Kayıt Ol

Mombasi'nin Kılıcı//Bölüm 3/4

Çevrimdışı Berre

  • ****
  • 1340
  • Rom: 34
  • Güle güle fermuar!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mombasi'nin Kılıcı//Bölüm 1//Acımasızlık
« Yanıtla #15 : 07 Kasım 2009, 22:18:54 »
Şaka diyorsan ve diana buna alınmadıysa bence bir mahsuru yok ;).

Tek bir şey kalıyor geriye, eğer bu öyküyü diana ile birlikte yazdıysan bence altına "diana ile kusad'ın öyküsüdür" diye yazman hoş olacaktır. Hem arkadaşına destek olmuş olursun hem de "vay be iki kişi birden yazıyor bak bunda iş vardır" diyerek okuyucuların ilgisini de çekersin.

Örnek vereyim:

"koluna ve bacağına aldığı darbeler kolunu hissedemiyordu,ayağını ise sadece volta atacak kadar kullanabiliyordu." kolu ve bacağına aldığı dabeler yüzünden dersen anlam karmaşası gider burda. Bu tür karmaşıklıklar var bazı yerlerde. Çok değil ama.

Uzun cümleler içinse şunu diyim, dediğim gibi cümle belli bir yerden sonra uzadıkça okuyucu kopuyor. O yüzden ilk cümleyi ikiye bölsen daha iyi olur mesela. Şık durur, akıcılıkta okuyucuyu yormaz. He bu benim fikrim tabii :).
Evet zaten aslında bende bunu demek istiyordum...

Çevrimdışı diana

  • ***
  • 513
  • Rom: 16
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mombasi'nin Kılıcı//Bölüm 1//Acımasızlık
« Yanıtla #16 : 08 Kasım 2009, 18:09:10 »
Bana hiç yazmadım dedi.
Kusad sana hiç yazmadım demedim.Sadece yazdığım hikayelerin çok iyi olmadığını söyledim.Eğer özel mesajlarını silmiyorsan eline bir kazma kürek al ve biraz özel mesajlarını eşele. :)

Çevrimdışı kusad

  • ***
  • 487
  • Rom: 5
  • Kendimi Kaybettim!Hükümsüzdür!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mombasi'nin Kılıcı//Bölüm 1//Acımasızlık
« Yanıtla #17 : 09 Kasım 2009, 12:47:35 »
Kusad sana hiç yazmadım demedim.Sadece yazdığım hikayelerin çok iyi olmadığını söyledim.Eğer özel mesajlarını silmiyorsan eline bir kazma kürek al ve biraz özel mesajlarını eşele. :)
Hiç silmedim bakarım birazdan.

