Kayıt Ol

Çamurdan Doğanlar

Çevrimdışı inanakmugan

  • *
  • 8
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Çamurdan Doğanlar
« : 05 Mayıs 2014, 00:35:44 »
Merhaba arkadaşlar :) Normalde kayıp rıhtımın bilimkurgucu üyelerinden biriyim geçenlerde "yeşil şehir" isimli hikayemle katıldım aranıza. inansworld.blogspot.com.tr 'den denemelerime ulaşabilirsiniz. Bu akşam aklıma bir hikaye esti. Onu sizinle paylaşmak istedim. Yazarken üsluba pek dikkat etmedim aklımdaki sahneleri anlatmak istedim. Blogdan ya da sahip olduğum öbür kanallardan yaymayacağım bu hikayeyi  :) Kayıp rıhtım special oldu kısacası.Yorumlarınızı bekliyorum!

Çamurdan doğanlar

               Saat tam gece yarısını gösteriyordu. Tepede bir adam vardı. Uzun koyu paltosu ve siyah düz şapkasıyla şehre meydan okurcasına dik duruyordu. Karşısındaki ışık denizine bakıyordu. Sanki bir hedefi var gibi. Sanki yolun sonuna yaklaşıyor gibi. Rüzgar paltosunu uçuruyordu siyahlı adamın. Ne kadar asil görünüyordu gecenin karanlığında! Kızıl keçi sakalına götürdü elini. Sakalını tuttu. Öbür elini cebine soktu;
“Yaşamım boyunca kim olduğumu aradım. Ben kimim? Savaşlarda, aşklarda, çöllerde ve denizlerde. Her yerde sürdürdüm arayışımı ama hiçbirşey bulamadım. Artık yoruldum. İçimdeki öbür adam? O henüz yeni başlıyor. Ve o aşağılık canavar! Öldürmeden duramıyor!”
Şapkasını çıkardı. Keskin gözlerini ince kaşları tamamlıyordu. Gözlerinden biri yeşil öbürü maviydi. Yüzü bir insanınkinden ziyade yırtıcı bir hayvana benziyordu. Sanki leopar ya da çita gibi...
Cebinden telefonunu çıkardı. Numaraları çevirdikten sonra karşısına naif sesli bir kadın çıkı. Adam;

- Ben Azem
- Sana bu ismi kullanmamanı söylemiştin. Senin adın bu değil! Senin adın Cevher!
- Cevher falan değil benim adım.. Senin kullandığın o saçma ismide bizden aşağıda olanlar sana taktı! Tıpkı bir köpeğe takılan isimler gibi. Funda’ymış! Senin adın Emira!
- Kes şunu! Kapatıyorum telefonu!
- Hayır dur. Birşey buldun mu? Araştırmaya devam ediyor musun?
- Evet uğraşıyorum. Dediğin gibi internetten sadece bizden olan birinin anlayabileceği öğeler içeren aptal hikayeler yayınladım. Bunlardan birini okuyan olursa anlayacağından eminim. Ama kimseden ses yok.
-   Desene çamurdan doğan hala iki kişiyiz.

-----------------------------------------------------
         Karanlık bir sokakta yürüyordu Azem.  Herzamanki gibi elleri cebindeydi. Şapkasını indirebildiği kadar indirmişti. Paltosunun yakalarını kaldırmış yüzünü saklamıştı. Oldukça sarhoş olduğu her halinden belli olan bir adam, karşıdan sallana sallana geliyordu. Azem adam ile çarpışmamak için çekilebildiği kadar kenara çekildi. Adam tam Azem’in yanından geçerken ani bir hareketle üstüne atladı;

-   Kaçamazsınnnnnnnn! Bir sigara parası vermeden bırakmam.
-   Param yok benim. Elini çek!
-   Bak ver diyorum güzel kardeşim sıkıntı çıkmasın gece gece. Vereceğin 5 lira para.
-   Elini çek dedim!
-   Çekmezsem nolur lan!

Azem sanki bir sopanın sapını tutuyor gibi elini yuvarladı. Şapkasının altındaki gözleri parladı. Elinin arasında bir ışık belirdi. Ardından koyu gri, metal oldukça uzun bir beyzbol sopası elinde oluştu. Keş şok olmuştu. Galiba bu gece yanlış adama çatmıştı. Azem sopayla adamın bacağına vurdu adam yere düştü. Sopayı tüm gücüyle bir kez daha salladı. Bu sefer adamın kendini korumak için kaldırdığı koluna geldi. Çıkan kemik sesi dışarıdan rahatlıkla duyuldu. Azem sopayı tekrar kaldırdı. Adamın başına vurmak üzereydi. Sopa gerildiği noktada kalakaldı. Sopayı hareket ettiremiyordu. Arkasını döndüğünde sopayı birinin tuttuğunu gördü. Kızıl saçlı ince yapılı güzel bir kadındı. Bir gözü yeşil öbürü maviydi. Sopayı tutan Emira’ydı.

