Kayıt Ol

Harry Potter Çılgınlığı - Ahmet Ertuğrul

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Harry Potter Çılgınlığı - Ahmet Ertuğrul
« : 19 Ekim 2010, 13:05:02 »

Yazar: Ahmet Ertuğrul
Fiyatı: 5,50  TL.
Türkçe
108 s. -- 3. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 21 cm
İstanbul, 2002
ISBN : 9789757388814

"Son yıllarda bir inan ve felsefi temeli bulunmayan ve 'bilinmezlik' kurgusu üzerine kurulmuş bir kitap ve filmler hızla yayılmıştır. Harry Potter ve benzeri kitaplar bir yönüyle "değersizlik" anlayışının örnekleri niteliğindedir. Bu eserlerde, "ahlaki düzen" anlayışı yoktur. Doğu ve batı klasikleri arasında yer alan benzeri eserlerde genellikle "düzenli bir evren" fikri hakimdir. İyiler ve kötüler arasındaki savaşta, kurallar daima iyilik tarafından yönlendirilmektedir. Oysa Harry Potter kitaplarında yer alan kahramanların ahlaki değerleri sürekli değişmektedir. Ayrıca büyücülüğün sınırsız ve sürekli kullanılması da kaosa sebep olmaktadır. Bu eserlerde yer alan sembolik anlatımların, geleneksel bağlarının bulunmaması ve kültürel birikimden bağımsız olmaları da ayrı bir sorundur.

Harry Potter'da yer alan yaratma öldürme, ruh emme, hayata döndürme vb. durumlar, tamamen 'keyfi bir kainat düzeni' anlayışının eseri olarak Tanrısız bir mistisizmi ifade etmektedir."

Özetle hepiniz "değersizlik" anlayışının örnekleri niteliğindesiniz, "ahlaki düzen" anlayışınız yok, ahlaki değerleriniz sürekli değişmekte, kaosa sebep olmaktasınız ve birey olarak ayrı sorun teşkil etmektesiniz!

Şimdi dağılın.
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı Hurin

  • ****
  • 1478
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Harry Potter Çılgınlığı | Ahmet Ertuğrul
« Yanıtla #1 : 19 Ekim 2010, 13:17:27 »
Bu yazar Sızıntı Dergisinde (Zaman gazetesinin yan ürünü) yazan genellikle merkezi dini öğeler olan hikayeler yada araştırmalar yazan bir bey efendidir. Aşağıdaki yazıda kendisinin yazdığı bir makaledir. Makaleyi okuduktan sonra bu arkadaşı ne kadar ciddiye alıp almamanız gerektiğine siz karar verebilirsiniz. Maalesef bu yazıyı yazan bir akademisyen ve bir akademisyen bile molla rejiminin sürdüğü ülkelerdeki insanlar gibi her şeyi yasaklayarak daha düzgün hale getireceğini sanıp ağır eleştiriler yapabilmekte. Ayrıca üzüldüğüm nokta ben Yüzüklerin Efendisini okumuştum ancak nefret yaydığını bir türlü görememişim. Ne kadar cahilmişim.


Alıntı
Sahte Metafizik ve Şiddet Edebiyatı


Dr. Ahmet ERTUĞRUL   

Son yıllarda çocuklara yönelik film, kitap ve hattâ oyuncaklarda şiddet içerikli görüntü ve unsurlar ön plâna çıkarılmıştır. Eğitim kurumlarında, televizyonlardaki tartışma programlarında, haber bültenlerinde şiddeti ruhun derinliklerine yerleştiren ve paradigma olarak "öteki"ni, "düşman" kabul eden bir anlayış hızla yayılmış ve artık kanıksanmıştır.

Şiddetle birlikte, hiçbir temele dayanmayan hayal ürünü "yapma mitolojiler"e dayanan roman ve filmler de revaç kazandı. Böylece çocuklar, artık "gölgelerin gücü adına" hareket edip "güç bende artık" demeye başladılar. Henüz okuma yazma bilmeyen çocuklar bile Pokemon ile yatıp kalkar oldular. 3 ila 13 yaş arası çocuklar, güzel sözleri, şiirleri, duâları değil, pokemon kahramanlarını ezberlemeye başladı. Ezbere karşı çıkan eğitim kurumlarında, teneffüslerde Digimon kartları alışverişi yaygınlaştı. Milli kahramanlarını, devlet büyüklerini, yazar, şair ve sanatçılarını tanımayan, isimlerini bilmeyen Türk çocukları pokemon kahramanlarını bir çırpıda ezberleyip söyleme yarışına girdiler. "Bulbasaur, Ivysaur, Venusaur, Charmander, Charmelon, Charizard, Squirtle, Wartortle, Blastoise, Caterpie, Metapod, Butterfree, Weedle, Kakuna, Beedrill, Pidgey, Pidgeotto, Pidgeot, Rattata, Pikachu, Golduck, Alakazam, Mewtwo, Drowzee..... Ve daha nice yabancı, garip, ucube varlık...

