Kayıt Ol

-Oluşum- Bölüm (-1-2-3-4-... )

Çevrimdışı diana

  • ***
  • 513
  • Rom: 16
    • Profili Görüntüle
Ynt: -Oluşum- Bölüm (-1-2-.... )
« Yanıtla #30 : 05 Ocak 2010, 18:28:06 »
diana, çok uğraşıyorum 3. bölüm için şu anda yarım yamalak bir şey var... İstersen bu akşam bitirip koymayı denerim...:)
Dene dene.Bekliyorum. ;)

Çevrimdışı Berre

  • ****
  • 1340
  • Rom: 34
  • Güle güle fermuar!
    • Profili Görüntüle
Ynt: -Oluşum- Bölüm (-1-2-.... )
« Yanıtla #31 : 05 Ocak 2010, 18:36:23 »
Bende bekliyorum haberin olsun :)

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: -Oluşum- Bölüm (-1-2-.... )
« Yanıtla #32 : 05 Ocak 2010, 18:50:12 »
Tamam... Birazdan koyucam yazıyorum...Ha uzun süre geçti diye mükemmel bir şey beklemeyin onu da söylim..
May the force, be with you.

Çevrimdışı Berre

  • ****
  • 1340
  • Rom: 34
  • Güle güle fermuar!
    • Profili Görüntüle
Ynt: -Oluşum- Bölüm (-1-2-.... )
« Yanıtla #33 : 05 Ocak 2010, 18:57:22 »
Tamam... Birazdan koyucam yazıyorum...Ha uzun süre geçti diye mükemmel bir şey beklemeyin onu da söylim..
Yapabildiğinizin en iyisi olacağına eminim :)

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: -Oluşum- Bölüm -3-
« Yanıtla #34 : 05 Ocak 2010, 19:33:03 »
Not : Yoğun istek üzerine  :clap


                         
                                         
Alperen

       Siyah, deri kaplamalı saatimin gümüş akrep ve yelkovanı hızla saat yönün tersine doğru birbirilerini kovalıyorlardı.  Benim saatim geriye sararken, bütün dünya değil, aksine sadece ben geçmişe gidiyordum. Ben geçmişe giderken gelecekteki “ben” de benimle birlikte geliyordu. Yani “normal” insanların filmlerde çizgi romanlarda gördüğü gibi buradan geleceğe gidince gelecekteki “ben”i görmüyorum, ama geçmişe gittiğimde kendimi izleme şansım oluyor.


     Zaman geriye akarken güneş batıdan doğuyor, sular tersine akıyor ve bulutlar anlamsızca kaçışıyorlardı. Zamanın geriye akışı yavaşladıkça güneşin gidip gelişi de, suların tersine akışı da, bulutların kaçışması da yavaşladı, yavaşladı, yavaşladı ve nihayet durduktan sonra güneşe baktım. Sirkeyle uğraşmadan hemen öncesiydi fakat sarı balçık yerde duruyordu. Bir, “zaman paradoksu” yaşamıştım.


     Bazen böyle olur, sen gelirsin, eşyalar gelir ama eşyaları değiştirdiysen geri getiremezsin… Zaman yolcuları asla yaşanmamış olan geleceğe gitmezler, yasaktır… Çünkü eğer bir şey yaşanmışsa, o şey artık “geçmiş” olur… Ve ne yaparsan yap… Geçmişi değiştiremezsin.


      Düşünüyordum, ne yapacağımı nasıl yapacağımı ve ne zaman yapacağımı… Bildiğim hiçbir şey yoktu. Gözlerimi kapattım ve gördüğüm çocuğu bana tanıtan sözleri söyledim “sarışın çocuk” . Gözlerim kapalıyken gördüklerim, normal insanların gözleri açıkken gördüklerinden çok daha önemli şeylerdi.

      Sarı renk dikdörtgen parlayan bir tabanın üzerini örten kesik kesik siyah renkler gördüm. Yani bu “sarışın çocuk” diye tanımladığım kişinin karakteri; heyecanlı, hevesli ve bilgiye aç birinin karakteriydi. Bunları bilmem benimi için çok önemliydi.

