Kayıt Ol

6 Numaralı Oda (Korku Hikayesi)

6 Numaralı Oda (Korku Hikayesi)
« : 13 Haziran 2017, 22:55:20 »
Bozulacak zamanı buldun, külüstür!" Ekrem tekleyen arabanın direksiyonuna vururak bağırıyordu. Yan koltukta oturan karısı Suzan endişeyle buğulu camdan dışarı bakarak "Kar iyice hızlandı Ekrem" dedi. Ekrem el frenini çekti. Gözlerini kapatıp kafasını koltuğun başlık kısmına yasladı. "Bu araba daha çalışmaz. Sabaha kadar donarız bu arabanın içinde dedi. 5 Dakikalık bir sessizliğin ardından Ekrem "Yapacak bir şey yok! Ben çıkıp yardım arayacağım" dedi. Suzan korkarak "Kar çok feci yağıyor. Şu fırtınaya bak ağaçlar yerinden sökülecek neredeyse" dedi. Ekrem yüzünü buruşturarak "Arabanın içinde donmaktan iyidir" deyip dışarı çıktı. Suzan arabanın içinde kendi kendine konuşmaya başladı.

"Bu ıssız yerde başımıza bir musibet gelmezse iyidir. Ekrem sapasağlam döner inşallah"
Her an saldıra geçecekmiş gibi tedirgin duruyordu. Adrenalin uykusunun gelmesini engelliyordu ama gözleri yine de yanıyordu; gözlerini dinlendirmek için kapattı. Bir saat sonra dışarıdan gelen sesleri duydu "Allah kahretsin! Uyuyakalmışım" dedi. "İşte arabam bu..." Bu Ekrem'in sesiydi. Suzan rahatlamıştı. Ekrem gülerek kapıyı açtı. "Hadi gel hayatım. Bir otel buldum oraya gideceğiz. Bu Bey bana yardıma geldi" dedi. Suzan hemen çantasını alarak dışarı çıktı. Yaklaşık 45 dakika fırtınaya doğru yürüdükten sonra 6 katlı bir binanın önünde durdular. Yol boyunca konuşmayan adam "İşte geldik" dedi. Suzan oteli görünce içini bir huzursuzluk kapladı ama bunu adlandıramıyordu "Buz gibi arabanın içinde oturmaktan daha iyidir " dedi içinden.

Otelin kapısı açıldığında uzun bir koridor karşıladı onları. Adam "Bürom koridorun sonunda; kayıt işlemlerinizi yapalım... Bu arada kocanızla tanıştım ama sizinle tanışmadım. Ben Fikret" dedi. Suzan gülümseyerek "Memnun oldum. Ben Suzan" dedi. Büroya doğru yürürken, Fikret bilgiler veriyordu "Otelimiz 6 katlı, her katta 3 daire var" Suzan araya girdi "Sadece bir gece kalacağız, bilgi vermenize gerek yok" dedi. Fikret büronun kapısını açarken "Kar tipiye döndü, fırtına şiddetini arttırdı; yollar kapanabilir" dedi.

Suzan'ın huzursuzluğu iyice artmıştı. Bürodan içeri girdikten sonra Fikret ahşap bir masanın başına oturdu. Lütfen isimlerinizi, yaşadığınız yeri yazın şuraya" deyip bir belge uzattı. Ekrem gerekli yerleri doldurduktan sonra belgeyi geri verdi. Fikret gülümseyerek "Merakımı maruz görün ama böyle bir havada nereye gidiyordunuz" diye sordu. Suzan keskin bir ses tonuyla "Bir ziyarete" dedi.
Fikret yardımcısına seslendi "Evladım, misafirlerimizi 6 numaralı odaya götür" dedi. Yardımcı yutkunarak "6 numaralı oda mı?" diye sordu. Fikret ciddi bir şekilde "Şuan misafirlerimiz için en uygun olan oda o" dedi.