Bu türdeki eserler de genellikle vahşeti çağrıştıran isimler taşımaktadır: Dracula'nın Konuğu, Frankeştay'nın Laneti, Ölüm Şatosu, Çığlık.....vb.

Yeryüzü, gökyüzü krallığı derken, bir de yeraltı hükümranlığı elde edildi. "Karanlıklar Efendisi", "Yüzüklerin Efendisi", "Göklerin Efendisi", şiddet, nefret ve korku yayarak güzelim çocukluk rüyalarını zehirlediler. Çok tanrılı ve çok güç odaklı bir evrende korku ve endişeye kapılan genç beyinler, böylece vahşet boyutlu bir "gizli kişilik" kazanarak aramızda dolaşır oldular.

Hayatın güzelliklerinden, tabiat sevgisinden, temiz duygulardan mahrum bırakılan çocukların ellerinden bırakamadıkları Harry Potter kitaplarından bir paragraf okumaya ne dersiniz :

"Gölgeden, buhardan başka bir şey değilim... Ancak bir başkasının bedenini paylaşırsam bir biçim alabiliyorum... ama beni yüreklerine, kafalarına almak isteyenler olmuştur hep... Tek boynuzlu kanı şu son birkaç hafta güç sağladı bana... bana bağlı Quirell'ın Orman'da benim için kan içtiğini gördün... Yaşam İksiri'ni elime geçirince kendi bedenimi de yaratabileceğim... Şimdi... cebindeki Taş'ı ver bakalım!" (Harry Potter ve Felsefe Taşı, s. 335)

Gizemli, karanlık mekânlar, vahşi ve korkunç tasvirler, tüyler ürpertici imajlar ve hayaller (belki de hayaletler demek lâzım), tabiatüstü varlıklar ve olağanüstü durumlar, "yeni bir inanç" telkininde kullanılan ana malzemelerdir. Bu inanç, semavî dinlerden farklı olarak, tabiri uygunsa "Tanrısız bir mistisizm" niteliği taşımaktadır. Devlerin, cadıların, cinlerin, ifritlerin, korkunç yaratıkların kahramanlar olarak yer aldığı "Allah'a imandan yoksun mistisizm", gücünü "korku", "büyü" ve "dehşet" hissi uyandıran ifadelerden almaktadır.

Ancak bu tür eserlerin verdiği zarar, sadece bununla kalmamaktadır. Günümüzde gençler arasında yaygınlaşan "satanizm" gibi sapık inançlara ve korkunun, tedirginliğin yarattığı depresyonlara, ruh hastalıklarına kadar varan zararları var bu tür anlatımların.

Değer ve değersizlik

Yüzüklerin Efendisi ve Harry Potter türü kitaplarla iyice yaygınlaşan "bilim-mistik"(!) eserler, aslında bir değersizlik felsefesinin ürünleri niteliği taşımaktadır. "İyi" ile "kötü"nün içiçe girdiği ve olumlu-olumsuz unsurların ayırt edilmediği bir felsefenin hâkim olduğu bu tür eserlerde, bir değerler hiyerarşisi ve ahlâkî değerler silsilesi bulunmamaktadır. Bu eserlerde, birçok Batılı yazarın da belirttiği gibi, bir ahlâkî düzen anlayışı bulunmamaktadır. Batı dünyasında yayınlanan benzeri eserlerde genellikle "düzenli bir evren" fikri hâkimdir. İyiler ve kötüler arasındaki savaşta, tabiat kuralları daima iyilik tarafından yönlendirilmektedir. Oysa Harry Potter kitaplarında yer alan kahramanların ahlâkî değerleri sürekli değişmektedir. Ayrıca, büyücülüğün sınırsız ve sürekli kullanılması da kaosa sebep olmaktadır. Bu eserde yer alan sembolik anlatımların, geleneksel bağlarının bulunmaması ve kültürel birikimden bağımsız olmaları da ayrı bir sorundur.

