Kayıt Ol

Zümrüt Kral Ve Ormanı (Yazar:Ryld Argith-Şahin)

Çevrimdışı Ryld Argith

  • ****
  • 879
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Zümrüt Kral Ve Ormanı (Yazar:Ryld Argith-Şahin)
« : 15 Kasım 2013, 21:23:04 »
                                    ZÜMRÜT KRAL VE ORMANI

Eskiden ağaçlar yapraklarını dökmezlermiş. Doğa her daim yeni, her daim canlıymış. İnsanların ayak basmadığı topraklar mevcudiyetini korurmuş. İşte bu toprakların birinde bir orman varmış: “Zümrüt Kral’ın Ormanı” . Zümrüt Kral adını tüylerinden almış olan, ormandaki en parlak yeşili bırakacak ihtişamda kanatları bulunan bir hayvanmış. Kanatları, sanki içlerinde güneşten bir parça taşıyormuşçasına bakanların gözlerini kamaştırırmış. Dünya’daki en mükemmel tavus kuşu olduğunu söyleyenlerin sayısı da fazlaymış. Fakat Zümrüt Kral’ın ormanının eşsizliği sadece bahsi geçen mükemmel hayvandan gelmezmiş.

Bu orman dünya tarihi boyunca bilinen tüm ağaçlara ev olmuş. Her çeşit meyve her çeşit yaprak görünürmüş bu ormanda. Ormanda yaşayan her canlı gibi ağaçlar da Zümrüt Kral’a saygı duyar; onun tavsiyelerine kulak verirmiş. İşte bu bilgeliği ve ihtişamı nedeniyle ona Zümrüt Kral denmiş.

Zümrüt Kral’ın yönetiminde ormandaki kuşların sayısı hızla artmış. Ağaçlar her ay daha fazlasına ev olmuş. Fakat hiç şikâyet etmemişler çünkü ağaçlar her zaman kuşlara âşık olurmuş. Kuşlar ağaçların olamadıkları şeyleri temsil ediyorlarmış: Özgür, hareketli ve genç ruhlu. Kuşlar ağaçların hayallerinin vücut bulmuş hallerinden başka bir şey değilmiş. Kuşlarsa ağaçları birer öğretmen olarak görürmüş. Ormandan huzur uzun süre eksik olmamış. Ama bir gün ormana yılanlar göç etmeye başlamış. Ormanda yaşayan kuşlar ve yeni gelen yılanlar asla birbirlerinden hoşlanmamışlar fakat birbirlerine saygı duymuşlar. Neden birbirlerine saygı duydukları sorulduğunda her iki gruptan da aynı cevap alınırmış:

“Türlerimiz hatta cinslerimiz farklı olabilir. Ama sonuç olarak bu ruh bu bedenden çıkana kadar hepimiz canlılar grubuna aidiz. “

Ormanda kardeşlik havası uzun bir süre daha devam etmiş. Fakat bir süre sonra yılanların sayısı çok artmış. Artık toprak üstünde yeterli yemek bulamaz olmuşlar. Yer arayışlarını ağaç dallarıyla, yemek arayışlarını ise kuş yavrularıyla gidermişler. Kuşlar bir süre yüreklerine taş basmışlar, seslerini çıkarmamışlar. Çünkü ölüm her zaman doğanın kanunu olagelmiş. Fakat yılanların sayısı azalacağına günden güne artıyormuş. Bir süre sonra yavru kuşların anaları bu acıya daha fazla katlanamaz olmuş, Zümrüt Kral’ın kapısı çalmışlar. Zümrüt Kral yılanların sayısını azaltmak için gece gündüz düşünmüş. En sonunda yılanlarla anlaşmaya varmaya karar vermiş. Yılanlar da bu kadar aç kalmaktan sıkılmaya başlamış ve Zümrüt Kral anlaşma istediğini söyler söylemez kendi koşullarını söylemişler. Liderleri: “Bak tavus kuşu, biz de bu kıtlıktan memnun değiliz. Sürümüzü bölmeye karar verdik bile. Ama gidebileceğimiz en yakın orman üç günlük uzaklıkta ve yolda yemek bulmak imkânsız. O yüzden burada kalmak zorundayız.” demiş. Zümrüt Kral o anda yapması gereken fedakârlığı fark etmiş. Ormandaki ortalama bir kuştan yedi kat daha iri olduğunu biliyormuş. Yani yılan sürüsünün istese üç günlük yemek ihtiyacını karşılayabilirmiş. Hiç düşünmeden kendini feda etmiş.

Yılanlar ormandan önlerine Zümrüt Kral’ın cesedini katarak çıktığında tüm ağaçlar yasa boğulmuş. Kuşlar uzun süre ötmemişler. Ağaçların yasıysa günden güne artmış. Bir süre sonra ormandaki her ağaç yapraklarını dökmeye başlamış. Ağaçların kederini tam anlamıyla anlayan kuşlar ağaçlara bir söz vermiş. “Bu soylu topluluğun yok olmasına izin vermeyeceğiz! İlk kapıyı çalan baharda tohumlarınızı tüm Dünya’ya yayacağız. Yayacağız ki tüm ağaç toplulukları anılardan silinse de bu soylu topluluğun soyu kurumasın!” demişler. Öyle de yapmışlar. İşte şu an gördüğümüz yaprak döken ağaçlar bu yüzden yaprak döker. Çünkü onlar Zümrüt Kral’ın Ormanı’nın soyundandır ve her sen aynı vakitlerde Zümrüt Kral’ın yasını tutarlar.


