Kayıt Ol

Arkadya Efsaneleri

Çevrimdışı katilav

  • *
  • 40
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Arkadya Efsaneleri
« : 03 Mart 2013, 14:54:24 »
Arkadaşlar benim yeni başladığım bir projemdir kendisi şimdi pilot bölüm gibi birşey yayınlayacağım sonra esas hikayeyi ayrıca bir süre sonra da bu romanla ilgili bilgilerin olduğu bir rehber, sorularınız için.
Bu romanda herşeyi bir mantığa göre yapmaya çalıştım eğer mantıksızlık görürseniz çekinmeden söyleyin
Arkadya Efsaneleri

Burası Arkadya. Sefillikle, zenginliğin; cahillikle, âlimliğin harmanlandığı yer. Aslında burada tam üç yüzyıl süren büyük bir barış vardı. Kıtadaki birtakım güçler, kendi çıkarları uğruna bu barışı bozup, Arkadya’yı eski haline getirdiler. Ama Arkadya’ydı bu. Macera, gerilim, zıtlık, savaş olmazsa yaşanılmazdı.
  Artık Arkadya tekrardan büyük güçlerin birbiriyle savaşırken, küçüklerin ezilmesine sebep olacaktı. Üç yüzyıldan beri süregelen bu barışı sağlayan İmparatorluğun son Kralı Terpoda, artık barışı bozmaya çalışan kötü güçlere karşı gelinmesini herkese bildiriyordu. Zira durum oldukça kötülemişti, Prenses Nera’ya suikast girişimi yapılmıştı. Kral Terpoda, kurmaylarını toplayarak, bir ordu oluşturup bu güçlere karşı mücadele etmek istedi.
  Amacına ne yazık ki ulaşamadı. Birşeyler hep ters gitti. Belki de taht kavgaları, entrikalar. Kimse ne olduğunu anlayamadan, Kral Heros’un kurduğu imparatorluk çökme seviyesine gelmişti. Kıtada yedi tane krallık kurulmuştu. Bunların çoğu savaşçı ve halkına zulüm eden devletlerdi. Zulüm altında yaşayan halkın tek umudu, kıtanın güneydoğusunda, küçük bir alana sıkışmış, toprakları pek verimli olmayan Treod Devletiydi. Ama bu devlet de kötülerin başı Karagon tarafından bir yozlaşmaya mahkum edilmişti. Halk, yaşadıkları bir savaştan yorgun düşmüş, bir daha toparlananamış ve herkes cahildi. Saraydakiler çok büyük bir refah içinde yaşamasa da halk, devletin kendilerine eziyet ettiğini sanıyordu.
Kral Heros, ölmeden önce Beyazdağ’daki büyülü taşlardan dokuz kolye yaptırmıştı. Bunları barışı koruyacak olan asil savaşçılar takacaktı. Ama gelenek kısa sürdü. Artık vezirler ülke yönetiminde daha etkin rol oynamaya başladılar. Son elli yıl içinde de bu dokuz takının hepsi kayboldu. Hepsi birilerine miras kaldı. Birbirinden farklı büyüsel özellikleri olan bu takılar, insanı yenilmez kılmasa da güçlü bir canavar gibi yapıyordu.

Not: Romanda fazla ırk olmayacaktır. Her fantastik romanda karşılaşılan bir özellik olduğu  için yapmayacağım. Ama diğer taraftan karakterlere ve olaylara daha fazla değineceğim. Yorumlarınızı es[/spoiler]irgemeyin. İyi kötü fark etmez.
[/font]
 :fight: :fight: :fight: :fight: :fight: :fight: :fight: :fight: :fight: :fight: :fight: :fight: :fight: :fight: :fight:


Çevrimdışı ada sahilleri

  • **
  • 53
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Arkadya Efsaneleri
« Yanıtla #1 : 05 Mart 2013, 17:12:40 »
Romanında başarılar dilerim ama gözüme takılan bir şey var. Konu özgünlükten çok uzak, bunu yazmasam olmazdı. Son olarak, romandan önce -varsa- hikayelerini paylaşırsan seni daha net tanıma fırsatı buluruz.
Çok sözler edildi onlara dair ve onlar için,
"zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur" dendi.

Çevrimdışı katilav

  • *
  • 40
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Arkadya Efsaneleri
« Yanıtla #2 : 11 Mart 2013, 09:33:00 »
evet onu ben de fark ettim bu hikaye bir kurgu olarak kalacak başka bir kurgu düşünüyorum ama öncelikle konuyu bulmam gerekli acaba krallıklar filan mı olsun yoksa harry potter gibi mi yoksa normal insanlar mı olsun? Buna cevap arıyorum hangisi daha özgün olursa