Değerler psikolojisi üzerinde önemli araştırmalar gerçekleştiren Prof. Dr. Erol Güngör, "iyi" ile "kötü" kavramlarını felsefî açıdan şöyle değerlendirmektedir: "Filozofların iyi eski deyimle hayır veya "doğru"nun mahiyeti hakkında başlıca üç bakış tarzı getirdiklerini görüyoruz. Bunlardan bir kısmına göre bir şeye iyi dediğimiz zaman ona şu veya bu cinsten bir kalite (keyfiyet) atfetmiş oluyoruz. Bir kısmına göre, bir şeye iyi diyen kimse kendi duygularını belirtmiş olur. Bir üçüncü grup filozofa göre ise ahlâkî kavramlar başkalarına belli bir şekilde davranmaları için verilmiş birer emir ve kumanda sayılır." (Güngör 1998 : 18)

Değer kavramı, dinî, ahlâkî ve millî kabullerle şekillenen bir kavramdır. Bu anlamda her düşüncenin, duygu, his ve zihinsel faaliyetin mutlaka bir "kabuller dünyasına" dayanması gerekmektedir. İlahî kaynaklı bir otoriteden, felsefî bir yargıdan veya geleneksel bir anlayıştan bağımsız olarak ortaya konan bir düşünce veya duygunun "öznel" olacağı tabiîdir. Kişilere göre değişebilen bu tür düşüncelerin, his ve hayallerin alışılmışın dışında, bir düzen fikrine sahip olmadan gelişmesi, aynı zamanda bir tehlikeyi de beraberinde taşımaktadır. Değerleri ve düzen fikri olmayan bir zihniyetin ne zaman ne yapacağı ve nerede duracağını kestirmek de zordur.

Harry Potter kitaplarındaki "değerler" ve "kabuller", herhangi bir din, inanç sistemi veya felsefî bir anlayıştan kaynaklanmayan, düzensiz ve sahipsiz bir evren fikrini ön plâna çıkaran nitelikler taşımaktadır. Sözgelimi eserlerdeki olay ve durumların akışında Tanrı ve kader anlayışları yer almamaktadır. İyi-kötü çatışmasında Harry'nin (bir bakıma irsî nitelik taşıyan) olağanüstü bir güce sahip olmasından gelen üstünlüğü dışında, bir "iyiler" grubu da bulunmamaktadır.

Harry Potter'da yer alan yaratma, öldürme, ruh emme, hayata döndürme vb durumlar, tamamen keyfî bir evren düzeni (düzensizliği) anlayışının eserleri olan "Tanrısız bir mistisizmi" ifade etmektedir.

Harry Potter kitaplarını okuyan kesimin, ilköğretim 3. sınıftan başlayarak üniversite mezunlarına kadar geniş bir kitleden oluştuğu göz önünde bulundurulursa durumun vehameti de anlaşılmış olur. Bilhassa 7-8 yaşlarındaki çocukların ahlakî gelişmenin ilk safhasında bulunması bu konunun önemini artırmaktadır. Çocuklar bu yaşlarda, ahlâkî realizm, baskı ahlâkı veya heteronomi (bağımlılık) ahlâkı da denilen bir ahlâkî merhale yaşamaktadırlar. "Çocuk bu merhalede ahlâkî realizm içindedir, çünkü kognitif gelişmesi iki esaslı özellik taşımaktadır : Egosantrizm ve realizm. Çocuk başkalarının düşüncelerini kendi düşüncesinden ayırmaz, kendi kafasından neler geçiyorsa başkalarının da aynı şeyleri düşündüğünü zanneder (egosantrizm). Realizme gelince, bu da zihin hayatına ait fenomenleri fizikî gerçeklerden ayırdedememektedir. Sübjektif ile objektifi birbirinden ayırdedemeyen çocuk mesela rüyalarını gerçekte olan şeyler zanneder." (Güngör 1993 : 46)

Durum böyle olunca, çocuktaki bu zihnî yapı, özellikle ahlâkî normların oluşmasında etkili olmaktadır. "Çocuk egosantrik (benmerkezci) olduğu için, ahlakî konularda insanların farklı düşüncelere sahip olabileceklerini ve bunun da olağan bir şey olduğunu bilmez. Bu yüzden ona göre ahlâkî hüküm tektir ve herkes onu kabul etmektedir. Çocuk realist olduğu için, sosyal hayatın kurallarını veya psikolojik mahiyetteki inançları fizikî kurallardan ayıramıyor. Ahlâk kurallarının tabiatın bir parçası olduğunu ve değiştirilemeyeceğini düşünüyor." (Güngör 1993 : 47)

Bir de şahsî tecrübelerle edinilen davranışlar vardır ki, bunlar çocuğun aileden ve çevreden aldığı izlenimler ve karşı karşıya kaldığı durumlardan çıkardığı neticelerdir. Özellikle 7-8 yaşlarındaki çocukların "mutlak iyilik" ve "mutlak kötülük" yargılarının oluşmasında, bu izlenim ve tecrübelerin rolü büyüktür. Anne ve babanın iyi ve kötü davranış karşılığında verdiği mükâfat veya ceza, zamanla çocukta "otoriteye dayanan bir adalet" duygusunun gelişmesine de yol açmaktadır.

