Kayıt Ol

Yıldırım Yürek

Çevrimdışı Elijah

  • ***
  • 627
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Yıldırım Yürek
« : 02 Nisan 2010, 21:02:41 »
Arkadaşlar bu yazacağım hikaye tamamen bana özgüdür.Konusu ise Roma döneminde geçen Mitolojik bi hikaye ve konu alıcağım kişi Kahraman(melez,yarı tanrı)olucak.Umarım beğenirsiniz.Bugün yada yarın başlıyacağım.İsmi ise "Yıldırım Yürek" :fight:
Planemo Syndrome

Çevrimdışı Elijah

  • ***
  • 627
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Yıldırım yürek
« Yanıtla #1 : 02 Nisan 2010, 21:37:43 »
                                                        Bölüm 1:Köleye Müjde!
   Severusun heryeri kan içindeydi ve elinde parlak ve uzun birşey vardı,yerde öylece yatıyodu.Karşısında ise kocaman bi gölge gözlerini ona dikmişti.Ve o gölge ona doğru delice yaklaşıyodu.Tam o anda “Gücünü kullan!!!”diye bir ses geldi.ses o kadar kudretliydiki bunun bi insan olmadığı belliydi.Ve daha sonra samanlıkların içinde kendini terlemiş bir biçimde gördü.Sahibi ona delicesine bağırıyordu:”Uyan köleee,atımı hazırla!!”.Severus o anda geç uyandığını ve bugün sahibinin işe gitmesi gerektiğini hatırladı.Evet,Severus bir köleydi,çünkü 15 yaşına kadar bi köle pazarlayıcısının yanında yaşamıştı ve büyüyünce de kendini orta halli bir çiftin orta halli bi evindeki samanlıkta buldu.O yüzden onun gibi birisinin böyle bi rüyayı görmesine şaşırmıştı.O rüyasını hatırlamaya çalışırken aynı zamanda atında eyerini düzeltiyodu.Sahibi ise karısıyla hararetli bi tartışmadan sonra evden ayrıldı.Karısıda kocasını çıkmasında on dakika sonra evden ayrıldı ve ahıra doğru yürüdü.Severus evde tek kalmıştı.Ve her kölenin yaptığı gibi bir köşeye uzanıp sahiplerinin gelmesini bekledi.
   Kapının neredeyse kırılırcasına açılmasıyla Severus uyandı.Sahipleri içeri girdi ve her zamanki gibi tartışıyolardı.Severus birtek şunları duyabildi.”Onun burdan gitmesi gerek,adam beni öldürücekti nerdeyse,beni tehdit etti…”lafı yarıda kaldı çünkü Severusa döndü ve konuştu”Bugün eşyalarını toplayıp evden ayrılıcaksın!”
Planemo Syndrome

