Kayıt Ol

SSSZ

Çevrimdışı

  • ***
  • 581
  • Rom: 47
  • Hayvan Yemeyelim!
    • Profili Görüntüle
    • http://bulentozgun.blogspot.com/
SSSZ
« : 24 Nisan 2013, 13:05:18 »
Küçük kız koşarak babasının yanına geldi. Adam en sevdiği şarkıyı izliyordu, bileklerinde ritim bantları vardı. Kızın tişörtünün önüne süslü incecik bir led levha yerleştirilmişti; içinden alelacele, çarpık harfler aktı:
“bba bk bbnnm bna n vrdi!”

Adam kızın ellerindeki renkli ve düz nesneye baktı ve gömlek cebinin altındaki ledin içinden harfler yavaşça geçti:
“yvş yz kzm okymyrm  >  ndr o elndki?”
“1 ktpmş ama kğttn  >  bbnnm vrdi”

Adam şaşırdı; gerçek bir kitabı en son, gençken gittiği bir “Svştn Önc” müzesinde görmüştü. Kitabın üstündeki etikette dedesinin ismi yazıyordu. Kitabı aldı, şöyle bir baktı ve kızına yazdı:
“svş öncsi ktplrdn  >  nrdys 100 yllk 1 msl ktbı  >  snrm bnm ddm ait”

Kız heyecanla yazdı:
“bu ktba byldm bba  >  kksu ağçlr gibi  >  rsmlri d dha cnlı ama yzlrı okymyrm”

Sayfaları çevirince tahmin ettiği gibi aşina sözcüklerle karşılaştı adam ama yine de rahat okuyamıyordu. Ne olduğunu biliyordu ve yazdı:
“bu ktp eski imlyla yzlmş kzm  >  byk svştn önc szcklr dha uznmş”
“ndn?”

Harfler eskisinden daha kararsız geçti adamın göğsünden:
“syl bklm kç dymz vr?”
“grm, tat, dknma ve kku  >  4 tne”
“afrn kzm  >  eskdn İŞİTME dy 1 dymz dha vrmş”
“nsl yni?”
“blmyrm kzm  >  ama svş o dyyu yk etmdn önc frklı 1 şkld iltşm kryrmşz”
“frklı mı?”

Adam derin ve sessiz bir nefes alıp yazdı:
“İŞİTME dymz yk olnca brbrmz yzmya bşlmşz  >  hr sfrnd dha çk şy yzblmk içn d szcklri kçltmşz”

Küçük kız, dudaklarını büküp omuzlarını silkti ve hevesle yazdı:
“pki sn bu ktbı okyblr msn bbcğm?”
“snrm”
“o zmn bna yzr msn ltfn”
“tbi yzrm kzm”

Kız gözlerini sevinçle babasının gömleğine dikti. Adam sözcüklere tekrar göz gezdirdi ve yavaş yavaş yazmaya başladı:
“1 vrmş 1 ykmş  >  evvl zmn içnd”

Bülent Özgün, Temmuz 2012

Not: Öyküyü okuduktan sonra gizlenen görsele bakınız, benim yazarken hayal ettiğim buna benzer bir şeydi, umarım siz de aynı şeyi görmüşsünüzdür okurken, aksi takdirde iyi anlatamamış sayacağım kendimi.
Spoiler: Göster


Çevrimdışı Gülbüyüsü

  • **
  • 84
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: SSSZ
« Yanıtla #1 : 24 Nisan 2013, 15:07:56 »
Okumaya çalıştığımda Allahım iyiki hala uzun kelimeler kuruyoruz diye şükrettim  :D Öncelikle değişik bir yaklaşım olmuş ama zaten sosyal paylaşım sitelerindeki ve telefonlardaki kısa mesaj sistmelerinden faydalanılarak yapılan iletişim bizi böyle bir sonuca götürecek gibi görünüyor. Bir çok insan artık kelimeleri kırpıp kısaltarak bu ikayedeki cümlelere yakın cümleler kuruyor. İyi bir noktaya değinmişsiniz bana göre. Sadece havada kalan bir nokta var bana göre; büyük savaşta işitme duyusu nasıl kaybedilmiş acaba? Yani neden bütün insanların işitme duyuları silinmiş? Bu soru okurken biraz havada kalıyor benim için. Neden bilmiyorum ama paylaştığınız bağlantıyı göremedim, hatalı çıktı. O yüzden ona dayanarak yorum yapamadım. Aramıza hoş geldiniz. Kaleminize sağlık.
Kim olduğunu unutursan, olmaman gereken kişiye dönüşürsün.