Çocuğun müşahedeye, sadece dış dünyada gördüklerine dayanarak verdiği hükümler, 11 yaş sınırına kadar devam etmektedir. Bu yaşa kadar çocuk, ancak "müşahedelerinden sonuç çıkarabilecek bir muhakeme gücüne sahiptir; hipotetik durumlardan netice çıkarabilecek bir hipotetikdedüktif zihin yapısı kazanmış değildirler." (Güngör 1993 :49)

Bu safhada çocuğun kendisine model edindiği şahıslar da önemlidir. Zira ahlâkın ve ahlâkî davranışların oluşmasında özdeşleşmenin (identification) yeri büyüktür. Özellikle erkek çocukların çizgi film veya bilim kurgu kahramanlarından "en güçlü" olanlarla özdeşleşme eğilimi bu bakımdan dikkat çekicidir. Çocuğun lider şahıslarla ve kendilerini takip etmekle fayda elde edebileceği şahsiyetlerle özdeşleşme isteğine, sosyal çevrede de sık sık rastlanmaktadır. Yakın zamana kadar çocukların sokaklarda, "gölgelerin gücü adına, güç bende artık!..." diye bağırmalarının arka plânında "güçlü olandan yana" takınılan tavır vardır. Şurası bir gerçektir ki, çocuklar şiddete, rekabete ve yok etmeye dayalı bir sanal dünyada, her zaman "güçlüden yana" olmak zorunda kalmışlardır. Güçlü "kötü" olsa bile...

Özdeşleşme, saldırganlığın öğrenilmesinde etkin bir rol oynamaktadır. Şiddet içerikli bir roman veya filmin "güçlü" kahramanıyla özdeşleşen çocuk, bu şiddeti kendi yaşıtlarına karşı kullanabileceği gibi, şuuraltında da gizleyebilir. Bu bakımdan taklit, güç kazanma ve güçlü mevkiyi elde etme isteğinin bir sonucudur. Taklit süreci, her zaman çocuğun kendi isteği ile tercih ettiği bir süreç olmamaktadır. "Şahıslararası benzerliğe dayanan taklit ve özdeşleşme bir çeşit niyetsiz veya "farkında olmadan" öğrenmedir." (Güngör 1993 :67)

Bütün bu konular, edebî eserlerdeki kahramanların seçimini daha da önemli hale getirmektedir. Çocuğun ruh ve zihin dünyasına sunulan edebî, estetik ve ahlâkî değeri yüksek eserler, çocukta olumlu yönde değişmeler sağlayabilecektir. Bize düşen, millî karakterlerimizi, olumlu davranışlar ve telkinlerle yüklü klâsik eserlerimizi yeniden gündeme taşıyarak "sahih" bir edebiyat meydana getirmektir. Dünyadaki sosyal, politik ve psikolojik şiddetin panzehiri sevgidir. İçerisinde "sevgi nağmeleri" taşıyan ninnilerimizi, zekâsıyla devleri ve eli kılıçlı vezirleri alt eden Keloğlan'ı, her bir nüktesi bir hikmet nümunesi olan Nasreddin Hoca'yı ve ninelerimizin kulağımızda ebedileşen masallarını yeniden keşfetmenin tam zamanıdır.