Çevrimdışı Elijah

  • ***
  • 627
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yıldırım Yürek
« Yanıtla #2 : 03 Nisan 2010, 21:38:18 »
                                                        2.Bölüm:Beklenmedik saldırı
    Severus inanılmaz derecede şaşırdı.Artık özgürdü,ama onun bunu neden yaptığını anlayamadı ve sordu"Peki ama neden beni serbest bırakıyorsunuz,be.. ben nereye gidiceğimi bilmiyorum"Adam buzu bile eritebilicek sert bakışlarıyla"Biz karımla uzaklara gitmeyi düşünüyoruz.O yüzden kendine yeni bi sahip bulsan iyi olur."dedikten sonra bu lafları ilk defa duyan karısı gözleri faltaşı gibi açılmış bir şekilde ona baktı"Ama biz bunu hi.. hiç planlama..."adam lafını kesti,kulağına bir şeyler fısıldadı ve tekrar Severusa dönerek"Eşyalarını toplamaya başla!"dedi ters bir şekilde.Severus içinden sevinç çığlıkları atmak istiyordu ve samanlığa koşar adımlarla gitti.Ona ait 2-3 şeyle beraber biraz ekmekle kendini dışarıda buldu.Artık özgürdü,ama aynı zamanda yalnız ve parasızdı.
Kendi kendine düşündü”Şimdi ne yapacağım ben”.
    En sonunda kararını vermişti.Şehire gidecekti.Oturdukları yerden şehire gitmek belkide 2 gün sürerdi,ama o buna aldırış etmedi çünkü artık kendi hayatını belirlemesi gerekiyordu,şehirde kendine yeni imkanlar bulacağını düşündü.Şehire nereden gidileceğini biliyordu çünkü şehire birkaç kez sahibiyle beraber gitmişti.Ahırı geçtikten sonra son bi kez arkasını döndü ve mırıldandı”Artık özgürüm!!”
    Aradan 3 saat geçmişti ama Severus şimdiden yorulmuştu.Ter içindeydi ve güneş tam tepedeydi.Dinlenmek için ona en yakın kayalığa oturdu ve uzandı.Gökyüzüne baktı.Aslında onun en sevdiği şey gökyüzüne bakıp maviliklerin içinde dalmaktı.Sanki onun asıl yeri orasıydı.Her yukarı baktığında kendinde enerji topluyordu.En sonunda dalmış gitmiş ve kaya bile ona yastık gibi gelmişti,uyumak üzereydi.Fakat tam o sırada inanılmaz bir böğürme sesi geldi,Severus yerinden sıçradı ve etrafına delice bakındı.Ses ormandan gelmişti.Bekledi,sanki aradan saatler geçmişçesine yerinde dikildi.Ardından ayak sesleri geldi ve ormanda sürüyle boğa çıktı.Ama Severus emindi:bu ses boğalardan gelmemişti.Boğaların hemen arkasından iki ayaklı 3.5 metre uzunluğunda iki tane boynuzu olan ve elinde devasa baltasıyla bi gölge gördü.O bu gölgeyi efsanelerden biliyordu:“Minator”yani yarı insan yarı boğa.Severus delicesine koşmaya başladı,bütün yorgunluğunu unutmuştu.Uzun süre koştuktan sonra arkasına baktı,o yoktu,sanki ortadan kaybolmuştu,sonra önüne döndü ve havadan tam önüne devasa bişey indi,bu oydu.Severus”Olamaz” diye mırıldandı.tam o anda bildiği bütün tanrıları ve tanrıçaları saydı ve dua etti ama Minatorun cevabı gecikmedi”Tanrılar bile seni kurtaramaz melez!!!”
Planemo Syndrome

Çevrimdışı brisingr

  • ***
  • 655
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yıldırım Yürek
« Yanıtla #3 : 04 Nisan 2010, 17:17:04 »
Güzel bir şey çıkabilir ortaya ama bende hikaye yazarken söylemişlerdi bölümleri uzun tut ve betimlemeleri arttır diye sen de öyle yapsan iyi olur. Bir de noktalama yazım yanlışları gibi ufak sorunların var. Devamını bekliyorum. :)

Çevrimdışı Elijah

  • ***
  • 627
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yıldırım Yürek
« Yanıtla #4 : 04 Nisan 2010, 18:42:13 »
Önerilerin için sağol
Planemo Syndrome

