Kayıt Ol

Kan Döngüsü (İkinci Kısım - Gümüş Konsey İki Yeni Bölüm)

Çevrimdışı Quid Rides

  • **
  • 399
  • Rom: 17
  • #800000
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kan Döngüsü
« Yanıtla #15 : 08 Şubat 2014, 11:27:18 »
duhan senin hikayeni sohbet alanına çevirdim kusura bakma :D önceki mesajda bahsettiğim gruptan bu konu dışı muhabbette sadece grikunduz yok. O da gelsin tam olsun :D
http://turanmemre.wordpress.com/
Bana dönek demiş itin birisi
Açığım ne imiş sor hele hele

Çevrimdışı duhan

  • **
  • 284
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kan Döngüsü
« Yanıtla #16 : 08 Şubat 2014, 11:47:28 »
duhan senin hikayeni sohbet alanına çevirdim kusura bakma :D önceki mesajda bahsettiğim gruptan bu konu dışı muhabbette sadece grikunduz yok. O da gelsin tam olsun :D

Sıkıntı yok hikaye burda nasılsa arayınca bulunur :D

Çevrimdışı duhan

  • **
  • 284
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kan Döngüsü ( Yeni Bölüm Eklendi)
« Yanıtla #17 : 12 Şubat 2014, 14:24:48 »
Beş adam, neden oldukları yıkıma aldırmadan, patlamadan önce bankoların bulunduğu kısmın arkasında kalan kapıdan geçip, alt kata inen merdivenleri adımlamaya başlamıştı. Merdiven sayısına bakılırsa iki kat aşağı iniyorlardı. Merdivenlerin bittiği yerde başlayan dar koridor, birkaç metre sonra, metal parmaklık şeklinde bir kapıyla son uluyordu. Parmaklıkların arasından, karşıdaki büyük, yuvarlak kasa kapısı görülebiliyordu. Doğru yolda olduklarının kesin kanıtıydı bu.

Kapıyı açılmaz kılan kilit, direniş gösteremedi çok fazla. Kapıyı geçtikten sonra geniş bir oda ve tam karşılarında devasa, yuvarlak kasa kapısı vardı şimdi. Adamlardan biri çantayı yere bırakıp, hızlıca açtı, içinden çıkardığı şerit benzeri bir şeyi kapının etrafına yapıştırmaya başladı. İşini bitirdiğinde, Beşi birden,  az önce girdikleri parmaklık şeklindeki kapıdan çıkıp, sırtlarını duvara verdiler. Siper almışlardı. Şeridi duvara yapıştıran adam ceketinin cebinden, küçük bir cisim çıkardı. Üzerindeki kapağı kaldırdı. Arkadaşlarıyla göz göze geldi ve düğmeye bastı. Adamın düğmeye basmasıyla, sağında ve solunda siper aldıkları kapıdan içeri, alev topu, ardından da toz ve moloz  yığınları püskürdü. Çıkan ses, önlem almamış olsalar, kulaklarını sağır ederdi. Toz bulutu dağılınca,  tekrar göz göze geldiler. Ceketlerinin kamufle ettiği,  Krom namlu eklemeli ve şarjörleri uzatılmış MP5’leri atışa hazır hale getirdiler. Ardı ardına inen kurma kolu sesleri, yaşanacak kıyımın startını veren gonk sesi gibiydi. Nişan almayı kolaylaştıran kırmızı lazerler,  görüşü bulandıran toz bulutunun içinde net şekilde görülebiliyordu.

Tüm hareketlerinde olduğu gibi yine mükemmel bir senkronizasyonla harekete geçtiler. İki adamın içeri girmesiyle, silahların gürlemeye başlaması neredeyse aynı ana denk gelmişti. Diğer üç adam da çatışmaya katıldığında, artan silah sesleri aynı zamanda çeşitlenmişti de. İçeridekiler de silahlarına davranmışlardı.  Daha tam olarak dağılmamış toz bulutuna, havada uçuşan kağıtlar, odanın her yerinden havaya ve etrafa saçılan çeşit çeşit eşya parçaları, karavana mermilerin isabet ettiği duvarlardan kopan beton parçaları ve küçük çaplı toz bulutları eklenmişti.  Metal metale çarptıkça çıkan ses ve kıvılcımlar, küçük çaplı bir havai fişek gösterisin andırıyordu.  İçeri dalan beş adam; profesyonelce, görerek ateş ederken karşılık verenler genelde  saklandıkları eşyaların ve koltukların arkasından rastgele ateş ediyordu. Boş kovanların, beton zemine düştüklerinde çıkardıkları ses, zaman zaman bozulan ritmine rağmen bir akarsuyun şırıltısını andırıyordu.

