Kayıt Ol

Lahon’un Kan Günlükleri | Bölüm 13 - Tamamlandı.

Çevrimdışı DarLy OpuS

  • ********
  • 2766
  • Rom: 35
  • Dansımız Marşandiz
    • Profili Görüntüle
    • Uykusuzluk Kulesi
Lahon’un Kan Günlükleri

Bir kiralık katil…

Fazla güzel ve fazla zeki bir ölüm makinesi…

Kruzendro ülkesinde kiralık katilden daha yaygın olan tek şey, karanlık bir sokaktan yayılan ceset kokusudur…

Bu öykü, suçla bezenmiş Kruzendro’nun en yetenekli kiralık katili Lahon’un yaşam mücadelesini konu edilmiştir…


Bölüm 1: Tuzak

Nefes nefeseydi ve hala koşuyordu. Koşmak zorunda olduğunu biliyordu. Zira az önce şehrin en kalabalık meyhanesini havaya uçurmuştu. Korkuyla gerilmiş yüzleri hatırlayınca, zevkle gülümsedi.

Son hız dar bir sokağa saptı ve karşısına çıkan duvara çarpmadan bir saniye önce kendisini havaya fırlattı. Şimdi duvarın diğer tarafındaydı ve büyük ihtimalle güvendeydi. Durdu ve soluklandı. Nefes alış verişi düzene girdiğinde, başını kaldırdı ve gökyüzünü aydınlatan alevlere baktı.

Meyhanede bulunan kimsenin şu an yaşadığını sanmıyordu. Sinirli ve telaşlı sesler çok uzaktan geliyordu. Kruzendro itfaiyesi çalışıyordu, çalışmalıydı da. Lahon'dan sadece meyhanedekilerin daha doğrusu Siyon’dan gelen asilzadelerin öldürülmesi istenmişti. O da bunu en temiz şekilde hallettiğine inanıyordu.

Sakin adımlarla karargaha doğru yürümeye başladı…


“Temiz iş Lahon,” dedi boğuk bir ses. “Biliyorum,” kesin bir cevapla kestirip attı. “Ücretim?” paramı aldıktan sonra burada bir saniye durmayacağımı biliyor olmalı. “Her zamanki yerde, git ve al,” tatmin olmuştu.

Cevap vermeden kapıya doğru yürüdü Lahon. “Yeni görevini duymak istemiyor musun?” dedi iğneleyici bir ses arkasından. “Yeni bir görev istediğimi söylemedim,” arkasına dönmeden devam etti. Kapıyı kapatırken “sürtük” gibi bir kelimenin kulağına çalındığını hissetti.

Gülümseyerek binadan ayrıldı, yeni bir görev istemiyordu. En azından şu meyhane işi yatışana kadar. Siyon hükümeti bu işin peşini kolay kolay bırakmazdı. Zaten biraz dinlenmeye ihtiyacı vardı.

Dar pantolonu ve tuniği ince vücudunun hatlarını keskin bir şekilde belirginleştirirken, karanlık gecede herhangi bir serseri ile ağız dalaşına girmenin pek akıllıca olmayacağını düşünerek adımlarını gölgelerin arasına doğru yöneltti. Belinden sarkan küçük kaması kalçasına değerken kendini güvende hissetti.

Nihayet parasını alacağı yere gelmişti. Rıhtımın oldukça yakınında olan bu depo, çürümüş balık kokuyordu. Patronun tercihlerine bir kez daha lanet ederek, içeri girdi. Çürümüş balık kokusu, başka bir kokuyla karışıyordu. Mide bulandırıcı başka bir kokuyla.

Ceset… “Tuzak?!” hızla arkasını döndü ancak kapıda dikilen siyah siluet çıkış yolunu kapatmıştı. “Nihayet karşılaştık Lahon,” dedi siluet. “Lanet olsun,” diyerek kamasına uzandı…

Devam edecek..

Çevrimdışı vampireLLa

  • ****
  • 1273
  • Rom: 11
    • Profili Görüntüle
Ynt: Lahon’un Kan Günlükleri | Bölüm 1
« Yanıtla #1 : 16 Mayıs 2008, 16:17:09 »
o kan beni en basta cezbeden sey oldu.. yazında cok hoşuma gitti.. baya heyecanlı gerilimli bişi olacak belli. tebrk ederim devamını bekliorum :D
she's back!!