Çevrimdışı

  • ***
  • 581
  • Rom: 47
  • Hayvan Yemeyelim!
    • Profili Görüntüle
    • http://bulentozgun.blogspot.com/
Ynt: SSSZ
« Yanıtla #2 : 24 Nisan 2013, 23:36:50 »
Teşekkürler. Resmi düzenledim şimdi bakabilirsiniz. Bir yarışma için yazdığım bu öykünün en fazla 1400 karakter olması gerekiyordu, yani 10 tweet uzunluğunda. O yüzden öykünün kimi kısımları örtük kaldı; gerçi daha fazla karaktere izin verilseydi bile öykünün aksayan yanlarını düzeltebilir miydim bilmiyorum, sadece kısa yazmak zorunda olmak işime gelmişti ve yazmıştım, umarım kısa ve keyifli bir okuma süreci yaşatmış, az çok meramımı anlatabilmişimdir, tek gayem bu.

Çevrimdışı Gülbüyüsü

  • **
  • 84
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: SSSZ
« Yanıtla #3 : 24 Nisan 2013, 23:51:24 »
Evet resmi şimdi görebildim ve  hikayenin temelini gayet iyi anlattığını söyleyebilirim. Bazen bir resim, koku ya da tek bir kelime bize kocaman bir hikaye yazdırır :) Evet keyifle okudum diyebilirim. Başarılar dilerim.
Kim olduğunu unutursan, olmaman gereken kişiye dönüşürsün.

Çevrimdışı Fiddler

  • ***
  • 565
  • Rom: 32
  • Bazen Herkes Duysun Diye..
    • Profili Görüntüle
    • A. Orçun CAN
Ynt: SSSZ
« Yanıtla #4 : 29 Nisan 2013, 00:15:19 »
Merhabalar, zannedersem bu 1400 karakterlik TBD yarışması oluyor bahsettiğiniz. O çerçeve içerisinde bakınca öykünün çok iyi çalıştığını söyleyebilirim. İkinci cümleden verilen "ritm bantlarından şarkı izlemek" kafa karışıklığı öykünün ortasında işitme duyusunun kaybolmasına dair verilenlerle pekişiyor ve bu kadar kısa bir öyküde bu etkileşimi, dinamizmi görünce insan takdir ediyor. Merak ediyorum açıkçası yarışmada nasıl bir sonuçla karşılaşıldığını; zira gerek konu, gerek yapı, gerek yazım olarak oldukça başarılı buldum.

Elbette şurada burada kısıtlamaların getirdiği sıkıntılar var (Gülbüyüsü'nün dediği gibi işitme duyusunun kaybolması hadisesi birkaç cümleden daha fazla anlatılmaya hak ediyor); ama bağlamına göre bakıldığı zaman öykünün gayet iyi işlediğini de bir kez daha tekrar ediyorum.

Yazımınıza dair bir eleştiri getirmek istemiyorum. Öykünün uzunluğu ve yapısı gereği üslubunuzla veya kullandığınız sözcüklerle ilgili herhangi bir sağlıklı yorum getirebileceğimi düşünemiyorum.

Anlatım (bozukluğu demeyeyim de) rahatlığı açısından sadece "Adam şaşırdı; gerçek bir kitabı en son, gençken gittiği bir “Svştn Önc” müzesinde görmüştü." cümlesine takıldım. Her ne kadar dilbigisel olarak doğru bir cümle olsa da hızlı okuyan ben için tırnaklar bir an ikinci planda kalıyor ve çok kısa bir süre adamın bir savaşa gittiği izlenimine kapılıyorum. Başkalarının da aynı gaflete düşebileceğini, ve benim gibi öykünün ortasında bir anda öyküden çıkıp tekrar girmeleri gerekebileceğini düşünüyorum. Müzenin adında küçük bir değişiklik benim gibi okuyucuları rahatlatabilir.

Dediğim gibi bağlamına göre oldukça başarılı bulduğum bir öykü oldu. Başka öykülerinizi de okumayı dört gözle bekliyorum.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü okuyalım..

Çevrimdışı

  • ***
  • 581
  • Rom: 47
  • Hayvan Yemeyelim!
    • Profili Görüntüle
    • http://bulentozgun.blogspot.com/
Ynt: SSSZ
« Yanıtla #5 : 29 Nisan 2013, 00:26:01 »
Çok teşekkür ederim. Sanırım "Svş Öncsi" demem daha güzel olurdu. Ben de her okuyuşumda o cümlenin rahatsız edici tınısına takılıyorum. Bu denli kısa bir öykü için, öyküden daha fazla karakter içeren (1481) bir değerlendirme yazısı yazdığınız için ayrıca teşekkür ederim. Başka öyküler kaleme alabilir miyim bilmiyorum, o yarışmaya da kısa öykü yazmamız gerektiği için katılmıştım, uzun bir kurgu korkutuyor beni; yazabilen herkese de hayranım.

Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Ynt: SSSZ
« Yanıtla #6 : 29 Nisan 2013, 01:09:42 »
Bu kadar kısa bir öyküde distopik bir hava yakalamayı açıkçası beklemiyordum. Genelde distopyalar için iyi bir giriş ve dünyanın şu andaki durumu özetlenmesi gerekir diye düşünüyordum hep ama bu kadar kısa bir öyküde bile bu tadı alabildiğimi heyecan verici bir şekilde keşfettim. Bazen çöplüğe dönen Kurgu İskelesinde güzel hikayeler okumak neşelendiriyor insanı.

Spoiler içindeki resim hakkında :
Spoiler: Göster

Aslına bakarsanız karakterlerin fiziksel özellikleri hakkında betimleme pek olmadığı için spoiler içindeki resim muhtemelen herkeste canlanmayacaktır. Ben okurken izlediyseniz eğer AI filmindeki atmosferde daha teknolojik bir bant üzerinde kırmızı akan yazılar hayal etmiştim.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: SSSZ
« Yanıtla #7 : 29 Nisan 2013, 12:29:24 »
Selamlar,

Kısalığına rağmen çok keyif aldığım harika bir hikayeydi bu. İnsanların sadece yazarak anlaştığı, kelimeleri kısalttığımız bir gelecek kurgusu bence çok başarılıydı. Görseldeki kızın tişörtündeki yazı bandı da kafamda gayet net canlandı.

Fiddler'ın belirttiği müze ismi problemiyle karşılaşmadım bu arada. Sadece arada sırada bazı kelimelerin ne anlama geldiğlni anlamakta ufak tereddütler yaşadım ama onları çözmeye çalışmak da gayet keyifliydi. Gülbüyüsü'nün değindiği büyük savaşa dair detayların eksikliğiyse benim adıma ayrı bir güzel yandı. Çünkü boşlukları kendi istediğim gibi doldurmama ve hayal kurmama müsaade eden bir havaya büründü bu noktada hikayeniz.

Kaleminize ve hayal gücünüze sağlık.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı

  • ***
  • 581
  • Rom: 47
  • Hayvan Yemeyelim!
    • Profili Görüntüle
    • http://bulentozgun.blogspot.com/
Ynt: SSSZ
« Yanıtla #8 : 29 Nisan 2013, 22:17:39 »
Sağolun Malkavian ve mit. Sizin gibi iyi öykü yazan insanların, iyi okurların; öykünün boşluklarını, ufacık anlatılan apokaliptik dünyanın geri kalanını hayal etmiş olması öyküyü iyi kılıyor aslında. Öykünün mühim ve büyük kısmını okur hallediyor dediğiniz gibi. Ben de yazarken zihnimde o dünyaya dair onlarca şey düşündüm ve bir parçasını koparıp yazdım. Eminim, karakter sınırı olmasa, zihnimdekileri toparlamam, kurgulamam mümkün olmazdı. Bazen, sanıldığının aksine, kısıtlamalar yazmayı kolaylaştırıyor. Yükü okuyucunun hayal gücüne attım ve kurtuldum (güler).

Çevrimdışı cemaziyel

  • **
  • 100
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: SSSZ
« Yanıtla #9 : 30 Nisan 2013, 11:32:44 »
Hikaye başarılı. Diyaloglar da keza iyi kurgulanmış ve başarılı. 'şarkı izlemek' tabiri sırıttysa da geçtiği dünya göz önüne alınınca şarkıların farklı boyutta ele alınması saçma değil :)
Sonuç olarak günümüz yazışma dilini düşününce yakın gelecekte okumaya başlayacağımız kitapları sadece diyalog kısımlarında yaşatan keyifli bir öykü olmuş.
Ne evvel ne de ahir...

