Kayıt Ol

Mentol

Çevrimdışı andien

  • *
  • 29
  • Rom: 1
  • Meditating Frog
    • Profili Görüntüle
Mentol
« : 22 Mayıs 2011, 23:44:49 »
Kabalcı'dan ayrıldı ve elindeki fişlere baktı. Bir süredir arkasında kendisi hakkında bilgi bırakmamaya dikkat ediyordu. Nedensizce. Birilerinin önemsediği biri olmadığının farkındaydı. Yine de önce boylamasına bir, sonra da elindeki parçaları üst üste koyup enlemesine üç hamlede sekiz küçük kağıt parçası elde etti. Bu sırada Sinanpaşa Camii'nin yanındaki geçite gelmişti. Elindeki parçaların bir kısmını burada yere bıraktı, geri kalanlarıysa Barbaros Bulvarı'nın karşında. Meydandan iskele tarafına geçmek için yeşil yanmasını beklerken kendi eseri olan küçük kağıt parçalarının havada döne döne savrulmalarını izledi. Ve yarattığı etkinin büyüklüğünü düşündü. Bu sırada yanan yeşil ışığın hareketlendirdiği insanlar beklemek istemedikleri için birer omuz atıp 4.2 litrelik ciğer kapasitlerinin en az 1 litresini ters bir şekilde suratına üfeleyip yanından geçmeye başladılar. İskeleye vardığında vapurun kalkmasına daha 15 dk vardı, gelmesineyse 5. Jetonunu aldı ve beklemeye başladı.

Merdivene oturdu ve zamanın kale duvarlarına yaptığının küçük çaplı canlandırmasını çayına attığı şekerlerde izledi ve yeni aldığı kitabını çıkardı. Flush. Çayını karıştırırken önsözü okumaya başladı. Çayından ilk yudumu aldığındaysa okumaktan vazgeçti. Bu manzaraya karşı kitap okumak, hem de böyle bir havada terbiyesizlik olurdu.

Tam önünden geçerken "Watch her disappear" çalmaya başlayan Mephisto'ya girdi. Yeni bir kitap almamaya kararlıydı. O yüzden bulamayacağına neredeyse emin olduğu bir kitabı aramaya başladı: Ahmet Muhip Dıranas - Şiirler. Ve şarkının bitmesini bekleyip çıktı. Çıkarken Zaz çalıyordu. O günlerde her yerde Zaz çalıyordu.

Moda'ya doğru ilerlerken dünyada en sevdiği kokulardan biri çarptı burnuna: pastane kokusu. Kokuyu takip edip girdiği Elif pastanesinden poğaça ve kurabiye değil de kruvasan ve makaron aldı. Moda'da en sevdiği şeylerden birisiydi pastaneler. Diğerleriyse sahaflar ve sahil.

Mentollü Lucky Stirke'ın uzamış külüne baktı, denize yansımış havayla aynı renkteydi. Birden nasıl da değişmişti hava. Verdiği her mesaj üzerinde yaşayan insanlarca yanlış anlaşılan İstanbul'u düşündü. Fırsatların geçiciliğini hatırlattığı insanların onu haspalıkla suçlamalarını düşündü. Yaşamın anlamsızlığını gösterdiği insanların ithamlarının mesnetsizliğini. Ve eski bir dostla dertleşir gibi onu anladığını, en azından anlamaya çalıştığını anlattı İstanbul'a. Kendi kendine.

2km sinirlerle çevrili insanları düşündü. 7kg kanın adım adım her yere ulaşmasını ve geri dönmesini ve uzaklaşmasını. Akyuvarları hayal etti, trafik ışıklarında duran ve kalkan araçların içindeki insanlar gibi, okulun önündeki üst geçitte seyrettiği. Her kapakçıkta önce duran ve yarım kalp atışı süre sonra tekrar hareket eden bağrı yanık minibüs motorlarının sesi şehrin delikanlıları olduklarını hatırlatan yankılarla yaklaştı ve uzaklaştı. Bu sırada sigaranın külü daha da uzamıştı, kırıldı ve yere düştü. Bir nefes çekti sigaradan ve dumanın yolculuğunu düşündü kaldığı yerden. Malum 4.2 litrenin gri dumanla dolması ve boşalmasını, kanına geçen nikotin ve karbon monoksitin damarlarda ilerleyip beynine gitmesini hayal etti.
Ve karşıda bir yerlerdeki çizgilerin kayboluşunu gözlemledi.

İnsanlar geldikleri dünyada tıpkı kendi kanlarındaki akyuvarlar gibi bir yerden bir yere gidişlerini, ciğerlerine çekmeleri için kendilerine ayrılan hava tükendiğindeyse 2metreye 1.10 standart bir mezara girişlerini. Bu sırada kendi boyu aklına geldi. Hayatı boyunca olduğu gibi öldüğünde de standartlara uymayacaktı. Hoşuna gitmeyen bu fikri kafasından uzaklaştırmak için yeni bir sigara yaktı, filtresindeki kapsülü patlattı ve keskin mentol kokusunu ağzından verip burnundan çekti.

Eve giderken bira almaya karar verdi.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Mentol
« Yanıtla #1 : 23 Mayıs 2011, 14:16:47 »
Selamlar;

Hoş bir yazı olmuş. Betimlemeler ve benzetmeler oldukça güzeldi. Özel isimlerin ilk harflerini büyük yazmaya özen göstermenizi tavsiye edeceğim yalnız. Mesela sinanpaşa camii, ahmet muhip dıranas gibi isimlerde bu kurala dikkat etmemeniz feci derecede göz tırmalıyor.

Son olarak bu tarz düz yazıların yeri Kurgu İskelesi değil, Düşler Limanı. Aklınızda olsun.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı andien

  • *
  • 29
  • Rom: 1
  • Meditating Frog
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mentol
« Yanıtla #2 : 23 Mayıs 2011, 18:40:43 »
İlginize teşekkür ederim.
Hataların görebildiklerimi düzelttim.
Yeriyle ilgili aradaki farkı pek ayırdedemedim ama bir dahaki sefere daha fazla dikkat ederim.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mentol
« Yanıtla #3 : 23 Mayıs 2011, 18:44:27 »
İlginize teşekkür ederim.
Hataların görebildiklerimi düzelttim.
Yeriyle ilgili aradaki farkı pek ayırdedemedim ama bir dahaki sefere daha fazla dikkat ederim.

Kurgu İskelesi fantastik ve bilim-kurgu alanındaki yazılar içindir. Düşler Limanı ise bu iki türün dışındaki her tür için geçerlidir.

Çevrimdışı andien

  • *
  • 29
  • Rom: 1
  • Meditating Frog
    • Profili Görüntüle
Ynt: Mentol
« Yanıtla #4 : 23 Mayıs 2011, 19:31:10 »
Dikkate alacağım. Teşekkürler.