Kayıt Ol

Psiedia

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Psiedia
« : 16 Aralık 2010, 20:19:21 »
     Bu sene başlarında yazmaya başladığım "Kadim Ölüm" isimli öykü için kurguladığım dünyanın ismi olan 'Psiedis'yı inşa etmeye karar verdim. Henüz aklımda çok az fikir var. Buraya da fikirlerimi ara ara, yazacağım. Sizlerden ricam, gerek dünyayı yaratırken kullanacağım ırk isimleri, özellikler gibi konularda gerekse teknik konularda; örneğin Psiedia'da bir günün kaç saat olması gerektiği, mevsimler, vb. gibi konularda yardımlarını, önerilerinizi esirgememeniz. Şimdiden herkese teşekkürler. (=

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Kısa Bilgi
« Yanıtla #1 : 16 Aralık 2010, 20:22:07 »
Psiedia Hakkında Kısa Bilgi
               
     Psiedia isimli gezegen, uzun olmayan bir tarihe sahip; üzerinde insan ırkı da dahil olmak üzere üç gelişmiş ırk yaşayan bir gezegendir. İnsan, Psi-Vamp ve Rün’lerin dışında ormanlarda, dağların zirvelerinde ve suyun altında hayatlarını sürdüren daha alt sınıflarda kabile ve ırklar bulunurdu. Ormanların derinliklerinde yaşayan ve sadece bitkilerle beslenen küçük ve ince yapılı narin canlılara engle denirdi. İnsanlara ve Psi-Vamplara karşı sıcakkanlı ve kendi dillerinde şarkı söyleyip dans etmeyi seven bu ırk, basit sihir yeteneklerine de sahipti.
    
     Yüksek dağların zirvelerinde, büyük kayalara oydukları inlerde ve doğal mağaralarda yaşayan bir diğer ırka arud denirdi. Bir tür vampir olan ve kan emicilikle yaşayabilen bu ırk da küçük yapılıydı ancak biçimsiz şekillerinden ve itaatsizlik, nankörlük gibi sıfatlarından dolayı Psi-Vamplar bunları yanında barındırmadılar. Arudlar insanlardan nefret ederlerdi ancak Psi-Vamplara karşı duydukları nefretin altında ölümüne korku yatıyordu. İnce kollarındaki bileklerinden çıkan bir çift iğnemsi organla, daha çok savunmasız hayvanların ve evinden uzakta oynayan küçük çocukların kanını içen bu ırk, kendilerini Rünlere adamışlardı. Onlara gereken, küçük çocuk ve bebek organlarını ve kanlarını temin ederlerdi.


     Naiyada olarak bilinen ve tatlı sularda ve büyük ve derin göllerde yaşayan bir diğer ırk, bin yıllarca, kendilerini yer yüzünde yaşayan hiç bir ırka neredeyse hiç göstermedi. Kendi yaşam alanlarında, yerüstünden bağımsız yaşayan bu ırkı suyun dışında pek az görebilirdiniz. Genellikle yaşam alanlarına tecavüz edildiği zamanlarda -ki bunu insan, Psi-vamp ve engle'lar yapmaz- yerüstüne çıkarlar ve bunları cezalandırırlardı. Naiyada'lar, Rünleri bile aşabilecek yeteneklere sahip bir ırktı ve kızdırdıklarında gazapları tanrıyı bile korkuturdu. Naiyadalar, küçük ve sıska yapılı, boyunlarında, bir çift kesik benzeri solungacı olan ve paletli yapıya sahip ayaklarıyla bilinirler. Yüzlerini gören ve hayatta kalan pek az insan olduğu için bunların doğruluğu kesin değildir ama onların resmedildiği bazı çizimler vardır. Vücutları şeffafa yakın bir renkte ve saçları şeffaftır. Göz renkleri değişiklik gösterebilmekle beraber bembeyaz yuvarlağın içinde ince iki çizginin ortasında küçük yuvarlak bir şekil bulunur.

