Kayıt Ol

Illadanes'in Üç Kardeşi

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Illadanes'in Üç Kardeşi
« : 02 Ağustos 2010, 05:52:36 »
Üç Kardeş, benim en eski hikayelerimdeki üç temel karakteri almam ve bir araya koymam ile, yaklaşık bir buçuk sene önce yazmaya başlayıp bir sene kadar önce kafamda bitirdiğim bir seriydi. Genel olarak karakterlerin arasındaki ilişkileri yazdığım bir seri. Tekrardan yazılma ihtimali olduğu için bu başlığı açtım. Belki hikayeleri buradan yazarım.

Adramelech

Kardeşlerin belkide en farklısıdır. Sifaus ve S'arrus'un buza karşı özel bir gücü vardı ancak Adramelech biraz değişiktir, onun geldiği yer ne yer ne diptir, o gökyüzündeki melek halkları arasından gelmiştir.

Sifaus'a karşı geldiğinde peşinden S'arrus gönderilmişti. Kaçtı ancak en sonunda kaderini kabullendi. Kanat tüylerinden yaptığı tarot kartlarını tekrardan birleştirip cennete, oradan kaçmasının cezasını çekmek üzere gitti.

Adramelech en asi olan ve en hızlı olandı. S'arrus'dan senelerce kaçtı, Eun halkını yönetti ancak savaşta onu kimse yenemezdi. Gücü adaletten ve doğrudan gelirdi.
Sifaus

Sifaus kardeşlerin kendini ilk bulanıydı. Atalatanes halkı arasında tanındı, Bilgeler Denizinin güzey ve kuzeyindeki boğazlar açılmadan önce, tam ortasında bulunan Atlatanes adasında, İmparatorun başbüyücüsü olarak görev yaptı.

Asıl gücü Ateş üzerineydi. Ancak o zamanların kış tanrısı Mulcarn onu ayarttı ve Atalatanes halkının bir kolu olan Illadan halkını kuzeye sürdürttü. Sifaus Atlatanes adasından kaçtı, yıllarca Illadan halkını aradı. Bulduğunda ateş gücüyle, bu buz halkını topladı ve yönetti. Ancak sonsuz transa girdiğinde Mulcarn'ın kemiklerini buldu ve o zamandan sonra alevi değil buzu yönetir, kışı taşır oldu.
S'arrus

Kardeşlerin en küçüğü ama garip bir şekilde en güçlüsü. Denir ki, Sifaus'un Adramelech'i gönderdiği görevlerden birinde bulunmmuştur S'arrus. Sifaus'un doğumunda üç doğan ruhun kalan parçasıdır. Abyss'deki yaratıkları boyun eğdirmiş ve oradan kaçmıştır.

Yıllar sonra Abyss'e dönüp oranın hükümdarlığını ele geçirmişti. Abyss'e düşmeden önce sadece ölüm ve savaşa bağlı güçlere sahipti ancak sonra yaşamın üzerinde de hüküm kurmayı öğrendi.

Yıllarda kardeşini avladı, sonra onun haklı olduğunu gördü.


#rekt

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Illadanes'in Üç Kardeşi: Sifaus
« Yanıtla #1 : 01 Eylül 2010, 19:56:34 »
Sifaus

Yapılan araştırmalar, bu üç kardeşin dünyaya gelişi hakkında çok az bilgi vermektedir. Verilen bilgiler, çoğunlukla tahminler, karanlıkta duyulan fısıltılar ve gerçeklerin başka evrenlerdeki yankılarıdır. Bunları görenler ve yaşayanlar, ne olduğunu anlamak üzere çalıştılar.

Buraya başlamadan önce, şimdinin içine kapanıp uzak ada krallığı olan Illadanes Krallığının buzlar üzerinde yaşayan halkının Kış ve Kan Tanrılarının mitolojisinde söylendiği gibi olduğunu unutmamak gerekir. En azından, Üç Kardeşin hikayesi bu mitoloji ile oldukça kesişmektedir.

Söylenen ilk şey, Sifaus'un eski bir deniz krallığında, gelmiş geçmiş en büyük krallardan birinin Başbüyücüsü olduğudur. Alev üzerine yoğunlaşmış ve o yolda ilerlemiş bir büyücüydü Sifaus. Pek çok konuda bilgin olduğu söylenirdi diğer diyarlarda.

O zamanların Kış Tanrısı, Murlkân, onun rüyalarına girmişti böyle bir zamanda. Aklını çelmiş ve ülkesinin yok olduğunu göstermişti. Sifaus kaçtı, uzaklara, çok uzaklara kaçtı. Yıllarca gezindi ve Murlkân'ı araştırdı ancak hiç bir şey bulamadı. Sonunda geri döndüğünde, ülkesini yıkılmış buldu. Atalatanes adası batmıştı.

Bunun üzerine, gücü eline alıp, yola çıktı Sifaus. Bir kez daha gördü dünya alemlerini, alimlerle konuştu ve ülkeleri gezdi. Sonunda Kuzeyden Gelen o fırtınayı duydu. Bir kez daha duydu Murlkân'ın sesini. Tekrar fısıldadı kulağına. Sifaus kuzeye gitti, dağların üzerinden ve en derin mağaralardan, bir kez bile yolunu azıcık bile doğuya kaydırmadan. Sonunda, denizin ötesindeki o diyarı gördü.

Illadanes adası.

Adaya doğru ilerledi, denizin üzerinden yürüdü Sifaus. Çünkü Atalatanes krallığının baş büyücüsü her ne kadar bir Alev büyücüsü olsa da, tüm elementlerde hükme sahipti. Sonunda orada iki halk buldu.

