilemediği gibi Ejder’i de etkilemiyordu. Lav ise kanlar içinde yerde yatmış dövüşü izliyordu. Elinden gelen bir tek buydu. Shok şaşkınlığı üstünden attı. Herifin Lav’a yaptıklarını hatırladı ve bu öfkeyle ona doğru koştu. Ejder havayı kesen kırmızı şeyle saldırdı. O saldırırken Shok saldırıp onun saldırısını bozmayı denedi. Ejder kolu çarpılınca ıskaladı. Shok artık ona vurabilecek kadar yakındı. Ejder’e saldırmaya devam ediyordu ve o acı içinde inliyordu. Sonra bütün gücüyle yumrukladı onu. Ejder uçup duvara çakıldı. Elektrik akımı çok canını yakıyordu ve acı çekerken hareket edemiyordu. Ejder kalktı. Yine etkilenmemişti ve kırmızı ışığı yeniden fırlattı. Aradaki mesafeye rağmen saldırısı başarılı olmuştu. Artık Shok’ta kanlar içindeydi. Sonra Shok’u kafasından tutup kaldırdı ve hızla duvara fırlattı.

İşe yaramıyordu. Sevginin gücü filan işe yaramıyor. Her şeyi yapıyorlardı ama bu Ejder için hala oyundu. Onları yavaşça öldürüyordu. Kafalarından tutup duvarlara fırlatarak.

Çevrimdışı Lunacy

  • ***
  • 435
  • Rom: 8
  • ₪₪
    • Profili Görüntüle
Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
« Yanıtla #32 : 01 Temmuz 2009, 22:14:59 »
uzun bi eleştiri yazıcaktım vazgeçtim..

yuno sana bi tek şey söyleyebilirim, eğer fantastik edebiyattan hazzetmiyorsan, ben animeciyim edebiyatla aram yok diyorsan ve senin üslubundan farklı yazılmış eserlerden nefret ediyorsan, sinirini diğer üyelerden çıkarıp o kadar hakaret ettikten sonra "oh bee ben öfkemi attım hadi artık tartışmayalım aramız yine iyi olsun"  diyebiliyorsan, kimsenin fikirlerine saygı göstermiyorsan ve eleştirileri de kendine saldırı olarak görüyorsan sana tavsiyem sağ üst köşedeki çarpı tuşuna basıp rahatlaman. burada mutlu olamazsın çünkü, bu site "FANTASTİK EDEBİYAT" severlerin "USTA" yazarların eserlerini "OKUMUŞ", keyif almış ve görüşlerini diğer fantastik edebiyat severlerle paylaşmak isteyen "SEVİYELİ" insanların tartışma forumu. buraya üye olup yazılarını paylaşan herkes eleştiriye de açık olmalıdır çünkü insan kendini eleştirilere kulaklarını tıkayarak geliştiremez, kendini geliştirmek istemeyen ve fantastik edebiyatla ilgilenmeyen birini de bu forum mutlu edemez.

ayrıca sana kişisel bi tavsiyem olacak, ister dinle ister dinleme. burası sanal bir ortam, burda olan burda kalır ben şu masadan kalkınca "aman şu yuno da ne salak acaba nası dalga geçsem" diye düşünmeye başlamayacağım. burada kimsenin sana kişisel bir garezi olamaz, eğer varsa da sen yazdıklarınla, hareketlerinle, davranışlarınla bu duruma kendin ortam sağladın. ondan sonra da yok "ben cok farklıyım hepiniz aynısınız ondan dışlıyorsunuz ben zekiyim hepiniz salaksınız" diyemezsin, böyle devam edersen kimse seni ciddiye almaz. bu forumdaki kimse salak değil ve bırak senin farklı yada zeki olup olmadığına seni tanıyan insanlar karar versin, bunu bu şekilde söylemektense hareketlerine yansıt bırak biz diyelim yuno farklı bi tip diye.

ayrıca yazına göz gezdirdim, tamamını okumadım ama okuyacağım sonra. anlatım tarzın farklı ve özgün değil, sen özgün yazı görmemişsin, 4. sınıf öğrencilerinin kompozisyonlarına bakarsan yazının ne kadar özgün olduğunu görürsün. kusura bakma ama bu gerçek.

