Kayıt Ol

Bize Dayanmaz

Çevrimdışı u.aslan

  • **
  • 101
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Bize Dayanmaz
« : 21 Eylül 2015, 01:30:18 »
O an (kendimi ilk defa karşımda gördüğüm zamandan bahsediyorum) boğazımda düğümlenen bir şey hissettim. Yutkunamayacak kadar kötü olmuştum. İçimde tarif edilemez duygular belirmişti. Biraz acımak, biraz pişmanlık, belki biraz da çaresizlik.

Zayıf ve ufacık bedenim sessizce etrafında olan bitene dikkat kesilmişti. Ne kadar da masum muşum diye düşündüm aniden. Ayakta durup ellerimi ceplerime sokmuş, herşeyden habersiz yaşça büyüklerin konuşmalarını dinliyorum. Ve o küçük bedenim, yıllar sonraki halini fark etmeden öylece karşımda duruyordu.
 
Sıska, bakımsız, bi çare bir vücut sanki karşımdaki. O an çocukluğuma sarılmak geçiyor içimden.

Çok geçmeden kendini ispatlama çabasına giren bir ergenin amaçsız tokatı çocukluğumun masum yüzünde patlayıveriyor.

Müdahale etmemem gerektiğini gayet iyi biliyorum. Zamanda yolculuk konusunda epey eğitim almıştım. Fark edilemeyen bir hata belki tümden yok olmama bile neden olabilirdi. Ancak kimi dürtüler bazen her şeyi bastırıveriyor.

On yaşındaki halimin karşılık vermeden masum bakışlarla olduğu yerde durması fitili ateşledi. Üstüne üstlük sessizlikten faydalanıp daha ileriye götürmek isteyen ergen, tümden sinirlerimi zıplatıverdi. Koşar adımlarla yanlarına yaklaşıp okkalı tokatı savurmam ile ergenin toprak zemine yapışması saniyenin yarısı kadar sürede gerçekleşti. Beş parmağımın tüm izleri parlak suratında aniden ortaya çıkmıştı. Genç yere yapışmış vaziyette, bacaklarını karnına doğru çekmiş, bir eliyle de kızaran suratını tutuyordu.

“ Bir daha…” dedim.

“Eğer bir daha bu çocuğa dokunursan o ellerini kökünden sökerim”

Bırakın ergeni, olup biteni anlamaya çalışan yan tarafta oturan gençler dahi hiddetimden çekinmişti. Onlara doğru bakmam ile kafalarını başka tarafa çevirmeleri bir oldu.

Evet… Her neyse işte, yolculuk kartımın ilk günden iptal edilmesindeki temel neden bundan ibaret. O nedenle siz siz olun sakın izleyici konumundan başka bir vasfa bürünmeyin derim. Ha şu da bir gerçek; o olay bugün de yaşansa, seyahatlerimin tümden yanacağını bilsem de, yine aynısını yapardım. Bizim milletin huyu bu işte, dayanamıyoruz ne yapalım.

Ynt: Bize Dayanmaz
« Yanıtla #1 : 24 Eylül 2015, 20:30:27 »
Bu hikayeyi özellikle sevmemin sebebi, ana akım hikaye anlatıcılarının bize zamanda yolculuğu daima böyle ulvi, fedakar bir şey olarak göstermelerinin tam tersine gitmiş olmanız. Akbil basar gibi 30 yıl öncesine gidebilmek çok güzel bir düşünce. Ulvilik yok, kahramanlık yok...

Parkta kola çekirdek yapan bir insanın cebinde bir avuç çekirdekle geriye gidip çitleye çitleye geçmişini izlemesi görüntüsü oluştu bunu okurken. Başlıktan ve üsluptan dolayı sanırım, ve tabii ki bariz bir şekilde kapanış cümlenizden.

Zaman yolculuğunun mümkün olamayacağı gerçeğini bir kenara koyuyorum, ve zaman yolculuğunu gerçekçi anlatmışsınız diye cesur bir yorum yapıyorum. Elinize sağlık!
"The woods are lovely, dark and deep,  
  But I have promises to keep,  
   And miles to go before I sleep,  
    And miles to go before I sleep."

Sentetik Distopya tüm kitap sitelerinde mevcuttur a dostlar. (Ayrıca, daginikoda.com'a bir bakın derim)