Kayıt Ol

Kasvet

Çevrimdışı Quad

  • *
  • 28
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
    • Other World
Kasvet
« : 17 Ocak 2013, 22:07:27 »
   "Taht Merlin’in kontrolü altında iken, gürüldeyen şimşekler, kara bulutlar eksik olmazdı şehir üstünde. Vakit sabırsızlığı gösteriyordu bir şafak vakti sabırsız askerlerin yüreğinde. Karbehe surları üzerindeki kötülüğün kadim hizmetkarları, gelenlerin olduğunu çalan acımasız savaş davullarından anlıyor, yürekleri titreten sesler tedirginliği de beraberinde getiriyor ve gülümsemeye başlıyordu şehir. Bartor'un on binlerce askeri eşliğinde şehrin kapısına dayanması ile başlamıştı her şey. Ellerinde meşaleler ile gökyüzünü bile yakabileceklerini gösteriyorlardı düşmana. Tokmakların davullarla buluştuğu an ortaya çıkan ses olağanüstü bir korku yaratıyordu. Bartor atının üstünde kendi bölgesinde süvarileri ile beraber izliyordu şehri. Uğultular çığlıklar birbirine karışıyor ve surların üstünden yoğun ışıklar göze çarpıyordu. Okçuların yağmuru başlıyordu önce düşman saflarına, sonra sessizlik çöküyordu Karbehe'ye. Davullar çalmaya devam ediyor, kılıçlarını kalkanlarına vurarak davullara eşlik ediyordu askerler. Uzun mızrak sahipleri, yere vurdukları an silahlarını, şiddetle sallanıveriyordu toprak. Çelik sesleri, at kişnemeleri, derin çığlıklar birbirine karışıyordu. Sonra yine sessizlik oluşuyor, herkes susuyor ve dev kapı gıcırdayarak açılıyordu yavaş yavaş. Herkes saf tutmuş, mızraklar ileri bakıyor, kanat süvarileri savaşı izliyordu. Kapının ardından atının üstünde Lord Mija gözüküyordu. İlk görev yerine getiriliyor ve Lord Mija, şehre limandan süzülerek, tahtın gerçek sahibine kapıyı açıyordu. Okçular son oklarını da fırlatıp kılıçlarını çekiyor ve çığlıklar atarak kapıya doğru koşmaya başlıyordu piyadelerin arkasında. İç içe geçmiş binlerce piyade ve mızraklı aynı anda giriyorlardı içeriye. Şehrin içinde kılıç sesleri, acı çığlıklara karışıyordu. Simsiyah atının üstünde Bartor ise yanındaki muhafızları ile saraya doğru ilerliyordu düşman saflarını yararak. Nehrin kenarından geçerken eğilerek salladığı her kılıç darbesinde bir baş düşüyordu yere. Atının ihtişamlı zırhı ile önüne geçmeye çalışanların kemik çatırtıları yankılanıyordu kara sokaklarda. Süvariler, düşman okçularının yaylarını germelerine bile fırsat vermeden toprağa düşürüyordu başlarını ve bir sürünün dağılması gibi dağıtıyorlardı hepsini. Zırhlı atlar ezip geçerken düşmanı, meydan kan gölüne dönüyordu Karbehe’de. Mızraklılar ise düşman süvarilerini ölüme mahkum etmişti çoktan. Atların kişnemeleri, piyadelerin süvarilerle karşılaştığı an şiddetle artıyordu. Hızla gelen düşman atlılarına, bir grup mızraklının tuzağı görülmeye değer bir hal alıyordu. Mija’nın emri ile gerilen mızraklar, atların boyunlarına geçiriliyor, yere düşen askerler yine mızrağın bir ejderha dişini andıran keskinlikteki ucu ile gönderiliyorlardı sınırsız yeraltına