Çevrimdışı Elijah

  • ***
  • 627
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yıldırım Yürek
« Yanıtla #5 : 04 Nisan 2010, 19:20:02 »
                                                         3.Bölüm:Gökyaran
    Minotor sözlerini söyledikten sonra yere yığılmış çocuğun üzerine tıpkı bir cellatmış gibi baltasını salladı.Severus o sıralarda gökyüzüne bakıyodu,içinde bi umut belirdi.Sonra Minotorun baltayı salladığını gördü ve hemen sağa yuvarlandı.Minotor baltayı öylesine hızlı vurmuştuki toprağı delip baltanın yarısı içine girdi.Severus fırsatını buldu ve ormanın içine doğru son süratiyle koştu.Minotor baltayı çıkardıktan sonra delcesine bağırıp ormana fırladı.Ormanda etrafına bakındı ve haykırdı"Benden kaçamazsın melez!!Baban da senin gibi korkaktı.Önce seni sonrada babanın sonunu getireceğim!!!"Severus Minotordan 3 metre uzaklıktaki ağacın tepesinden atlayarak"Babam hakkında hiçbirşey bilmiyorsuun!"diyerek Minotorun sırtına bindi.Minotor çocuğu 3 metre uzağa fırlattı.Ardından boynuzları çocuğa bakacak şekilde eğildi ve çocuğa doğru koştu Çocuk zıplayarak son anda kendini sola attı.Ama boynuzlarından biri çocuğun giysisini yırtıp kolunu kesmişti.Severus hemen bir plan düşünmeye başladı,sırtını ağacın birine verdi.Sonra Minotor yine ona koştuktan sonra çekilip boynuzlarını ağaca saplamayı planlıyordu.Ama ne yazıkki plan yürümedi.Ayağı takıldı sıçrayamadı ve Minotor çocuğun gövdesini iki boynuzunun ortasına alarak onu ağaca dayadı.Çocuk haykırmaya başladı,ölüceğini anlamıştı.Minotor dahada sıktı.Gövdesi ezilmek üzereydi.Çocuğun gözleri döndü,Minotorun sırtına çaresizce yumruklamaya başladı.Bunun işe yaramayacağını anladı.O an etrafına bakındı,kesici bir şey,Minotorun derisini bile kesebilecek birşey aradı.Cebini karıştırdı ve hiç ummadığı bi eşya buldu.Cebinden çıkardı ve hayatında daha önce görmediği bir eşya gördü.Şimşek biçiminde ve ilahi bronzdan yapılmış ufak bir şeydi.Ve üstünde kabartmayla yazılmış bir şey vardı"Gökyaran".Severus ufak şimşeği Minotora batırdı ama olmadı.Birden kabartamayı gördü ve üzerine bastığı anda Şimşek birbuçuk metre uzunluğunda oldu.Ve Minotora batırdığı anda canavar toz oldu.Severus karnını ovdu.Çok kötü haldeydi kolu kanamış,karnı ezilmiş ve yıpranmıştı.Çaresizce yere düştü.Gözleri kapanmadan hemen önce bir şey gördü.Bu atlı bir adamdı ama biraz garip duruyordu.Ve Severus bayıldı.İlk canavarını yok etmişti ama bu daha başlangıçtı.
Planemo Syndrome

Çevrimdışı LegalMc

  • ****
  • 1215
  • Rom: 33
  • Unimpressed was his default state.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yıldırım Yürek
« Yanıtla #6 : 05 Nisan 2010, 18:51:51 »
Güzel gidiyor.Hadi bakalım  :) :P
Yaşasın!
Ne kadar da ideolojik yaklaşıyoruz birbirimize.