İlk vurulanlar,  kendilerine siper olarak koltuk takımlarını seçenler olmuştu. İki adam mermilere sıfır direnç gösteren koltuğun azizliğine uğramıştı. Koltukla birlikte delik deşik olan vücutları, birbirlerinin üzerine yığılmıştı.  Adamların girdiği kapının solunda kalan ve laboratuvar masalarını andıran metal bankonun  arkasındakiler ise şanslıydı. Mermiler yüzeyine çarptıkları metali delemiyor ama hurda yığınına çeviriyordu.  Bu yoğun ateşe daha ne kadar dayanacakları meçhuldü.  Siperdeki üç kişiden ikisi,  AK-47 lerini siperlerinin üzerinden çıkarıp hedeflerini görmeden yaylım ateşine tutuyorlardı.  Bunu da genelde, karşı tarafın ateşi azaldığında yapıyorlardı ki, şarjör değiştirdiklerini biliyorlardı. Kalan bir kişi ise, Beretta’sını, ateşlemek konusunda oldukça cimriydi. Muhtemelen yetersiz mühimmat nedeniyle yapıyordu bunu. Beş adam ortalığı cehenneme çevirirken,  diğerleri sadece ölmemek için direniyor gibi görünüyordu.  Adamlar baskın çıkmış, kendilerini sindirmişti. Kimse kafasını çıkarmaya cesaret edemiyordu.

Kafasını çıkarmaya ilk cesaret eden, kapının sağındaki büyük metal dolabı kendine siper eden,  M1A4 kullanıcısıydı. Ateşin kesilir gibi olduğu bir an, hasımlarını kontrol etmek için başını uzattığında çok büyük bir hata yaptığını bile anlayamadan mermiyi kafasına yemişti.

Odanın uzak köşesinde mini bar görünümlü bir bankonun ardından  UMP’larındaki mermileri  ihtiyatlı kullanmaya çalışan 2 adam ise, uygun buldukları zamanda, kısa süreliğine kalkıp, odanın ortasında açık hedef şeklinde  duran hasımlarına mermi yağdırıyordu.  Çatışmanın sona erme vakti geldiğine karar veren beş adamdan ikisi harekete geçti. Bellerinden çıkardıkları silindir biçimli, on santimetreden daha uzun olmayan cisimlerin üzerlerindeki pimleri söküp, hasımlarının gizlendikleri yerlere savurdular. Odanın karşılıklı köşelerinde patlayan cisimler, standart el bombalarının yaratacağı etkinin kat be kat fazlasını yaratmıştı. Metal bankonun ardındaki üç adam, parçalar halinde odaya saçılırken, barın arkasında siper almış olan adamlar, vücut bütünlükleri onlara göre daha az bozulmuş biçimde ayrı yönlere fırlamıştı. Son duyulan ses, patlama sesiydi. Ardından kısa ve tedirgin bir sessizlik oluştu.

Adamlar şarjörler seri biçimde yenilendikten sonra, ellerini tetikten çekmeden yavaş ve dikkatli adımlarla odanın içinde ayrı yönlere doğru yürümeye başladı. Odanın dört bir yanına dağılmış hasımlarını teker teker kontrol edip, yaşam belirtisi gösterenleri kafalarına birer kurşun daha sıkmak suretiyle ebediyete uğurladılar.

Elbiseleri yoğun çatışmanın izleriyle doluydu. Ceketleri gibi, gömlekleri ve yelekleri de özel üretilmiş kevlardı ve bu ürünün hafif silahlara karşı dayanıklılığı böylece başarıyla test edilmiş oluyordu. Kayda değer bir yaralanma yoktu hiçbirinde.
 
