Kayıt Ol

-Oluşum- Bölüm (-1-2-3-4-... )

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
-Oluşum- Bölüm (-1-2-3-4-... )
« : 20 Aralık 2009, 11:52:59 »
Not : Biraz acemice olduğunun farkındayım.. sizlerin yorumlarını gerçekten çok merak ediyorum.

                                                     Oluşum Bölüm -1-   
 
                                                                                                               Alperen

    Karanlık bodrum katına giren tek ışık da yavaş yavaş kaybolurken artık elimdeki kâğıdın sözlerini ezberlemiştim. Sarışın çocuğu bul ve her şeyi ona anlat. Artık kum saatindeki her zerre önemli. Bu sefer zaman için, zamanla yarışmak zorundayız. Azla acele etme, ama yavaş da olma. O çocuk olmadan sen, ve sen olmadan o çocuk bir hiç. Bir süre o yeşil binanın gölgesi gibi ol. Çocuğun kim olduğunu anlayana kadar sabret ve bulunca, çocuğa her şeyi anlat. Muhtemelen inanmayacaktır ve kanıt isteyecektir. Ona istediği kanıtları sun. Kağıdı ezberleyince onu imha et.


      Son bir kez daha okuyup en güvendiğim yöntem ile papirüsü imha ettim. “Sirke!” Eğer papirüsü yakarsan sönebilir veya yırtarsan birleşebilir ama papirüsü sirkeye bulayıp cebine koyarsan yaklaşık 30 saniye sonra cebinde sadece sirke kokusu kalacaktır.


    Papirüsü özenle katlayıp yere koydum ve sirke her yerine bulaşana kadar sirke şişesini kağıdın üzerinde gezdirdim. Birkaç saniya sonra yerde kusmuğa benzeyen sarı bir balçıktan başka hiçbir şey kalmamıştı. Sarı balçığa arkamı döndüm ve pervasızca dışarı çıktım. Kaldığım bodrum katının bulunduğu ara sokaktan ana caddeye çıktım ve korna seslerinin fren seslerine, fren seslerinin korna seslerine karıştığı çılgın kalabalığın ortasına daldım. Yaşam, yine bana irili ufaklı çileden çıkartıcı sunumlar yapmaya başlamıştı

Normal bir insan içlin gürültü veya kalabalık olağan üstü olabilirdi. Ama ben, ortaçağ İstanbul’unu yaşamış ben 21.yy İstanbul’unu yaşamaya tahammül edemiyordum !

   Kalabalıkta yürüme işkencesinden bıkmıştım! Karşıya geçmek için kaldırımadn inip iki adım atmıştım ki “doood…” diye bir ses duydum ve arkasından da küfürler… Basit el kol işaretleriyle özür diledim ve artık çatısını gördüğüm ve kendisine ulaşmak için az daha olmayan canımdan olacağım okul binasına doğru daha hızlı adımlarla ilerlemeye devam ettim.

    Okul binasına ulaştığımda elimdeki bilgileri gözden geçirdim. Bir genci arıyordum, genç bu okuldaydı ve sarışındı. Okulda yaklaşık beş yüz kişi vardı ve ortalık sarışın kaynıyordu! Hiç olmazsa aradığım sarışının cinsiyetini bilseydim işim daha kolay olurdu.

    Tam da aklımdan bunu geçirirken sarışın ve çok da alımlı bir kız bana baktı ve gülümsedi. Aradığım sarışın bu olsa harika olurdu tabii… Ama bu kızda olağan dışı veya üstün bir şey yoktu. Gözleri hariç! Gözlerimi onun mavi gözlerinden ayırıp çapkınlığı da bir kenara koydum.

    Gençler kapının önüne dizildiler. Ardından birileri bir konuşma yaptı ve sonra da hepsi içeri girdi. Aradığım sarışının o kalabalıkta olmadığına emindim. Tekrar, oturduğum bankta düşüncelere daldım. Tüm  ihtimalleri düşünmeliydim. Acaba hasta mı olmuştu? Ya   da yolda gelirken başına bir şey  mi gelmişti..? Hayır hayır, bu ihtimaller bana çok zayıf gelmişti ki olması imkansız bir ihtimal daha geldi aklıma. “Geç mi kalmıştı?” Hayır… Zaman için savaşacak birisi geç kalmış olamazdı.

