Bu konuyu kimsenin açmamasına şaşırdım. Şöyle derli toplu bir kronoloji ve ansiklopedik bilgilerle süsleyeyim bari.
İLK BÖLÜM: XENOMORPH IRKINA GENEL BAKIŞ.
“Alien” ya da dilimizdeki anılış şekliyle
“Yaratık” ya da tür ismi ile
“Xenomorph (Yunanca-Xeno: Yabancı + Morph: Şekil, Şekil değiştiren)”, bir tür iç parazittir. Bilim-kurgu evrenindeki çoğu canlının aksine, zeki bir ırk değillerdir. Belli başlı böcek türleri gibi bir Kraliçe’ye bağlı, avcı yaşama sahip ve çoğalma amaçlı bir yaşam sürerler. Çoğalmalarına engel olacak her türlü olguyu ortadan kaldırma içgüdüsüne sahiptirler.
Genel görünüşleri şu anda var olan 4 Alien filminde giderek değişmiştir. Bu değişim sadece yetişkin Xenomorph’larda belirgin bir şekilde görülebilir. Her bir filmde yaratığın parmak sayısı ve kafa yapısı farklılık gösterir. Ayrıca, dış görünüşlerini, zeka düzeylerini ve fiziksel kuvvetlerini asıl etkileyen faktör, Xenomorph’un ne tür bir canlının içine yerleştiğidir.
İlk filmde, ölü bir Ay olan Acheron’da
(sonradan değineceğim, ayrıca insanların kolonileştirmesi üzerine LV-426 ismini de almıştır) bulunan terk edilmiş
“Derelict (Batık, Terk edilmiş)” olarak adlandırılan
(buna da değineceğim) gemideki uyandırılma sonucunda, bir insan ile birleşerek oluşan Xenomorph’un kafası düz, pürüzsüz ve parlaktı. İçini dolduran dumansı madde
(hareket ettiğini söyleyemem) ise bir tür beyin yapısıydı.(1)
Sonraki filmde, belki de böceksi kolonileşmeyi vurgulamak için sembolik bir anlatımın sonucu, vücudu ve kafası bir önceki haline göre daha sert ve kabuklu görünen bir Xenomorph kolonisi ile karşı karşıya kaldık.(2) Buraya eklemeden duramayacağım, bazı çizimler, görüntüler ve oyuncaklarda, ilk filmdeki Xenomorph’un kafa yapısının iç kısmının ikinci filmdekilerin kabuksu kafa yapısına çok benzediği görülüyor.(3)
3. filmde ise önümüze bambaşka bir Xenomorph konuldu. Bir köpeğin içine yerleşmiş olması nedeni ile, diğerlerinden farklı bir görüntüye sahip ve farklı fiziksel özellikler sunan bir
"Dog Alien". Bu türü ilerleyen paragraflarda inceleyeceğiz.(4)
Son filmde ise, yine ilk filmdekine yakın dış görünüşe sahip fakat griden ziyade siyah ve kahverengi tonlarında renkli ve diğer filmlerde olmadığı kadar zekileşmiş (Bunda belki geçen zamanın belki de artık insan DNA’sı ile iyice birleşmenin etkisi vardır) Xenomorphlar ile karşılaştık. Çözüm üretme ve tuzak kurma yeteneklerine sahip, kendi aralarında konuşabilen bir türe dönüşmüşlerdi.(5)
Eğer Xenomorph’ları yetişkin seviyeye indirgersek, dış görünüşleri genellikle şöyledir:
