Kayıt Ol

Bir Köprünün Ortasında Buluşuyoruz

Çevrimdışı Fiddler

  • ***
  • 565
  • Rom: 32
  • Bazen Herkes Duysun Diye..
    • Profili Görüntüle
    • A. Orçun CAN
Bir Köprünün Ortasında Buluşuyoruz
« : 15 Temmuz 2013, 02:09:34 »
   Bir köprünün ortasında buluşuyoruz. Arabalar geçiyor. Gece karanlık; ama yolun ortasındaki direkler, köprünün tellerine asılmış gazino LEDleri ve sayısız arabanın farı değil. Her yer ışıl ışıl. Kutlama yapıp yapmayacağımızı merak ediyorum.

   “Buluşmak için köprüyü seçmek zorunda mıydın?” diye soruyor. Sesi ifadesiz. Sesi duru.

   “Aklıma daha iyi bir fikir gelmedi. Rüzgar mı rahatsız ediyor?” diyorum. Kulaklarımda bir uğultu var. Onun kulaklarında da. Rüzgar rahatsız ediyor.

   Kafasını sallıyor. “Nasıl gedin buraya?”

   “Taksiyle,” diye kestirip atıyorum.

   “Köprünün ortasında inmene izin verdi mi?” diye soruyor.

   “Hallettim bir şekilde,” diyorum. Bu gecenin soruları cevaplama gecesi olmadığına karar veriyorum.

   Köprünün korkuluklarına doğru ilerliyoruz. Altmış metre altımda denize bakıyorum. Deniz de karanlık. Yakamoz görmek isteyeceğim yerlerde sahildeki bir gece kulübünün parlak ışıklarının yansımasını görüyorum. Rüzgar o kadar şiddetli ki; sanki saçlarımı uçurmuyor, çekiyor. Saç diplerimin, kafa derimin acıdığını hissediyorum. Cebimden bir sigara pakedi çıkarıyorum. Üzerinde ilk kez gördüğüm bir markanın amblemi var. Şeffaf jelatinin ipini bir tam tur döndürüyorum. Üstte kalan kısmı dört parmağımla kaldırıyorum, pakedi açıyorum. İçindeki parlak gri kağıdı çekiştiriyorum. Yarısı muntazam kesiklerle çıkıyor. Diğer yarısını bırakıyorum. Bir sigara alıyorum. Yanıma dönüyorum.

   “Sen de yakar mısın?” diye soruyorum.

   “Kullanmıyorum,” diyor.

   “Başkalarının yaktığı sigaraların ilk nefesi...” diyorum, “başkasının ilk nefesinde aldığın koku gibisi yok”. Sigaraya bu yüzden tekrar başladığımı hatırlıyorum. Sigara tutan elim havada kalıyor. Kafasını sağa sola sallıyor. Sigara kullanmıyor. Omuz silkiyorum.

   Cebimden çakmağımı çıkarıyorum. Sigarayı ağzıma koyuyorum, çakmağı çakıyorum; ama yanmıyor. Çok rüzgar var. Rüzgar saçlarımı çekiştiriyor. Sigarayı yakmayı tekrar deniyorum. Yakamıyorum. Yere çöküyorum. Yakamıyorum. Ceketimi kendime siper ediyorum. Yakamıyorum. Onu kendime siper ediyorum. Yakamıyorum. Tüm sigarayı ağzıma alıp çiğnemeye başlıyorum. Dişim ekşiyor, damağımda acı bir tat dolaşmaya başlıyor.

   Hiç konuşmuyor. Korkuluklara yaslanmış beni izliyor.

   “Seni bekletiyormuşum gibi hissediyorum,” diyorum. Onu bekletmek istemiyorum.

   “Sorun değil,” diyor. “İstediğin kadar zamanın var.”

   Rüzgar saçımı çekiştiriyor. Ağzımda lapaya dönüşmüş sigarayı yutamayacağımı farkediyorum. Derin bir nefes alıp dudaklarımı büzüştürüyorum. Bir “Puh!” sesiyle ağzımda ne varsa tükürmek istiyorum. Başaramıyorum. Tükürük, tütün, sigara kağıdı, filtre parçaları çeneme, ceketime, pantolonuma akıyor.

   “Tamam,” diyorum. “Hazırım.”

   Duygusuz yüz ifadesi ilk kez yumuşuyor. Gülümsüyor. Gözlerini benden uzaklaştırıyor. Karşıya, karanlık geceye bakmaya başlıyor.

