Kayıt Ol

Mekelakeya Tribünleri

Çevrimdışı zçaiqü

  • **
  • 76
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Mekelakeya Tribünleri
« : 17 Ağustos 2012, 22:40:48 »


Birinci sınıfı okuduğum okulda sınıf öğretmenimiz Sadık Hoca öğretmişti bunu. ”Zil çaaalınıyooor din daan dan dan dan/yeteeer sıkıldık çıkaaalım artııık” şeklinde devam eden bir ilkokul şarkısı… Fakat bunu söylerken enteresan el ve kol hareketlerinden mütevellit (mütevelliti de cümle içinde kullandık hayırlısıyla) bir dans ederdik arkadaşım T. ile. Sonraları bu ikili performansımızın namı almış yürümüş olacak ki biz daha sık çıkmaya başladık sahnelere (sahneden kasıt kara tahtanın dibi). Bir yıllık eğitim-öğretim hayatımızda onlarca konser yapmış, yüzlerce ekstraya çıkmıştık.

Neden sonra ben ikinci sınıfa geçtiğimde ailem de taşınma kararı aldı. Böylelikle benim kaydımı başka bir okula aldılar. Bu arada dans ekürim, performans kankam, sanat ortağım T.’ de benim kaydımı aldırdığım okula kaydını aldırdı, bizimkine benzer bir sebepten. Fakat bir yıl önce gerçekleştirmiş olduğumuz bu müzikli dans etkinliğinin bu okulda da tutacağını tahmin edemezdik. Arkadaş ! Bir ilgi, bir alaka ! Bizim hareketler okulda koskaca bir çığır açtı. Moda oldu. Bütün sınıfın gözünde adeta birer süperstardık artık. Hareketlerimiz taklit ediliyor, taklitler de bizi, yani asıllarını yaşatıyordu. Bu aktivite, anlık bir gösteri olmaktan çıkmış üçüncü hatta dördüncü sınıfa kadar devam edecek bir süreç halini almıştı. Okulda posterlerimiz, afişlerimiz hazırlanmış; imza dağıtmaktan ebemize kara sular inmişti. Yaşıtlarımız çarpım tablosu ezberlerken biz okul gazetesine röportajlar veriyorduk. Lakin bu hızlı yükselişin beraberinde getireceği daha da hızlı düşüşten habersizdik. Düşüş hızlı ve öfkeliydi. Vin Diesel’di, Paul tüplü.

Birgün okula geldiğimizde ne ayaklarımıza serilen ve metrelerce uzanan kırmızı halıdan ne duymaya alışık olduğumuz tezahüratlardan ne de güzergahımıza fırlatılan güllerden eser yoktu. O an Real Madrid’den , Etiyopya Premier Ligi takımlarından Mekelakeya’ ya transfer olmuş topçular gibiydik. Bu attan eşeğe biniş bizi çok yıpratmıştı. Bu dünya acımasız ve gaddar bir dünyaydı. Öğle arası olduğunda başımız önde bakkala gidip ortaklaşa para katarak bir Monte Carlo aldık. Kendimizi tütüne ve Orhan Gencebay’a verdik. Herkes gibi sıralarımıza oturup öğretmenimizin gelmesini bekledik. Hayat Bilgisi dersine girdik.

H. Barış Beledin
cellde.tumblr.com