Çevrimdışı Elijah

  • ***
  • 627
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yıldırım Yürek
« Yanıtla #7 : 06 Nisan 2010, 16:33:56 »
                                                                      4.Bölüm:Melez
   Severus gözlerini açtığından bir kulubedeydi,her yeri ağrıyordu,yorgundu.Bayılmadan önce gördüğü adam ona yardım etmiş olmalıydı.Etrafına baktı,masanın üstünde el yapımı heykelcikler duruyordu.Ve duvarda bir resim vardı,burdan tam göremiyordu ama ata binmiş insanlar gibi gözüken ama durumun daha farklı olduğu bir resim vardı tabloda.Daha sonra yatağının yanında bir içecek buldu,rengi koyu ve yoğundu.Ama ilk defa geldiği kulübenin içindeki bir içeceği içmek doğru muydu,bilemedi.Ama dışarıdan gelen sert bir ses"İç onu evlat,sana iyi gelecektir"dedi ve ardından mırıldandı"Umarım".Severus içti,bütün yorgunluğunu ve ağrılarını unuttu,tadı da mükemmeldi,biraz daha içtikten sonra sordu"Bunun içine ne koydunuz?"Adam içeri girdi.Karmakarışık bir sakalı vardı,saçını arkadan topuz yapmıştı.Görünüşe göre sakattı,bacaklarını örtüyle gizliyordu ve topallayarak yürüyordu.Sonra soruyu cevapladı:
"Az önceki içtiğin nektardı,tanrıların içeceği ama aynı zamanda bunumelezlerde içebilir,fakat normal bi insan içtiğinde ölümcül olur"
"Ama ben içtim ve birşey olmadı,yoksa ben melezmiyim!!Savaştığım canavarda bana melez dedi,melez ne demek?"
"Evlat,sana biraz Yunan Mitolojisinden bahsedeyim:Olimpos denilen tanrıların dağında 11 tane tanrı yaşar,ama toplam 12 taht vardır.Bunun nedeni eskiden Kronos adı verilen tanrılardanda eski olan ve zamanı yöneten titanın,3 tane çocuğu doğmuştur.Ama kehanete göre onun çocukları Kronosun sonunuda getirecektir.Bunu duyan Kronos doğan 2 çocuğunu yemiş ama üçüncü çocuğu yiyememiştir.Ve o çocuğun adı da Tanrıların tanrısı Zeus'tur.Zeus büyüyüp güçlendiğinde 2 kardeşini yani Hades ve Poseidonu kurtarmıştır ve böylece titanı Tartarosun derinliklerine kapatmıştır.Bu üç büyük tanrı ise görev dağılımı yapmıştır;Poseidon okyanusları,Hades yeraltını ve Zeus ise göklere sahip olmuştur.Böylece Olimposa Poseidon ve Zeus gidebilir ancak Hades yeraltında kalabilirdi"
"Peki bunları bana neden anlatıyorsun,benim bu tanrılarla nasıl bir ilgim olabilir ki?"
"Evlat,Bu üç büyük tanrı Truva Savaşından sonra büyük yemin etmişlerdir ve birdaha ölümlülerden çocuk yapmamaya karar vermişlerdir,ölümlülerle tanrıların bir araya gelmesi sonucu ise melezler,yani yarı insan,yarı.."
"Ne?Ama bu imkansız b..ben düne kadar bir köleydim,ben melez olamam"
"Ama öyle evlat.Sen bir melezsin,tanrılar böyledir,çocuklarının güvencesi için onların kimliklerini belli etmezler yada bazıları hiç umursamaz.Ama senin artık ortaya çıkma vaktin geldi."
"Ama neden benim şimdiye kadar böyle bir hayatım oldu,NEDEN KENDİMİ BİLDİM BİLELİ BİR KÖLEYİM!!!"dedi ve gözyaşlarına hakim olamadı.Adam çocuğun ağlamasının geçmesini bekledi ve sonra devam etti:
"Üzülme,artık köle değilsin.Savaş yaklaşıyor ve sana ihtiyaç var.Sende Herkül gibi,Perseus gibi bir kahraman olabilirsin.Ama çoğu kahramanında hüzünlü bir sonu olmuştur,fakat sen onlardan farklısın evlat."
Severusun en merak ettiği soru aklına geldi:
"Peki benim babam kim?"
"Bekle evlat bitireyim,bu üç büyük tanrının önemli sembolleri vardır:Poseidonun yabası vardır.Onunla deprem yaratabilir ve okyanusları kontrol edebilir,Hadesin ise mızrağıyla miğferi vardır,miğferi taktığı anda görünmez olur,ve Zeusun ise..." durakladı.
"Devam et!"
"Zeusun ise şimşeği vardır.O ilk şimşektir,onunla şimşekleri yönetir."
Severus dondu,şoke olmuştu,yataktan fırladı,konuşamadı,her yeri sanki elektriklenmişti ve artık neden gökyüzüne baktığında rahatladığını anlıyordu,elini cebindeki minik şimşeğe götürdü ve ağzından şu kelimeler çıktı:
"Ben,Zeusun oğluyum,Gökyüzünün oğluyum!"
Planemo Syndrome

