Kayıt Ol

Örgüt

Çevrimdışı Laughing Madcap

  • ****
  • 960
  • Rom: 51
  • The Oncoming Storm
    • Profili Görüntüle
Örgüt
« : 17 Temmuz 2011, 21:35:22 »

"Ulan yanmayacağı tuttu iyi mi!?"

Mustafa Uşak, nam-ı diğer Kartal Mustafa, sigarasını işe yaramayan çakmağıyla değil de öfkesiyle yakmaya karar vermiş olacaktı ki, sinirden kıpkırmızı kesilmişti.

"Sakin ol Kartal'ım, dur ben yakayım."

Kartal Mustafa'nın yanındaki uzun boylu adam cebinden bir kibrit çıkarttı ve Kartal'ın sigarasını yaktı. Kartal, adını aldığı hayvanın hiç bir özelliğini taşımıyordu ama burnu, Trabzon'lu babasının yadigarı burnu, kartal gagasına benzediği için ona böyle diyorlardı. Adam öldürmeden 5 sene yattığı Metris Cezaevinin kapısının önünde beklerlerken, Mustafa sigarasından derince bir nefes aldı ve dumanı üfledi. Neşeyle yanındaki adamın, Kemal Kanun'un omzuna vurdu.

"Sen de olmasan Kemal'im..."

Kemal karıştığı bir kavgada karşısındaki adamı yedi yerinden bıçakladığı için içeri girmişti ve 3 senedir Kartal Mustafa'nın koğuş arkadaşlığını yapmıştı. 3 senedir yaptığı gibi gülümsedi ve cevap verdi:

"Estağfurullah Kartal."

İkili, ellerinde çantalarla cezaevinin kapısında onları alacak kişileri bekliyorlardı. Çok beklemelerine gerek kalmadı çünkü siyah bir Mercedes son gaz yanlarına geliyordu.

"Heh, benimkiler geldi işte." dedi Kartal sabırsızca sigarasını yere atıp üstüne basarak. "Sen de benle geliyorsun di mi Kemal'im?"

"Yok abi." dedi Kemal, az önce yolun karşısına gelen başörtülü bir kadını ve bıyıklı bir adamı göstererek. "Karım ve abim gelmiş, müsaadenle..."

"Bekle hele!" Kartal cüzdanını açıp bir kart çıkarttı ve arkasına bir numara yazdı. "İçeride olanları asla unutmam. Bir derdin oldu mu, hemen beni ara koçum."

Kartal Mustafa, her ne kadar burnuna kadar pis işlerle uğraşıyor olsa da vefakar adamdı. İçeride çıkan bir kavgada, şişlenmekten Kemal sayesinde kurtulmuştu ve o günden beri Kemal'i hiç yanından ayırmıyordu.

"Tabi Kartal'ım. Haydi geçmiş olsun, yolun açık olsun."

Kartal Mustafa bir durup Kemal'i süzdü, sonra elindeki çantayı bırakıp adama sarıldı.

"Haydi bakalım, senin de yolun açık olsun. Unutma lan beni!"

Kemal 3 senedir yaptığı gibi gülümsedi ve siyah Mercedes'e binen Kartal Mustafa'ya arkasını dönerek yolun karşısına geçti. Abisi ve karısı rolündeki iki polis arkadaşına sarılırken kulaklarına şunu fısıldadı:

"Tamamdır, adam bana güveniyor."

Kemal Kanun aslında polisti. Teşkilat tarafından Kartal Mustafa'nın mensubu olduğu çeteye sızabilmesi için Kartal'ın hücresine yerleştirilmişti. Yine teşkilat tarafından planlanan kavgada Kemal, Kartal'ın hayatını kurtarınca güvenini kazanmış ve yavaş yavaş işin içine girmeye başlamıştı.

Geldiği hızla giden siyah Mercedes'in arkasından bakan Kemal tekrar arkadaşlarına döndü.

"Haydi hayırlısı."

Spoiler: Göster
Not: Otobüs yolculuğunda aklıma gelen bir kurgunun kısacık başlangıcı. Unutmayayım diye yazdım, devamı kesinlikle gelecektir.
Attention all planets of the solar federation
We have assumed control.

Çevrimdışı Raisor

  • ***
  • 793
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Örgüt
« Yanıtla #1 : 17 Temmuz 2011, 23:27:36 »
Başarılı bir başlangıç. Yalnızca tek bir soru aklıma takılmadı değil, o da şu: Bu hikaye kurgu iskelesinde olduğuna göre devamı fantastik mi? Çünkü herhangi bir fantastik unsur göremedim.
Vahşet her yanda ulu orta sergilenirken,

Sevişmek için saklanmak zorunda kaldığımız bir Dünyada yaşıyoruz.