benim sana kötü niyetle yazı yazmak için hiç bi sebebim yok, seninle ne bi konuşmuşluğum var ne de sana karşı bir düşmalığım... o yüzden bunu da "kötü niyetle yazılmış yazı" olarak değerlendirmenin anlamı yok.

ayrıca diğer yorumlara da "bunlar bana saldırıyorlar, dalga geçiyorlar, kötü niyet besliyorlar" diye savunmaya geçip tartışacağına "ben nerede hata yapmış olabilirim, kendimi geliştirmek için ne yapabilirim" diye bi sorgulama amacıyla bakarsan senin için daha yararlı olabileceğini düşünüyorum.

uzun yazmayayım dedim şimdi baktım da uğraşmışım epey. umarım boşuna uğraşmamışımdır yuno.
₪ Hail to the Thief ₪

Çevrimdışı yuno44907

  • **
  • 127
  • Rom: -1
    • Profili Görüntüle
Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
« Yanıtla #33 : 02 Temmuz 2009, 05:25:57 »
kimsenin fikirlerine saygı göstermiyorsan ve eleştirileri de kendine saldırı olarak görüyorsan
Çok bilmişsin sen. Bunlar yanlış tahliller. Bana özgünlüğü öğret. Önemli bu. Neden böyle uzun yorumlar yaptığını anlamıyorum çünkü her söylediğine inanıyorum. Benimle bir derdin yok, pek umrunda da değilim. Mantıksız bir şeyler var.

Kızlardan nefret etmemin sebeplerinden birisin biliyor musun dimi?? En yakın arkadaşımın da bir kız olması ne ironik.

Birde sürekli sanki tek ben hata yapmışım gibi yüzüme vurup durma. Ayrıca bu eleştiri büyük oranda saldırı kabul et. Hikayeden çok beni eleştirmişsin. Eleştirin beni gerçekten çok mutlu etti. Daha yararlı eleştirilerini bekliyorum. Bana özgünlüğü anlat.

Ayrıca farklıyım. Hepiniz neredeyse aynı tepkiyi verdiniz. Aynısını alkolik adam söyledi bunların.

Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
« Yanıtla #34 : 02 Temmuz 2009, 07:32:07 »
üstüne gitmeyin yuno'nun o 5 sene sonra alayınızı geçicek : ) beni zaten geçti...

hepimiz yunoyuz!

ps. alkolik adam ben oluyorum sanırım
ph'nglui mglw'nafh cthulhu r'lyeh wagh'nagl fhtagn

Çevrimdışı CaptainJarlaxle

  • The Big Bang Theory
  • **
  • 170
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
« Yanıtla #35 : 02 Temmuz 2009, 10:58:05 »
Ya ilgilenmeyin şu adamla. Özgünlüğün kelime anlamında tıkanmış kalmış. Sopa lazım sopa.


CaptainJarlaxle: The Big Bang Theory Fan No.1.

Çevrimdışı Lunacy

  • ***
  • 435
  • Rom: 8
  • ₪₪
    • Profili Görüntüle
Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
« Yanıtla #36 : 02 Temmuz 2009, 13:25:33 »
kimsenin fikirlerine saygı göstermiyorsan ve eleştirileri de kendine saldırı olarak görüyorsan
Çok bilmişsin sen. Bunlar yanlış tahliller. Bana özgünlüğü öğret. Önemli bu. Neden böyle uzun yorumlar yaptığını anlamıyorum çünkü her söylediğine inanıyorum. Benimle bir derdin yok, pek umrunda da değilim. Mantıksız bir şeyler var.

Kızlardan nefret etmemin sebeplerinden birisin biliyor musun dimi?? En yakın arkadaşımın da bir kız olması ne ironik.

Birde sürekli sanki tek ben hata yapmışım gibi yüzüme vurup durma. Ayrıca bu eleştiri büyük oranda saldırı kabul et. Hikayeden çok beni eleştirmişsin. Eleştirin beni gerçekten çok mutlu etti. Daha yararlı eleştirilerini bekliyorum. Bana özgünlüğü anlat.