Çevrimdışı Michael Evans

  • **
  • 309
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Lahon’un Kan Günlükleri | Bölüm 1
« Yanıtla #2 : 16 Mayıs 2008, 19:09:43 »
Biraz kısa olmasına rağmen güzel bir giriş olmuş. Beğendim. Okuyacağım hikayeler arasına girdi. ;D

Çevrimdışı pleasant^^

  • ****
  • 1642
  • Rom: 12
  • bitch is back to the town.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Lahon’un Kan Günlükleri | Bölüm 1
« Yanıtla #3 : 16 Mayıs 2008, 19:19:47 »
Mis gibi bir başlangıl :yeho
Baştan çıkardı diyebilirim :P Ah,kiralık katil,ceset,tuzak,kan..Mukemmel başlangıç..Acilen devamını bekliyorum :D

so you ride yourselves over the fields and you make all your animal deals and your wise men don't know how it feels to be thick as a brick.

Çevrimdışı Lucilla Clarté

  • ****
  • 935
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Lahon’un Kan Günlükleri | Bölüm 1
« Yanıtla #4 : 17 Mayıs 2008, 14:06:33 »
Çok güzel başlangıç gerçekten gerilim dolu. =P Devamını bekleriz en kısa zamanda.=)

Çevrimdışı Pitis^^

  • **
  • 277
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Lahon’un Kan Günlükleri | Bölüm 1
« Yanıtla #5 : 19 Mayıs 2008, 18:19:51 »
 :wow woow başlangıç mükemmel olmuşş devamını istiyoruz..!  :D

Çevrimdışı Berke

  • **
  • 124
  • Rom: 1
  • Rock'n Roll ...
    • Profili Görüntüle
Ynt: Lahon’un Kan Günlükleri | Bölüm 1
« Yanıtla #6 : 19 Mayıs 2008, 18:31:55 »
Başlangıç süper ama gerisi de bir o kadar süper devamını en kısa sürede koy lütfen..

Çevrimdışı DarLy OpuS

  • ********
  • 2766
  • Rom: 35
  • Dansımız Marşandiz
    • Profili Görüntüle
    • Uykusuzluk Kulesi
Ynt: Lahon’un Kan Günlükleri | Bölüm 1
« Yanıtla #7 : 26 Mayıs 2008, 07:57:06 »
Olumlu yorumlarınız için teşekkürler. Şu sınav haftası bittiği an 2. bölüm sizlerle olacak.. :)

yeşilboncuk

Ynt: Lahon’un Kan Günlükleri | Bölüm 1
« Yanıtla #8 : 26 Mayıs 2008, 10:38:46 »
çok güzel bir başlangıç yapmışsın!..2.Bölümü bekliyorum...

Çevrimdışı DarLy OpuS

  • ********
  • 2766
  • Rom: 35
  • Dansımız Marşandiz
    • Profili Görüntüle
    • Uykusuzluk Kulesi
Ynt: Lahon’un Kan Günlükleri | Bölüm 1
« Yanıtla #9 : 02 Temmuz 2008, 15:38:49 »
Bölüm 2: İlahi

“Seni burada bulabileceğimi biliyordum,” dedi adam, ay ışığı tam sırtına vurduğu için yüzü karanlıktı. Kamasını çeken Lahon’a aşağılayıcı bir şekilde süzmeye başladı. Sanki nasıl davranacağını anlamak istermiş gibi, saldırmaya meyilli hiçbir harekette bulunmadı.

“Kimsin sen?” diye sordu Lahon, sesi fısıltı halindeydi. Siyon bu kadar hızlı olamazdı, mutlaka başka bir açıklaması vardı ve bu açıklamayı ölmeden duymak istiyordu. Hareketsiz duran rakibinin yüzünü görebilmek için gözlerini kıstı.