-    Görünmez çantanda silah taşıyorsun ha? Görmeyeli hiç değişmemişsin!
-   Sende yeteneğini bir tek beni azarlamak için kullanıyorsun. Bayan teleport!
-   Bırak şu keşide gidelim burdan. Çocuklar evde bekliyorlar eşimde her an yukarı çıkabilir.  Başıma dert açma “Tekrar”!

Sopa geldiği gibi ışık saçarak yok oldu. Azem yerdeki adama şapkasının altından pis pis gülümsedi.
“Biraz daha para istiyor musun?”
   Azem ile Emira eğlence mekanlarının olduğu bir sokakta yürümeye başladılar. Emiranın üstünde mor bir kazak altındanda sıradan bir eşofman vardı. Üstünü değiştirmeye zamanı olmadığı her halinden belli oluyordu. Azem;

-   Hadi biraz eğlenelim! Sana bir bira ısmarlayayım mı?
-   Saçmalama! Çocuklarım ve kocam evde bekliyor bana bira teklif ediyorsun!
-   Sen ve saçma insan tabuların!

Azem Emira’nın elini tuttu.

-   Sen onlardan üstünsün Emira. O evdeki evcilik oyununu istediğin kadar devam ettirebilirsin. Tek istediğim layık olduğun şeyleri layık olduğun biriyle yaşaman. Hadi bırak şu inadı eğlenelim biraz.
-   Bu gece olmaz Azem. Başka bir zaman belki.. Ama söz vermiyorum.
-   Tamam başka zaman ozaman!
-   Hadi kuytu bir yere geçelim. Benim gitmem lazım.

Bir ara sokağa girdiler. Kapısı açık rastgele bir apartmanın içine girdiler. Apartmanın ışıkları yanmıyordu içerisi zifri karanlıktı. Azem;

-   Burası iyi mi?
-   Kimse yok herhalde. Görüşürüz sonra. Bak birdaha belaya bulaşma. Biliyorsun seni istediğim zaman görebiliyorum.
-   Banyodaykende görebiliyor musun?
-   Zevzeklik yapma Azem!
-   Tamam tamam görüşürüz hadi.

Emira sopanın gelirken yaydığı ışığı yaymaya başladı. Beyaz partiküller halinde parlak bir ışık. Ve ardından yok oldu.  Azem apartmandan çıktı sallana sallana yürümeye başladı. Birden Emira tekrar karşısında belirdi;

-   Azem! Yalvarırım yardım et evde birileri var. Ailemi rehin almışlar.

-   Ne nasıl! Emira...! Ben ışınlanamıyorum oraya gelmem en az 20 dakika sürer birşeyler yapman lazım beni dinle. EMİRA sakin ol beni dinle! Sana bir silah vereceğim kapıdan onları izleyeceksin. Ben gelene kadar eğer onlara zarar vermeye kalkarlarsa silahı doğrultup tetiğe basacaksın anladın mı? Zor bir tarafı yok. Onlara doğrultup tetiğe bas. Eğer vuramazsan kaç oradan. Anladın mı kaç oradan!
-   Ama ben çocuklarımı bırakamam yapamam!

Azem elini tabanca formuna getirdi. Elinde bir tabanca belirdi.Silahı Emira’ya verdi.

-   Dediklerimi duydun mu Emira! Bunlar onlar olmalı! Hadi git hadi!

Emira yok oldu. Azem koşmaya başladı. Ara sokaktan çıkıp yola indi. Karşıdan gelmekte olan bir yarış motorsikleti gördü; “Bununla hızlı gidebilirim.” Motorsiklet fren yaptı. Arka tekerleği kayarak tam Azemin önünde durdu. Azem geldiği gibi sürücüyü motordan indirdi. Motora bindi ve arka lastiğin bıraktığı dumanların arasında kurşun gibi yoğun trafiğe daldı. Arabaların arasından geçiyor hiç durmuyordu. “Onlara birşey olursa Emira yıkılır. Yetişmeliyim.” 15 dakikalık hızlı motor yolculuğundan sonra eve vardı. İki katlı evin kapısından birileri çıkıyordu. Ellerinde siyah çantalar vardı. Azem adamların konuşmasını duydu.

-    Size kadını vurun dedim!
-   Kadın kaybolup beliriyordu nasıl vuralım? Az kalsın vuruyordu beni.
-   Neyse görev ailesiydi onuda tamamladık..