Çevrimdışı Elijah

  • ***
  • 627
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yıldırım Yürek
« Yanıtla #8 : 08 Nisan 2010, 16:09:42 »
                                                                     5.Bölüm:Kargaşa       
   Tanrıların dağı Olimpos fırtına öncesi sessizliğe bürünmüştü.On iki devasa taht ve üstünde 11 tane dalgın ve huzursuz bakışlar.En ortada oturan sakalı ve saçı bembeyaz,yüzünde yüzyılların yorgunluğu ve halsizliği belli olan tanrıların tanrısı Zeus bu sessizliği bozdu:
  "Evinden ayrıldı.Artık güvende değil,Kherion ona sahip çıkıyor ama içimde huzursuzluk var.Ama başka seçeneğim yoktu,savaş yakında.Titan bana artık daha da kızgın,artık taşımak istemiyor"
O sırada odanın tam ortasında Okyanusların tanrısı Poseidon belirdi.Bir balıkçı kıyafeti giymişti,saçında hala siyahlık vardı,sakalı düzgün kesilmişti ve gözleri okyanusların derinliklerini andırıyordu.Ve ardından elindeki yabasını kardeşine doğrultarak:
  "Yemini bozdun Zeus!Sen yeniden Truva gibi bir savaş mı açmak istiyorsun?Sana güvenmiştim"
Zeus doğruldu ve ayağa kalktı
  "Savaş zaten kapımızda Poseidon,Severus son umudumuz olabilir."
Poseidon sert ve net bir bakışla
  "Ama sonumuzda olabilir"dedi ve aşırı şiddetli bir dalga sesi geldi,okyanuslardan olduğu belliydi.Ardından Zeusun elinde Şimşeği belirdi ve yeryüzünde şimşekler çakmaya ve gök gürlemeye başladı.Daha sonra bilgelikler tanrıçası Athena bu iki tanrı arasındaki gerginliği bozdu.
  "Durun.Şimdi kavga etmemeliyiz,eğer böyle yaparsak düşmanlarımızın istediği olur.Severusu buraya çağırabilir ve ona yaklaşan savaştan ve kehanetten bahsedebiliriz"
Ama savaş tanrısı Ares aynı fikirde değildi
  "Boşverin insanları.Onlar bu savaşta işe yaramaz,onlara biz saldırmalıyız.Hatta şimdi bile oraya gidip.."Zeus lafını kesti:
  "Kendine hakim ol Ares.Daha değil,beklemeliyiz."
Konuşmalar böyle devam ederken evlilik tanrıçası Hera odaya girdi:
  "BU YAPTIĞIN KABUL EDİLEMEZ ZEUS!!Bu kaçıncı?Zaten Titanlarla savaş halindeyken senin şu yaptığına bak!"
Zeus çaresiz bir halde:
  "Severus bizim şansımız olabilir.Bu savaşı durdurabilir.Kehanetteki kişi o olabilir"
Ve ardından bir kargaşa başladı,tanrılar birbirlerine bağırıp çağırmaya başladı.Ve tanrıların bu kavgası yeryüzünüde etkiledi.Zeusun kızgınlığı fırtınayı,Poseidonun kızgınlığı depremleri,Heranın kızgınlığı verimsizliği getirdi..
Planemo Syndrome

Çevrimdışı mrbe__123

  • *
  • 29
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yıldırım Yürek
« Yanıtla #9 : 08 Nisan 2010, 19:52:30 »
güzel oluyor bnce devam et ve gerçektende biraz daha uzun yazarsan daha iyi olur :D
Eger "dokuz" CanLı oLsaydın biLe En fazLa "sekiz" kez kaçabiLirdin öLümden
BiLki "yedi" düveLe suLtan oLsan dahi Yerin "aLtı" mekan oLacak sana En fazLa "beş" metre kumaş götürebiLeceksin
Kapatacaksın "dört" açsanda gözünü
Bu dünya "üç" günLük dünya AzraiLin yanında "iki" kat oLup yaLvarsanda nafiLe
ELbet "bir" gün öLeceksin
İşte o gün herşey "sıfır"dan başLayacak..!

