Kayıt Ol

Savunmasız Dünya

Çevrimdışı TyFn

  • *
  • 2
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
    • Kısa ve Dizi Şeklinde Bilim Kurgu Hikayeleri
Savunmasız Dünya
« : 17 Mayıs 2014, 12:18:44 »
Bu hikaye ilk yazmaya başladığım zamanlara ait.İlkler herzaman candır :)


   Yaktığı puronun dumanıyla dolmuş odasında düşüncelere dalmış, savaşın gidişatının ne durumda olduğunu merak ederken Tuğgeneral Cenk Yıldız kapının çalındığını ancak 5 saniye sonra farkedebildi.Girin komutunu verdiğinde içeriye giren bu genç delikanlının burada ne işi olabileceğini, neden bu kadar aceleci göründüğünü düşünmeden edemedi.Bu genç, asker selamını verdikten sonra hemen konuya girdi ve çok aceleci ve hızlı konuştuğu için söylediklerini anlamakta Tuğgeneral Cenk zorluk çekiyordu.
-Tuğgeneralim, Genelkurmay başkanımız sizi ivedi ile toplantı odasını çağırıyor.
-Dur asker sakin ol, önce bir nefes al.Neymiş bu kadar önemli olan durum?
-Bilmiyorum Tuğgeneralim fakat sizi hemen getirmem emredildi.
-Tamamdır asker.Hadi gidelim bakalım.
   Her ne kadar merakını bastıramasada sakin görünmeye çalışması Cenk’in suratından okunabiliyordu.Belki savaş ile ilgili bir durumdur diye düşündü ama yinede bu kadar alel acele çağırıldığını hiç hatırlamıyordu.Koridorda yürürken herkes merakla bakıyor, Tuğgeneral’e selam verirken neler olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.Her defasında “rahat” demekten yorulmuş ve  böyle acil durumlarda hiç etrafına bakmadan yürümeyi tercih etsede yinede askerlerini selamlamaktan hiçbir zaman vazgeçmeyen bir komutan olarak insanların aklında kalmayı başarmıştı.Bu zorlu savaş döneminde o gözü gibi baktığı askerlerin cephelerde savaşırken kendisinin burada oturması hiç hoşuna gitmeyen bir durum olsa da yine o askerleri gözlerini bile kırpmadan komutanları için canlarını verirlerdi.Toplantı odasının önüne geldiklerinde Cenk düşüncelerinden sıyrıldı ve neden herkesin koşuşturduğunu merak eden gözlerle etrafına bakınmaya başladı.Tam arkasını döndüğünde bir el omzuna dokundu ve aklından asla çıkaramayacağı sevgili dostunun o sesini duydu.
-Ha Cenk sonunda gelebildin.Otur hemen başlamamız gerekiyor.
   Cenk Genelkurmay Başkanına selamını verdi ve yerine oturdu.Etrafındaki koşuşturma hala devam ediyor ve sanki hiç bitmeyecekmiş gibi duruyordu.Toplantı odasının çoğu yerinde uzayın bazı bölümlerinin resimleri, uzun menzilli tarayıcıların canlı görüntüleri vardı.Herhalde savaşın gidişatını tartışmak için toplanıldığını düşündü fakat bu görüntülerin cephelerin yakınında bile olmadığını farketti.Ekrana meraklı gözlerle bakarken Genelkurmay başkanı onu farketti ve hemen söze girdi.
-Cenk, neler olduğunu merak ettiğini biliyorum.O yüzden hemen konuya giriyorum.Görüntüde görüldüğü üzere uzun menzilli tarayıcılarımız 1 saat önce rotası Dünya’ya dönük olan bu objeleri yakaladı.
-Asteroit herhalde dedi masanın kenarından biri.Yaklaştığı zaman mekiklerimizden birini gönderir hallederiz.
Başkanın bu yoruma cevabı çabuk oldu.
-Malesef asteroit değiller.Bizde ilk başta öyle olduğunu düşündük fakat bunlar belli bir askeri düzene göre ilerliyorlar.Yani bunlar uzay gemisi ve tam olarak üzerimize geliyorlar.Ayrıca gördüğünüz üzere 30 adetler.
O an kimse duyduklarına inanamıyordu.Böyle bir şey nasıl olabilirdi diye içinden geçiriyordu herkes.Nasıl olurda ana gezegenimizin koordinatlarını bulmuşlardı.Savaştaki tek avantajlı oldukları kısmın bu olduğu düşünüldüğünde ve bütün gemilerin cephede olduğuda işin içine girdiğinde hiçbir şanslarının kalmadığı artık kesinleşmişti.Sessizliği bozan Cenk oldu ve en önemli soruyu sordu.