Çevrimdışı diana

  • ***
  • 513
  • Rom: 16
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mombasi'nin Kılıcı//Bölüm 2//İşkenceye Devam
« Yanıtla #18 : 09 Kasım 2009, 15:27:23 »
Dünkü işkencede oluşan yanıklardan sonra Mombasi nasıl sağ kaldığını düşünüyordu hala.Aniden dışarıdan bir gülme sesi geldi ve Mombasi yine ısındığını hissetti.Çünkü dün yanarken etrafındakiler sürekli gülmüştü.O da artık gülme seslerinde o anları sanki tekrar yaşıyor ve kendini yanıyormuş gibi hissedip o korkunç an durmadan zihninde canlandırıyordu.O tam vücudundki sıcaklıktan kurtulacaktı ki dışarıdan bu sefer başka insanların haykırışları geliyordu.Mombasi çok uzun zamandır ilk defa başka insanların çığlıklarını duyuyordu .Çünkü onun dışında herkes burada gördükleri ilk işkencede öldükleri için onların sesini duymak Mombasi'yi açıkcası biraz korkutmuştu.Çünkü oldu olası Mombasi savaşlardan pek haz etmezdi özellikle savaş dışında insan öldürmeye karşı ayrı bir nefreti vardı.
   Buraya ilk geldiğinden beri buradan bir çıkış yolu arıyordu Mombasi fakat burdan sadece cesedin dışarı çıkabileceğini anlamıştı .Fakat artık işkencelere katlanamıyordu artık ya konuşacaktı yada işkenceyle öldürülecekti.İkinci seçeğeni düşünürken biraz daha üşüdüğünü hissetti.O ölmeyi göze almıştı fakat işkence...Ona en zor gelende işkenceydi.Bitip tükenmek bilmeyen acımasız ve korkunç işkenceler.
   Bir ayak sesi bu korkunç sessizliği yararak geldi.Hatta bir değil iki tane ayak sesi.Daha sonra bazı konuşmalar duydu.Mombasi,kazara konuşmalara tanıklık ediyordu,
-Efendim,bu çakma komutan ne konuşuyor ne de benim işkencelerimden bıkıyor.Bence öldürücü bir işkence ile onun önüne iki seçenek sunalım;ya ölürsün,ya da konuşursun,dedi bu seslerden biri.
   Mombasi bu sesi tanıyordu bu ona sürekli işkence yapan domuz suratlı adam olmalıydı.Fakat o kime efendim diyebilirdi ki?Daha sonra daha değişik bir ses duydu,
-Sen neden benim yerimde değilsin biliyor musun?Çünkü sen ayrıntılı düşünmüyorsun bu adamın konuşmayacağını bilmiyor musun?Bunu sende biliyorsun.Peki ondan nasıl istifade edebiliriz?İşte sen bunu bilmiyorsun.Fakat bunu ben biliyorum ve bu adamın kullanılamaz hale gelmesini fakat asla ölmemesini istiyorum,dedi.
   Mombasi şaşırmıştı...Mombasi çok şaşırmıştı.Bu insanların bu kadar ayrıntılı düşünmesi Mombasi'yi rahatsız ediyor olsa da aynı zamanda ürkütüyorduda.

                                                         kusad&diana

Çevrimdışı kusad

  • ***
  • 487
  • Rom: 5
  • Kendimi Kaybettim!Hükümsüzdür!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mombasi'nin Kılıcı//Bölüm 1//Acımasızlık
« Yanıtla #19 : 09 Kasım 2009, 20:39:55 »
Benim bazı problemlerden dolayı hikayeyi devam edemiyor olmam yüzümden bu kadar kısa yayınlandı fakat 3. bölüm gerçekten bunu telafi edecek.