   Beklerken canım çok sıkıldı. Geç kalmak kadar nefret ettiğim bir şey daha varsa o da beklemekti. Beklerken etrafa bir göz attım. Okul 3 katlıydı ve her katta 12 pencere vardı… Her iki pencerede bir klima vardı. Yani her katta 6 sınıf var diyebilirdim.

   
   Bina yeşile boyanmıştı fakat yeşil rengi aşırı derecede solmuş ve kendini gri renge bırakmıştı. Okul merdivenlerinin ulaştığı kapının üstünde bir tabela vardı. T.C M.E.B Hasan Çapan Anadolu Lisesi. Tabelanın hemen yanında sprey boyayla “Hasan Çapan E tipi ceza evi “ yazıyordu. Hafifçe gülümsedim ve artık diğerlerinin okula girmesinin üzerinden 20dk geçmişti.

    Artık beklemeye tahammülüm kalmamıştı ki okul girişinde bir hareketlilik oldu. Güvenlik görevlisi sağ eliyle sol kolundaki saati gösterdi ve sonra kapıyı açtı… Giren çocuk sarışındı, artık beklediğim kişinin o olupğ olmadığını anlamak için sadece göz göze gelmem yetecekti. Uzun zamandır hayatımda olan heyecan ilk defa bu kadar çok etkiledi beni

  Sarışın çocuk, aceleyle okula doğru koşarken birden beana doğru döndü, göz göze geldik ve tam o an fark ettim. Mavi, dumanımsı, sis şeklinde bir enerji dalgası “S” harfi şeklinde onun kafasından güneşe doğru yükseldi


   Gözlerimi ondan ayırdım ve yüzümü güneşe doğru döndüm. Güneş ve ay ilk çağlardan beri zamanın sembolü olmuştur. İnsanlar güneşin konumuna bakarak yaşamlarını düzene bindirirlerdi. Yüzümü güneşe döndüğümde güneş ne doruktaydı ne de ufukta. Yani saat 09-10 sıralarıydı.


   Artık onu bulmuştum. Fakat konuşamazdık çünkü geç kalmıştı. Zaman için savaşmadan önce zamanla yarışmayı öğrenmeliydi. Kafamı son kez ona döndürdüm ve ardından hızla uzaklaştım.

   Arka bahçeye doğru koşarken onun arkamdan geldiğini fark ettim. Ardından saatimi çıkardım ve her şeyi “zamana” bıraktım.


May the force, be with you.

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: -Oluşum- Bölüm -1-
« Yanıtla #1 : 20 Aralık 2009, 12:25:55 »
aNTiSePTiK,

Acemice? Açıkçası kurgunuz ilgi çekici. Anlatım biçiminiz akıcı ve okuyucuyunun yazdığınızın sonuna gitmesini sağlıyor.

Konuyu beğendim. Güzel bir şeyler çıkmaya başlamış, devamını merakla beklemekteyim. :)
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: -Oluşum- Bölüm -1-
« Yanıtla #2 : 20 Aralık 2009, 14:03:18 »
aNTiSePTiK,

Acemice? Açıkçası kurgunuz ilgi çekici. Anlatım biçiminiz akıcı ve okuyucuyunun yazdığınızın sonuna gitmesini sağlıyor.

Konuyu beğendim. Güzel bir şeyler çıkmaya başlamış, devamını merakla beklemekteyim. :)

Beğenmene çok sevindim. Kurgu fikri ilk başta diğer arkadaştan çıktı ve beraber geliştirdik. Sonra yazmaya başladık, kendisi de foruma üye olacak ama şu aralar kodlama filan bir sürü işi olduğunu söylüyor. İkinci bölümde de aynı olayları sarışın çocuğun gözünden anlatacak... Umarım devamını da beğenirsiniz.. Teşekkürler :)
May the force, be with you.