İşin büyük kısmını bitirmişlerdi ama onlar aşağıda  ölüm kusarken, yukarıda polis her yeri kordon altına almış, binaya girmek için hazırlık yapıyordu. Acele etmezlerse Polisle de çatışmaya girme riskleri çok yüksekti.

Savaş alanına dönen odanın içindeki başka bir kapı hedefleriyle aralarındaki son engeldi.  Metalik renkli kapının yanındaki duvarda konuşlanmış ve üzerinde kırmızı bir ışığın sürekli yandığı küçük kutucuk, onca adamı öldürmekten daha zor bir  işi müjdeler gibiydi. Bu kapının açılmasını sağlayan güvenlik kontrol kutusuydu. Muhtemelen parmak izi yada retina taraması yaparak geçişe izin veriyordu. Adamlardan biri gidip, kutucuğu inceledi. Seri biçimde dönerek ölü adamlardan birinin kopmasına ramak kalmış kolunu özgürlüğüne kavuşturup, kutucuğun yanına döndü. Kapı muhtemelen parmak iziyle çalışıyordu çünkü, retina taraması yapacak herhangi bir göz tarayıcı görünmüyordu. Kopardığı kolun yumruk şeklinde kalmış parmaklarını açmak için çok fazla çaba sarf etmesi gerekmemişti. Başparmağı tarama yaptığını sandığı bölüme bastırdı, kutudan çıkan ses, başarısız olduğu anlamına gelen sesti. Tekrar denedi ama sonuç değişmedi. Kapıyı açan parmak özel birinin parmağı olmalıydı. Erişime izni olan biri. Tüm adamların parmaklarıyla uğraşmak zaman kaybı ve zaman kaybı da polisle çatışma riskini barındırıyordu.

İçlerinden biri, parçalanan metal bankonun yakınlarında ve elinde tabanca ile yatmakta olan adama doğru ilerledi. Adamın belden aşağısı ve kafasının yarısı yoktu. Diğerlerinin aksine sadece tabanca taşıdığına göre muhtemel işi,  güvenliği sağlamak değil, kilitli kapının ardındaydı. Adamı oraya taşımaktansa, omzuna gönderdiği birkaç mermi vastasıyla kolunu söküp götürmeyi tercih etti. Parmağı tarama alanına bastırdı ama ses yine sinir bozucuydu. Derken, tarama alanının hemen üst kısmında, saç kılından daha kalın olmayan, iki adet kısa çıkıntıyı fark etti.  Adamın parmağını çıkıntıların üzerine getirip bastırdı ve kapının açıldığını gösteren sesle birlikte, kutunun üzerindeki kırımızı ışık yeşile döndü. Çıkıntılar, iğne görevi görüyor ve dna testi için parmaktan kan alıyordu.

İki parçadan oluşan kapı, sağa ve sola doğru duvarların içine doğru kayarken, adamlar hızla içeri girdi.

Aradıkları şey tam önlerinde duruyordu...

"ÇİFTLİK"  


50 metre veya biraz daha uzunluğa, 20-25 metre kadar da genişliğe sahipti oda. Oldukça soğuktu ve tamamen aydınlıktı. Bu aydınlığı sağlayan, çok kısa aralıklarla  duvarlarla, tavanın kesiştiği noktalara takılmış uzun led lambalardı. İçerideki  cihazlar buranın gelişmiş bir laboratuvar olduğunu anlamaya yetecek kadar teknolojik görünüyordu.

Oda boyunca sağlı sollu ve üst üste iki sıra şeklinde, marketlerdeki içecek dolaplarını andıran kabinler sıralanmıştı. Ön tarafı tamamen cam olan kabinlerin içi, kırmızıya çalan bir sıvıyla doluydu. Suyun içinde ise, kimisi küçük kimisi daha büyük ve tıpkı anne karnında olduğu gibi cenin pozisyonunda uyuyan ceninler vardı. Burası insan üreten bir fabrikayı andırıyordu. Anne karnında olması gereken ceninler, laboratuvarda büyüyordu.