Lahon’un ne yapmaya çalıştığını anlayan adam, bir adım geri çekildi ve yüzü aydınlandı. Lahon bu yüzü daha önce görmüştü… Beynini iyice zorlarken kırışan alnı adamı güldürdü. “Hadi tatlım, bu kadar zor olmamalı,” sesi alaycıydı. Ve Lahon hatırladı. Havaya uçurduğu meyhanenin içinde gördüğü bu kişi, Lahon olay yerine geldiğinden beri ona hiç bakmamıştı. Ama anlaşılan Lahon’un bakmadığını zannettiği her anda, gözü üzerindeydi.

“Ama nasıl olur? Hepinizi havaya uçurmuştum ben!” dedi, sesi istemeyerek de olsa çatlak çıkmıştı. “Tabii tabii, bu şehirdeki gizli geçitleri tek bilen sensin zaten,” dedi hala alaycı bir tonlamayla.

Ve bakışlarını, deponun bir başka karanlık köşesine çevirdi. Öldürdüğü depo bekçisine.. Lahon iki yıl boyunca parasını bilmeden de olsa koruyan adama baktı.. Yanlış kelime, gence baktı.. İnsanlar ölmeden önce, en azından tıraş olmaya başlamalıydılar..

“Onu neden öldürdün? Bir şey yapmadı ki sana?” kızmıştı, buraya her geldiğinde konuşacak birkaç şey mutlaka bulurdu onunla.

“İşime yaramıyordu çünkü.”

“Seni lanet olası pislik!” saldırı konumuna geçti ancak hala bunun iyi bir fikir olduğundan emin değildi.

“Yerinde olsam yapmazdım Lahon. Bu kadar gereksiz sohbet yeter, konuşmamız lazım,” dedi. “Önce bana adını bağışla pislik herif!” karşısındakinin soğukkanlılığından iğrenmeye başlamıştı. “Amston, bence bu ismi daha önce duymuştun… Ourseon Mahallesi’nden..” geniş bir gülümsemeyle ekledi. “Bu kadar kolay unutulmamış olmalıyım.”

Karşındakinin kim olduğunu anlaması yarım dakikasını aldı. Evet oydu işte, neredeyse bir yıl boyunca beraber çalışmışlardı…

“Sen!”

**
Nelzenduro’da soğuk bir gece..

Rahiplerin heyecanlı fısıltıları tüm tapınağı kaplamıştı. Baş rahip dahi gerilmişti. Vakit geliyordu, koridorun sonunda sunağın üzerinde duran kitaba baktı. Elini siyah pelerinin içine soktu ve kristal bir şişe çıkardı.

Adımları sunağa doğru giderken, rahiplerin sesi kesildi. Kristal şişenin yaklaştığını anlayan kitap, lacivert rünlerle kaplı kapağını mutlu bir şekilde doğru açıya getirdi. Baş rahip sunağa varmıştı.

Ve boğuk sesli baş rahip bir ilahi mırıldanmaya başladı. Sonlarına doğru arka planda kalmış diğer rahiplerde katıldı ilahiye.. Baş rahibin sesi gittikçe gürleşmeye başladı ve kristal şişeyi havaya kaldırdı.

“Kan Güncesi için!” dedi ve şişenin içindeki sıvıyı, nazik bir şekilde rünlerin üzerine döktü. Günce sıvıyı kuru bir sünger gibi içine çekti…

Bir saniye kadar hiç bir şey olmadı ve sonra, güncenin kapağı açıldı. Sararmış sayfalarından yukarıya doğru göz alıcı ışık demetleri çıkmaya başladı. Baş rahip hariç herkes gözlerini kaçırmıştı. Ancak o, yeni bir ilahiye başlamıştı bile.

Şimdi yapacağı şey, tarikatlarının geleceğini belirleyecekti. Işık gözlerini kör ederken, o hala ayakta yeni ilahisini okumaya çalışıyordu. Tapınak temellerinden sallanmaya başladı.

Yolunda gitmeyen bir şey vardı...

Rahiplerden birisi yaklaşabileceği kadar yaklaşıp “Efendim, çıkmamız gerek!” diye haykırdı ve ardından diğer rahiplerle beraber kapıya doğru koşmaya başladı. Sadece iki rahip kalmıştı, elleriyle gözlerini koruyup, yardımcı ilahilerine devam ediyorlardı.