“…standart xenomorph 2-2.25 metre boyundadır, uzun da bir kuyruğa sahiptir. yaklaşık olarak insan formundadır. kafatası uzun, gözleri görünürde yoktur. ağzının içinde bir ağız daha vardır, ki bu dili olarak gösterilir. 5 veya 6 parmağa sahip olabilir. parmak ve kafatası şekilleri filmler arasında değişiklik göstermiştir. ayakları pençe şeklindedir. iskeletvari bir görünüme sahip olan xenomorph'un rengi siyahtan koyu maviye doğru açılır. vucut sıvıları son derece asidiktir, ve saldırırken asit tükürdükleri görülmüştür. dişleri, pençeleri ve kuyrukları en güçlü saldırı silahlarıdır. çok iyi yüzücüdürler…” (kaynak: ekşisözlük)
Koşmadıkları zaman iki ayaklı duruş stilini kullanırlar. Vücutları ısı yaymaz, çünkü vücut ısılarını dış ortama göre ayarlarlar. Duvar ve tavan gibi düzlemlere tırmanıp oralarda koşabilir veya yürüyebilirler. Kaynakla kapatılmış çelik kapıları kırabilecek kadar güçlüdürler. Kuyrukları bölümlerden oluşur, omurganın devamı görüntüsündedir. Kuyruğun ucunda bir iğne bulunur. İlerleyen filmlerde bu iğne giderek büyüyüp keskinleşerek bir tür bıçağa dönüşmüştür. Ayrıca,
Aliens vs. Predator filminde kuyruğun iğneye yakın bölümüne bir sıra ince-uzun kemiksi yapı eklenmiştir. Bunun yüzmeye yardımcı bir tür kuyruk yüzgeci yapısı olduğunu düşünüyorum. Bu oluşumu sayfanın başındaki Xenomorph resminde görebilirsiniz.
Kanları oldukça güçlü bir tür yoğunlaştırılmış hidrosülfürik asitten oluşur. Yeşil-sarı renklidir ve vücut içinde oldukça büyük bir basınç altında tutulur. Bu nedenle, vücutta bir yara ya da yarık oluştuğunda, bir savunma mekanizması gibi, asit fışkırarak etrafa zarar verir.(6) Kendi asitlerinden etkilenmezler. Bunun nedeni, insan midesinin kendi asidinden etkilenmemesi ile aynıdır. Vücut sıvılarındaki asidin farkında olan Xenomorphlar, kobra yılanı gibi asit tükürebilir. Facehugger evresindeki Xenomorph’lar bunu kurbanlarına daha kolay ulaşmak için kullanırlar. İlk filmde, Facehugger kurbanının yüzüne ulaşıp embriyoyu yerleştirmek için asit sayesinde kurbanın nefes almasını sağlayan kaskı eritmiştir. Ayrıca, bir tür “çamsakızı” salgılayabilirler. Bunu, kovanlarının duvarlarını kaplamak(7), etkisiz hale getirip üreme veya beslenme amacı ile kovana getirdikleri avlarını sabit tutmak(8 ) gibi farklı amaçlar için kullanırlar. Bu sakız onlara kamuflaj da sağlar. Eğer iyi işlenmişse, kovanın duvarları Xenomorph’ların vücut dokularına büyük benzerlik gösterir, böylece duvarlara tutunup bilinçsizce içeri giren bir avı bekleyebilirler. Aşırı miktarda salya da salgılarlar.
İnsan seviyesinde bir zekaya sahip olmasalar bile, gözlemleyerek öğrenirler.
“Newborn” dışında, çok az duygusal özellik gösterirler, bunlar da yumurtalarına karşı korumacılık ve annelik içgüdüsünden ibarettir. Çıkardıkları sesler tıslamalar, hırıltılar ve zaman zaman çığlıklardan oluşur. Avlarını takip ederken ise çok sessizdirler.
(1) İlk filmdeki Xenomorph.
(2) İkinci filmdeki Xenomorph türü.
(3) Kafa yapısı benzerliği.
(4) Dog Alien.
(5) Son filmdeki Xenomorph türü.
(6) Xenomorph kanının etkisi.
(7) Xenomorph kovanının duvarları. Karşılaştırmanız için bir yaratık ile beraber.
(8 ) Çamsakızı ile kaplanmış bir av.