 Market reyonlarının bir benzeri olan, odayı ikiye bölen ve oda boyunca devam eden raflarda ise, plastik serum paketlerine benzeyen paketlerde koyu kırmızı sıvılar dikkat çekiyordu. Binlerce paket olmalıydı. Bunların kan olduğunu tahmin etmek pekte   zor değildi.

Çevrimdışı M.K.Immortal

  • **
  • 290
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kan Döngüsü (Yeni bölüm eklendi )
« Yanıtla #18 : 12 Şubat 2014, 15:17:24 »
Hollywood filmlerini aratmayan bir aksiyon canlandı gözümde. Hareketli bir çatışma okudum. Oyunlar ve filmlerden silahların özelliklerini, çıkardıkları sesi falan biliyor olmam bu bölüme daha fazla tat kattı ama bunları bilmeyen birisi için ne anlam ifade ederdi tam kestiremiyorum. Gerçi bütün silahları tek tek de anlatmak mümkün olmayacağından, gayet yerinde tasvirlerle bezendiğine inanıyorum bölümün.

Konu ilginçleşiyor. Mark'ın bu öyküdeki yerini merak etmeye başladım açıkçası. Ellerinize sağlık.

Çevrimdışı duhan

  • **
  • 284
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kan Döngüsü (Yeni bölüm eklendi )
« Yanıtla #19 : 12 Şubat 2014, 15:43:31 »
Hollywood filmlerini aratmayan bir aksiyon canlandı gözümde. Hareketli bir çatışma okudum. Oyunlar ve filmlerden silahların özelliklerini, çıkardıkları sesi falan biliyor olmam bu bölüme daha fazla tat kattı ama bunları bilmeyen birisi için ne anlam ifade ederdi tam kestiremiyorum. Gerçi bütün silahları tek tek de anlatmak mümkün olmayacağından, gayet yerinde tasvirlerle bezendiğine inanıyorum bölümün.

Konu ilginçleşiyor. Mark'ın bu öyküdeki yerini merak etmeye başladım açıkçası. Ellerinize sağlık.

bu hikayeyi yazmamda bana olan desteğin yadsınamaz :) senin yorumların olmasa heralde devam etmezdim. silahlar için tasvir yapacaktım detaylı ama dallanıp budaklanır konuyu sündürür diye yapmadım ama ekleyebilirim bir kaç kelimeyle. Markın yerini bulmasına daha var. Biraz daha karıştırayım konuyu sonra becerebilirsem çözeceğim düğümü :D

Çevrimdışı duhan

  • **
  • 284
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kan Döngüsü ( İki Yeni bölüm eklendi )
« Yanıtla #20 : 12 Şubat 2014, 17:26:38 »
Odanın içine dolduran yaşam destek ünitelerinin yoğun sesi gittikçe rahatsız edici olmaya başlarken, adamlardan biri, kan dolu torbalardan birini eline alıp, sanki ağırlığını tartarmışçasına birkaç kez attı. Poşeti evirip çevirdi ve hemen yanında duran arkadaşıyla göz göze geldi. İkisinin de yüzünde aynı sinsi tebessüm vardı. Ardından cebinden çıkardığı küçük sustalıyı açıp, poşete batırdı, küçük bir delik açıp, ağzına dayadı.  Günlerdir çölde suya hasret kalmışçasına büyük bir iştahla içiyordu ki, arkadaşı da başka bir poşetle aynısını yapmaya başladı. Diğerlerinin katılması çok uzun sürmedi ve boş kan torbalarıyla dolmaya başladı ayaklarının dibi. Susuzluklarını giderirken, görevlerini unutmuşlardı. Kendilerine gelmeleri uzun sürmedi. Odanın dört bir yanına dağıldılar, üst katta ortalığı cehenneme çeviren çantalardan birini bir duvara, diğerini de diğer duvara yapıştırdılar. Bunu yapmak için kullandıkları yapışkan ped oldukça pratik ve kullanışlıydı. Son çantayı da kan torbalarıyla dolu rafın üzerine bırakıp,  odanın sonuna doğru ilerlediler.