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: -Oluşum- Bölüm -1-
« Yanıtla #3 : 20 Aralık 2009, 14:31:15 »
aNTiSePTiK,

Eminim ki güzel devam edecek. Tekrar tebrik ederim ikinizi de. :)
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı diana

  • ***
  • 513
  • Rom: 16
    • Profili Görüntüle
Ynt: -Oluşum- Bölüm -1-
« Yanıtla #4 : 20 Aralık 2009, 14:35:09 »
Konu güzel.Daha ilk bölümlerde olduğu için okuyucu biraz sıkabilir.Ama eminimki devamı çok daha güzel olacak.Başarılar...

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: -Oluşum- Bölüm -1-
« Yanıtla #5 : 20 Aralık 2009, 14:36:15 »
aNTiSePTiK,

Eminim ki güzel devam edecek. Tekrar tebrik ederim ikinizi de. :)

Konu güzel.Daha ilk bölümlerde olduğu için okuyucu biraz sıkabilir.Ama eminimki devamı çok daha güzel olacak.Başarılar...


Romanın arka kapağı için de bir şeyler karalamıştı arkadaşım, şimdi üye olup onları koyacak siteye umarım onlar da hoşunuza gider :)
May the force, be with you.

Çevrimdışı knsptk

  • *
  • 6
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Oluşum - Arka Kapak
« Yanıtla #6 : 20 Aralık 2009, 14:50:59 »
Sonunda ben üye olacak vakti buldum.Alperen arkadaşımın dediği gibi çok yoğunum bu aralar.Hem derslerim hemde kişisel işlerim oldukça yordu beni.Alperen'in ilk bölümü yayımladığını duyunca benim yazmış olduğum ve arka kapak için düşündüğümüz yazıyı sizinle paylaşmak istedim.Hem romanın konusunu daha iyi anlamış olursunuz.

Oluşum – Arka Kapak
Zaman ve mekan bizim için insanların oluşturduğu basit bir kavramdı.Bu uzun arayışımızda önemli bir etmen olmasına rağmen, bizi ne zaman bulabildi, nede mekan avuçlarının içinde tutabildi… Bilmenizi isteriz ki, hiçbir şey küçümsenecek kadar değersiz değildi.Bu karmaşık ama öte yandan oldukça anlamlı olan yaşamımız da zamanın ve mekanın esiri olacağımız her an ölüme daha da yaklaşıyorduk.Bize zamanın ve mekanın dışında akıl almaz güçlerle birlikte ebediyen ölümsüzlüğü kazandıracak tek şey “oluşumdu!”... Oluşum ne tek bir kişi, nede bir nesne idi. Oluşum aslında kurulu bir düzenin, düzeni koruyan korkusuz yüreklerin oluşturduğu bir kavramdan daha öte bir şeydi.Biz oluşumun birer parçasıydık ve eğer oluşumun eşsiz düzeninin bozulmasına ve oluşumun yok olmasına izin verseydik, oluşumun her bir parçası ebedi tutsaklığı ve eşsiz acıları tadacaklardı.Her şeyin olduğu gibi zamandan ve mekandan kaçmanın da bir bedeli vardı.Oluşum için, bu bedeli ödemek için yemin eden bizler, soğuk ve cansız yüklerimiz, zifiri karanlığı temsil eden gözlerimiz ve acı çeken yüreklerimizle sonuna kadar savaştık.Sadece bizim olanı almak içindi yaptıklarımız…


Ruhsuz bir insanın, bedensiz gözlerinden bakıyorum

Olur ya kargaşaya yenik düşer bu yorgun kalbim
Olur da durursa hiç sonu gelmeyecek gibi atarken
Ve ben ayrılırsam bir gün bu acımasız dünyadan
İşte o zaman bakıyor olacağım sadece
Size bakıyor olacağım o uzak diyarlardan
Ve ben bedenimi özlerken bir yerlerde
Bakıyorum olacağım bedensiz gözlerimden...

