Seda anam seni yerim :gh
Bölüm 2 = Yeni Biri“Arkadaşım olmanı istiyorum.”
“
Anlamadım? ”
“Basbayağı arkadaşım olacaksın işte. Ne yani, her prensesin bir yığın arkadaşı mı var sanıyorsun?”
“Hayır..ama..ben..bilmem ki..nasıl olur..”
“Çok basit. Sabahları günaydın diyorsun. Gün boyunca onunla bir şeyler paylaşıyorsun. Yatmadan önce de iyi geceler diliyorsun. Bu kadar.”
Almira vahşice gülümseyerek gözlerini ona dikti. Çocuk şaşırdı.
“Peki..”
Prenses çocuk gibi sevinerek el çırptı ve onu tezgahın arkasından çekip çıkardı. Sonra arkasındaki bir askere dönerek;
“Hey sen! Tüm meyveleri saray mutfağı adına satın alıyorum. Hepsini topla ve getir. Hadi arkadaşım, gidiyoruz.”
xxx
Kraliçe mutfağa girdi.
Mutfak çalışanları bir saniye kadar şaşkınlıkla durakladıktan sonra işlerine döndüler. Yade hemen hükümdarın yanında bitti.
“Emredin efendim.”
“Yade…bugün Almira’nın doğum günü. Baş aşçı olarak bugün tüm marifetlerini göstermeni istiyorum senden. Akşama büyük bir parti veriyoruz. Diğer ülkelerin kral ve kraliçeleri de daveti. Yüzümü kara çıkarmayacağını umuyorum.
“bugün tüm marifetlerini göstermeni istiyorum senden. Akşama büyük bir parti veriyoruz. Diğer ülkelerin kral ve kraliçeleri de daveti. Yüzümü kara çıkarmayacağını umuyorum.
“Yeter ki isteyin efendim.”
Sonra bir anda tüm mutfak Yade’nin emirleriyle işlere gömüldü. Muhteşem olmalıydı.
xxx
“Siz! Hizmetli kızlar! Büyük salona gerekli malzemeler bırakıldı, salonu süsleyeceksiniz. Sihrinizden gelenin en iyisini çıkarmanızı bekliyorum. Bu gece Galeçya’nın doğum günü kutlanacak. Tek bir yanlış harekette pılınızı pırtınızı toplar buradan defolursunuz. Anlaşıldı mı?”
Rua Kraliçe kadar iyi huylu değildi. Yanlışlara sabredemiyordu. Bu yüzden bütün gün, değer ülkelere giden habercilerin hala dönmemiş olmasından yakındı durdu. Ve yine bu yüzden
bebeğinin doğum gününde her şeyin mükemmel olmasını isteyen Rasa ile kavga edip durdu [“Ne yani? Bebeğime bu süsleri mi layık görüyorsun? Seni cimri herif!”; “Elimden geleni yapıyorum, artık sus be kadın!”).
xxx
“Adım Ira.”
“Benimki de Almira.”
Almira’nın vahşi hali geçmiş, yine normal haline dönmüştü. Ve canan bir şekilde, Ira’yla gerçekten dost olmaya çabalıyordu.
Sarayın bahçesinde birlikte oturuyorlardı. Almira yorgunlukla ağacın gölgesine çöktü. Ira da yanına oturdu.
“Nasıldı… geldiğin yer?” Almira ona baktı. güzel gözlerinde çok kısa biran bir hüzün belirip kayboldu.
“Kirli bir yer. Temizlik yoktu orada. Derelere büyük fabrikaların –üretim yapılan büyük yerler- atıkları dökülüyordu ve sularımızı zehirliyordu. Yine fabrikalar, ve oradan çıkan ürünler havayı kirletiyordu ve soluk alamıyordun. Dünyanın tepesinde koskocaman bir delik açılmıştı oradan içeri sinsi ve zararlı güneş ışınları sızıyordu. Bu yüzden dayanılamaz derecede ısınmıştı. Hiçbir kimse, alın teriyle meye-sebze yetiştirmiyordu. Anormal ilaçlarla meyvelere renk veriyordu, ama içleri bembeyaz ve vitamin-mineralden yoksun oluyordu.”
Ira bir şey söylemedi. Ağaca yaslandı, ayaklarını ileri uzattı. Gözlerini kapattı. Almira ona baktı ve hala o yırtık giysileri giydiğini fark etti. Birden ayağa fırladı. Gözleri yerinden fırlayacaktı neredeyse. Bulmuştu! İşte bu!
Ira’yı elinden tuttuğu gibi kaldırdı. “Yürü!”
“Ne olu-”
“Rasa! RASA!” Almira sarayın içinde deli gibi koşmaya başladı.
“RASAAA!”
Kadın pürtelaş yanlarında bitti.
“Almira, ne oldu yavrum?”
“Odam. Odamın yanındaki salon. Orayı hemen düzenliyorsun. Bir banyo ekletiyorsun, boyatıyorsun falan. Ira oraya yerleşecek.”
“Ne-Hayır-” Ira yüzünde bir dehşet ifadesiyle baktı ona.
“Ama..efendim..bu çocuk…”
“Ayrıca” diye bastırdı Almira ”ona yeni giysiler buluyorsun, temizlenmesine yardımcı oluyorsun. Ve bana senin yaptığın gibi ona da yardımcı olacak birini buluyorsun.”
“Ama Galeçya bu gün buna imkan yok-”
“Hemen dedim Rasa.”
“Peki efendim.”
<<<
höms bu bölümde pek ekşın yok ama bir sonraki bölüm bomba olucak çok şaşıracaksınız xD