      Yine karanlık bodrum katındaydım. Odaya giren tek ışık ufak bir delikten içeriye usulca sızan güneş ışığıydı. Güneş birazdan batacaktı bunu biliyordum. Ayağa kalktım, turkuvaz giysilerimden kurtuldum ve tamamen siyaha büründüm. Üzerime de siyah seyahat pelerinini çekerek çıktım o sokaktan.

      Saatime baktım, siyah, deri kordonun altından bir kâğıt çıktı, “Bir kişiyi seviyorsan ona balık tutma, ona balık tutmayı öğret.” 2. Adam’ın bu özdeyişlerine ilk rastladığımda komik bir tip olduğunu düşünmüştüm. “Zaman” geçtikçe fark ettim ki aslında bu özdeyişleri dikkate alırsam gerçekten hayati şeyler başarabilirdim.

      Düşündüm, aklımdan hemen beş dakika önce geçen şeylere bakacak olursak sarışın çocuğun geç kalmasını önlemek için ne yapabileceğimi düşünüyordum. Yani onu bir şekilde erken kaldırabileceğimi veya nasıl okula gelişini hızlandırabileceğimi düşünüyordum. II. Adam saolsun… Aklımdaki planları alt üst etme konusunda onun üstüne kimse yok! Olsun, bunu kullanabilirim.

      Öyleyse yapmam gereken şey çok açık ve net. Bu gün zaten elimden kaçtı, yapmam gereken şey bu gün okul çıkışında onun yanına gidip olanları anlatmaktı galiba…

       Düşündüğüm gibi yaptım. Okul çıkışına kadar okul yakınlarında bekledim ve geçen seferki kâğıttan aklıma bir söz geldi “yeşil binanın gölgesi gibi ol…” iyice gizlenmiştim. Sonra, okuldan çıktı. Gevezeliği üstündeydi ama belirli bir kişinin yanında kalmıyordu, gerçekten güvenebileceği bir dostu yoktu fakat herkesle aynı mesafedeydi.

    Yanına yaklaşmadım, okuldan çıktı ve onu takip etmeye devam ettim, evinin yakınlarına geldik, bahçeli 5 katlı bir apartmanda oturuyordu. İkinci katlardan birinin demirleri diğerlerinden yüksekti. Petek Evler isimli bir sitenin 7 numaralı apartmanının önüne geldi. İçeriye girmek için demir bahçe kapısını açmak üzereydi ki gayet kararlı bir ses tonuyla seslendim. “Hey, sarışın çocuk… “ İsmini bilmediğim için böyle söylemiştim.

     Arkasını döndü ve yüzüme baktı, mavi gözleri parıldıyordu. “Ha, hmm, ben mi? “ dedi tedirgin bir ses tonuyla. “Evet, sen.”dedim. Pısırık biri gibi durmuyordu ama kararlı olmadığı da kesindi. “Efendim ? “ dedi. Sesi hala tedirgindi.

   “Ben Alperen.” dedim ve elimi uzattım. O da elini uzattı ve “Ben de Doğan.” dedi. Klasik bir memnun oldum muhabbetinin ardından direk konuya girdim. “Ben “zamandan” geldim.” Diyerek başladım söze. Gülümseyecek gibi bir hali vardı ve bu hali hemen bozuldu. Yüzümde ciddi ve samimi ifadelerin birbiriyle olan ilginç karışımından etkilenmiş olmalıydı.

     “Doğan, uzun zamandır zaman ile ilgili sorunlar yaşadığını biliyorum. Bunun tek sebebi -benim gibi- zamanın kölefi olman. Kölefler, zamanın kölesi olmayı kabul etmedikçe zamana hükmedemezler. “ dedim. Ardından da sustum. Yüzündeki “O da neyin nesi ?” ifadesinin birkaç saniye boyunca bozulmamasını ve bu anın tadını çıkarmasını seyrettikten sonra devam ettim. “Kölefler her zaman zamanla ilgili problem çekerek hissederler belirtileri. İnsanlar kölef kelimesinin anlamını bile bilmezler, bu yüzden gerçek bir kölef asla kendi başına bir kölef olduğunu anlayamaz. “