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: Oluşum - Arka Kapak
« Yanıtla #7 : 20 Aralık 2009, 14:54:04 »
Bu arada, imla hatalarına dikkat etmiyoruz ikimiz de umarım okuyanlar bu konuda bize kızmazlar... Saol Nihbrin
May the force, be with you.

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Oluşum - Arka Kapak
« Yanıtla #8 : 20 Aralık 2009, 15:08:55 »
knsptk,

Öncelikle, hoş geldiniz. Güzel bir arka kapak yazısı. Hikayenin devamını bekliyorum. :)


aNTiSePTiK,

İmla hatalarınız o kadar büyük bir sorun değil. Birkaç şey dışında -ki onlar da zaman zaman sadece, tekrarlamıyorsunuz onları devamlı- herhangi bir hata yok bence. :)


Son olarak, bu konuyu 'Oluşum' adı altında yazdığınız her şeyi bize sunabileceğiniz tek bir konu içinde toplarsanız daha güzel olacak gibi.

Tebrik ederim.
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: -Oluşum- Bölüm -1-
« Yanıtla #9 : 20 Aralık 2009, 16:48:10 »
İlginç bir konu ve akıcı bir yazı.

Ama okunulabilirlik için yapacağım öneri, şu yazı rengini düzeltmen olacaktır. Normal mesajların içinde geçerli bu. Görünce hemen sayfayı aşağıya çekiyorum. Göz yorucu ve rahatsız edici.
try again fail again fail better

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: -Oluşum- Bölüm -1-
« Yanıtla #10 : 20 Aralık 2009, 17:11:26 »
Alıntı
Ama okunulabilirlik için yapacağım öneri, şu yazı rengini düzeltmen olacaktır. Normal mesajların içinde geçerli bu. Görünce hemen sayfayı aşağıya çekiyorum. Göz yorucu ve rahatsız edici.

Katılıyorum. Merak etmeme rağmen yazınızı okuyamadım. Normalde de gözlük kullanan birisiyim ve bu yazı rengi gözlerimi aşırı derecede ağrıttı. Okuyamadım, yarım bıraktım.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: -Oluşum- Bölüm -1-
« Yanıtla #11 : 20 Aralık 2009, 18:06:39 »
Yazı rengi düzeltilmiştir arkadaşlar...
May the force, be with you.

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: -Oluşum- Bölüm -1-
« Yanıtla #12 : 20 Aralık 2009, 18:33:24 »
aNTiSePTiK,

Teşekkür ederiz. Çok daha iyi. :)
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı Berre

  • ****
  • 1340
  • Rom: 34
  • Güle güle fermuar!
    • Profili Görüntüle
Ynt: -Oluşum- Bölüm -1-
« Yanıtla #13 : 20 Aralık 2009, 18:48:17 »
Konu itibariyle güzel bir yazı. Akıcı ve ilginç. Ama daha ilk bölümden sağlam bir yorum yazabileceğimi sanmıyorum. Bu yüzden tam yorumumu siz yeni bölümlerinizi koyunca yazacağım. Olayları ''Zamana bırakıyorum.''. :)

Çevrimdışı knsptk

  • *
  • 6
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Oluşum - Arka Kapak
« Yanıtla #14 : 20 Aralık 2009, 19:03:14 »
Yakında ilk dört bölüm ve arka kapağı içeren bir ebook hazırlayacağız.O zaman genel bir başlık yapıp, bütün gelişmeleri oradan ileteceğiz.
Ruhsuz bir insanın, bedensiz gözlerinden bakıyorum

Olur ya kargaşaya yenik düşer bu yorgun kalbim
Olur da durursa hiç sonu gelmeyecek gibi atarken
Ve ben ayrılırsam bir gün bu acımasız dünyadan
İşte o zaman bakıyor olacağım sadece
Size bakıyor olacağım o uzak diyarlardan
Ve ben bedenimi özlerken bir yerlerde
Bakıyorum olacağım bedensiz gözlerimden...