"Efendim, odanız otelimizin en büyük odası; iki tuvaleti, bir banyosu ve bir balkonu var. Bir şey ihtiyacınız olursa istediğiniz zaman beni çağırabilirsiniz" Yardımcı bilgileri verirken soğuk terler döküyordu "İşte odanız" dedi. Ekrem ve Suzan odadan içeri girince dikkatlerini çeken ilk şey duvardaki tablolar oldu. Suzan korkarak "Bu... Bu tablolar çok gerçekçi" dedi. Yardımcı, zoraki bir gülümseme ile "Onlar neredeyse 100 yıllık" deyip aceleyle odayı terk etti.

"Ekrem ne olursa olsun sabah bu otelden gideceğiz" dedi. Ekrem "Huzursuzsun, biliyorum... Ama biraz sabret" dedi. Saat gece 02:36'ydı. Yolda iyice yorulmuşlardı; hemen yatağa girdiler. 5 Dakika içerisinde uykuya dalmışlardı.

"Uyan! Uyan! Burası benim cehennemim. Çocuklarım kendi kollarımda öldü. Kanlarımız duvardaki tablolara sıçradı" Suzan garip fısıltılar duyarak yatağından fırladı. Gözü direk tablolara gitti. Tablolar kan içindeydi. Başı dönüyordu. "Tabloya iyice bak! BAK! Çocuklarımın kanları onlar" dedi. Suzan çığlık atmak istese de atmıyordu. Duyduğu fısıltıların devamını duymak istiyordu "Kocam bu odada öldürdü bizi. Çocuklarımın ve benim başıma birer kez ateş etti. Biz buradayız" Suzan ağlayarak "Siz kimsiniz" diye sordu fısıltıyla "Ruhum bu odaya sıkıştı. Arafta kaldım. Kocan seni öldürecek" Suzan hemen Ekrem'e döndü. Ekrem yatağından kalkmış, Suzan'ın arkasında dikiliyordu. Ekrem kıpkırmızı gözleriyle "Seninde sonun onun gibi olacak" dedi ve Suzan'ın kafasına bir el ateş etti. Suzan'ın kanları tabloya sıçramıştı.

Silah sesini duyan Fikret ve yardımcısı hemen odaya koştu. Fikret ağlayarak "OLAMAZ!" diye bağırdı. Yardımcısı kusuyordu. Ekrem sanki şoka girmişti "Su... Suzan" diye ağlıyordu. "Ben ne yaptım!" diye bağırdı. Fikret "Gerçekmiş" dedi. Ekrem hemen Fikret'in boğazına yapıştı "Ne gerçekmiş lan" diye bağırdı. Fikret yere oturarak "Burası bana babamdan kaldı. Onun zamanında bu odada bir adam önce çocuklarını sonra karısını öldürmüş... Daha sonra intihar etmiş. Rivayete göre bu odada kim kalırsa geceleri fısıltılar duyuyormuş, karı koca olanlar birbirine düşman oluyormuş. Ruh, erkeğin aklına giriyormuş. Babam ölmeden önce ona söz verdim ve odayı kimseye vermedim bama size vermek istedim" dedi. Ekrem sinir krizi geçirerek "NEDEN!" diye bağırdı. Fikret ayağa kalkarak "Çünkü bunların hurafe olduğunu düşünüyordum. Bu odayı hiç kimseye veremedim, asıl para kazanacağım odadan para kazanamadım" dedi. Ekrem elindeki silahı Fikret'in alnına doğru tutarak ateş etti. Ardından onun yardımcısına dönerek "Bak. Patronun daha fazla para kazanmak için bizi denek olarak kullandı" deyip ona da ateş etti. Ardından "Teşekkür ederim" diye bir fısıltı duydu "Lanetli ruh! Benim aklıma girdin. Karımı sen öldürdün" deyip odanın perdelerini tutuşturmaya başladı. Oda cayır cayır yanarken Ekrem elindeki silahı kendi alnına dayayıp tetiğe bastı

Ynt: 6 Numaralı Oda (Korku Hikayesi)
« Yanıtla #1 : 20 Haziran 2017, 14:47:59 »
Yukarı