Yorumlarınız benim için bu sefer ayrı önemli çünkü bir fantastik okuru olan ben yazdığım bu öykünün türüyle yeni tanıştım. Kendime uygun bir tür edindiğimi düşünüyorum. O yüzden her yorumu en ince ayrıntısına kadar okuyup ders çıkaracağım :)
"Ben neysem oyum Regene. Sen nasıl ışığın bir parçasıysan, ben de karanlığın bir parçasıyım. Bence biri diğerinden daha iyi veya daha kötü değil"
Kara Dalamar

Çevrimdışı Bengü

  • **
  • 305
  • Rom: 9
    • Profili Görüntüle
Ynt: Zümrüt Kral Ve Ormanı (Yazar:Ryld Argith-Şahin)
« Yanıtla #1 : 16 Kasım 2013, 19:18:44 »
Öncelikle "yazamıyorum" demene karşın sonunda bir şeyler eklediğini görüp, güzel yazını okumak büyük keyifti.[*]"yazamıyorum" kısmını yanlış hatırlamıyorum dimi? Yoksa bunu HighLord mu demişti?[/*] Konusu basit ama güzeldi. Betimlemelere daha çok yer verebilirsin bence. Okurken sıkılmadan çabucak sonuna geldim diyebilirim. -de, -da hatası yakalamadım, bu da bir bilene danışmandanmış, umarım danışmadan da onları düzeltebilirsin.[*]Bu kadar kitap okumaya nasıl hala o hataları yaptığını çözmüş değilim.[/*] Sanırım birkaç yanlış/gereksiz noktalama var, bu konuya tam hakim değilim ama yine de dikkat etmeni öneririm. İlham perileri seninle olsun. Ellerine sağlık.

Çevrimdışı Ryld Argith

  • ****
  • 879
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Zümrüt Kral Ve Ormanı (Yazar:Ryld Argith-Şahin)
« Yanıtla #2 : 16 Kasım 2013, 20:16:05 »
Çok teşekkürler Bengü, :) "yazamama" durumunda bende "düzgün (okumaya değer) yazamama" Highlord'da "vakit bulup yazamama" vakaları görülmekte. :D

Aslında daha detaylı işleyebilirdim ama konu dağılmasın diye bu sefer kendime 1 sayfa sınırı koydum :)

Beğenmene çok sevindim :) Okuduğun için çok teşekkürler :)
"Ben neysem oyum Regene. Sen nasıl ışığın bir parçasıysan, ben de karanlığın bir parçasıyım. Bence biri diğerinden daha iyi veya daha kötü değil"
Kara Dalamar

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Zümrüt Kral Ve Ormanı (Yazar:Ryld Argith-Şahin)
« Yanıtla #3 : 21 Kasım 2013, 13:12:47 »
Selamlar tekrardan. Basit ama sıkmayan bir öyküydü bu da. Karakterlerin bir önceki hikayende olduğu gibi pek bir müsamahalılardı :) Hiç düşünmeden kendini feda eden, kendine hayran mı hayran bir tavuskuşu düşünemiyorum aslına bakarsan. Ama masalımsı, fabl tarzı olduğu için çok da takmamak lazım bunları tabiğğğğ.

Ehem... Geleyim asıl eleştirime: kelime ve isim tekrarları. Bir örnek vereyim.

"Bu orman dünya tarihi boyunca bilinen tüm ağaçlara ev olmuş. Her çeşit meyve her çeşit yaprak görünürmüş bu ormanda. Ormanda yaşayan her canlı..."

İkinci "ormanda" yerine "burada" kelimesini kullansan böyle bir sorun kalmaz. Bu sadece bir örnek, buna benzer çok tekrar var metinde. Şöyle bir göz gezdirirsen görebilirsin. Kısacası; kelimelerinde çeşitliliğe git.

Kalemine kuvvet.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Ryld Argith

  • ****
  • 879
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Zümrüt Kral Ve Ormanı (Yazar:Ryld Argith-Şahin)
« Yanıtla #4 : 21 Kasım 2013, 18:26:48 »
Tekrardan teşekkürler İhsan Abi :D Kelime nedeni bir türlü kurtulamadığım bir sorunum :/ Bir öykü bitirdikten sonra nasıl olmuş diye bir okumaya kalktığımda o kadar rahatsız ediyorlar anlatamam. Hala aşamadım bu sorunumu :( Ama bundan sonra yazacağım öyküde yazmak için elimden geleni ardıma koymayacağım. Çok teşekkürler :)

Not: İhsan Abi ve Bengü yapıcı eleştirileriniz için tekrardan teşekkürler. :) Bir karar aldım bundan sonra yapılan yapıcı eleştirileri bir A4 kağıdında toplayacağım ve öykü yazarken gözümün önünde tutacağım. Eleştirilerinizle buna başladım bile :) Gerçekten çok teşekkürler :)
"Ben neysem oyum Regene. Sen nasıl ışığın bir parçasıysan, ben de karanlığın bir parçasıyım. Bence biri diğerinden daha iyi veya daha kötü değil"
Kara Dalamar