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: SSSZ
« Yanıtla #10 : 27 Mayıs 2014, 23:50:01 »
Bülent Bey'in bu hikayesinin 2012 yılında TBD'nin yarışmasında ikincilik ödülü kazandığını biliyor muydunuz? Ben yeni öğrendim. Kendisi o kadar mütevazı ki bizimle paylaşmamış bu bilgiyi, ama ben gurur duydum. Tebrikler!
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: SSSZ
« Yanıtla #11 : 13 Ekim 2014, 14:38:34 »
Öyküyü tekrar okurken TBD 2012'deki diğer kazananları da görmek için sayfalarına baktım. Hepsi de (yarışmanın o dönemki konsepti gereği) kısa kısa olan öyküler arasında benim birincim sizinkisi oldu.

Bu öyküyü tekrar okumaya başlayınca yorum yapmadığımı görüp çok şaşırdım. Ayıp etmişim doğrusu. Halbuki o zaman da (şimdi de) beni etkileyen bir eserdi. Bunun en büyük nedeni imkanı yok böyle kısa bir şey yazamayacağım gerçeğinde saklı. Uzun yazmakla ilgili ciddi sorunlarım var. Hatta kısa yazabilmek için geçmişte kendime koyduğum hedefler vardı vs.

Kısa ama amacına oldukça uygundu öykünüz. Sesli harfleri atarak işitme kaybını yansıtışınız harika bir fikirdi. Günümüz SMS diline de başarılı bir gönderme olarak görüyorum bunu. Hem geleceğe bir uyarı, hem de bugüne bir yergi taşıyor benim gözümde. Ve yine bu ikisini kısacık bir öyküde gerçekleştiriyor.

Şunu da demeden geçemeyeceğim, her şey bir yana, sesli harfleri atarak tasarlanmış bu öyküyü zekice buldum.  Bu da benim için o ilk üçteki öyküler arasında ikinci değil de birinci olması için önemli etken. Yenilikçiydi ve sadece biçimsel olarak bile distopikti.

Tek eleştirim "kızım" (ya da "kzm") kelimesinin tekrarına olacak. Onu bazı yerlerde hiç kullanmasaydanız okurken daha rahat bir ortam sağlayacaktı diye düşünüyorum. Birtakım yerlerde gözüme battığını söylemem gerek. Ama bu da tek eleştirim.

Ellerinize sağlık. Hak edilmiş bir başarı olmuş.

Çevrimdışı

  • ***
  • 581
  • Rom: 47
  • Hayvan Yemeyelim!
    • Profili Görüntüle
    • http://bulentozgun.blogspot.com/
Ynt: SSSZ
« Yanıtla #12 : 13 Ekim 2014, 16:08:02 »
Sağolun Hazal hanım, sizden bu övgüyü almak mutlu etti beni. Ben de sizin aksinize uzun yazamam. Beceremem yani. Forumdaki kimi arkadaşların sayfalarca yazabilmesine imreniyorum. Birinci sayfanın sonuna gelmek günlerimi alır. Kısa öykü de yazamam aslında ama en azından korkutmaz beni. O yüzden katıldım yarışmaya. Bir dönem Oulipo ile uğraşmıştım, bu edebi akımın amacı engeller koyup onları aşmaktır temel olarak. O yüzden aklıma ilk gelen "bu kadar az karakterle nasıl daha uzun bir öykü yazarım?" oldu. Sesli harflerin bazılarını atarsam bu iş olur dedim. Öykünün hikayesini (olay örgüsü) sesli harfleri atmamı mantıklı hale getirmek için böyle oluşturdum. Yani önce biçim sonra içerik fikri oluştu. Dediğiniz gibi "kzm" ifadesini daha az kullansam daha iyi olurdu. Öykünün ilk halini saklasaydım keşke. O kadar kötüydü ki. Bir kaç arkadaşım okuyup tavsiye vermese asla bu halini alamazdı.

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: SSSZ
« Yanıtla #13 : 13 Ekim 2014, 17:23:38 »
Selamlar,
Ben de okumuştum öykünüzü evvelden; lakin nedense yorum yapmamışım. Daha sonraları TBD'ye öykü yazarken yine görüp bir kez daha okuduğumda ve bugün de öyküyü tekrar görünce yazayım dedim. İnternet aleminde çok öykü okuruz malum. Benim aklımda çoğu öykünün ismi kalsa da içeriklerinin büyük kısmını unuturum; ama SSSZ'yi hala unutmamışım. Bu da benim açımdan öykünün uzun ömürlü, kalıcı olması babında güzel bir özellik.
Ellerinize fikrinize sağlık. Her ne kadar o denli bir geleceği istemiyor olsam da aslında gerçekleşmesi çok muhtemel bir gelecek çizmişsiniz... Gerçekten hak ederek kazandığınıza, daha doğrusu ödülü gerçekten hak edene vermiş olmalarına sevindim. :)