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Psiedia
« Yanıtla #2 : 16 Aralık 2010, 20:54:34 »
Ne kadar yardımcı olur bilmiyorum fakat tamamen yeni bir dünya tasarlarken Türkçe kullanmak yerine orjinal isimlere yönelirseniz daha güzel olabilir diye düşünüyorum. Mesela bu konuda benim kullandığım bir taktik kafamı kaldırıp çevreme bakmak ve gördüğüm ilk kelimenin harflerini değiştirerek tamamen farklı bir şey çıkarmaya çalışmaktır. Bu sadece bir fikir elbette, orjinal tasarımlara orjinal isimler yakışır, bunu en iyi yapabilecek olan da yazarın ta kendisidir.

Tasarladığınız dünyayla ilgili pek bir bilgi olmadığı için 'şöyle şöyle olabilir' demekten kaçındım şahsen; vermiş olduğunuz tek paragrafı da değiştirmeyi düşündüğünüz için. Yeni ırklar, yeni bir düzen, yeni bir dünya olması için ilk önce temellerini belirlemeniz gerektiğini düşünüyorum ki bunun üzerine yeni şeyler inşa edilebilesiniz.

Şu an bembeyaz bir kağıt ve her renk kalem var yani ortada. Herkese istediğinizi çizin demeden önce ana hatlarını çizip buraları boyayın derseniz daha çok yardım bulabileceğinizi sanıyorum. Başarılar ve kolay gelsin.
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Koyubeyaz,
« Yanıtla #3 : 16 Aralık 2010, 23:33:47 »
    Aslında kafamda tamamlanmış durumda ( neredeyse ) ama yazıya dökmek konusunda aceleci davranıp komik hatalar yapmak istemiyorum. Şimdilik ırkları tasavvur etmeye çalışacağım. Mesela Psi-Vamp denilen, Rün denilen ırkları yavaş yavaş betimleyeceğim. Her şey yavaş yavaş ama emin olsun istiyorum (=

   Şimdi Psi-Vamplar hakkında kısa bir şey yazacağım. Fikir, eleştiri ve önerilerinizi yazarsanız çok mutlu olurum. Dediğiniz gibi; şimdilik bembeyaz bir kağıt ve ebn daha eskiz çalışmalarını yapıyorum. Bunu da sizlerle beraber yapmaya çalışacağım. Ufak ama sağlam adımlar... :)

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Psi-Vamp'lar ( Ya da Başka Bir İsimle )
« Yanıtla #4 : 16 Aralık 2010, 23:34:29 »
Psi-Vamp
     Enerji ya da güç Hırsızı olarak da bilinirler. İnsanlarla işbirliği yapmadan, yani binlerce yıl öce, insan, rün ve yaşayan ya da cansız her şeyin enerjisini emebiliyorlardı. Bir kez enerji çalmaya başladıklarında kurbanlarını genellikle öldürmeden bırakırlardı ancak baygınlık geçirmelerine neden olurlardı. İnsanlarla yaptıkları işbirliğinden sonra, Psiedia'nınyıldızından kopan taşlardan enerji sağlamaya başladılar. Bunu uzunca bir süre ,taşı kolye şeklinde boyunlarında taşıyarak gerçekleştirdiler ancak bu hem savaş sırasında, kolyeleri kaybetmeleri ya da düşmanın onu ele geçirmesine neden oluyor hem de enerjiyi Psi-Vamp'a yeteri kadar yansıtamıyordu. Bir kaç nesil sonra, taşı, göğüslerine perçinleyerek hem onlardan ayrılmaz bir parça haline getirdiler hem de enerjiden daha fazla yararlanabilir oldular. Taş kalbin tam üzerine, yüzde on beşi dışarıda kalacak şekilde perçinlenir, bunu Psiedia topraklarının yüksek enerji kaynağı diğer madenleriyle yaparlardı. Taşın yedi köşesinden tutturulan madenler kaburgaların arka tarafına bir çengel gibi geçirilerek yapılırdı. Güç Taşları dört temel renge sahiplerdi; kırmızı, yeşil,mavi ve sarı. Taşlar, hırsızın göğsünde güneş edasıyla parlardı. Psi-Vamplar,yemek, su gibi ihtiyaçlara gerek duymamalarına karşın ek enerji kaynağı olarak bunları da kısmen kullanırlardı ancak uykuya ve onun getirdiği enerjiye pek az başvururlardı.