Çevrimdışı kusad

  • ***
  • 487
  • Rom: 5
  • Kendimi Kaybettim!Hükümsüzdür!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mombasi'nin Kılıcı//Bölüm 3//Aydınlık
« Yanıtla #20 : 13 Kasım 2009, 18:18:10 »
Mombasi yavaşça oturduğu yerden kalkarak kapıya doğru yürüdü.Henüz yolu yarılamışken kapı açıldı ve gardiyan içeri girdi. Mombasi’ye yaklaştıktan sonra elindeki  kovayı içindeki suyla beraber Mombasi’ye uzattı ve biraz bekledikten sonra,
-İçecek misin?diye sordu.
Mombasi zaten en son iki gün önce su içmişti.Bu soru onun için adeta “cennete gitmek ister misin?” gibi bir soruydu.Tabii ki Mombasi’de hevesle,şevkle ve titreyen bir sesle,
-Evet efendim, lütfen.dedi.
Bu sözünü söylemesiyle ellerinde zincirlerle beş tane gardiyanın içeri girmesi bir oldu.Mombasi biraz dikkatli bakınca birinde tasma gibi bir şey ve diğer dördünde ise prangalar olduğunu gördü..Ayrıca hepsinde birer  paslı zincir de vardı.Mombasi bunları görünce ne olduğunu kestirmeye çalıştı..Adamlar hızlıca Mombasi’nin yanına geldiğinde zaten su içeceğini düşündüğü için eğilen Mombasi’nin yüzüne bakan en iri cüsselisi daha da ileri çıkarak Mombasi’nin yüzüne sert bir tekme yerleştirdi.Mombasi ‘nin gözleri yavaşca kapanmaya başladı.Mombasi her ne kadar gözlerini açık tutmaya çalışsa da bunu sadece 5-10 saniye başarabildi.Fakat onunda faydası olmuyordu çünkü etrafı buğulanmış ve gözleri yaşarmış olduğundan hiçbir şey göremiyordu.Zaten sesleri de boğum boğum duyduğu için kendini salmaktan başka çare bulamadı.
Mombasi uyanmıştı fakat gözlerini açmak istemiyordu.Çünkü biliyordu ki gözlerini açtığında başına bir şey gelecekti.Ya o adamlar onu öldüresiye döveceklerdi.Ya da eline,koluna;bacağına, vücudunun başka organlarına sert sopa darbeleri alacaktı.Hatta şu anda alıp almadığına dair hiç bir bilgisi yoktu .Çünkü henüz kafası dışında vücudunun hiçbir kısmını hissedemiyordu.Vücuduna ne olduğunu bilmek istiyordu.Fakat nasıl bilebilirdiki.O kadar çok merak etmişti ki gözlerini açmayı bile düşünüyordu artık.Ama yapamazdı.Merakını bastırmaya çalışıyordu.Ama olmazdı eğer açarsa eğer kesin bir şeyler olurdu.O bunları düşünürken aklına kaybettiği savaş geldi.Çünkü en son o zaman bu kadar önemli bir ikileme düşmüştü.Uzun süre düşündükten sonra vücudunun biraz karıncalanması üzerine gözlerini açmaya karar verdi.Cesaretini ve bütün gücünü toplayarak gözünü açtı.Fakat gözünü açmasıyla,kapatması bir oldu.Çünkü ona yıllar gibi gelen uzun zamandır hiç ışık görmemişti.Daha sonra yavaşça gözlerini açtı.İlk işi nerde ve ne durumda olduğuna bakmak oldu.Ellerinden,ayaklarından ve boynundan prangalarla kazıklara bağlı ve gergin bir şekildeydi.Sanki  orman gibi bir yerdeydi.Yavaş yavaş ona yaklaşan iki-üç çift ayak sesi duyarken bir yandanda vücudunu biraz daha hissetmeye başlamıştı.Biraz zaman geçtikten sonra duyduğu ayak sesleri iyice artmıştı bu da onların yaklaştığını gösteriyordu.Mombasi aynı zamanda biraz kısık sesler duyuyordu.Bu sesler onu biraz korkutsa da onların kendisine zarar vermeyeceklerini duymuştu.Sesler biraz daha netleştiğinde bu gelenlerden birinin ona işkence yapan gardiyanı azarlayıp “Onu öldürmemeliyiz.” diyen kişi olduğunu fark etti.

kusad&diana

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Mombasi'nin Kılıcı//Bölüm 3//Aydınlık
« Yanıtla #21 : 13 Kasım 2009, 18:42:10 »
Sevgili kusad ve diana. Hikayenizi okudum ve isteğiniz üzerine de yorumluyorum. Burada yazacaklarımın tek sorumlusu sizsiniz, baştan söylemesi  :)

İlk olarak Fırtınakıran'a katıldığımı belirtmek isterim. Betimleme iyidir, güzeldir ama gerektiği yerde gerektiği kadar yapılması daha da güzeldir. Sizin yazdığınız hikayede betimlemeler kıvamında olmuş. Ne çok ne de az... Fakat okuyucuya aktarılış biçimlerinde sorun var. Uzun cümleler okuyucuyu yorar ve kafa karışıklığına sebep olur. Örnekle açıklamam gerekirse, ilk paragrafta;

Yanından geçen kedi boyutundaki simsiyah fareye hiç aldırmadan adeta bir kül kadar koyu duvarlı, kutuplar kadar soğuk, bir kümes kadar küçük hücresinde elleri çenesinde,anadan doğma çıplak bir şekilde dolaşan;siyah ve karışık saçlı;boynundan biraz daha aşağıya kadar sarkan ve en az saçları ve odası kadar siyah fakat o sakalların arasında  bir kar kadar beyaz sakallar,sakalının en az yarısını kaplıyordu.

yazmışsınız. Bu 4 satırın tamamı 1 cümle oluşturuyor. Bu çok abartılı... Daha kısa ve kesin cümlelerle hem anlatmak istediğinizi daha iyi anlatırsınız hem de okuyucuyu yormamış olursunuz. Burada yormaktan kastım, sürekli satır başına dönüp cümleyi tekrar tekrar okumak zorunda kalmaktan kaynaklanan bir durum. Eğer aynı cümleyi ben yazsaydım şöyle yazmaya gayret ederdim.