Bu hususta, klâsik eserlerimizin yeniden basılmasını ve gündeme getirilmesini sağlamak ve zengin edebî birikimimizin üzerinde güncelleştirilmiş bir millî zevki yeniden inşâ etmek şarttır. Ancak bundan daha da önemlisi, öğretmenlerin, eğitimcilerin, ebeveynlerin, hasılı Türk toplumunun okuma isteği duyması ve okumaya çaba sarf etmesi hususudur. Ülkemizde çocukların karşı karşıya bulunduğu medya, internet ve basındaki "şiddete davet" tehlikesinin yeterince fark edilmediği kanaatindeyiz. Anne ve babaların kitap seçiminde yetersiz veya ilgisiz kalması, çocuklarının ilgi alanları hakkında yeterli bilgi sahibi olamaması, çocukla aralarındaki uçurumu da zamanla derinleştirmektedir. Batı'da özellikle Harry Potter ve Yüzüklerin Efendisi benzeri kitaplar hakkında kilise sitelerine kadar taşınan uyarılara rastlamak mümkündür. Bazı kiliselerin yayın organlarında, "Harry Potter Nasıl Okunmalı?" başlıklı yazılar yer almakta ve ebeveynlerin bu konulara ilgi duyan çocuklarına karşı ne tür yaklaşımlar sergilemeleri gerektiği belirtilmektedir. Sözgelimi Harry Potter ile ilgili olarak Kitab-ı Mukaddes'in okunması gereken bölümleri birer birer belirtilerek büyü ve büyücüler hakkındaki olumsuz hükümler ifade edilmektedir. Öyleyse, çocuklara okumayı geliştirici kitaplarla ilgili listeler hazırlanırken, öncelikle velilerin ve öğretmenlerin söz konusu kitapları tanımaları ve okumaları şarttır. Böylece kitap veya filmlerdeki konular hakkında çocuklara önceden bir perspektif kazandırılabilir ve çocukların bu eserleri hangi "değerler sistemi" ve "ahlâkî normlar" içerisinde anlamaları da sağlanabilir.

Ülkemizde, zaman zaman medyatik anarşiye varan reklam ve tanıtımlarla çocukların ve yetişkinlerin dünyasına sokulan kitaplar konusunda bir seçicilik ve rehberlik kaçınılmazdır. Burada aynı yazarın kitapları arasında bile önemli farklara rastlanabilmektedir. Sözgelimi, bir anneannenin torununa yazdığı mektuplardan oluşan ve genel olarak sevgiyi anlatan Yüreğinin Götürdüğü Yere Git kitabıyla, intihara sürüklenen genç bir kızın bunalımlarını anlatan Veronika Ölmek İstiyor adlı kitap aynı yazarın, yani Susana Tamaro'nundur. Bu eserlerden birinin okutulması, diğerinin de okunabileceği intibâını verebilir. Bu hususta öğretmen ve velilerin öncelikle kitapları okuması ve tavsiye ederken çocuklarla ilgili konularda diyaloga girmesi şarttır. O halde, okuma disiplini için Doğu ve Batı klâsiklerinden oluşan bir "örnek kitaplık" geleneği başlatılmalıdır. İçerisinde "Küçük Prens", "Martı", "Simyacı", "Simbat", "Keloğlan", "Dede Korkut Hikâyeleri" vb.... gibi pek çok eserin yer alacağı bu "mini kitaplık", okuma alışkanlığı ve sevgisi kazandıracağı gibi, insanlığın ortak birikimi olan ve seviyeli bir zevk ve estetik duyuş kazandıran eserlerin daha ön plâna çıkmasını da sağlayabilir.


Kaynaklar

-Baudrillard, Jean (1995), Kötülüğün Şeffaflığı, çev. Emel Abora, Işık Ergüden, ayrıntı yay, İst.
Güç, Ahmet (1999), Satanizm, Şeytana Tapmanın Yeni Adı, Alfa Yay., İst.
Güngör, Erol (1993), Değerler Psikolojisi Üzerinde Araştırmalar, Ötüken Yay., İstanbul
J.K. Rowling, Harry Potter ve Felsefe Taşı (2001), çev. : Ülkü Tamer, YKY, 2.bs., 353 sayfa. 1.bs., İst., 859 sayfa.
Jung, C. G. (1999), Bilinç ve Bilinçaltının İşlevi, çev. Engin Büyükinal, say yay. İst.
Kierkegaard, Sören(1997), Ölümcül Hastalık Umutsuzluk, çev. Mehmet Mukadder Yakupoğlu, Ayrıntı Yay., İst.
Neal, Connie (2001), What's a Christian to do with Harry Potter?, Waterbrook Press.
Kaynak: Sızıntı Dergisi
Lacho Calad!, Drego Morn!
Flame Light! Flee Night!

Çevrimdışı Vega

  • ****
  • 1023
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Harry Potter Çılgınlığı | Ahmet Ertuğrul
« Yanıtla #2 : 19 Ekim 2010, 17:49:25 »
3. Hamur-- Ciltsiz --

Yayıncıların bile kitaba ne kadar değer verdikleri belli.