-Ne kadar zaman içerisinde burada olurlar.
-22 saat içerisinde burada olacaklarını tahmin ediyoruz.Daha çabuk bile gelebilirler.
-Komutanım farkındaysanız bütün gemilerimiz savaşta ve hiç birinin 22 saatten önce burada olması mümkün değil.Eğer o sürede burada olsalar bile 30 adet gemiye karşı hiçbir şansları olmaz.
-Evet Cenk.İşte bu yüzden bende seni çağırdım.Gezegende tek bir gemi var ve ben senin onu uçurmanı istiyorum.
-Komutanım onur duyarım fakat neden ben ?
-Çünkü bu işte çok iyi olduğunu biliyorum ve raporundaki o bütün başarılarının da burada etkisi olacağına inanıyorum.
-1 gemiye karşı 30 gemi, nasıl dayanabiliriz ki.Bu resmen ölüme koşmak gibi bir şey.
-Biliyorum ve bu yüzden bunu emir olarak algılamamanı istiyorum.Eğer gönüllü olmak istersen Dünya’nın tek savunma şansı sensin.
Cenk ne diyeceğini bilemedi.Bunun kesinlikle intihar olduğunu biliyordu ama yapması gerekenin de bu olduğundan emindi.O kadar insanı ölüme göndermenin ne kadar zor olduğunu biliyordu ama insan vatan toprağı için neleri yapmazdı.O an kimse ses çıkarmıyor ve Cenk’in ne cevap vereceğini düşünüyordu.Sanki o dakikalar Cenk’ e yıl gibi geldi ama artık düşünmeyi bırakıp cevap vermenin zamanı geldi ve “ Tamam kabul ediyorum ama komuta bende sadece bende.Ben nasıl emir verirsem öyle savunma yapacağız.Eğer bunu kabul ederseniz bende gönüllü olmayı kabul ederim.” Dedi.Herkes Cenk’ e ilgiyle bakıyordu.Nasıl olurda Genelkurmay başkanına böyle şeyler söyleyebiliyordu.Aralarındaki arkadaşlığı herkes biliyordu ama yinede rütbe herşeyden önce gelirdi.Cenk bunları söyler söylemez Genelkurmay Başkanı kabul ettiğini ve ne isterse ve kimi isterse alabileceğini söyledi.Cenk hemen söze devam etti;
-Komutanım bu birkaç yıl önce kullanılmayı bırakılan “Savaşçı” uçaklarından ayarlayabilir miyiz?
-Ne yapacaksın o uçakları?Onlar dengesiz ve tarihi geçmiş, nasıl savaşta işine yarayacak anlamadım.
-Komutanım tüm saygımla belirtmek isterim ki komuta bende ve o uçaklara kesinlikle ihtiyacımız olacağını düşünüyorum.
-Tamam peki.Dünya liderleriyle görüşüp birşeyler ayarlamaya çalışırım.
-Teşekkür ederim Komutanım ve bir de 30 adet kadar nükleer bombaya ihtiyacım olacak dedi ve komutan toplantı odasından çıktı.
   Cenk’in o an emin olduğu iki şey vardı.Birincisi bu “Savaşçı” uçakların kesinlikle lazım olduğuydu.Bu uçakların kullanımdan kalkmasının sebebi aşırı dengesiz olmalarıydı.Mükemmel ateş güçleri olmasına rağmen, bazen silahlar ateş etmiyor bazen ise patlayabiliyordu ama o uzay gemilerine karşı işleyebilecek tek mantıklı uçak ise bunlardı.İkincisi ise, her ne kadar bu teknolojide başlangıç seviyesinde olsalarda, ışınlama savaşı kazanmanın en önemli yoluydu.Düşmanın bu teknolojiye sahip olmaması ve savunma şartlarının daha kolay bir durumda olması Cenk’i umutlandırmaya yetmişti.Fakat eğer en ufak bir şey yanlış giderse bir geminin diğer otuz gemiye karşı kesinlikle hiçbir şansı olmayacaktı.Cenk kafasında savaş planlarını kurdu ve hazırlıkları yapmak için toplantı odasından çıktı.
   Gerisayım 1 dakikayı gösterdiğinde, hem gemidekiler hem de gezegendeki herkes heyecanın doruk noktasındaydı.Herşeyin sadece 1 gemiye bağlı olması insanların umudunu bir mumu söndürmek gibi kolayca söndürebileceğini gösteriyordu.Eğer o gemiler savunmayı geçerse gezegenin düşmesi 1 gün bile sürmeyebilirdi.Cenk bunları düşünmeden edemiyordu ama savaşa konstantre olması gerektiğini biliyordu.Bir dakikadan az bir süre kalmıştı ve o gemiler geldiği zaman hazır olması gerekiyordu.Hemen o kötü düşünceleri kafasından attı ve 30 geminin enkazına baktığı görüntüyü aklına getirdi.Son 10 saniye kala yaşamla ölüm arasında o ince çizginin arasında olduğunu düşündü ve hiperuzaydan çıkan 30 adet gemiyi gördü.