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Psiedia
« Yanıtla #5 : 17 Aralık 2010, 21:41:08 »
Bu gece de inşallah Ra'qiel'i tanıtacağım :D

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Psiedia - Ra'qiel
« Yanıtla #6 : 18 Aralık 2010, 00:47:00 »
Ra'qiel

     Ra'qiel ismi, 'Kadim Ölüm'ü yazarken kurguladığım bir yaratığa isim bulma çabalarım sonucu, melek isimlerine bakarken bulduğum bir isim. Aslında bu hayvan ilk öykümden kötü tarafın hizmetkarlarından birisiydi ama yeni baştan Psieda'da insanların en sadık dostları ve en yakınları olacak. Kısaca tasavvuru şöyle; Ra'qiel, temelde bir tür kuştur. Gövdesini herhangi yırtıcı bir kuşa benzetebilirsiniz. Kafa yapısı ise, yırtıcı bir hayvanı temsil eder; kurt diyebiliriz. Kanatları, iki yana açtığı durumda gövdesini ona katlayacak genişliktedir. Kanatlarını oluşturan tüyler, herhangi bir kuşun kıkırdaklı tüylerinin aksinedir. Kanatları, daha kalın bir kılın gövdesinden çıkan binlerce, yumuşak kıldan oluşur ve tüyleri gökyüzündeki bulutlardan daha yumuşaktır. Gövdesini kaplayan ise, bir ayının postunu düşündürecek şekilde, şeffaf -veya insan gözünün algılayamadığı bir renk- renktedir. Bacakları, kaslı koşucu bir avcının kaslarına sahip, pençeleri, betimlenemeyecek kadar güçlü ve zümrüd-ü ankayı kıskandıracak güzelliktedir.

     Ra'qiel, onuru için yaşayan bir hayvandır. İnsanlarla tanışıklığı, tarih öncesine kadar gittiği için, bunun hakkında bilinen pek bir şey yoktur ancak kendini adadığı kişiyi -genelde soylar aracılığıyla geçer. Herhangi bir Ra'qiel'in ömrü insandan fazla olduğu için, ölen insanın soyundan bir başkasıyla ki bu en güvendiği oğlu ya da kızıdır. Aynı şekilde bir Ra'qiel de insandan önce ölürse insan o raqiel'in soyundan birine adar kendisini.- hayatı pahasına korur. Aynı durum insan için de geçerlidir. İnsanların güç bakımından diğer ırklardan zayıf olması bu yolla eşitliği sağlamıştır. Ra!qiel, konuşabilir. Ancak bunu, telepatik yollarla ve gerektiği zamanlar yapar. Yani geveze bir Ra'qiel göremezsiniz.

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Psiedia - Rün
« Yanıtla #7 : 27 Aralık 2010, 19:43:30 »
Rün
Rün ırkı, Psiedia'nın en eski ırklarından biridir. Yaratımın başlarında insanlarla aynı özelliklere sahip olmalarına rağmen binlerce nesil sonra büyüyü, yaratımı ve yıkımı keşfettiler. Böylece insan ırkından ayrıldılar. Rünler, genelde büyülü söz ve çeşitli bitkiler yardımıyla büyü yaparlar ancak çok güçlü olanları asa ya da başka bir alatarla da büyü oluşturabilirler. Görünüm olarak insanlardan tek farkları kızıla yakın ( turuncumsu ) saçları ve kehribar rengi gözleridir.