Ayrıca farklıyım. Hepiniz neredeyse aynı tepkiyi verdiniz. Aynısını alkolik adam söyledi bunların.

hani şu cevabını okuduktan sonra çook çok özür dilerim anladım ben boşuna yazmışım gercekten :)
sen aynen devam et :)
₪ Hail to the Thief ₪

Çevrimdışı Hurin

  • ****
  • 1478
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
« Yanıtla #37 : 02 Temmuz 2009, 18:24:06 »
üstüne gitmeyin yuno'nun o 5 sene sonra alayınızı geçicek : ) beni zaten geçti...

Bende eksiklerini tamamlarsa yunonun güzel şeyler çıkaracağını düşünüyorum. Biz baştan beri sopa gösterdik yunoya kimse havuç göstermeye çalışmadı. Yani anlayacağınız adamı eleştirdik hatalarını söyledik lakin bu yanlışları nasıl düzeltebileceği hususunda kimse birşey yazmadı. Eleştirmek için değil değiştirmek için konuşun bence. Bende hikayesini sevemedim ama son bölümde düzelmeler var. Kendiside
Alıntı
Bana özgünlüğü öğret.
diyor. Bunu göz önüne alarak eleştiri yapın arkadaşlar. Kimse hayatına süper sonik bir yazar olarak yada muazzam bir şair olarak doğmuyor malesef.
Lacho Calad!, Drego Morn!
Flame Light! Flee Night!

Çevrimdışı CaptainJarlaxle

  • The Big Bang Theory
  • **
  • 170
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
« Yanıtla #38 : 03 Temmuz 2009, 18:27:46 »
kimsenin fikirlerine saygı göstermiyorsan ve eleştirileri de kendine saldırı olarak görüyorsan
Çok bilmişsin sen. Bunlar yanlış tahliller. Mantıksız bir şeyler var.

Kızlardan nefret etmemin sebeplerinden birisin biliyor musun dimi?? En yakın arkadaşımın da bir kız olması ne ironik.

Birde sürekli sanki tek ben hata yapmışım gibi yüzüme vurup durma. Ayrıca bu eleştiri büyük oranda saldırı kabul et. Ayrıca farklıyım. Hepiniz neredeyse aynı tepkiyi verdiniz.

Bence bunları da göz önüne al Hurin. Bu adamı FrpNet'ten tanıyorum bize saldırıyorsun diyerek kendi saçma sapan yorumlar yapıyor. Bu adama ne benim ne de benim gibi düşünenlerin yardım edeceğini sanmıyorum. Yardım etmemiz için önce karşıdakinin "ADAM GİBİ ADAM" olmasını bekleriz bence...


CaptainJarlaxle: The Big Bang Theory Fan No.1.