Çevrimdışı Elendil

  • **
  • 325
  • Rom: 8
    • Profili Görüntüle
Ynt: Harry Potter Çılgınlığı | Ahmet Ertuğrul
« Yanıtla #3 : 19 Ekim 2010, 17:51:44 »
Sübhanallah kardeş ibretlik bir paylaşım.

Alıntı
Hayatın güzelliklerinden, tabiat sevgisinden, temiz duygulardan mahrum bırakılan çocukların...


Nedense bende ters etki yaptı bu romanlar. Bir hocaya gidip okutmak falan lazım herhalde.

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Harry Potter Çılgınlığı | Ahmet Ertuğrul
« Yanıtla #4 : 19 Ekim 2010, 18:06:26 »
Adam, hoca efendi risalesinden, kurandan başka bir şey okumadığı için, hayata bakış açısı da böyle oluyor işte... Acaba asıl ahlak, dört karıyla yetinip beşinci karıyı almamak mı?

Çevrimdışı Alorka Greenleaf

  • ***
  • 603
  • Rom: 6
  • End of the Ergenism
    • Profili Görüntüle
    • f
Ynt: Harry Potter Çılgınlığı | Ahmet Ertuğrul
« Yanıtla #5 : 19 Ekim 2010, 18:27:23 »
Arkadaşlar öncelikle aşağılayıcı tavırlarla fikirlerimizi belirtmek zorunda olmadığımızı hatırlatayım. Ayrıca eğer adamın haksız olduğunu söylüyorsak bunu adamın fikrini çürütecek cümlelerle kanıtlamalıyız.

Şimdi;
     Yazıyı baştan sona okudum. Yer yer haklı olduğu kısımlar var. Bunları yalanlayamayız. Fantastik eserleri okurken inanç sağlam olmalıdır. Ve aslında kitabın sadece kurmaca olduğunu, duygular hariç diğer bazı kısımların gerçek olmadığının farkına varabilmeliyiz.
     Yalnız fantastik eserleri okuyunca kişi inancını sorgulayabilir. Bu kesinlikle yanlış değil. Eğer birisi inancını sorgulayıp, inancındaki öğelerin gerçekliği, varlığı hakkında kendine sorular soruyorsa bu düşündüğünün kanıtıdır. Bilmediği bir şeye inanmak inanmamakla aynı şey sayılır bence.
Ve inanç sorgulandığında inanca ait bilgi kaynakları incelendiğinde mantıklı sonuçlara varabiliyorsa inandığı şeyin gerçekten var olduğunu fark eder ve bu da mantığının ve inancının sağlamlaştığının göstergesi olur.
     Eğer Harry Potter, Yüzüklerin EFendisi, vs... okuyan kişi bu eserlerin kötü yönden etkisinde kalırsa zaten o kişinin kafası boş demektir.
Şunu belirtmek isterim ki;
     Arkadaş sevgisini Harry-Ron-Hermione den ve Frodo-Sam-Merry-Pippin den, ve daha diğer birçok güzel duyguyu fantastik eserlerden öğrendim diyebilirim.
Ayrıca bir örnek de belirtmek isterim;
Twilight okuyanların bir vampir tarafından ısırılmayı beklemesi gibi şeyler fantastik edebiyatı zedeler ve insanlar fantastik edebiyatın kötü bir şey olduğu kanısına varmalarına neden olur.

Spoiler: Göster
Adam, hoca efendi risalesinden, kurandan başka bir şey okumadığı için, hayata bakış açısı da böyle oluyor işte... Acaba asıl ahlak, dört karıyla yetinip beşinci karıyı almamak mı?
Lütfen daha dikkatli konuşun. Kur' an' a inanmayabilirsiniz.(Belki de inanıyorsunuzdur. Bilemem.) Ama bir inanca, düşünceye saygı göstermemek sizin zihniyetinizin kötü olduğunu gösterir. Kur' an, İslam' da çok eşlilik, gibi konularda hiç bir bilgiye sahip değilseniz konuşmayın. Sağlam bir kaynaktan okuyun ve mantığınıza ters düşen kısımlar olursa bunu bilen bir kişiyle tartışın. Bilen kişi derken etrafınızdaki her insana değil, İslam konusunda bilgi sahibi olanlara sorun. Tek bir kişiye değil, bir kaç kişiye. [*]İmamlar, Din Kültürü öğrtemenleri, tarikat başları falan. [/*]