Yanından geçen kedi boyutundaki simsiyah fareye hiç aldırmadan, anadan doğma bir halde hücresinde dolaşıyordu. (Elleri çenesindeyi kaldırdım dikkat ederseniz). Hücresi kutuplar kadar soğuk, bir kümes kadar küçüktü. Duvarları ise kül kadar koyu... Boynundan biraz daha aşağıya kadar sarkan siyah ve karışık saçları vardı. Ve en az saçları ve odası kadar siyah sakalları... Fakat o sakalların arasında kar kadar beyaz sakalları da görmek mümkündü.

Kısaca söylemek gerekirse, hikayelerimizi yazarken olayları okuyucunun gözünde canlandırabileceği biçimde yazmaya gayret etmemiz gerek.

Lütfen söylediklerim yüzünden şevkiniz kırılmasın. Hikayeniz konu olarak oldukça başarılı. İşleniş üzerinde çalışmanız gerek sadece. Sonuçta hiç kimse hiçbir şeyi doğuştan öğrenmiyor. Her şey zamanla ve tecrübe ile kazanılıyor. Sizin de zamanla daha iyi yazacağınıza ve hak ettiğiniz övgüleri alacağınıza inancım tam.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı kusad

  • ***
  • 487
  • Rom: 5
  • Kendimi Kaybettim!Hükümsüzdür!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mombasi'nin Kılıcı//Bölüm 3//Aydınlık
« Yanıtla #22 : 13 Kasım 2009, 18:56:58 »
Niçin kırılalım?Bence çok yerli bir eleştiri yapmışsın.Cümle yapısı konusunda bende size katılıyorum fakat her şeyi ayrı ayrı yazmaktan okuyucunun kafasını karıştırabilir diye korkuyorum.

Çevrimdışı Berre

  • ****
  • 1340
  • Rom: 34
  • Güle güle fermuar!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mombasi'nin Kılıcı//Bölüm 3//Aydınlık
« Yanıtla #23 : 13 Kasım 2009, 20:32:28 »
Niçin kırılalım?Bence çok yerli bir eleştiri yapmışsın.Cümle yapısı konusunda bende size katılıyorum fakat her şeyi ayrı ayrı yazmaktan okuyucunun kafasını karıştırabilir diye korkuyorum.
Korkma insanlar ayrı cümlelerle karıştırmazlar bu şekilde çok göz yoruyor.

Çevrimdışı diana

  • ***
  • 513
  • Rom: 16
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mombasi'nin Kılıcı//Bölüm 3//Aydınlık
« Yanıtla #24 : 14 Kasım 2009, 17:00:43 »
Öncelikle yapıcı yorumun için çok teşekkürler mit.Bu tip yorumların olması hatalarımızı tekrar etmemizi önlüyor.Artı bir şekilde bende kusad gibi kısa cümleler kafa karıştırır diye düşünmüştüm.Ama çok uzun cümlelerinde taraftarı olmadığım için bir kaç yerde zaten sadeleştirme yapmıştım.Fakat gördüğüm kadarıyla bu uzun cümleler okuyucaları çok fazla yoruyor.Bundan sonra daha kısa cümleler kurmaya çalışırız. :)

Çevrimdışı kusad

  • ***
  • 487
  • Rom: 5
  • Kendimi Kaybettim!Hükümsüzdür!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mombasi'nin Kılıcı//Bölüm 3//Aydınlık
« Yanıtla #25 : 15 Kasım 2009, 14:08:58 »
Arkadaşlar ayın yirmisine kadar yeni bölüm yazamayacağız.