Çevrimdışı Elijah

  • ***
  • 627
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yıldırım Yürek
« Yanıtla #10 : 08 Nisan 2010, 20:09:51 »
sağol,bugün bayağı uzun yazıcaktım da dershane vardı:D
Planemo Syndrome

Çevrimdışı Elijah

  • ***
  • 627
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yıldırım Yürek
« Yanıtla #11 : 09 Nisan 2010, 21:12:57 »
6.Bölüm:İlk Antreman
   Adam Severusu erken uyandırmıştı.Severus uyandığında daha güneşin doğudan yeni yeni çıktığını gördü:
  "Erkenden kalkmak senin adetinmidir?Daha güneş yeni çıkıyor.Ayrıca benim daha dün dev gibi bir boğayla güreştiğimi unuttun galiba,bırak biraz daha uyuyayım."
  "Evlat baban gibi inatçı olma.Ayrıca bugün Apollo biraz gecikti,o yüzden güneş geç çıktı."
  "Ne?Apollo mu?Oda kim ve güneşle ne ilgisi var?"
  "Evlat.Güneş,Apollonun,yani 12 büyük tanrıdan biri olan Apollonun aracı gibidir.Güneşin doğması ve batması ona verilen bir görev gibidir.Neyse bu kadar bilgi yeter şimdi yemek yiyelim ve daha sonrada ilk antrema başlayalım."
  "İyi fikir"dedikten sonra yatağında uzanıp dün geceki konuyu düşündü.O bir yarı tanrıydı.Hem de Zeusun oğlu.Ama babasına kızgındı.Çünkü onca yıl ona görünmemiş,ve bir savaş çıktığında oğlunu savaşın ortasına atmıştı.Bunları düşünürken Adam içerden seslendi:
  "Gel içeri,yemekleri yedikten sonra zırhları giy,ben dışarıda bekliyorum.”dedikten sonra Severus hızla yemeye koyuldu,nefes almadan yiyordu.Çünkü yıllarca yediği köle yemeği(ekmek ve soğan)nden sonra et ve ördek yumurtası ona ziyafet gibi gelmişti.
   Yemeği bitirdi,ardından düşüncelere daldı.Dün onun hayatını tamamen deiştiren o diyalogları aklına getirdi.Zeusun oğluydu ve kaderi yaklaşmakta olan tanrılar ve titanların büyük savaşına bağlıydı.
   Zırhları giymeye koyuldu,üstüne sadece eski sahibinin evindeki resimlerde gördüğü demir zırhı,kafasına tarihi Yunan askerlerinin taktığı miğferi,ve eline oldukça ağır gelen kılıcı aldı.Dışarı ağır adımlarla çıktı.Temiz havayı içine çekti ve etrafına göz gezdirdi.Bu inanılmazdı:Bembeyaz akarsu,yemyeşil ağaçlar,en arkalarda ise simetrik şekilde uzayan sıra dağlar.Kulübenin önündeki alanda ise hedef tahtaları,mızraklar,büyük ihtimalle kılıç saplaması için kullanacağı heykeller,denge çalışmaları için yere paralel silindir tahta ve daha bir sürü yapması imkansız aletler.Ama en şaşırdığı şey,bir sepetin içinde temizlenmiş ve hayvanların yediği türden otlar vardı,ardından adamın yakınlarda olduğunu tahmin ederek bağırdı:
   “Bu hayvan yemeği ne için,yoksa at mı besliyorsun,eğer öyleyse binmeyi çok ist..”sözleri yarıda kalmıştı.Gözlerine inanamadı.Sakat sandığı adamın belden aşağısı bir attı!!?Ve hala duruma inanamayarak:
   “Senin belinden aşağısı at.Sen nasıl böyle olduğun?Bu vahçeti sana kim yaptı?”
Adam bir kahkaha patlattı:
   “Evlat,ben bir sentorum.Yani yarı insan yarı at.Yavaş yavaş alışmaya başla,çünkü diğer eğittiğim kahramanlar öyle yaptı.Benim adım Kheiron,ben senden önceki kahramanları,Herkül gibi,Perseus gibi.Ve sıradaki de sen olucaksın.Ota gelince,bizlerin iki miğdesi vardır,bu otlar ise benim at bölümümdeki miğde için.”
   “Kheiron!!Adını çok duymuştum.Ama bu öğrencinden iyi performans bekleme,çünkü elimdeki kılıcı tutmakta bile zorlanıyorum.Ayrıca miğfer de görüş alanımı kısıtlıyor,bide altıma giydiğim şeyde biraz sıkıyor.Bide üstümdeki zırhta fazla ağır olduğu için..”
