2.Bölüm
Artık koşmaktan bitap düşmüştü ve toynakları sızlamaya başlamıştı.Kendini yere attı ve sırt üstü uzandı.''Bu olamaz'' dedi.Hala çok heyecanlıydı.Tüm doğanın,dağın ,ağaçların her şeyin kokusunu içine çekti.Mutlu mutlu gülümsedi.Bu öfori durumu onun doğru dürüst düşünmesini engelliyordu.Rüyasını hatırladı ve onun hakkında düşünmeye başladı.Büyük tanrı Pan onu rüyasında ziyaret etmişti.
Bu harikaydı.Onu ziyarete gelip,adını haykırıp,ona gençliğini ve bacağını geri vermişti.''Dur bir dakika'' dedi kendi kendine.Rüyasında gördüğü satiri sanki daha önceden de görmüştü.Hatta onu tanıyor gibiydi.Ne olurdu yaşlı hafızasını da geri verseydi ya tanrı.Sonra çok bencil konuştuğunu fark edip sustu ve hatırlamaya çalıştı.Rüyasında gördüğü yaşlı keçinin kim olduğunu yavaş yavaş çıkarmaya başlamıştı.
O keçi tıpkı çok uzun süredir haber almadığı meslektaşı ve kadim dostu Halefis’e benziyordu.Ama bu olamazdı,rüyasında Pan’ı gördüğünden emindi,tanrı onu ziyaret etmiş ve onu kutsamıştı.Bunu hissedebiliyordu.Birden bire bir şey geldi aklına,bunun verdiği korku ve şok onun kekelemesine neden oldu.Kalbi deli gibi atıyordu.Acaba hala rüyadamıydı?..
Tüyleri diken diken olmuştu bunu kaybetmek istemiyordu kendine kocaman bir çimdik attı ve havaya sıçradı.Çok canı yanmıştı.''Morfeus sana yalvarıyorum bu bir rüya olmasın'' dedi.Aslında rüyada olmadığını hissediyordu her şey çok fazla gerçekti çimdiğin acısı bile.
Ağaç evine doğru düşünceli düşünceli ağır adımlarla yürümeye koyuldu.Acaba tanrı Pan arkadaşının kılığında mı konuşmuştu onunla.Belki de kendisinin tanrının asıl suretini görecek kadar değeri yoktu.Yoktuysa neden kutsamıştı o zaman onu tanrı.Evine yani Akteke ormanlarına varmak üzereydi.
Tüm orman ağaç evlerden oluşturulmuş mini bir şehir gibiydi.Buradan hiç haz etmiyordu Sneleus,bu ormana yaşlı bir keçiyken taşınmıştı.Burada yaşadığı müddetçe ona ufacık satir çocuklar tarafından türlü eşek şakaları yapılmış ve bir sürü lakap takılmıştı.Aslında şimdi düşünüyordu da çocuklar ne zaman onun ağacına tırmanıp onu korkutmak için plan yapsalar,Sneleus hep hazırlıklı olurdu ve o,çocukları korkuturdu.
Kulübesine vardığında içeriden toynak sesleri geldiğini duydu.''Ben şimdi gösteririm sana'' diye bağırarak dönemeçli merdiveni ikişer üçer çıkmaya başladı.İçeride küçük satirlerin olduğunu düşünürken onu yatağının ucundaki resimi inceleyen kadim dostu Halefis karşıladı.Birbirlerine şok olmuş ve aynı zamanda rahatlamış gibi bakıyorlardı.
İkisi bir ağızdan ''eski dostum'' diyerek birbirlerine sarılıp,birbirlerinin sırtını sıvazladılar.Sneleus gülümseyerek,''senin öldüğünü düşünüyordum eski dost'' dedi.Halefis onu iki kolundan tutarak ona hasret içinde baktı.''Ben yaşadığını umuyordum kardeş Rodan'' diye cevap verdi.''Konuşacak o kadar çok şeyimiz var ki'' dedi arkadaşına.''Ben sana hemen bir çay yapayım'' dedi Sneleus.''Ben de yanında durayım o zaman'' dedi Halefis.Başladılar konuşmaya...