Çevrimdışı yuno44907

  • **
  • 127
  • Rom: -1
    • Profili Görüntüle
Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
« Yanıtla #39 : 05 Temmuz 2009, 21:14:34 »
7 Micheal?!
Ejder o ikisini öldürecekti. Kararlıydı. Onlara zerre kadar acımıyordu. Shok ve Lav artık sadece dayanmaya çalışabiliyordu. İkisinin de hareket edecek gücü kalmamıştı. Ejder’in yumrukları yumuşak bedenlerini şekilden şekle sokuyordu. Pek çok yerleri kanıyordu. Onları yumruklamak Ejder için çok zevkliydi. Onlar kadar dayanıklısını bulmak biraz zordu. Öyle kolayca ölmüyorlardı. Bu mutlak sondu.
________________________________________
“Hey Ejder, bu kadar yeter. Bırak onları artık. Yeteri kadar oynadın.” dedi Micheal. Ejder mızıktı “Yaa abi ya!”. Micheal tekrar etti “Bırak uleyn!!”. Ejder ikisini bıraktı. Kafaları yere çarptı. hareket etmeden birbirlerine bakıyor, ağlıyorlardı. Micheal işaret parmağını hızla onlara uzatarak bir şeyler söyledi yine hızla. İkisi bir anda iyileşti. Herkes şaşkındı Micheal dışında.
“Gene ne saçmalık planlıyor bu adam?” diye düşündü Ejder. “Şaşıracak bir şey yok. Hepimiz mavi kurduz.” dedi Micheal. “Mavi kurtta ne?” dedi Ejder. Micheal “Sana bahsetmedim değil mi? Bu bizim türümüz, insanlar ile ejderhalar gibi.” dedi gülümseyerek. Ejder yıllardır Micheal ile birlikte yaşıyordu. Micheal neden ona bundan bahsetmemişti? Bu biraz garipti. “Bana bak, bir şeyler mi biliyorsun sen?” dedi Ejder. Micheal gülümsedi yine.
________________________________________
Ejder de mavi kurttu. Lav ile Shok’tan farkı yine rengi ve farklı olarak kokusuydu. Bu adam ceset gibi kokuyordu ve rengi çok koyu bir siyahtı. Micheal ise 169 cm boyunda ve her yeri açık mavi üzerine mor çizgili, bir kulağı yırtık, kulaklarında küpe yerine ikişer tane sarı halka geçirmiş olan bir kurtadamdı. Ejder’e göre çok kassız bir yapısı vardı ama Ejder ona abi diyordu.
Ejder, Shok ve Lav’dan özür dilemedi. Onlarla konuşmadı. Onlardan üstündü. Onlar o ne derse yapmalıydı. Onlar ise bu tavırlara anlam veremedi.
________________________________________
Grupta sessiz, şaşkın, çekingen bir hava sezdi Micheal, “Hadi gidip bir şeyler yiyelim.” dedi. Ejder çiğ et, Shok ile Lav kızarmış et, Micheal vanilyalı dondurma yiyordu. Micheal’ın dondurma yemesi yeni gelenler için ilginçti. Şaşkınca onu izliyorlardı. Micheal bunun üzerine “Şaşırmayın, et çok sağlıksız. Benim hafif bedenime çok ağır gelir.” dedi. Diğer kurtadamlar ise tamamen etoburdu.
Artık 4 kişilik bir aileydiler. Daima Micheal’ın emirlerini uyguluyor o ne derse yapıyorlardı. Shok ve Lav, Micheal’ın gücünü bilmiyordu. Sadece Ejder’den güçlü olabileceğini düşünüyorlardı.
Yemekleri bitince lokantadan ayrıldılar. Sakin sokaklarda yürürken, her yönden oklar bedenlerine saplandı. Micheal heyecanla “Bunlar bayıltıcı, onların işini çabuk bitirmeliyiz.” dedi. Sonra camlardan polisler fırladı. Ejder, Shok ve Lav, Micheal’ı çember içine aldılar. Elektrik, ateş ve kızıl kesici ışık ile polislere saldırdılar. Bu Shok ile Lav’ın polis ile ilk savaşıydı. Polisler yanıp yere döküldü. Onlar ucuz android lerdi.
Micheal “Polis sizin yeteneklerinizi incelemek için saldırmış olmalı.” dedi o ikisine. Micheal yine saldırmamıştı. Micheal o ikisi için giderek daha ilginç hale geliyordu. Yine onun gücünü görememişlerdi. Polis hakkında sorular sordu Shok ve Lav. Polisin ne olduğunu bilmiyorlardı. Micheal anlattı.
________________________________________
Dünya 2012 yılına gelindiğinde 7 milyar nüfusa sahipti. Yeni nesil çok geri zekâlıydı. Her yerde terör vardı. Devletler baş edemeyince idama başladılar.
2013 itibari ile gezegende pek çok mavi kurt ortaya çıkmaya başladı. Ayrıca vampirler, kurtadamlar, ejderler de vardı. Bunların bir bölümü uzaydan, bir bölümü karanlık boyuttan tanrının cezası olarak geldi. Geriye kalan ucubeler insanlar tarafından yapıldı.
Sonra hükümetler ardı ardına idam cezasını kaldırmaya zorlandı. Artık idamlar gizli yapılıyordu. Hapishaneler taştığından işkence cezası uygulamaya karar verdiler. Suç liderleri bunu onayladı. Artık polis suçlulara vahşice işkenceler yapıyor ancak onları sakat bırakmıyordu. İşkenceden korkanlar suçu bıraktı. Korkmayanlar ise suçu azalttı. Suçluların suçluları öldürmesi kimsenin umurunda değildi.
İlerleyen teknoloji ile robotlar, homonculuslar ve mutantlar ortaya çıktı. Lanet ile beraber gelen yaratıklar ve cinler ise büyüyü getirdi. Böylece her şey daha karmaşık bir hale geldi. İnsanlar ise bu istilacılara karşı tedbir olarak geliştirildi. Artık daha çevik, hızlı, güçlü ve dayanıklılardı.
________________________________________
Yani eskiden kurtadamlar sokakta gezemez iken artık bu tarz olaylar normal karşılanıyordu. Sokağın ortasında bir kurtadamın bir vampiri parçalaması bile doğaldı. Bu gezegende mavi kurtlar sadece misafir, davetsiz konuklardı.
Micheal ise her zamanki gibi plan yapmıyordu. Sadece bu günü ve yarını düşünüyordu. O burada mutluydu. En önce kendi çıkarlarını düşünüyordu. O yanlış bir liderdi.