Her biri bir şeyler arıyor gibiydi. Duvarlarda, zeminde, dolapların arkasında aranıp durdular bir müddet. İçlerinden birinin el işareti aradıkları şeyi bulduklarını haber veriyordu. Boyutuna bakılınca oldukça ağır görünen metal dolabın altındaydı aradıkları. Zemine açılmış bir geçitti bu. Kapağı kaldırıp, aşağısını görebildikleri kadarıyla kontrol ettikten sonra teker teker aşağı atladılar. Eski bir metro yada lağım tüneliydi bu. Nemli, pis kokulu ve karanlık... Geldikleri yolu kullanamayacakları için buradan çıkışın tek yoluydu. Operasyon brifinginde böyle bir çıkışın olduğu bilgisi zaten kendilerine verilmişti.

Beş adam, tünelin karanlığına karıştı. Yeterince uzaklaştıklarını düşündüklerinde ceplerinden çıkardıkları ateşleyicilere ardı ardına bastılar. Tünelin sarsıldığını hissettiklerinde, geride bıraktıkları görkemli bina önce dirense de, fizik kurallarına daha fazla karşı koyamamış ve onlarca polis, itfaiyeci ve sağlık görevlisi ile etrafta bulunan sivillerin üzerine bırakıvermişti kendini. Ölüme ölüm katan beş kişi altta hızla ilerlerken, yerin üstünde yaşananlar tam bir trajediydi.

Tüm dünyada ses getiren bu olay, geride kalan onca delile rağmen terör saldırısı olarak kayıtlara geçmişti bile.
Tünelden çıkma vakti geldiğinde, pas tutmuş ıslak demir merdiveni tırmanmaya başlamışlardı. Rögar kapağını hafif aralayan adam, hızlıca etrafa göz attıktan sonra kapağı ittirip kendini hızlıca dışarı attı.  Diğerleri de onu takip etti. Çıktıkları yer, şehrin oldukça dışınca terkedilmiş fabrikaların olduğu eski sanayi bölgesiydi. Operasyon planına sadık kalarak, işaretlenmiş fabrikaya doğru yürüdüler. Adamlardan biri pek sağlam gibi görünmeyen fabrikanın devasa sürgülü kapısını var gücüyle ittirmeye başladı. Yeri göğü inleten çığlıklar atarak açıldı eski kapı. Her şey plana uygun yürüyordu. Kendileri için bırakılmış yeni bir araba, tam da olması gerektiği yerde duruyordu. Vakit kaybetmeden arabaya bindiler. Anahtarlar üstündeydi ama şoförlük yapacak olanı, motoru çalıştırmak için acele etmiyordu. Gömleğinin üst tarafından iki düğme açıp, elini daldırdı, çıkardığında elinde tuttuğu şey, hepsinin yüzünde yine o şeytani tebessümün belirmesine yol açmıştı. Havaya uçurdukları binadan bir hatıra…

Bıçağı yine torbaya daldıran adam, sanki elinden alınacakmışçasına bir aceleyle ağzına götürdüğü torbadaki kanı sülük misali emmeye başladı. Ardından, esrarkeşlerin ritüeline benzeyen bir döngü başladı arabanın içinde. Torba, sırayla elden ele dolaştı ve tek bir damlasının bile boşa gitmesine izin verilmedi.  Şeytani tebessüm, yüzlerinin tümüne yayılırken, direksiyondaki adam kontağı çevirdi.

Doğanın yaydığı sesleri silip atan gümbürtü dalga dalga yayılırken, beş kişinin içinde olduğu araba binlerce parçaya bölünerek, merkezden etrafa doğru saçılmıştı bile.  Maruz kaldığı basınca daha fazla dayanamayan eski çatı, kendisine katılan kiriş ve kolonlarla birlikte bırakıvermişti kendini. Domino etkisi, tüm yapıyı etkileyince, az önce pek güven vermese de ayakta durabilen fabrika enkaza dönüşmüş,  ölüm tacirlerine anıt  misali mezar olmuştu.