-John Lennon.

Çevrimdışı Laughing Madcap

  • ****
  • 960
  • Rom: 51
  • The Oncoming Storm
    • Profili Görüntüle
Ynt: Örgüt
« Yanıtla #2 : 17 Temmuz 2011, 23:46:23 »
Onu sordum soruşturdum, Kurgu İskelesi'ne yazmamın uygun olacağı söylendi. Eğer bu problem olursa taşırım başlığı.
Attention all planets of the solar federation
We have assumed control.

Çevrimdışı Raisor

  • ***
  • 793
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Örgüt
« Yanıtla #3 : 17 Temmuz 2011, 23:57:12 »
Hayır, problem olacağı için değil merağımdan sormuştum. Başlığı kurgu iskelesinde görüp kurguyu okuyunca aklıma birçok fantastik "devam" senaryosu geldi ve heyecanlandım. Mahkum hikayeleri iyidir.
Vahşet her yanda ulu orta sergilenirken,

Sevişmek için saklanmak zorunda kaldığımız bir Dünyada yaşıyoruz.

-John Lennon.

Çevrimdışı Dúrgonath

  • ***
  • 680
  • Rom: 13
    • Profili Görüntüle
Ynt: Örgüt
« Yanıtla #4 : 18 Temmuz 2011, 10:36:58 »
Hafiften bir Alper Canıgüz havası sezdim, çok ufacık ama.
Dur bakalım, takibe gireyim.

Çevrimdışı Narr

  • **
  • 115
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Örgüt
« Yanıtla #5 : 18 Temmuz 2011, 10:43:46 »
Sizin yazdıklarınız gerçekten güzel akıcılığa ve kurguya sahip oluyor. Hem de hepsi. Devamının olup olmaması sorun değil, böyle bile kendi başına durabiliyor. Bravo.

Çevrimdışı Laughing Madcap

  • ****
  • 960
  • Rom: 51
  • The Oncoming Storm
    • Profili Görüntüle
Ynt: Örgüt
« Yanıtla #6 : 19 Temmuz 2011, 23:30:15 »

Kadıköy'de bir çok apartman vardı ve bunların hepsinin de çatı katı mevcuttu. Bunlardan yaklaşık 100 tanesinin, gecenin bu saatinde ışıkları açıktı. Bu yüzlerce daireden sadece 10 tanesinde kişiler ya da kurumlar için yapılan hummalı bir çalışma mevcuttu. Bunlardan sadece bir tanesindeki kişi ölümü ensesinde hissediyordu.

Kemal Kanun bu iş için gönüllü olduğunda başına gelebilecekleri biliyordu. Ama kaybedecek bir şeyi yoktu ki Kemal'e göre bu, onun işi kapmasının yegane sebebiydi. Öldüğünde göz yaşı dökecek bir ailesi yoktu. Annesi Zübeyde Hanım, onu dünyaya getirme görevini başarıyla yerine getirdikten sonra vefat etmiş, babası Naci Bey ise oğlunu polis olarak göremeden kalbi tarafından ihanete uğrayıp eşinin yanına göçmüştü. Kemal hiç evlenmedi, karşı cinse karşı hep nötrdü. Yanlış anlaşılmasın, cinsel açıdan karşı cinsi tercih ediyordu fakat duygusal anlamda bir şey hissetmiyordu.

Kemal Kanun, genel olarak bir şey hissetmiyordu.

Ve işte, gecenin -ya da sabahın- 4'ünde, hissiz bir adam, her şeyini işe adamış bir halde ayaktaydı. Sigarasını kül tablasındaki izmarit dağına gömdükten sonra önündeki dosyayı açtı ve İtalyan Selami hakkındaki raporları okumaya başladı.

İtalyan Selami, 54 yaşında, sadece İstanbul'un değil, ülkenin en ünlü mafya babasıydı. Adı, gençliğinde gittiği İtalya'da mafyaların gücünü ve işleyişini gördükten sonra, okuduğu okulu bırakıp bu işlere bulaşmasından geliyordu. Avrupai futbol anlayışını benimsedikten sonra ligde zirveyi kimselere kaptırmayan bir futbol takımı gibi, İtalya'da öğrendiklerini kendi işinde uygulamaya başladıktan sonra hızla yükselmişti. Sicilya Kravatı*'nın revize edilmiş halini ülkeye getiren de oydu. "İtalyan Kravatı", temelde İspanya'nın Bask bölgesinin mafyalarının uyguladığı yöntemle* İtalyan stilinin birleşmesinden oluşuyordu aslında. Kurbana bir gün önceden bir kravat hediye olarak gelir, ertesi gün kurban boş bir arazide, Sicilya Kravatı uygulanmış bir şekilde bulunur. Çirkin ama imzalı bir çalışma.

