Kayıt Ol

Bulutlu Kule

Çevrimdışı LOTR

  • *
  • 14
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Bulutlu Kule
« : 09 Mart 2013, 22:19:49 »
     "Kuleyi gördüğümde içeriye girmem gerektiğini anladım Marvin. İçeriye girdiğimde bir kişi gördüm. Siyah saçları
kaşlarının oraya geliyordu. Yani saçı gözlerini kapatıyordu beni görmediğini sandım."
     "Peki sonra ne yaptın Drasmus?"
      "Uyandım."
      "Gerçekten mi ben senin rüyanı mı dinledim."
      "Bu aslında bir plan karşıdaki kuleyi görüyor musun? Neden sadece orası bulutlu? Cevap ver. Karşılık vermemiz lazım."
      "Silahları göster o zaman." Silahları çıkarttım ve ağzının açık olduğunu öğrendim. Ya eski olduğu için ya da çok iyi olduğu için şaşırdı.
      "Ama bunlar kılıç."
      "Gözlerin iyi çalışıyor." dedim.
      "Kılıçlara gerek yok. Orada bir şey olduğunu sanmıyorum."
      "Sadece bir çıkıp baksak."
      "O zaman bu eski kılıçlar yerine benim tasarladığım silahı kullansak. İlk lazerli silah." bunu demişti. Çünkü o bir silah tasarımcısı olmak istiyordu.
      "Ne olur olmaz ben genede kılıçları alacağım."
      "İyi sen bilirsin."
      "Bari bir giyinelim. Bu kıyafetlerle mi çıkacağız adamın karşısına."
      "Tamam. Deri ceketi giy ve gelirken sakızı getir."
      "On dakikaya buradayım." ve ayrıldık. Üzerimi değiştirdikten sonra geri geldim. Elindeki sakızı aldım.
      "Sakız çiğneyince aşırı havalı oluyor."
      "Hadi önüne bak." ikimiz de gidiyorduk. Elime bir tabanca uzattı. Bende ona bir kılıç uzattım. Kapının önüne geldiğimizde filmlerdeki gibi kendiliğinden açıldı. En üst kattan bir kahkaha sesi geliyordu.
      "Ha ha ha! Dünyanın sahibine merhaba, dünyaya hoşça kal demelisiniz." Üst kata doğru çıkarken tabancayı da hazırda bekletiyorduk. Uzun beyaz saçları olan adamın eczacı gömleği vardı. İsminin olması gereken yerde "Bay Gölge" yazıyordu. Kırmızı gözlerini bize çevirdi.
      "Siz kimsiniz be çocuklar!" ve yerdeyiz. Elindeki asa ile bir şey yaptı ama bize değdirmedi. Tabancaları çıkarttık. Ben kafasına Marvin ise önemli yere sıktı. Hiçbir işe yaramadı.
      "Kılıcı çıkart Marvin." Aynı anda kılıçlarımızı çektik. Aynı yerlere tekrar vurdu. Galiba Marvin'in vurması sebebi ile yere yıkıldı. Biz ise gülmekten yere yıkıldık. O kadar kolay olmuştu ki. Bunun bir rüya olduğunu düşündüm. Kendimi sıktım ama uyanmadım. Yok edici makineyi kapattık ve aşağı indik. Ne yazık ki korkudan sakızı yutmuştum.