   “Yavaş ol evlat,bunlar bir savaşçı için savaş anında korunması ve saldırmasını sağlayan en önemli giysilerdir,yavaş yavaş alışsan iyi olur.”
   “Sen öyle diyosan öyledir,Neyse hangisinden başlıyoruz?”
   “Eveet,ilk olarak benim en sevdiğim silah,yani okla başlıyoruz.Şu ileride gördüğün hedef tahtasıyla başlayalım.”dedikten sonra Severusa ok ve yayı getirdi,ardından tekneiklerini,nasıl tutacağını ve kullanacağını anlattı.Severus eline oku aldı,zar zor gördüğü kırmızı noktaya odakladı,yayı gerdi veee oku ellerinin arasından kaydı gitti.Hedefi tutturdumu,yoksa ıskaladımı bakamadı çünkü hedef tahtasının arkasındaki ağaçın yaprakları üzerlerine yağdı.Yapraklar dağıldı,ileriye baktı ve ağacın gövdesindeki oku gördü.Yüzünü buruşturdu.
Kheiron düşünceli bir ifadeyle:
   "Herkülde ilk denemsinde beni kaldırmaya çalıştı ve belini incitti.Al şu oku biraz daha deneyelim."
   Ardından olaylar hızla gelişti:Severus hedef tahtasını 12 denemenin ardından tutturdu.Sonra denge denemesine geçtiler.Severus 3-5 kere düşüp silindirin iki bacağının ortasına gelmesinin ardından onu da başardı.Mızrak atma,at üstünden adama saldırma,savunma etaplarının ardından sıra kılıca geldi.Kılıcı eline aldı,heykele saldırdı ama iyi bir darbe veremedi.Ardından Kheironun aklına bir fikir geldi:
  "Evlat,aklıma bir fikir geldi.Heykel cansız olunca pek heyecanlı olmuyor.Hades zamanında düşmanlarından korunmak için sarayındaki heykelleri canlandırıp düşmanının üstüne salardı.Bir deneyelim bakalım."
  "Ne??Olmaz heykeli canlandırma!Beni öldürür!"ama artık çok geçti.Kheiron yunanca bir şeyler mırıldandı ve heykel irkildi,gözlerini Severusa dikti ve saldırıya geçti.Severus iki üç saldırıyı durdurmasına rağmen yere yığıldı,heykel kalkmasını bekledi.Severus ard arda hamleleri savuşturdu ama hiç saldıramadı.Kheiron bu işin böyle olmayacağını anladı ve bağırdı:
  "Gökyaranı kullan evlat!Onu dene."
Severus"Harika fikir dedikten sonra kılıcı nefretle atabildiği kadar uzağa attı ve cebinden şimşeği çıkartarak kabarmasına dokundu.Şimşek gerçek boyutuna döndü.Onu eline aldığı anda bedeninde muazzam bir enerji hissetti,şimşeğin gücünü hissetti,yüzüne vuran rüzgara ve gökyüzüne odaklanarak,heykele koştu,heykel kılıcı salladı,ama Severus zamanında eğildi ve birden heykelin arkasına geçerek Şimşeği tüm gücüyle heykelin kafasına savurdu.Heykel tuzla buz oldu ve ardından Kheiron belli etmeden gülümsedi:
  "Zeusun oğlu gücünü buldu."..

Planemo Syndrome

Çevrimdışı brisingr

  • ***
  • 655
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yıldırım Yürek
« Yanıtla #12 : 09 Nisan 2010, 23:15:32 »
Güzel gidiyo devamını bekliyorum ama biraz Percy Jackson'dan esinlenme var sanki

Çevrimdışı Elijah

  • ***
  • 627
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yıldırım Yürek
« Yanıtla #13 : 10 Nisan 2010, 00:20:37 »
evet,ama elimden geldiğince percy jacksondan daha farklı bir hikaye yazmaya çalıştım :-X
Planemo Syndrome

Çevrimdışı brisingr

  • ***
  • 655
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yıldırım Yürek
« Yanıtla #14 : 10 Nisan 2010, 08:49:06 »
Biraz esinlenmeden bi şey olmaz baya güzel gidiyo hikaye, devamını bekliyorum, daha macera yeni başlıyo.