      Bartor ise atından damlayan kanlara aldırmadan kıyım gerçekleştiriyordu adeta. Hızlıca sürdüğü atının üstünde, savurduğu çift kılıcı ile yarıp geçiyordu düşman saflarını. Sarayın giriş kapısında Merlin’i gördüğü zaman dizginleri çekiyordu. Merlin ise elinde ki devasa asası ile şimşekler çakıyor, alevler parlatıyor ve Bartor'un askerlerini yakıyordu zevkle. Uzunca boyu, üstünde ayaklarına kadar süzülen yakut kırmızısı kaftanı göz kamaştırıyordu. Yakaları kulaklarına kadar uzanmış ve sırtında ise aynı renk pelerini vardı. Yüzünün tamamı ve giysisinden görünen elleri iskeletten ibaretti. Atından asalet kokan bir edayla indiğinde Bartor, çift kılıcını kınına soktuktan sonra, sırtındaki geniş kılıcını çıkarmak için hamle yapıyordu. Mija o anda direniş gösteren düşmanın kanı ile yıkanıyordu. Kılıç bırakanlara merhamet gösterilmiyor, dizüstü çökenlerin karşısında piyadeler saf duruyor ve saplıyorlardı mızraklarını düşmanın kalbine. Sur üstünde bir grup sancak taşıyıcı şehrin ele geçirildiğini bayrak sallayarak haber veriyordu generallerine.
 Bartor, bir elinde kılıcı, sessiz, hızlıca ve sinsi bir şekilde yürüyordu. Bir atın gölgesi gibiydi. Yıldırımlar gökyüzüyle beraber, Merlin’in asasında çarpmaya devam ediyordu. Kılıcının ucunu birkaç defa yere vurarak merlin’in dikkatini çekmeyi amaçlıyordu Bartor. Arkasını dönen Merlin, iğrenç suratıyla gülümsüyordu. Elindeki büyük asası buharlar çıkararak devasa bir kılıca dönüşmüştü. Saatler sürüyordu çarpışmaları. Kılıçları birbirine çarptığı an gökyüzü çığlık atıyor ve geceye birkaç saniyeliğine ışık veriyordu yıldırımlarla. Sanki Karbehe pislikten arınmak istiyormuş gibi yağmur şiddetle yağmaya başlamıştı. Merlin iyice gerdiği kolunu sertçe salladığında eğilerek sıyrılıyordu bu hamleden Bartor ve ani bir hareketle arkasına geçiyordu. Tam o an sessizleşti birden tüm şehir. Saray muhafızları şaşkınlık içinde yaşlı krallarına bakıyorlardı. Hafifçe başını öne doğru eğip, göğsünden dışarı çıkan kılıcın ucuna bakıyordu Merlin. Önce kılıcı çakıldı yere, sonra ise dizleri üstüne çöktü. Bartor'un sırtını vurduğu ayak darbesi ile yüzüstü düştü Karbehe toprağına. Bedeninden kara ışıklar ruhunu söküp alırken, sessizlik yerini zafer naralarına bırakmıştı. Kötülükten dolayı kararan saraya bakıyordu Bartor ve tebessüm ediyordu çenesinden damlayan kanlara aldırmadan"

  

 "İhtiyar. Bu hikayenin anlatılması lanet getirir topraklara" dedi hışımla tavernanın kalabalığından bir asker.

 Yaşlı bilge, karanlık köşedeki karanlık masasında duran, kartal işlemeli bakır kadehini yudumladıktan sonra koluyla ağzını sildi.

 "Biliyorum evlat. Biliyorum" dedi yılların eskittiği kırışık yüzünde gülücükle.

 Bu sırada tavernanın kapısı hızla açılmıştı. Gözlerinde dehşet dolu ifadelerle bir muhafız etrafına bakındı, sonra hancının masasında kendisine bakan komutanı Lemira'ya döndü.

 "Efendim. Davul kuleleri çalıyor. Samros yanıyor" dedi heyecanla, ellerini dizlerinde birleştirip derin ve kesik nefes alıyordu.

 Tüm gözler yaşlı adama dönmüştü. Gülümsedi yaşlı bilge, hızla tavernadan çıkan Lemira'yı izlerken.

Çevrimdışı KingKiller

  • ***
  • 519
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kasvet
« Yanıtla #1 : 18 Ocak 2013, 07:14:43 »
Kendini biraz daha geliştirmişsin. Beğenerek okuyorum yazılarını. Başka yazılarını da bekliyorum. Ellerine sağlık.
“Ona reddedemeyeceği bir teklif sunacağım” ( Don Vito Carleone)

Çevrimdışı Quad

  • *
  • 28
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
    • Other World
Ynt: Kasvet
« Yanıtla #2 : 18 Ocak 2013, 20:52:31 »
Teşekkürler KingKiller. Yazdığım romanıma koymayı düşünmediğim bir parça idi burası. Kesik yedikçe cümleler, paylaşım devam eder efendim. (=