Çevrimdışı M.K.Immortal

  • **
  • 290
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kan Döngüsü ( İki Yeni bölüm eklendi )
« Yanıtla #21 : 12 Şubat 2014, 19:20:29 »
Ters köşe oldum biraz :D Neden bu saldırıyı yaptılar ki düşüncesi hakim şu anda. Kendi içlerinde bile bir karmaşa mı söz konusu yoksa? Ya da kan bankası mıydı orası sadece? Soruların cevabını zamanla öğreneceğiz anlaşılan. Ellerinize sağlık.

Çevrimdışı Stormholder

  • *
  • 46
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kan Döngüsü ( İki Yeni bölüm eklendi )
« Yanıtla #22 : 13 Şubat 2014, 00:19:31 »
Klasik bir soygun gibi gelmisti basta ama devami merak uyandirici :) Son paragrafta "haydaa" demekten kendimi alamadim  ;D

Çevrimdışı duhan

  • **
  • 284
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kan Döngüsü ( İki Yeni bölüm eklendi )
« Yanıtla #23 : 13 Şubat 2014, 00:35:16 »
Kurguya feci yoğunlaşmış durumdayım iki final arasında kaldım şimdiden. Biraz uzun soluklu olacak mecburen ve finali akışa bırakmaya karar verdim aslında. Tüm bölümler kendinden önceki soruları cevaplayacak şekilde olacak. Ters köşelerin devamı gelebilir seviyorum böyle şeyleri. Okuduğunuz ve yorumlarınızı esirgemediğiniz için teşekkür ederim

Çevrimdışı Stormholder

  • *
  • 46
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kan Döngüsü ( İki Yeni bölüm eklendi )
« Yanıtla #24 : 13 Şubat 2014, 00:46:06 »
Alternatif finaller bazen bas agrisi olabiliyor. Cunku her biri digerinden ayri bir guzel gelir. Acikcasi iki farkli finali de okumak isterim. Tabi uzun soluklu olacagini belirtmissiniz muhtemelen kurgu olarak dallanmalar soz konusu. Gonul ister ki anlatmak istedigimizi hemen anlatabilsek; icimizde kalmasa :) Tekrardan kaleminize saglik.

Çevrimdışı serhan1310

  • **
  • 91
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kan Döngüsü ( İki Yeni bölüm eklendi )
« Yanıtla #25 : 14 Şubat 2014, 14:39:21 »
ıcınde vampırler oldugu ıcın basta es gecıp okuduktan sonra tek solukta bıtırererek eeee sımdı dıye mausu caresızcw asagı surukleyıp devamını arama durumuna dustum. Yaslı adam oyle sıgara ıcıyokı benımde ıcessım geldı ılk basta marlboronun eskı reklam fılımındekı meshur kovboyu canlandı gozumde. Bankadakı catısma sahnesı cok ıyıydı. Matrıx 1 fılmındekı o meshur slow motıon catısma canlandı adeta. Onemsız bır soforun bıle aractakı hareketını tasvırın bır hıkayeden daha cok sankı fılım senaryosu hıssı uyandırdı bende kı bu benım gercekten sevdıgım bır olay. Devamını merak ettım neden nıye ve artık su vampırler amaclarını acıklansın yaff :)
cesaret yoksa zaferde olmaz

Çevrimdışı duhan

  • **
  • 284
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kan Döngüsü ( İki Yeni bölüm eklendi )
« Yanıtla #26 : 14 Şubat 2014, 14:44:37 »
ıcınde vampırler oldugu ıcın basta es gecıp okuduktan sonra tek solukta bıtırererek eeee sımdı dıye mausu caresızcw asagı surukleyıp devamını arama durumuna dustum. Yaslı adam oyle sıgara ıcıyokı benımde ıcessım geldı ılk basta marlboronun eskı reklam fılımındekı meshur kovboyu canlandı gozumde. Bankadakı catısma sahnesı cok ıyıydı. Matrıx 1 fılmındekı o meshur slow motıon catısma canlandı adeta. Onemsız bır soforun bıle aractakı hareketını tasvırın bır hıkayeden daha cok sankı fılım senaryosu hıssı uyandırdı bende kı bu benım gercekten sevdıgım bır olay. Devamını merak ettım neden nıye ve artık su vampırler amaclarını acıklansın yaff :)