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Harry Potter Çılgınlığı | Ahmet Ertuğrul
« Yanıtla #6 : 19 Ekim 2010, 18:42:54 »
Alıntı
Lütfen daha dikkatli konuşun. Kur' an' a inanmayabilirsiniz.(Belki de inanıyorsunuzdur. Bilemem.) Ama bir inanca, düşünceye saygı göstermemek sizin zihniyetinizin kötü olduğunu gösterir. Kur' an, İslam' da çok eşlilik, gibi konularda hiç bir bilgiye sahip değilseniz konuşmayın. Sağlam bir kaynaktan okuyun ve mantığınıza ters düşen kısımlar olursa bunu bilen bir kişiyle tartışın. Bilen kişi derken etrafınızdaki her insana değil, İslam konusunda bilgi sahibi olanlara sorun. Tek bir kişiye değil, bir kaç kişiye. *

     Haklısınız aslında dikkatli olmam gerekirdi. Ben aslında, o çok eşlilik meselesini Kurana bağlayarak söylemedim sadece, şeriat isteyenlerin düşüncelerine bakarak söyledim. İnanıp inanmamak konusunda, düşüncelerimi zaten açıklamam da, deist sayılabilirim. Benim söylemek istediğim, bunların, ( en azından bazıları ) okumadıkları kitaplar hakkında sırf, dini simge barındırmadığı ya da ne bileyim Allah'tan başkasını sanki tanrıymış(!) gibi gösterdiği için ya da ( kurgusal, hayal ürünü, gerçekle ilgisi olmayan ) öğeler barındırdığı için çatmalarının ne kadar haklı olduğudur. Hayal ürünü, falan filan diye eleştirdikleri konuların da aslında hayatın ne kadar içinde olduğunu bilmediklerinden -yazacağım belki gene rahatsızlık yaratacak ama olsun- ( Ömürlerini kapalı bir kutuda geçirip ahlakı sadece dini bütün yaşamak sandıklarından bunlara karşıyım... Zaten sizin de söylediğiniz gibi, oradaki dostluk kavramları bile aslında, gençleri ne şekilde etkilemek amacıyla yazıldıklarının göstergeidir.
     Önceden masallar vardı, klasik söz kalıplarıyla başlanır, iyiler ödüllendirilip kötüler cezalandırılırken şimdinin fantastik öyküleri de böyle görülebilir. Tek fark da, kurgunun daha karmaşık oluşu, çoğu masal ya da mit gibi herhangi bir kadim dine yönlendirmemesidir; bu da onlar için çok büyük bir hatadır(!)

Çevrimdışı DarLy OpuS

  • ********
  • 2766
  • Rom: 35
  • Dansımız Marşandiz
    • Profili Görüntüle
    • Uykusuzluk Kulesi
Ynt: Harry Potter Çılgınlığı | Ahmet Ertuğrul
« Yanıtla #7 : 19 Ekim 2010, 19:24:54 »
Alıntı
Harry Potter'da yer alan yaratma öldürme, ruh emme, hayata döndürme vb. durumlar, tamamen 'keyfi bir kainat düzeni' anlayışının eseri olarak Tanrısız bir mistisizmi ifade etmektedir."

Tövbe diyin ve başınızı çevirin. Şeytanın icadı bunlar.

Çevrimdışı kusad

  • ***
  • 487
  • Rom: 5
  • Kendimi Kaybettim!Hükümsüzdür!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Harry Potter Çılgınlığı | Ahmet Ertuğrul
« Yanıtla #8 : 19 Ekim 2010, 22:18:41 »
Acaba neden her yönüyle medeni batılı bir edebiyat tarzını aşık derecesinde seven buradaki topluluk diğer düşüncelere karşı bu kadar medeniyetsiz tavırlar içerisinde? Kaldı ki kalkıp bu adamı tanımadan, kitaplarını okumadan -özellikle malum kitabını- bu kadar ön yargılı davranıyor. Ben Ahmet Ertuğrul'u yakinen takip ederim ve sırf başka düşüncelerden de faydalanmak için okudum. Sonuç; kitapda yazan çoğu şeyde haklı olduğu biraz kafa yorunca rahatlıkla anlaşılabiliyor. Ayrıca bazı arkadaşlarımız insanların dinsel düşüncelerine karşı o kadar saygısız ki batıdan medeniyet namına bir şey almamış. İsteyen arkadaşlarla bu ve benzeri konuları saatlerce rahatlıkla tartışabilirim.Zamanım olmadığı için en çok üzüldüğüm andır inşallah fırçanın sapı yarın.