Azemin beynine kan sıçramıştı. Emira’nın ailesi... Azem motordan indi. Şapkasını ve paltosunu çıkardı. Kollarını iki yana açtı Gövdesinin üst kısmını komple kaplayan parlak gümüşi renkte bir zırh oluştu.Kollarını tüfek tutuyormuş gibi forma getirdi. Kollarının arasında oldukça gelişmiş otomatik bir saldırı tüfeği belirdi. Formasyon alan bir asker gibi pozisyona girdi. Hareketleri oldukça profosyoneldi. 3 tane suikastçinin üstüne ateş ederek hızlı adımlarla yürümeye başladı. Adamlardan ikisi olduğu yere düştü. En önden çıkan adam çevik bir hareketle çöp konteynırının arkasına kaçtı. Azem bir yandan adama doğru yürüyor bir yandan mermi saçmaya devam ediyordu. Çöp konteynırının yüzeyinde oluşan kıvılcımlar etrafa saçılıyor, arkasında ki suikastçi cenin pozisyonunda yatıyordu. Azemin silahının mermisi bitti. Ama adama çok yaklaşmıştı. Adam eğitiminin hakkını verecekti. Karşısındaki kontrolsüz saldırıya karşı gard almış hamle sırasını beklemişti. Şimdi hamle yapma sırası kendisindeydi. Çöp konteynırının arkasından ateş etmek üzere kolunu çıkardı. Tetiğe basamadan bir katana silah tutan elini kolundan ayırdı. Adam acı dolu bir çığlık attıktan sonra kanlar fışkıran kolunu tuttu. Azem üstü kanlanmış, altın saplı bir katana ile karşısında dimdik ayakta duruyordu. Kılıcını adamın boğazına dayadı;

-   Sen kimsin?
-   Hayır Azem. Asıl soru sen kimsin. Çamurun içinde bir gece ansızın belirmiş bir piç! Karnında ki Azem yazısıyla künye takılmış bir köpek!
-   Tekrar sormayacağım sen kimsin?
-   Soramayacaksın zaten Azem. Ben sonsuzum. Ben yokolamam. Bedenimi öldürebilirsin Ama “beni” asla öldüremezsin!

Azem çevik bir hareketle kılıcını kaldırdı. Suikastçinin gördüğü son şey havada savrulan kılıç oldu.
Azem eve girdi. Karşısında ki manzara korkunçtu. İki küçük kız ve bir adam kanlar içinde yerde yatıyordu. Emira tam ortada hepsinin kanlarının birbirine karıştığı yerde, ailesinin kanları içinde oturuyordu. Emira gözlerini kaldırdı. Azem’e baktı. Ağzından tek bir sözcük çıktı;

-   Azem...
Hikaye denemelerim için :

inansworld.blogspot.com.tr

Çevrimdışı Loial

  • *
  • 39
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Çamurdan Doğanlar
« Yanıtla #1 : 12 Mayıs 2014, 21:14:56 »
  Hikayenize adapte olup anlamaya çalışmam bir yana okurken gerçekten çok zorlandım... Her şey o kadar hızlı gelişiyor ki takip etmekte zorlanıyor insan... Biraz yavaş gitmeniz gerekiyor.   

    Ayrıca hikayenizde şak diye ortaya çıkan bazı kısımlar hikayeyi daha da dağıtmış...
    Azem adam ile çarpışmamak için çekilebildiği kadar kenara çekildi. Adam tam Azem’in yanından geçerken ani bir hareketle üstüne atladı;

-   Kaçamazsınnnnnnnn! Bir sigara parası vermeden bırakmam.
-   Param yok benim. Elini çek!
-   Bak ver diyorum güzel kardeşim sıkıntı çıkmasın gece gece. Vereceğin 5 lira para.
-   Elini çek dedim!
-   Çekmezsem nolur lan!     
    Olaylar, Karakterler, diyaloglar biraz fazla karmaşık duruyor... Elinize sağlık.

Çevrimdışı inanakmugan

  • *
  • 8
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Çamurdan Doğanlar
« Yanıtla #2 : 13 Mayıs 2014, 23:12:26 »
 Hikayenize adapte olup anlamaya çalışmam bir yana okurken gerçekten çok zorlandım... Her şey o kadar hızlı gelişiyor ki takip etmekte zorlanıyor insan... Biraz yavaş gitmeniz gerekiyor.  

    Ayrıca hikayenizde şak diye ortaya çıkan bazı kısımlar hikayeyi daha da dağıtmış...
    Azem adam ile çarpışmamak için çekilebildiği kadar kenara çekildi. Adam tam Azem’in yanından geçerken ani bir hareketle üstüne atladı;

-   Kaçamazsınnnnnnnn! Bir sigara parası vermeden bırakmam.
-   Param yok benim. Elini çek!
-   Bak ver diyorum güzel kardeşim sıkıntı çıkmasın gece gece. Vereceğin 5 lira para.
-   Elini çek dedim!
-   Çekmezsem nolur lan!      
    Olaylar, Karakterler, diyaloglar biraz fazla karmaşık duruyor... Elinize sağlık.

Yorumunuz için teşekkürler.
Hikaye denemelerim için :

inansworld.blogspot.com.tr