Çevrimdışı Vinrael

  • **
  • 114
  • Rom: -2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mombasi'nin Kılıcı//Bölüm 3//Aydınlık
« Yanıtla #26 : 15 Kasım 2009, 14:19:26 »
Yanından geçen kedi boyutundaki simsiyah fareye hiç aldırmadan adeta bir kül kadar koyu duvarlı, kutuplar kadar soğuk, bir kümes kadar küçük hücresinde elleri çenesinde,anadan doğma çıplak bir şekilde dolaşan;siyah ve karışık saçlı;boynundan biraz daha aşağıya kadar sarkan ve en az saçları ve odası kadar siyah fakat o sakalların arasında  bir kar kadar beyaz sakallar,sakalının en az yarısını kaplıyordu.Adeta yok denilecek kadar görünmeyen elmacık kemiğini kaplayan sakal dün gece aralıksız kanayan ağzı,burnu ve kaşından çıkan kanlarla kıpkırmızı ve yapış yapış bir hal almıştı bile.

 Yalnız bu cümle biraz fazla karışık değil mi? Karışık derken sanki konudan konuya atlamışsınız.
Meacla of the House of Fëanor

Çevrimdışı kusad

  • ***
  • 487
  • Rom: 5
  • Kendimi Kaybettim!Hükümsüzdür!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mombasi'nin Kılıcı//Bölüm 3//Aydınlık
« Yanıtla #27 : 15 Kasım 2009, 14:25:29 »
Yanından geçen kedi boyutundaki simsiyah fareye hiç aldırmadan adeta bir kül kadar koyu duvarlı, kutuplar kadar soğuk, bir kümes kadar küçük hücresinde elleri çenesinde,anadan doğma çıplak bir şekilde dolaşan;siyah ve karışık saçlı;boynundan biraz daha aşağıya kadar sarkan ve en az saçları ve odası kadar siyah fakat o sakalların arasında  bir kar kadar beyaz sakallar,sakalının en az yarısını kaplıyordu.Adeta yok denilecek kadar görünmeyen elmacık kemiğini kaplayan sakal dün gece aralıksız kanayan ağzı,burnu ve kaşından çıkan kanlarla kıpkırmızı ve yapış yapış bir hal almıştı bile.

 Yalnız bu cümle biraz fazla karışık değil mi? Karışık derken sanki konudan konuya atlamışsınız.

Ovv o cümle çok tepki topladı acaba silsem mi?:D

Çevrimdışı diana

  • ***
  • 513
  • Rom: 16
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mombasi'nin Kılıcı//Bölüm 3//Aydınlık
« Yanıtla #28 : 15 Kasım 2009, 14:42:34 »
Yanından geçen kedi boyutundaki simsiyah fareye hiç aldırmadan adeta bir kül kadar koyu duvarlı, kutuplar kadar soğuk, bir kümes kadar küçük hücresinde elleri çenesinde,anadan doğma çıplak bir şekilde dolaşan;siyah ve karışık saçlı;boynundan biraz daha aşağıya kadar sarkan ve en az saçları ve odası kadar siyah fakat o sakalların arasında  bir kar kadar beyaz sakallar,sakalının en az yarısını kaplıyordu.Adeta yok denilecek kadar görünmeyen elmacık kemiğini kaplayan sakal dün gece aralıksız kanayan ağzı,burnu ve kaşından çıkan kanlarla kıpkırmızı ve yapış yapış bir hal almıştı bile.

 Yalnız bu cümle biraz fazla karışık değil mi? Karışık derken sanki konudan konuya atlamışsınız.
Kusad cümleye tepkiler büyüyor.Galiba bu cümle günah keçisi seçildi.Ne yapsak acaba? :D

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Mombasi'nin Kılıcı//Bölüm 3//Aydınlık
« Yanıtla #29 : 15 Kasım 2009, 15:27:12 »
Silmeye gerek yok arkadaşlar. Sonuçta orada karakterin görünüşünü anlatıyorsunuz. Düzenlemeye gitmeniz yeterli bence... Cümleleri kısaltın mesela. Bir cümle içerisinde ikiden fazla konu aktarmamaya özen gösterin bir de...
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.