Bir moloz parçası, sunağın hemen yanına düştü. Büyük bir kolon koparak birbirlerine çok yakın duran iki rahibin üzerine düştü. Acı içinde haykırmaya bile vakit bulamamışlardı..

Ve baş rahip, ilahisini bitirdi…

Devam edecek..

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Lahon’un Kan Günlükleri | Bölüm 2
« Yanıtla #10 : 02 Temmuz 2008, 19:07:45 »
Vayy işte bölüm dye buna derim ben. Lahon bayağı şaşırmışa benziyor bu bölümde. Çok güzel bir sonlama yapmışsın bölüme. Bekliyoruz efendim.. :D
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı Lucilla Clarté

  • ****
  • 935
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Lahon’un Kan Günlükleri | Bölüm 2
« Yanıtla #11 : 02 Temmuz 2008, 21:10:43 »
Bu kadar bekledik ikinci bölüm için ama değdi, gerçekten güzel bi bölüm olmuş. =) İnşallah diğeri bu kadar bekletmez bizi. :melk Bu arada anlatımın da mükemmel eklemeden geçemedim. =P

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Lahon’un Kan Günlükleri | Bölüm 2
« Yanıtla #12 : 03 Temmuz 2008, 09:11:41 »
Ayrıca bu din görevlilerinin yaşadığı olay ile Lahon'un kaderini nasıl birleştireceksin, merakla bekliyorum...
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı DarLy OpuS

  • ********
  • 2766
  • Rom: 35
  • Dansımız Marşandiz
    • Profili Görüntüle
    • Uykusuzluk Kulesi
Ynt: Lahon’un Kan Günlükleri | Bölüm 2
« Yanıtla #13 : 11 Temmuz 2008, 17:03:56 »
Bölüm 3: Ruhlar Salonu

Kızgınlık, öfke, delilik.. Salondan ayrılamayan ruhların insani duygularının soluk yansımaları, adamın sinirini bozmaya başlamıştı. Vallentin tüm ruhları bu insancıl duygulardan azat edebileceğini biliyordu. Ancak onları henüz yeteri kadar kullanmamıştı.

Koyu mavi gözleri, yıldızsız bir gökyüzü kadar durgundu. Düzgün yüz hatları ve belirgin elmacık kemikleri, onu geçmiş yaşamında kadınlar bakımından çok şanslı yapmıştı.. Ah evet geçmiş yaşamı.. Nereye gitmişti şimdi?

Bağdaş kurduğu zemin pürüzsüzdü. Tenine dokunan, ona fısıldayan hava akımının aslında ne olduğunu bilmek sinirini bozuyordu. Alışmış olması gerekiyordu. Kaç yılını harcamıştı bu lanet salonda? Yüzyıllar.. Hayır, daha fazla olmalıydı.. Bunca zamandır ne yemek, ne su, ne de başka bir insani ihtiyacı gidermek zorunda kalmamıştı.

Artık yaşlanmıyordu da.. Zira Vallentin kendisini hala ilk zamanlar olduğu kadar yakışıklı buluyordu. “Her şey bittiğinde.. Tekrar eski yaşamıma dönebilecek miydim?” aylardır aklını kurcalayan en etkin soruydu.

Ve düşüncelerini kulak tırmalayan bir vızıltıyla sonlandırdı Ayağa kalkarak sesin geldiği tarafı kestirmeye çalışırken, dört metre uzağında siyah bir sis demeti belirdi. Yoğunlaşarak cisimleşmeye başlayan sise şaşkınlıkla bakmanın sırası olmadığını biliyordu.

Derin bir nefes aldı ve elini cisimlenmiş sise uzattı. Aynen beklediği şiddette bir akımla yere yığılırken zaferle gülümsedi. Vakit gelmişti. Baş rahip başarısız olmuştu…

**

Amston kahkahalarla gülüyordu. Lüks bir şekilde dizayn edilmiş bir evin oturma odasında oturmaktaydılar. “Şunu keser misin lütfen?” dedi Lahon. Alay edilmekten hoşlanmıyordu, özellikle Amston tarafından.