      Gözlerine baktım, mavi gözlerinin içindeki gözbebeği bir küçülüp bir büyüyordu. O an anladım ki bu kadar bilgi onun için yeterli. Ben bunun farkına vardığım sırada ağzını hayretle açtı ve “Dur bir dakika ! Seni tanıdım sabah geç kaldığımda gördüğüm turkuaz renk giyinen kişisin sen. Beni görünce neden öyle kaçtın neden yüzüme bakarak gülümsedin neden sonra arkanı dönüp hızla koştun? Peşinden geldim ama sen yoktun senin yerine mavi renk toz, sis gibi bir şey vardı… “ diye soru yağmuruna tuttu beni. Ardından kendisi de bu kadar fazla sorunun gerçekten “fazla” olduğunu fark etmiş olacak ki sustu.

    “Hepsinin bir cevabı var Doğan, sadece beklemelisin. Kölef olmak istiyorsan yapman gereken tek şey sabretmek ve işleri “zamana” bırakmak….”

   
May the force, be with you.

Çevrimdışı Berre

  • ****
  • 1340
  • Rom: 34
  • Güle güle fermuar!
    • Profili Görüntüle
Ynt: -Oluşum- Bölüm (-1-2-.... )
« Yanıtla #35 : 05 Ocak 2010, 19:46:12 »
''Zamana bırakmak'' seviyorum bu sözü ya :)
Güzel bir bölüm cevap vermekten çok soru oluşturuyor insanda (bu sözü bir yerde duydum ama nerede?) Bu yüzden devamını bekliyorum :D
(Evet düşündüğün kadar uzun ve eleştirel bir yorum olmadı ama bu tür yorumumu diğer bölümlere saklamayı uygun gördüm)

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: -Oluşum- Bölüm (-1-2-3... )
« Yanıtla #36 : 05 Ocak 2010, 19:49:38 »
''Zamana bırakmak'' seviyorum bu sözü ya :)
Güzel bir bölüm cevap vermekten çok soru oluşturuyor insanda (bu sözü bir yerde duydum ama nerede?) Bu yüzden devamını bekliyorum :D
(Evet düşündüğün kadar uzun ve eleştirel bir yorum olmadı ama bu tür yorumumu diğer bölümlere saklamayı uygun gördüm)

Evet gerçekten de uzun bir yorum mu kısa bir yorum mu ben de okuduktan sonra tereddüt ettim. Birazdan Doğan eve gidecek ve kaldığı yerden devam edecek... Kafamda bir şeyler var gece yazmayı düşünüyorum. Ama 4. bölümde bazı şeyler netleşecek. Mesela 3. bölümde "sarışın çocuk" artık "Doğan" oldu fark etiniz mi? =) Saolun zaman ayırıp okuduğunuz için..
May the force, be with you.

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: -Oluşum- Bölüm (-1-2-3... )
« Yanıtla #37 : 05 Ocak 2010, 23:33:37 »
aNTiSePTiK,

Benim aklıma bir şeyler geliyor ilerisi hakkında ama bakalım doğru tahmin edebilecek miyim. ;D

Güzel bir bölüm, eline sağlık. Ben de sonraki bölümü bekliyorum asıl yorum için. ;)
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: -Oluşum- Bölüm (-1-2-3... )
« Yanıtla #38 : 06 Ocak 2010, 12:38:39 »
Elerki,

Okuyup yorum yaptığın için teşekkür ederim, 4. bölümden sonrasını yayınlamamaya karar verdim... 4. bölümden sonra bir pdf tanıtım hazırlayıp gerisini gizli tutmaya başlıyorum. Umarım 4. bölümü beğenirsiniz...
May the force, be with you.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: -Oluşum- Bölüm (-1-2-3... )
« Yanıtla #39 : 06 Ocak 2010, 13:47:23 »
Güzel olmuş. Biraz rötuş ve cila istiyor gerçi fakat enteresanlığını koruyor. Bu da okuyucuyu devam etmeye teşvik ediyor. Kölef; köle-efendi karışımı bir cümle sanırım. Yanılıyor muyum?
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: -Oluşum- Bölüm (-1-2-3... )
« Yanıtla #40 : 06 Ocak 2010, 18:06:31 »
Güzel olmuş. Biraz rötuş ve cila istiyor gerçi fakat enteresanlığını koruyor. Bu da okuyucuyu devam etmeye teşvik ediyor. Kölef; köle-efendi karışımı bir cümle sanırım. Yanılıyor muyum?