Çevrimdışı yuno44907

  • **
  • 127
  • Rom: -1
    • Profili Görüntüle
Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
« Yanıtla #40 : 09 Temmuz 2009, 01:21:54 »
8 BlueBall’ın ilk günü
Bu kısım BlueBall ile ilgili. Bir süre bizim 4 manyağı yalnız bırakıp daha duygusal bir mavi kurda gidiyoruz.
Bazılarının boyu bir metreyi aşan çimenlerin üzerine uzanmıştı mavi kurt. Güneş tepesinde parlıyor, sıcak rüzgârlar bedenini serinletiyordu. Ruhu huzurla doluydu. Gökyüzü bulutluydu. Dev kabarık bulutlar kafasının üstünden ağır ağır geçiyor, zihnini rahatlatıyor, içini ferahlatıyordu.

Bir süre sonra gökyüzünde bir ses yankılandı “Ayağa kalk!”. Bu yeri göğü titreten ilahi uğultu mavi kurdu inanılmaz bir paniğe soktu. Hiç kaldırmak istemediği kafasını kaldırıp sağa sola bakındı. Hiç bir şey göremedi ama ses tekrar yankılandı “Ayağa kalksana!!”. Titreyerek ayağa kalktı. Ses inkâr etti “Bak hala yatıyor.”. Mavi kurt “Ama kalktıımm..” dedi ısrarla.

Park görevlisi ucubenin kafasına bir daha vurdu copla. Öteki görevli “Ne ağır uykusu varmış be!” dedi sıkılgan tavırlarla. Sonra beraberce esnediler. “Baksana, biz buna sağlam çalışalım, dayanıklı bir şeye benziyor.” diye öneride bulundu görevli. “Haklısın ama geçen birini böyle öldürmedik mi?” diye karşı çıktı öteki. “Üff oğlum çok malsın hee. Baksana bu yırtıcı bir şeye benziyor, dayanır bu dayanır.” dedi ısrarcı görevli. Öteki hala çekiniyordu “Sen vur o zaman.” dedi.

Az önce çimenlerin arasında yatıp ferahlatıcı sıcak rüzgârların bedenini okşadığı mavi kurt kafasına patlayan copla aniden uyandı. Gördüğü güzel rüyaya böyle zorla veda ettirilince çok sinirlenmişti. Görevlilerin ikisini de üç hamlede uçurdu.

Oysa görevliler görevlerini yapıyorlardı. Çimlere basmak ve üzerlerine yatmak yasaktı.

Oralarda gezinen çevreci Gato olayları gördü ve mavi kurda uçan tekme ile saldırdı. Mavi kurt midesine, göğüsüne, boğazına, çenesine ve kafasına aldığı seri ayak darbeleri ile yere düştü. Çok sinirlenen mavi kurt uçarcasına ayağa kalktı. Gato’nun attığı yumruğu yakaladı. Tekmeye karşı savundu ve Gato’nun karnına boşta kalan sağ yumruğu ile vurdu. O öyle bir vuruştu ki sanki mavi kurdun eli çarptığı yerde devleşmiş ve tekrar küçülmüştü. Bu sefer de Gato uçtu.