   Gemilerin hiperuzaydan çıkması ile ateş etmeleri bir oldu.Üzerlerine gelen sayısız renk demetleri sanki sonsuzmuş gibi gözüküyordu geminin içinden bakanlara.Böyle gelen sayısız ateşten kurtulamayacaklarını bütün mürettabat biliyordu.Hiç bir gemi buna dayanamazdı.Kalkanlar bile bu ağır ateşe uzun süre dayanamazlardı.Ekran başında duran genç askerlerden biri Cenk’ e dönüp ;
-Komutanım kalkanlar ilk 20 saniyede %60 ‘ a düştü bile.Böyle devam ederse 3 dakika bile dayanamayız.
Cenk durumun farkındaydı ve eğer hemen aklındaki taktiği uygulamazsa geminin tuzla buz olacağı kaçınılmaz bir gerçek olurdu.Diğer ekran başında duran askere döndü ve ;
-Ateşi kesin, kalkanlara tam güç verin ve verdiğim emri uygulayın.
Asker hemen emrin ne olduğunu hatırladı ve ateşi kesip kalkanlara tam güç verdi.Aynı anda ışınlamadan sorumlu diğer bir asker ise ;
-İlk ışınlama için 3..2…1 ve ardından tekrar 2…1 diye geri saydı ve önünde duran düğmeye bastı.
O an daha önce hiç görmedikleri mükemmel bir ışık şovu ile karşılaştılar.Diğer bütün 30 gemide ateşi kesmişti.Hepsi bütün gücü ön kalkanlara vermek zorunda kalmıştı çünkü Cenk 30 adet nükleer bombayı herbirinin önünde patlatmıştı.Herkes bunun amaçsızca yapılan bir hamle olduğunu düşünüyordu.Gemilere hiçbir zarar gelmemişti.Gemilerin kalkanları onları bu patlamadan korumuştu fakat o an kimsenin anlamadığı bir şey oldu ve düşman gemilerinin arkasından düşmana doğru ateş açılmıştı.Görenler şaşkınlık içerisinde bunların birkaç yıl önce kullanımdan kaldırılan “Savaşçı” uçakları olduğunu gördüklerinde sevinçten ne yapacaklarını bilemediler.Cenk’in planı bombaları gemilerin önünde patlatacaktı ve düşman gemileri bütün gücü ön kalkanlara verecekti.Bu durumda arkadan yapılan bir saldırı kalkanlar zayıf olacağından çok etkili olurdu ve tam da Cenk’in tahmin ettiği gibi oldu.Dışarıda tam bir görsel şölen vardı.Düşman gemilerinin hepsi teker teker patlıyor ve enkaza dönüşüyordu.Geminin içerisinde ve gezegende herkes kurtulduklarına dua ediyor ve bunu başaran insanlara teşekkür ediyordu.
Bütün düşman gemileri yok edildiğinde Cenk  “Savaşçı” birliklerinin tekrar gemiye ışınlanması emretti.Işınlama gerçekleştikten sonra kargo bölümüne geçti ve çarpışan bütün askerlere tek tek teşekkür edip ne kadar büyük bir iş başardıklarından bahsetti.Geminin heryerinde sevinç çığlıkları atılıyor, mürettabat ne komutanı görüyor ne de duyuyordu.Cenk tekrar komuta odasına döndü ve gezegene dönülmesini emredip koltuğuna yerleşti.
   Gezegene döndüklerinde herkes onları karşılamaya gelmişti.Cenk her ne kadar böyle fazla ilgiden hoşlanmasa da bu seferki yaptıkları işin övünülmeye ve kutlanılmaya değer olduğunu çok iyi biliyordu.Bu defalık herşeyi bir kenara bırakıp herkesle birlikte eğlenecek ve savaşın gidişatını değiştiren, tarihin sayfalarına altın harflerle yazılacak olan bu olayı herzaman hatırlayacaktı.

Çevrimdışı duhan

  • **
  • 284
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Savunmasız Dünya
« Yanıtla #1 : 17 Mayıs 2014, 19:36:06 »
Merhaba. Üzülerek belirteyim ki hikayeniz çok basit kalmış. Karakter tanıtımı incelemesi vs vs yok ve çok basit işlemişsiniz durumu. Sanırım ogame tarzı bir oyundan ilham aldınız. Geliştirilebilir  bir konu o yüzden devam ettirebilirseniz biraz daha kafa yorarak yazın derim.