İnsanı yazmaya teşvik eden bu güzel yorumun için teşekkür ederim. Okuduğum şey de olduğu gibi yazarken de, anlatmak istediğim şeyin tam olarak okurun gözünde canlanmasını isterim. Bu yüzden yazdıklarım genelde senaryo detayında olduğu söylenir en azından 3-4 kez duydum bunu okuyanlardan. Hoşuma gidiyor. Yaşlı adam tiryaki :D Vampirlerden ben de sıkıldım o yüzden değişik bir kurguya yöneldim. Herşeyin bir sebebi var ve ilerledikçe öğreneceğiz. Hiçbir şey havada kalmayacak merak etme :D biraz sabredersen yakında devamını yayınlayacağım.

Tekrar teşekkürler.

Çevrimdışı grikunduz

  • **
  • 368
  • Rom: 6
  • Est solarus oth mithas
    • Profili Görüntüle
    • HayalGezer
Ynt: Kan Döngüsü ( İki Yeni bölüm eklendi )
« Yanıtla #27 : 14 Şubat 2014, 17:17:24 »
Şimdi ilk önce hikaye hakkındaki yorumumu yapayım. D:

Hikaye güzel ilerliyor ve gizem geçen her saniyede büyüyor. Sorular bariz; Vampirler neden özellikle kan üreten bir binaya saldırsınlar? bu vampirler arasında bir tür iç savaş belirtisi mi? Bir şey çalmadılar, sadece yıktılar. Bu bilinçli bir kaynak saldırısı galiba. (Aklımda Middle Earth 2'de ağaçlarıma saldıranlar geldi, hiç sevmezdim onları. Hain Uruk-Hai'ler)

Kurguyu geçip dile gelecek olursak, yazım şeklin çok güzel bu hikayede. Hem betimlemeler bol hem aksiyon çok, ayrıca dilinin sadeliği de okumayı kolaylaştırıyor lakin sende kendimde de sürekli gördüğüm ve düzeltmeyi bir türlü başaramadığım bir üslup hatası görüyorum. Çok süslüyoruz ve dikkatleri hikayeden uzaklaştırıyoruz. Yapmamak lazım. :D (Çok mu ukalalık ettim ya. Eğer öyleyse gerçekten üzgünüm amacım o değildi. :))

Şimdi öykü dışındaki muhabbete gelelim, arkadaş bunu niye burada konuşuyorsunuz ya gidin tartışma bölümüne allalla. -Yok ya bunu demiyecektim şey diyecektim. :D- İskele genelinde yorum yapılmamasının asıl sebebi -kanımca- okurların "hele bir tamamlansın, hepsini okuyayım öyle yorumlayayım" algısı. Ancak bu algıya karşın geçen bölümlerde yorumlanmayan yazarlarda ise başka türlü bir algı oluşuyor. "Kimse yorumlamıyor demek ki kimse okumuyor, ben en iyisi bununla uğraşmayım" Elbette bu da bir tür kısır döngü oluşturuyor. Ayrıca okurlara da hak vermek lazım. Son bir yıl içinde kaç tane uzun soluklu öykü sonlandı ki? Bu yüzden insanların ciddiye almaları için hikayeyi bir yere taşımak gerekiyor. Kısacası babamın dediği gibi, sokranmakla olmaz kaldırıp, çalışmak lazım. :D

Not 1:
Alıntı
bu konu dışı muhabbette sadece grikunduz yok
kambersiz düğün olmaz. :D

Not 2: Tiryaki mi? Bu mudur yani? Benim aklımda kaç senaryo oluşmuştu. Sigaranın pahalılaştığı bulunmasının imkansızlaştığı falan. :D

Son olarak da her zamanki gibi Devamını bekliyoruz efem. :D



Çevrimdışı duhan

  • **
  • 284
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kan Döngüsü ( İki Yeni bölüm eklendi )
« Yanıtla #28 : 14 Şubat 2014, 17:34:05 »
Şimdi ilk önce hikaye hakkındaki yorumumu yapayım. D:

Hikaye güzel ilerliyor ve gizem geçen her saniyede büyüyor. Sorular bariz; Vampirler neden özellikle kan üreten bir binaya saldırsınlar? bu vampirler arasında bir tür iç savaş belirtisi mi? Bir şey çalmadılar, sadece yıktılar. Bu bilinçli bir kaynak saldırısı galiba. (Aklımda Middle Earth 2'de ağaçlarıma saldıranlar geldi, hiç sevmezdim onları. Hain Uruk-Hai'ler)

Kurguyu geçip dile gelecek olursak, yazım şeklin çok güzel bu hikayede. Hem betimlemeler bol hem aksiyon çok, ayrıca dilinin sadeliği de okumayı kolaylaştırıyor lakin sende kendimde de sürekli gördüğüm ve düzeltmeyi bir türlü başaramadığım bir üslup hatası görüyorum. Çok süslüyoruz ve dikkatleri hikayeden uzaklaştırıyoruz. Yapmamak lazım. :D (Çok mu ukalalık ettim ya. Eğer öyleyse gerçekten üzgünüm amacım o değildi. :))

Şimdi öykü dışındaki muhabbete gelelim, arkadaş bunu niye burada konuşuyorsunuz ya gidin tartışma bölümüne allalla. -Yok ya bunu demiyecektim şey diyecektim. :D- İskele genelinde yorum yapılmamasının asıl sebebi -kanımca- okurların "hele bir tamamlansın, hepsini okuyayım öyle yorumlayayım" algısı. Ancak bu algıya karşın geçen bölümlerde yorumlanmayan yazarlarda ise başka türlü bir algı oluşuyor. "Kimse yorumlamıyor demek ki kimse okumuyor, ben en iyisi bununla uğraşmayım" Elbette bu da bir tür kısır döngü oluşturuyor. Ayrıca okurlara da hak vermek lazım. Son bir yıl içinde kaç tane uzun soluklu öykü sonlandı ki? Bu yüzden insanların ciddiye almaları için hikayeyi bir yere taşımak gerekiyor. Kısacası babamın dediği gibi, sokranmakla olmaz kaldırıp, çalışmak lazım. :D

Not 1:
Alıntı
bu konu dışı muhabbette sadece grikunduz yok
kambersiz düğün olmaz. :D

Not 2: Tiryaki mi? Bu mudur yani? Benim aklımda kaç senaryo oluşmuştu. Sigaranın pahalılaştığı bulunmasının imkansızlaştığı falan. :D

Son olarak da her zamanki gibi Devamını bekliyoruz efem. :D




yorumun için teşekkürler. Sadece sigara konusuna deyinmek istiyorum.
Evet tiryaki. :D çok seviyor.

Çevrimdışı duhan

  • **
  • 284
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kan Döngüsü ( İki Yeni bölüm eklendi )
« Yanıtla #29 : 17 Şubat 2014, 14:54:53 »
Yazdığım hikaye bir yayınevinin dikkatini çekmiş. Aslında yabancı bir yayınevinin türkiye bağlantısı mı yoksa adamımı demek doğru bilmiyorum. Başka bölüm olup olmadığını sordular hazır olan bir kaç bölümü gönderdim, kurgunun seyri ve final hakkında bilgi istediler, detaya girmeden bilgi verdim, onlar da bir teklifte bulundular. Hafta sonu bir kaç görüşmemiz oldu bu işlerden pek anlamadığım için bilen birisinden yardım istedim. onlar tekliflerini iletti biz de değerlendiriyoruz pek iç açıcı gelmedi ama olumlu  ya da olumsuz sonuçlanana kadar bu hikayeye devam etmemei rica ettiler ben de etik olarak kabul ettim. sanırım yarın netleşecek. olumlu olursa devam edemeyeceğim ama olumsuz olursa kaldığı yerden sürdürmeyi düşünüyorum. takip eden arkadaşları beklettim bir kaç gündür ama durum böyle. Büyük ihtimal yarın kesinlik kazanacak.