Kayıt Ol

Mahkeme

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Mahkeme
« : 08 Temmuz 2010, 23:26:12 »
 Birkaç gün önce tanımadığım bir adamı öldürdüm. Evimin kapısının önünde. Sadece ellerimi kullanarak. İnsanların beni gördüğünü biliyorum. Bazıları psikolojik sorunlar yaşayacaklar belki benim yüzümden. Ama aldırmıyorum. Gene olsa, aynı şeyi yapardım.

 Bir hafta içinde mahkemeye çıkacağım. Avukatım durumun pek parlak olmadığını söylüyor, halka açık bir yerde, hatta doğrudan halkın içinde vahşice adam öldürmek. Eh, bende farklı bir şey beklemiyorum zaten. O adamın boynunu kırarken zaten biliyordum durumun buraya geleceğini. Peki pişman mıyım? Hayır. Gene olsa, aynı şeyi yapardım.

 Juri başkanının eski işyerimin müdürü olduğunu öğrendim. Hiç sevmezdi beni o şişko herif. Yaptığım her işe laf eder, söylenip dururdu. Sonunda isyan edip işsiz kalmamı da o şerefsize borçluyum. İstifamı verdikten sonra burnuna okkalı bir yumruk sallamıştım hatırladığım kadarıyla. Zaten tipsiz olan yüzü kırık burnuyla tam olarak özdeşleşmiş şimdi. Bu adamdan beraat kararı çıksın, öldürdüğüm adamın cenazesinde ağlamazsam ne olayım. Gerçi umurumda mı? Hayır. Gene olsa gene burnunu kırardım.

 Eski eşim de mahkeme salonunda olacakmış. 7 yaşındaki oğlumla birlikte hem de. Ne düşündüğünü anlamak kolay değil, sanırım hayatlarından tamamiyle çıktığımı oğluma da göstermek istiyor. Babasının hapis cezası yemesini izlemek.. Evet, oldukça duyarlı bir anne değil mi? Karar verildiği zaman yüzünde oluşacak olan ifadeyi şimdiden tahmin edebiliyorum. Onun o hain gülümsemesi. İstediğini elde ettiği zaman duyduğu hazzın yüzüne yansıması. İğreniyorum artık bu kadından. Nasıl oldu da onunla evlenmişim ben? Gerçi şimdi düşünüyorum da, lisede böyle değildi. O zamanlar geri gelecek olsa, gene onunla evlenirdim herhalde.

 Dün, erkek kardeşim ziyaretime geldi. Parmaklıkların arkasından biriyle konuşmak gerçekten zormuş. Bana bunu neden yaptığımı sordu, cevap veremedim. Ne gerek vardı ki? Olan olmuştu zaten. Bana sinir krizine girdiğimi söylememi önerdi, bu sayede mahkeme daha insaflı davranırmış. Güldüm, umurumda değildi insaflı olmaları. Kızdı bana, hayatıma çeki düzen vermem için sürekli çabaladığını ama ona yardımcı olmadığımı bağırdı yüzüme karşı. Kırılmam gerekirdi sanırım, ama kırılmadım. Küçük kardeşim bana alabildiğine haykırırken yalnızca sustum ve dinledim. Sonunda o da benim gibi yenilgiyi kabul etmiş olacak ki, hiçbir şey söylemeden çıkıp gitti. Onu da üzmek istemezdim, ama yapabileceğim bir şey yoktu. Gene gelse, gene susardım.

 Kötü bir insanım sanırım. Eşiyle ayrılmış, oğlunu yanına alamamış, kardeşini üzmüş, patronuna saldırmış, çıplak elleriyle bir insanın canını almış bir adamım. Juride olsanız vereceğiniz karar ne olurdu? Suçlu mu, yoksa masum mu? Belki de görünenden fazlası vardır…

 İfademi hakim karşısında verdim. Adamı öldürdüğümü kabul ettim, herhangi bir mazeret sunmadım, pişman olduğumu söylemedim. Avukatım benim aksime onlarca sebep çıkarttı ortaya. Bunların hiçbirinin işe yaramayacağını biliyordum, ben bile suçumu kabullenmişken neden farklı bir şey düşünme ihtiyacı duysunlar ki? Avukatıma da müdahale etmeyişimin tek sebebi vardı, kariyerinin gidişini etkilememek. Kolay pes eden bir adam olmadığı belliydi bu gencin. Neden onu mücadelesinden vazgeçireyim ki?

 Juri kararını vermek üzere odaya çekileli bayağı oldu. Salonda avukatım dışında heyecanlı olan kimse yoktu. Karar belliydi, müebbet hapis. En azından resmi olarak. Ben kendi idamımı kararlaştırmıştım bile. Sessiz ve gergin olması gereken bekleyiş jurinin salona geri gelmesiyle bitti. Ve şu anki kısıtlı özgürlüğümü de elimden alacak olan sözleri söylemek üzere hakim de girdi salona. Artık an meselesiydi.

 ''Sanık ayağa kalksın lütfen.''

 Kalkarken yüzüme ufak bir tebessüm kondurmayı başardım. Beklentim yoktu, sürpriz yoktu, herkes kaybettiğimi düşünüyordu ama ben kazandığımı biliyordum. Sonunda kazanacağımı biliyordum.

 ''Mahkeme zanlıyı 1. derece cinayetten suçlu bulunmuştur. Yüksek güvenlikli bir cezaevinde 10 yıl hapsine karar verilmiştir.''

 Biliyordum. Kazanmıştım..
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.