Evet... Aslında Kölefe mi yapsam diye düşündm de.. O zaman söylerken istediğim izlenimi vermiyordu :D 4. bölümde bazı şeyleri biraz daha netleştirdikten sonra gerisini kimseye okutmuyorum malesef :)

Okuyup yorum yaptığın için teşekkür ederim...
May the force, be with you.

Çevrimdışı diana

  • ***
  • 513
  • Rom: 16
    • Profili Görüntüle
Ynt: -Oluşum- Bölüm (-1-2-3... )
« Yanıtla #41 : 06 Ocak 2010, 19:35:03 »
Şimdi senin istediğin gibi uzun ve eleştirel bir yorum yapamayacağım.Çünkü oldukça güzel olmuş.

Sevdimde ben bu hikayeyi.Bence bu bölüm diğer bölümlere kıyasla daha iyi.Özelliklede bu bölüm insanın kafasında çok fazla soru işareti bırakıyor.Vede devamı hakkında düşüncelere sevk ediyor.

Gelecek bölümünü merakala bekliyorum...

Ynt: -Oluşum- Bölüm (-1-2-3... )
« Yanıtla #42 : 06 Ocak 2010, 22:25:20 »
Kölefeler... Hmm... Hayır pek hoş olmazdı :D Kölef çok daha iyi :D
Konusu ve enteresanlığı insanı okumaya teşvik ediyor. Oldukça ilgi çekici.
Zamana bırakmak sözü artık bendede alışkanlık oldu yahu :D
Bu bölüm oldukça merak uyandırıcıydı. Bir sonraki bölümü daha da çok merak ediyor insan.
Geçmiş, gelecek... Zaman kavramı... Seviyorum ya. :D
Oldukça başarılı, tebrik ederim.
Devamını bekliyorum merakla. :)


Haykırmak mı istiyorsun karanlığa?
Öyleyse seni tutan ne?
Avazın çıktığı kadar bağır karanlığa,
O, herkesten çok daha iyi anlar seni aslında...

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: -Oluşum- Bölüm (-1-2-3... )
« Yanıtla #43 : 06 Ocak 2010, 22:29:05 »
Kölefeler... Hmm... Hayır pek hoş olmazdı :D Kölef çok daha iyi :D
Konusu ve enteresanlığı insanı okumaya teşvik ediyor. Oldukça ilgi çekici.
Zamana bırakmak sözü artık bendede alışkanlık oldu yahu :D
Bu bölüm oldukça merak uyandırıcıydı. Bir sonraki bölümü daha da çok merak ediyor insan.
Geçmiş, gelecek... Zaman kavramı... Seviyorum ya. :D
Oldukça başarılı, tebrik ederim.
Devamını bekliyorum merakla. :)

Okuyup "zaman" ayırdığın için teşşekür ederim :)

Eğlendiysen ne mutlu :)
May the force, be with you.

Çevrimdışı Castiello

  • *
  • 45
  • Rom: 1
  • Spartacus: Blood and Sand
    • Profili Görüntüle
Ynt: -Oluşum- Bölüm (-1-2-3... )
« Yanıtla #44 : 06 Ocak 2010, 22:45:46 »
Geçmiş,gelecek ve zaman Lost'tan hayranı olduğumuz bir kavram bu :) Flashbackler olsun Flashforwardlar olsun Zamanda Yolculuklar olsun Lost sayesinde alıştık buna :)

Zaman kavramının yeri ayrı zaten işin bilinmezliğini oluşturuyor. Hikayenin yeni bölümüde güzel olmuş bu arada kaynadı o bak :) Ellerine Sağlık yeni bölümleri bekliyoruz.