Çevrimdışı Hurin

  • ****
  • 1478
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Harry Potter Çılgınlığı | Ahmet Ertuğrul
« Yanıtla #9 : 19 Ekim 2010, 22:43:12 »
Arkadaşım sen Halit Ertuğrul ile Ahmet Ertuğrul'u karıştırmış olmayasın. Senin bu başlıkta herkese - vermen aslında bizlerin ne kadar haklı olduğunun bir göstergesidir. Kendi anlayışın ve düşünce tarzın dışında hiçbir şeyi kabul edemiyorsun ve istemiyorsun. Eleştiriye açık değilsin. Bunu da senin deneyiminin olmamasına bağlayabilirim sadece.  Ben ve arkadaşlarım tanıdığım çoğu insan hem çocukluğunda hemde şimdi fantastik edebiyat okuyan insanlar. Ancak hiçbirinin sapıttığını veya yoldan çıktığını görmedim. Eğer kişinin içinde kişilik bozukluğu yoksa ne okursa okusun o adama etki etmez. Ben İran edebiyatı da okurum Avrupa edebiyatı da okurum ve severim. Kimsenin ne şark kültürüyle neden edebiyatıyla alıp veremediği de yok. Eğer din ile bilgin din kültürü dersinde gördüklerinle sınırlıysa kusura bakma ama konuşmasan daha uygun olur. Çünkü dinini anlatacak adam hem dinine uygun yaşamalı hemde dinin tüm gereklerini bilmeli. Senin durumunu hepimiz yaşadık kusad içinde din iman ve ülke sevgisi çok ağır basmakta ve elinden geldiğince konuşmak istiyorsun ve bu konuda çok sağlam olduğunu düşünüyorsun lakin dikkat et senden daha bilgili, yetkin insanlar her zaman bulunur.
Lacho Calad!, Drego Morn!
Flame Light! Flee Night!

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Harry Potter Çılgınlığı | Ahmet Ertuğrul
« Yanıtla #10 : 19 Ekim 2010, 22:58:31 »
Az önce sildiğim mesajdan ben utandım acaba yazan da utandı mı? Silmeseydim de ibretlik olarak kalsaydı ama bizim de kendi içimizde kurallarımız var...


Çevrimdışı kusad

  • ***
  • 487
  • Rom: 5
  • Kendimi Kaybettim!Hükümsüzdür!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Harry Potter Çılgınlığı | Ahmet Ertuğrul
« Yanıtla #11 : 19 Ekim 2010, 23:09:52 »
Ben bana hakaret eden birine karşılık verince suçlı.Canina Twilight konusunda bir filme hakaret edince suçsuz mu?
Gittim, izledim. Bok gibi arkadaşlar. Sansürlemeden, şey etmeden söylüyorum. Bok gibi. Bu filme güzel diyen insanlar ya kültürsüz olmalı, yada hayatları o kadar kötü olmalı ki neyi izleseler onlara güzel geliyor.
Ayrıca Hurin çoştu.Zincir getirin.Ayrıca bu kadar adaletsiz bir forumda kalmaya niyetim yok banlarsanız sevinirim.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Harry Potter Çılgınlığı | Ahmet Ertuğrul
« Yanıtla #12 : 19 Ekim 2010, 23:10:48 »
Ben bana hakaret eden birine karşılık verince suçlı.Canina Twilight konusunda bir filme hakaret edince suçsuz mu?
Gittim, izledim. Bok gibi arkadaşlar. Sansürlemeden, şey etmeden söylüyorum. Bok gibi. Bu filme güzel diyen insanlar ya kültürsüz olmalı, yada hayatları o kadar kötü olmalı ki neyi izleseler onlara güzel geliyor.
Ayrıca Hurin çoştu.Zincir getirin.Ayrıca bu kadar adaletsiz bir forumda kalmaya niyetim yok banlarsanız sevinirim.

Banlanmaya gerek yok. Durmayı düşünmüyorsanız zaten bana ne gerek. He o verdiğiniz cevabın da küfür olduğunu unutmayalım.

Çevrimdışı emmi

  • *
  • 5
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Harry Potter Çılgınlığı | Ahmet Ertuğrul
« Yanıtla #13 : 19 Ekim 2010, 23:28:59 »
...

Çevrimdışı Canina

  • ****
  • 1460
  • Rom: 39
  • There ought to be a law against you
    • Profili Görüntüle
    • Canina's
Ynt: Harry Potter Çılgınlığı | Ahmet Ertuğrul
« Yanıtla #14 : 19 Ekim 2010, 23:29:38 »
Bok küfür mü? Bilemiyorum. Dışkı çok faydalı bir şeydir aslında. Gübre olarak bitkilere hayat verir.