“Hadi Lahon, böyle bir işe bu kadar bilinçsizce gireceğin hiç aklıma gelmemişti,” hala gülüyordu.

“Bilinçsiz mi? Hiçbir iz bulamadılar, o lanet olası çeneni alay etmekten başka şeyler içinde kullanmalısın,” dedi, hala alaya alınmaktan dolayı kırgındı.

“Ahh evet her neyse, hala o yaşlı p.ç için çalışmadığın için mutluyum. İyi bir iş teklifim var,” her zamanki gibi davetkardı. Aynı zamanda bir şeyler bildiği de açıktı. Lahon, Amston’un bu kadar yıl nerede olduğunu ve şimdi ondan ne istediğini merak ediyordu.

Sözlerine ciddi bir ses tonuyla devam etti. “Dört yıl boyunca Nelzenduro rahipleri için çalıştım,” bir kaşı havaya kalkan Lahon’a bakarak gülümsedi. “Hayır, rahip falan değildim. Sanırım kılıç kullanmayı asla bırakmayacağım. Emin ol, böyle öleceğimi bilmek daha huzurlu.”

Konunun sapmasından rahatsız olan Lahon’a bakan Amston devam etti.

“Bu dört yıl boyunca, Kan Güncesi’ni verimli kullanmak adına her türlü araştırmayı yaptık. Gerektiğinde askeri gücü ben sağlıyordum. Ancak bildiğin üzere, Kan Güncesi her yüzyılda bir sahiplerine tanıtılmalıdır. Ve son tanıtımdan bu yana kalan hiçbir rahip yok.”

Lahon arkasına yaslandı. Konuşmanın nereye varacağını kestiriyor gibiydi.

“Peki ya yazılı kaynaklar, bir şekilde gelecek nesiller için parşömenler hazırlamışlardır değil mi?”

Amston rahatsız bir biçimde yerinde kıpırdandı. “Aslında olmamasının sebebi bir noktada benim suçum, kderli bir ses tonuyla devam etti.

“Tek parşömeni, Yeni Deniz’de ki kütüphaneden buraya getiren grupta görev almıştım. Çeşitli sorunlarla karşılaştık.. Ve… Parşömeni kaybettik..”

Lahon gözlerini devirdi. Kan Güncesi hakkında az buçuk bilgisi vardı. Ve her yüzyılda bir yapılan bu tanıtma töreni yapılmadığı zaman, güncenin tepkisinin olumlu olacağını sanmıyordu. O lanet olası günce, çoğu kişiden akıllıydı. Ve kendisini tanıtmayanlara, daha fazla hizmet etmezdi.

“Sonuç olarak.. Seni bulmaya geldiğim akşam Nelzenduro rahipleri, başarısızlığa ulaşmıştı. Bunu biliyorum, çünkü o parşömen ve doğru ilahi olmadığı sürece başarıya ulaşamayacak. Günce'nin tapınağı yok ettiğinden eminim. Ve kendisini.. Yazıldığı yere, Ruhlar Salonu’na taşımış olmalı..”

Amston devam edecek gibi oldu, ancak aklı hala yaptığı hayati hatadaydı. Doğrulup yanına oturan Lahon, elini koca adamın elinin üzerine koydu ve ekledi, “sana hayat borcumu ödeme vaktim geldi galiba.”

Amston’un kederli gözlerinde derin bir rahatlama gören Lahon, kendisini nasıl bir maceraya attığının farkında değildi…

Devam edecek..

Çevrimdışı Lucilla Clarté

  • ****
  • 935
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Lahon’un Kan Günlükleri | Bölüm 3
« Yanıtla #14 : 12 Temmuz 2008, 19:18:26 »
Tebrikler gerçekten, koyduğun ilk gün okumuştum ama şimdi yorum yapabiliyorum daha. Elime roman almışım da onu okuyomuşum gibi hissettim. Ayrıca Hakan abi güzel birleşcek gibi duruyo o olaylar dimi. :P

Neyse çok konuşmadan bitiriim şu yorumu, devamını bekleriz en kısa süre zarfında. :P