   Altımdaki suya bakıyorum. Etrafımdaki ışıklara bakıyorum. Rüzgar saçlarımı çekiştiriyor. Gözlerimi kapatıyorum. Bir an rüzgar beni alıp götürecek gibi hissediyorum. Götürmüyor. Sadece saçlarımı çekiştiriyor. Korkuluktan ellerimi çekiyorum. Üç adım geri gidiyorum. Arabaların sesleri rahatsız edici geliyor. Umursamamaya çalışıyorum. Rüzgarın uğultusu arabaların gürültüsüyle kavga etmeye başlıyor.

   İçimden üçe kadar sayıyorum. Üç adım atıyorum. Üçüncü adımımda dizimi iyice kırıp zıplıyorum. Korkuluğa sağ elimi koyup kendimi ittiriyorum. Korkuluğu aşıyorum. Aşağıya, denize doğru ilerliyorum. Rüzgar uğulduyor. Rüzgar saçlarımı çekiştiriyor.

   Sonra denize ulaşamadan o geliyor, iki eliyle koltuk altlarımdan tutuyor beni. Denizin hemen üstünde süzülmeye başlıyorum. Kafamı kaldırdığımda gölge siyahı devasa kanatların çırpışlarını görüyorum. Yükseliyoruz. Köprü, deniz, gökyüzü uzakta kalıyor. Uçuyorum.

   Rüzgar saçlarımı okşuyor.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü okuyalım..

Çevrimdışı duhan

  • **
  • 284
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bir Köprünün Ortasında Buluşuyoruz
« Yanıtla #1 : 15 Temmuz 2013, 16:17:42 »
Devam edecek mi? En önemli husus devam edip etmeyeceği. Bu haliyle hiçbir şey anlamadığımı, herşeyin muallakta kaldığını söylesem ayıp etmiş olmam heralde. Giriş bölümü ise merak uyandırıcı olduğunu söyleyebilirim.

Çevrimdışı Fiddler

  • ***
  • 565
  • Rom: 32
  • Bazen Herkes Duysun Diye..
    • Profili Görüntüle
    • A. Orçun CAN
Ynt: Bir Köprünün Ortasında Buluşuyoruz
« Yanıtla #2 : 15 Temmuz 2013, 21:29:14 »
Devam etmeyecek. Giriş bölümü değildi, kısa bir öyküydü sadece.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü okuyalım..

Çevrimdışı TheSpell

  • ***
  • 826
  • Rom: 16
  • Dovie'andi se tovya sagain.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bir Köprünün Ortasında Buluşuyoruz
« Yanıtla #3 : 15 Temmuz 2013, 21:38:55 »
Yine Fiddler ve yine muazzam bir yazı. Gökyüzüne Düşen Kız'ı okumak isterken bu iyi geldi. Eline, kalemine sağlık.

Çevrimdışı DarLy OpuS

  • ********
  • 2766
  • Rom: 35
  • Dansımız Marşandiz
    • Profili Görüntüle
    • Uykusuzluk Kulesi
Ynt: Bir Köprünün Ortasında Buluşuyoruz
« Yanıtla #4 : 15 Temmuz 2013, 22:32:52 »
Ben seviyorum böyle işleri. Güzel olmuş.

Çevrimdışı azizhayri

  • ***
  • 581
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bir Köprünün Ortasında Buluşuyoruz
« Yanıtla #5 : 16 Temmuz 2013, 12:04:25 »
Güzel bir hikaye iyi bir anlatım. Tam kararında...
Acaba bizlerin buluşması böyle kolay mı olacak... Birbirimizi tanıyacak zamanımız olacak mı? Aslında isterdim konuşmayı dertleşmeyi ve ne olacaksa ondan sonra olmasını
"İnsanlığın en büyük trajedilerinden biri ahlakın din tarafından ele geçirilmesidir." Sir Arthur Charles Clark

Çevrimdışı Fiddler

  • ***
  • 565
  • Rom: 32
  • Bazen Herkes Duysun Diye..
    • Profili Görüntüle
    • A. Orçun CAN
Ynt: Bir Köprünün Ortasında Buluşuyoruz
« Yanıtla #6 : 26 Temmuz 2013, 00:50:38 »
Güzel yorumlarınız için çok teşekkürler..
Saatleri Ayarlama Enstitüsü okuyalım..