                              Eleştirilerinizi lütfen yazınız. İlk yazımdır.  ;D

Çevrimdışı LOTR

  • *
  • 14
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bulutlu Kule
« Yanıtla #1 : 10 Mart 2013, 13:12:43 »
                                        Bölüm 2
     "Gece uyurken biz bahçede konuşuyorduk Marvin. Sonra tepenin kulesinden gene aynı gülme sesi geldi. Kontrol etmek için bir daha mı baksak?"
     "Hayır Drasmus. O gün eve gittiğimde iki şey fark ettim. İlk olarak sakızı bitirmişsin. İkinci olarak silahım bozulmuştu. O çok güçlü bir büyücü. Hatta Drasmus ben de senin gördüğün rüyayı gördüm."
      "Ne bekliyoruz o zaman?"
      "Bilmiyorum. Belki öldürür diye olabilir mi?"
      "Hadi ama bu sefer onu seninle birlikte yapacağımız lazerli kafes ile onu kapatacağız."
      "Hadi bize gidelim."
      "İşte bu takım ruhu." Marvin'in kırık dökük, sıvalı, kasvetli apartmanına doğru gidiyorduk. Kapıyı açtığımızda orada asansör olduğunu gördük.
      "İşte bu çok garip Marvin."
      "Hiç sorma. Asansörü çağır."
      "Asansör gel buraya!"
      "Arkadaşım hayatında hiç asansör görmedin mi?"
      "Hayır."
      "İşte böyle." dedi düğmeye basarken.
      "Hadi canım. Bu ne?"
      "Neden bu asansörde bize lazım olan eşyalar var?" İçeriden aniden bir kız çıktı. Bizim yaşımızda.
      "Merhaba ben Nicole."
      "Ben de Drasmus."
      "Ben de Marvin. Yardımcı olalım."
      "Asıl ben size yardımcı olacağım görüyorum ki Bay Gölge'ye karşı bayağı bir savunmasız gibi gözüküyor."
      "Ama bizim evde annem var seni görürse hiç memnun olmaz Nicole." Ben hiçbir şey söyleyemiyordum çünkü şaşkındım. O dalgalı sarı saçları. Çok güzel ayakkabıları. Mavi bluzu. İlk gördüğünde pantolonsuz düşüneceğin ten renginde pantolon giyiyordu.
      "Ben de o zaman bu bebeği kullanırım." der demez kolunda bir makine belirdi. Aynı küçük tabletlere benziyordu.
      "Ne işe yarıyor?" çıkabildi ağzımdan.
      "Buna." dedi ve görünmez oldu.
      "Harika." Marvin ve ben.
      "Hadi gidelim." aşırı hızlı bir şekilde yukarı çıktık. Nicole düğmesine bastı. Marvin de zile bastı.
      "Kim o?"
      "Ben ve Drasmus. Ödev yapmamız lazım."
      "Tamam." kapı açıldı.
      "Siz şuraya geçin." dedi annesi.
      "Teşekkürler Bayan Marvin." Çok güzel bir odaya geçtik. Kafesi tamamlamak için ben tornavidayı kullandım. Marvin ise kaynağı. Nicole tüm parçaları yerine koydu. Kafes bitince çalıştırmak için düğmeye bastım.
       "Bu çalışmıyor." Marvin.
        "Radyasyon etkisi yüzünden Bay Gölge ne yapıyor ki?" Nicole.
       "Bundan sonraki bölümde onu düzeltmeye çalışalım. Bu arada Marvin sakız kaldı mı?"


    Not:Lütfen okuyanlar eleştiri yazsın.             

Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bulutlu Kule
« Yanıtla #2 : 05 Nisan 2013, 16:15:14 »
    Not:Lütfen okuyanlar eleştiri yazsın.             

Konuşma metinleri ile başlayıp, konuşma metinleri ile devam edip, konuşma metinleri ile bitirmişsiniz. Hal böyle olunca birinci tekil şahıstan anlattığınız hikayede ne mekan tasviri, ne konuşan kişilerin tasviri, ne de zaman tasviri var. Bu durumda üzerlerinde sadece isim etiketi bulunan iki kişi 5. sınıf bir aksiyon filmindeki gibi bir şeyler yaparken sürekli konuşuyorlar. Zihnimde bunun dışında hiçbirşey canlanmadı ve canlanamazdı da. Hayalgücüm fena değildir aslında :)

Bunu düzeltmek için girişe neden orada bir kule olduğunu anlatarak başlayabilirsiniz mesela. Sonra kuleyi biraz tasvir edersiniz. En azından konuşan kişilerin bariz özelliklerinden bir parça sunabilirsiniz. Saç renkleri, göz renkleri, boyları gibi.  Eğer bunları yapmazsanız üzgünüm ama bu haliyle hikayeniz bir msn konuşmasının  screenshot ı gibi olmaya devam edecek.