İtalyan Selami'nin nasıl bir adam olduğu bilinmesine rağmen, işlerini paravan bir şirket kurma ihtiyacı duymadan halletmesi ilginç gelebilir. Ancak Selami'nin gücü ve dokunulmazlığının sırrı, onun bu rahatlığının nedeninde saklı; yüksek mercilerce korunuyor olması. İç İşleri, Ulaştırma ve Turizm hatta Milli Eğitim Bakanlığı ile bağlantıları olduğu bilinen İtalyan Selami, defalarca suç üstü yakalanmış olmasına rağmen her seferinde hapishaneye girmemeyi başardı. Kemal Kanun'un dosyayı okurken suratını sık sık buruşturmasının sebebi de buydu belki de; adamın yaptıkları değil, adaletin yapmadıkları.

Kemal Kanun dosyayı kapatıp, masada duran, öncekine göre çok daha ince olan bir dosyayı açtı ve okumaya başladı. Bu dosya, İtalyan Selami'nin bir numaralı tetikçisi Kahraman Kanatsız'a aitti.

Dosyayı okumak Kemal'in 10 dakikasını bile almadı. Eğer birisi için çalışmıyor, tetikçi sıfatını taşımıyor olsaydı adam muhtemelen ülkenin gördüğü en büyük seri katiliydi. Aynı zamanda, yeraltı dünyasının en büyük hayaletiydi adam, ne bir resmi ne de bir geçmişi vardı. Kahraman Kanatsız, İtalyan Selami ile birlikte ortaya çıkmıştı ve belki de İtalyan'ın bu denli büyümesinin en önemli etkenlerinden biriydi. Aynı şekilde öldürülmüş, İtalyan'ın işlerine engel olmak gibi kötü huyları olan ve bunun dışında birbirleriyle bağlantısı olmayan yaklaşık 30 tane ceset vardı ortada. Eskiden İtalyan'ın çetesinde iş yapmış fakat yakalanmış suçluların ve muhpirlerin ifadeleri sayesinde Kahraman Kanatsız ve eserleri biliniyordu fakat ortada somut hiç bir şey yoktu. Adam tam bir muammaydı ve Kemal Kanun'un bu işteki görevi de oydu; Kahraman Kanatsız'ı yakalamak.

Kemal Kanun dosyayı kapattı ve masanın üstündeki belgeleri kütüphanesindeki gizli bölmeye koydu. Çoktan soğumuş kahvesinden bir yudum alıp suratını-ve muhtemelen damağını- ekşittikten sonra oturduğu çatı katının balkonuna çıkıp sokaklara baktı.

Gecenin bu saatinde şehir ne kadar da masum gözüküyordu. Ama Kemal Kanun bu masumiyetin gizlediği canavarın varlığını hissedebiliyordu. Ya da canavarın sonu olması gereken adalet kılıcının çoktan körelmiş olduğunu.

Kemal Kanun düşünceler içinde, biraz da sıkkın bir halde yatağına gitti. Yarın uzun bir gün olacaktı.

Notlar:
Spoiler: Göster
1) Sicilya Kravatı: Kurbanın gırtlağı kesilip dili bu yarıktan sarkıtılarak kravat gibi görünmesini sağlayan bir cinayet şekli.
2) İspanya'nın Bask bölgesinin mafyaları kurbanlarını öldürmeden önce kurbanların evlerinin önüne kesik domuz başı koyarak yakın bir zamanda öldürüleceklerini haber verirler.
Attention all planets of the solar federation
We have assumed control.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Örgüt
« Yanıtla #7 : 21 Temmuz 2011, 22:56:14 »
İsim seçimleri, geçtiği mekanın bildiğimiz ve bize ait yerler olması, çevredeki atmosferin de aynı şekilde bizden bir şeyler taşıması itibariyle meraklandırıcı ve takdir edilesi bir öykü olmuş.

Kurgunun sonunu bilmeme rağmen, ben bile meraklanmadan edemedim. Bu da cümlelerin yalınlığı ve aynı oranda akıcılığıyla, yazarın belli yerlerde seçtiği kelimelerin oluşturduğu kısa ama net etkiyle ortaya çıkan bir durum. Kahramanlara dair çok fazla bir şey bilmesek de şu ana kadar öğrendiklerimiz, onlara dair daha fazla şey öğrenme isteği oluşturuyor.

Mekanların kendine has atmosferi, Kemal Kanun'un sigarasından çıkan duman, soğuk kahvesi, kısaca her şey gözümün önünde canlandı. Ayrıca, İtalyan Selami'yi devirmek yerine ona bunca adamı devirmeye çalışmak da çok gerçekçi olmuş.