     Rünler, büyüyü seçtikleri zaman, insanlarla olan yakınlıkları son buldu ve amansız bir savaşın başlamasına neden oldular. Yüzyıllarca belirli bir amaçları olmaksızın büyülerini gerçekleştirip, egolarını tatmin edecek ( güzellik, gençlik, sempati, zenginlik ve daha niceleri... ) büyülerle uğraşırken bunun yanı sıra, onları reddeden ve aşağılayan insanlardan da intikamlarını almayı es geçmediler. İnsanlara, akla gelmeyecek kötülüklerde bulunuyorlar, yerleşim merkezlerine çeşitli afetler ve kötülükler gönderiyorlardı. Küçük çocukların, yeni doğmuş bebeklerin etlerini, organlarını ve kanlarını kötücül büyülerinde kullanıyorlar, Arudların, onların kanlarının bir kısmını emmelerine izin vererek, Arudları bu işlerinde kullanıyorlardı. Rünler, yaşamlarını; insanlardan ve Psi-vamplardan uzak diyarlarda, genelde etrafı yüksek dağlarla çevrili platolarda geçirirlerdi. Savaş zamanlarında, yarattıkları canlıları kullanarak çıkarlardı yurtlarından.

     Sanatlarını icra edebilmeleri için, Kendi isimleriyle adlandırılan sözleri ezberlemeleri gerekirdi. Bu yüzden, her Rün'ün yanında mutlaka bir büyü kitabı ya da not defteri olurdu. Sürekli pratik yaparak sanatlarını geliştirirlerdi.. Ne kadar karanlık tarafta olsalar da, çalışkanlıklarıyla dikkat çekerlerdi.

     Rünlerin büyük bir kısmı, Kızıllar olarak adlandırılan karanlık tarafta yer alsalar da insanlarla beraber yaşamakta bir sakınca görmeyen ve doğaya yönelik yaşayan Rünler de vardı. Bunlar, ne insanlara ne Psi-vamplara kötülük ederlerdi. Öyle ki, bazıları bunlarla beraber bile yaşarlar, dostluklar kurarlardı. Kızıllarla, gerektiğinde savaşırlardı ancak onları ikna etmenin yollarını, kansız şekilde arardı bunlar.

Çevrimdışı ArHa

  • *
  • 6
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Psiedia
« Yanıtla #8 : 27 Aralık 2010, 22:47:04 »
Rünlerin tanımı ve büyüyü seçerek insanlardan ayrılmaları bana yerdenizin son kitabını hatırlattı. Rün kelimesi yerdenizde yazılı büyü anlamında kullanılmıştı ve büyü yapmayı seçen insanlar aynı soydan geldikleri ejderhalardan bu suretle ayrılmışlardı. Belki ben kitabı daha yeni bitirdiğim için bu nokta gözüme çarptı ama hoş bir metinlerarası gönderme olmuş (eğer kasıtlı yapılmışsa: ) umarım devamı gelir. Sinemadaki türdeşinin aksine edebiyat alanında fantastik/bilim - kurgu eserleri muhafazakarlıktan kurtulup daha ileriyi düşünebilmek için okuyucuya bir zemin yaratabilir. En karmaşık ve yüce erdemler bu türün yalın anlatımıyla mükemmel bir şekilde aktarılabilir. Bu yüzden devamı gelmeli bence.
"Hayatımın neşesi, hür ol..."

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Psiedia
« Yanıtla #9 : 27 Aralık 2010, 23:21:53 »
ArHa,

Hmm Yerdeniz.. İnan okumadım (= Belki kısıtlı ve klasik hayal gücümdendir :) Rün kelimesi zaten büyü ayinlerinde okunan kelimeleri niteliyor (= Devamı gelecek ama bunu okuduktan sonra Rünleri değiştirmem gerektiğini gördüm (= Bu tespit için teşekkürler :)