İlki, Illadan halkıydı. Sert, buzun üzerine tarla kurabilecek insanlar. Damarlarında sanki kan yerine kar akıyordu. Illadanes adasının en içlerinde, buz platolarının üzerine kurmuşlardı kabilelerini. Diğeri ise Nordda halkıydı. Kıyılarda, balıkçılıkla gelişip dünyanın uzak uçlarına limanlar kurmayı severdi bu halk. Atalatanes denizcileriyle bolca savaşları olmuştu, Sifaus onları tanıyordu.

Sifaus, adanın derinliklerine gitti. Platolara tırmandı ve Illadan halkının en büyük kabilesinin liderini öldürdü. Onun yerine geçtiğinde, kimse gıkını çıkarmadı. Çünkü Alev Büyücüsü görmemişlerdi ve Sifaus'dan korktular.

Sifaus böylelikle Illadan kabilelerini yavaş yavaş birleştirmeye başladı. On üç büyük kabile vardı ve bunlar savaşmadan pes etmeyecek kadar barbar halklardı. Ancak Sifaus, sonunda hepsini birleştirdi. Nordda halkını bu adadan tamamen atmak üzere planlar kurarken, bir yandan da en büyük platoda bulunan lider kabilenin olduğu yere, buzdan bir tapınak yaptırmaya başladı.

Alıntı yapılan: Illadan Yazıtları, Tapınak Kayıtları
Temelde kullanılan bu iki büyünün nesilden nesile geçmesini büyücüler tapınağındaki eğitmenler sağlarlar. Eğitmenler hiç dışarıya çıkmazlar ancak aileleri vardır Tapınağın içinde. On üç tane Eğitmen ailesi vardır ve her biri platoların bir tanesinden gelen soylardır.

Büyücülük tapınağı düzgün bir on üçgendir. Piramitimsi bir şekilde yükselir ancak yerden 15-20 metre sonra bir bıçakla kesilmiş gibi düzdür tepesi. Basamaklı değil, düz duvarlara sahiptir. Her kenarda bir kapı vardır ancak en büyük kapı kuzeye bakandır. Tapınak gayet uzaktır. Tapınak, Kral Platosu denen ve Buz Tahtının bulunduğu platonun kuzeyindedir.

Eğitim sırasında büyücü olmak isteyenler, 'Eskilerin' şehrinde rastgele bir yere bırakılırlar. Karmaşık ve anlaşılamaz büyüklükteki 'Eskilerin' şehrinden çıkabilecek kişiler akıl sağlıklarını koruyabilen ve büyü yapmaya uygun olan kişiler olacaktır. Bu kişiler alınır ve iki günlük bir istirahata bırakılır.

Bu iki günlük dinlenmeden sonra Çırak ünvanını alır ve 13 Eğitimci ailesinden, kendi kökenlerinin ait olduğu ailenin eğitimine başlar. Bu eğitim 13 ay sürecektir ve ona bütün temelleri öğretecektir. Bu eğitimin ardından 12 ay boyunca diğer 12 Aileden birer ders veya görev alınır. Bu 25 ay tam bir başarıyla geçilirse Çıraklar "Magi" adını alırlar. Magi olamayanlar, ailelerinin tapınak içinde köleliğini yapmak zorunda kalırlar.

Magi olanlar, istedikleri bir ailenin yanında bir sene fazladan çalışmak isterlerse, o ailenin evladı kabul edilirler. Böylelikle o ailenin yanında kalmak şartıyla Okültist veya Eğitmen olma şansları vardır. Okültistler büyü araştırmaları ve deneyler yaparlar. Eğitmenler ise yeni Çıraklara yol gösterirler. Her eğitmenin aynı anda en fazla bir öğrenciyi alması şeklinde bir karar vardır.

Magiler "Kış Rahibi" olmak içi 13 platoyu gezmeli ve her birinin Liderlerinden önemli görevler almalıdırlar. Bu görevler tamamlanırsa bu ünvanı alırlar. Kış Rahipleri, kendi Platolarının soyundan olan Yüksek Kış Rahibi'ne hizmet ederler.

Yüksek Kış rahipleri her platoda yani her soyda birer tanedir.  Ölene kadar yerlerine başkası geçemez. Yüksek Kış Rahibi olmak ise çok zordur. Yüksek Kış Rahibini öldürmek Murlkân'ın tam bir öfkesini üzerine çekmek demek olacağından, kimse Yüksek Kış Rahibi'ne dokunmak istemez.

Yüksek Kış Rahibi doğal yollarla öldükten sonra, ölen Rahibin tüm hizmetçileri (Yani Kış Rahipleri) büyük bir arenada savaştırılırlar. Kazanan ve diğer hepsini öldüren Yüksek Kış Rahibi olmaya aday kazanır. Böylelikle doğal seçilimin yasası uygulanır; En güçlü olan soyunu devam ettirir.

Böylelikle büyücülük Illadan halkında yüksek bir güç olmaya başladı ve rahipler böylelikle halkın arasında Murlkân'ın kelamlarını yaymaya başladılar. Ancak Sifaus, hala huzur bulmamıştı. Murlkân, rüyalarını rahatsız ediyordu hala.

Platoların arasındaki vadilere bir anda yaptığı baskın ile, Nordda halkını kıyılara sürmeyi başardı Sifaus'un orduları. Böylelikle on üç buz platosunun üzerinde Kış Tanrısının beyaz bulutları toplandı ve sonsuz kış ilk defe orada başladı. Asla durmayan bir kar yağışı ve fırtına.

Sonra, bir gün Murlkân onu çağırdı, gizli bir mağaraya; Kuzeyin Dağlarındaki.
#rekt