Ellerine sağlık. Devamını merakla bekliyorum.

Not: Kemal Kanun bana birini hatırlatıyor ama kimi? Çözemedim.

Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Ynt: Örgüt
« Yanıtla #8 : 22 Temmuz 2011, 00:45:23 »
İlk bölümde pek gönderme yoktu ama şaşırtıcı bir bölümdü. Son kısmında çarpıcı bir gerçeğin ortaya çıkış kısmı yani. Sıradan hapisanede başlayan bir hikaye gibi giderken olaylar ilginç bir hal aldı.

İkinci bölümü daha çok sevdim Atatürk'e, annesine vs göndermeler çok yerinde ve güzel anektodlar olmuş. Onun dışında Kahraman Kanatsız yazdığın diğer bir hikayede vardı bu hikaye içinde tam bir muamma diye bahsetmişsin. O olay bundan sonra gerçekleşiyor o vakit. Orda baya meşhur oluyordu çünkü. O da başlı başına ilginç bir karakterdi sahi. Neyse devamını bekliyorum. Ellerine sağlık.

Çevrimdışı Laughing Madcap

  • ****
  • 960
  • Rom: 51
  • The Oncoming Storm
    • Profili Görüntüle
Ynt: Örgüt
« Yanıtla #9 : 22 Temmuz 2011, 01:50:23 »
Kahraman Kanatsız, bundan sonra yazacağım hemen hemen her hikayede bir şekilde yer almasını düşündüğüm bir karakter. Tam olarak kim olduğu asla belli olmayacak.

Yorumlar için teşekkürler.
Attention all planets of the solar federation
We have assumed control.

Çevrimdışı zilenbur

  • *
  • 10
  • Rom: 0
  • Karanlık Fetişi
    • Profili Görüntüle
Ynt: Örgüt
« Yanıtla #10 : 11 Ocak 2015, 17:17:05 »
Yarım kalması üzücü. İnsanlığın kendi kadar eski iyi-kötü mücadelesine bir yaklaşım gözlemledim. Kemal 'Kanun''un girip çıkacağı delikler ve karşılaşacakları. Kesinlikle sürmeli bu. Laughinh Madcap umarım hâla buralardadır ve öyküyü sürdürür.

"Ölümsüzlüğün sırrını Babil'de öğrenmişti,
Adına kan akıtılması, vecdiydi onun.
Lakin, herşeyi bilmiyordu.
Herşeyi değil..."

Çevrimdışı azizhayri

  • ***
  • 581
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Örgüt
« Yanıtla #11 : 15 Ocak 2015, 12:55:39 »
Merhaba:
Öncelikle bu satırları yazıp yazmama konusunda uzun zaman tereddütte kaldığımı söylemeliyim. Yazdıkların hazır bitmiş bir romanın parçaları mı yoksa yazdıkça kafanda şekillenen bir yazı mı anlayamadım. temennim her iki durumda da yazının iyi bir şekilde devam etmesi. Girişinin çok ilgi çekici giriş olmadığını söylemeliyim, yani en azından bana öyle geldi. Bu sende moral bozukluğu oluşturmamalı ama dedim ya eğer bitmiş son noktası konulmuş bir romansa değiştirmek daha zor olurdu. Ama yazdıkça ilerliyor ilerledikçe gönderiyorsan düzeltmeler yapmak gerekir diyorum. Her durumda da sağlam kararlar verebilmek için beklememiz resmin tamamını görmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Şimdi gözüme takılan bir kaç noktaya değinmeliyim. Verdiğin rakamlar çok kesin. "...hepsinin de çatı katı mevcuttu. Bunlardan yaklaşık 100 tanesinin, gecenin bu saatinde ışıkları açıktı. -saydın mı?- Bu yüzlerce daireden sadece 10 tanesinde kişiler ya da kurumlar için yapılan hummalı bir çalışma mevcuttu. bizzat kontrol mu ettin?- Bunlardan sadece bir tanesindeki kişi ölümü ensesinde hissediyordu." Tek tek sayılmış havası veriyor ve sanki diğer çatılar kontrol edilmiş de sadece bunda belirtilen bilgiler varmış gibi. Bir başkası "talyan Selami, 54 yaşında, sadece İstanbul'un değil, ülkenin en ünlü mafya babasıydı." Fazla kesinlik veren cümleler değil mi? Neyse yazmaya devam et eminim daha iyi şeyler ortaya çıkacak.
"İnsanlığın en büyük trajedilerinden biri ahlakın din tarafından ele geçirilmesidir." Sir Arthur Charles Clark