O sırada Gato’nun yanında olan kız kardeşi Hotaru hemen dövüşe katıldı. Mavi kurda elinden çıkan mavi ışıklarla saldırdı. Bu ışıklar kurdun görüş açısını daraltırken dikkatini dağıttı. O sırada çok hızlı hareket eden Hotaru mavi kurdun arkasına geçmişti ve sırtına, bedeninin bütün ağırlığıyla, sağ yumruğunu kullanarak yüklendi. Darbeyi böbreğine alan mavi kurt savunmasını istemsizce düşürdü. O sırada Gato da aynı tekniği kullandı ve mavi kurdu ezdi. Kaburgası çatlayan kurt bayıldı.

Hotaru “Abi baksana çok şirin, onu eve götürelim.” dedi ısrarla. Gato, Hotaru’nun hayvan sevgisinden bıkmıştı ama Hotaru mızmız bir çocuk olduğundan ağlamaya başladı ve sonuçta az önce dövdükleri mavi kurt artık yeni evcil hayvanlarıydı.

Çevrimdışı Ejderfelaketi

  • **
  • 359
  • Rom: 8
    • Profili Görüntüle
Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
« Yanıtla #41 : 23 Ağustos 2012, 22:28:13 »
Okumadan yazmaya çalışmak, nefes almadan yaşamaya çalışmak gibidir.

Bu sözü çok sevdim
Kumarı sadece oynatanlar kazanır sadece oynatanlar

Çevrimdışı Thomasward

  • **
  • 352
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
« Yanıtla #42 : 06 Eylül 2012, 15:46:07 »
Konu eskilerde kalmış ama okuyup pek anladığımı söyleyemem.

Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
« Yanıtla #43 : 06 Eylül 2012, 16:13:59 »
Alıntı yapılan: yuno44907
Galiba 500000 karakterlik falan iki tane kitap yazdım. Yazar olmaya kararlıyım ama ailem şiddetle "senden bir bok olmaz" diyor. Önce meslek lisesine gönderdiler, şimdi de otomobil tamircisi olmamı emrediyorlar. Blogumu her gün bir kişi ziyaret ediyor. O da adsense midir, google mudur, blogspot mudur bilmiyorum. 20 tane falan hayranım var. 7 kişiyle seviştim ama bir kısmı kız değildi. Bana yemek ısmarlayan insanlar var. Çok fazla ağlıyorum.

Bütün kadınlar paraya tapıyor. Oysa bilmiyorlar ki para için evlenen bütün kadınlar mutsuz. Herkes yalancı. Dayımlar ve amcamlar çok kötü insanlar. Hiçbir çift âşık değil. Her şey hep iğrenç ve vahşice bir çıkar ilişkisi. Evlilik bir kavga meydanı olmuş. Kimse de kız kaçıramıyor artık. Bu toplum çok yozlaştı. Aşk ölmüş.

Bu konuya mesaj dahi atarak ne denli büyük bir yanlış içinde olduğunuzu şu alıntı size açıklayacaktır sanırım. Bu konuyu sessiz sakin bırakmanızı tüm forum adına rica ediyorum.

Çevrimdışı duhan

  • **
  • 284
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
« Yanıtla #44 : 07 Eylül 2012, 11:13:36 »
Galiba 500000 karakterlik falan iki tane kitap yazdım. Yazar olmaya kararlıyım ama ailem şiddetle "senden bir bok olmaz" diyor. Önce meslek lisesine gönderdiler, şimdi de otomobil tamircisi olmamı emrediyorlar. Blogumu her gün bir kişi ziyaret ediyor. O da adsense midir, google mudur, blogspot mudur bilmiyorum. 20 tane falan hayranım var. 7 kişiyle seviştim ama bir kısmı kız değildi. Bana yemek ısmarlayan insanlar var. Çok fazla ağlıyorum.

Bütün kadınlar paraya tapıyor. Oysa bilmiyorlar ki para için evlenen bütün kadınlar mutsuz. Herkes yalancı. Dayımlar ve amcamlar çok kötü insanlar. Hiçbir çift âşık değil. Her şey hep iğrenç ve vahşice bir çıkar ilişkisi. Evlilik bir kavga meydanı olmuş. Kimse de kız kaçıramıyor artık. Bu toplum çok yozlaştı. Aşk ölmüş.



sen tedavi ol bence arkadaşım. bu ne nefret bi sakin ol, soluklan hele. sende seri katil potansiyeli gördüm ben, kadınlardan nefret ediyorsun anladığım kadarıyla.