Kayıt Ol

Nesneler

Çevrimdışı Nihbrin

  • ****
  • 1243
  • Rom: 43
  • [Infornography]
    • Profili Görüntüle
    • nihbr.in
Nesneler
« : 13 Ekim 2009, 23:59:33 »
Kızım 8 yaşında ve ciddi bir rahatsızlığı var. O cisimlerin konuştuğunu iddia ediyor. Onu anlayabiliyorum. Annesi öldüğünde ve onun babası ile evlendiğimde bir farklılık olduğunu anlamıştım. İlk başta basit şeylerdi. Bir kızın bebekleri ile oynaması gibi. Ama oynadığı şeyler daha sonra ev eşyaları olmaya başlayınca, onu komşuların gözünden kaçırmaya başlamak zorunda kaldım. Bana ekmek bıçağının susadığını söylediğinde sevecen karşılamışıtım ama ardından bıçağın et istediğini etin tadını almak istediğini söylediğinde tek yapabildiğim onu odasına, sivri şeylerin ve tehlikeli unsurların olmadığı tek yere, kapatmak olduğunu düşündüm. Onu kontrol ediyordum. Kocam ile eğitimini evde vermeyi kararlaştırdık ve başlarda iyiydi. O kalemler ile sapkın düşüncelerini bana anlatmaya başladığında bir doktora gitmemiz gerektiğini ve hatta çok geç olabileceğini düşündük. Ama işin en feci kısmı doktor oldu.

Doktor onunla baş başa otuz dakikalık konuşmasını bitirdiğinde ve bizim olduğumuz yan odaya geldiğinde soluğumuzu tutmuş bekliyorduk. “Kızınız çok iyi durumda ve ruh sağlığı yerinde. Ancak bazı vakalarda durumunu saklamayı başaran çocuklar olabiliyor. İleriyi düşünmek gerekirse bir süre burada bizimle kalması onun yararına olacaktır” cevabını beklemiyordum ama kocamın gönlüne su serpilmiş gibiydi. Onun hasta olduğuna emindim! Nasıl göremezler. Birkaç kan testinin ardından sanki hiç bir şey olmamış gibi eve döndük ve nispeten iyi görünüyordu. Artık daha az konuşuyordu etrafındaki nesneler ile yine de b ir değişim olarak bizimle konuşuyordu.  Bunda bile bir sorun olduğunu anladık bir hafta geçmeden, konuştuğu biz değil bizim bedenlerimizdi! Kabukların içine kapatılmış ruhlardan geldiğine inanıyordu, bizimle konuşurken bir şekilde hüzünlüydü. Aradaki farkı anlamak başta mümkün değildi. Onu olduğu gibi kabul etmeye karar verdik. Ancak işin sonu sadece pişmanlık oldu.

Onu hava alması için dışarı çıkardığımızda alışveriş merkezindeydik. Reyonları gezerken bir peruk dükkanına takıldık çünki kızım peruk takan manken kafaları ile ciddi bir sohpete girişmişti. Kocam ile alışmıştık ama çevremizdeki insanlar buna alışmazdı, onu uzaklaştırmaya çalıştığımızda bana “ama o bir başına. Kimse onun peruğunu almıyor. Eğer biri alırsa (şık giysiler ile donatılmış vucudu tam bir mankeni gösterdi) onun gibi olabilecekmiş. LÜTFEN ALALIM LÜTFEEEEN” ve ne olduğunu anlamadım. İşte burada dört duvar arasında bunları yazıyorum. Aradan neler geçti en ufak fikrim yok, umarım bir yetkili bu yazdıklarımı okur ve canım kızımı bir kez daha görebilirim.

05-07-2001 tarihli yerel gazetenin ilgili makalesi

… İ. E. ile yapılan konuşmalardan çıkarılan sonuçlara ve çocuğun üvey annesi tarafından olay yerinde kumaş makası ile öldürülen babanın yakınları ile yapılan reportajlardan ulaşılabileceği üzere anne cinnet geçirmiş ve oğlunun “bir kız olduğunu saçlarının çok uzun olduğunu ve reyonda gördüğü peruğun ona yakışacağını; ısrar ile neden peruk takmak istemediğini” belirtmiştir. İ.E. nin kıza benzetilerek hazırlanmış saçları cinayet silahı makas ile cinayet işlendikden sonra tanıklarca görüldüğü üzere zorla kesildiği de belirtilmelidir, mütamadiyen çocuğun üzerinde kurbanın kanı bulunmuştur. Çocuk sağlığı bakım ekipleri tarafından hastaneye kaldırılan İ. E. nin okul öğretmeni genç adamın birkaç aydır okula gelmediğini ve evi aradığını ancak annesinin kızına yeterince iyi baktığını iddia eden ve tehtitkar sözleri ile devam eden konuşmalarından korktuğunu ve şikayet edemediğini belirtti. Soruşturma devam ederken İ.E.’ nin annesi akıl ve ruh sağlığının yerinde olmadığı kanıtlanacak duruşmaya kadar hapishaneye kaldırıldı.

Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Ynt: Nesneler
« Yanıtla #1 : 14 Ekim 2009, 10:41:37 »
Oldukça ilginç ve tempolu başladı ama sonlara doğru tempo düştü. Normal yazılarda bu tam tersi olmalı. Bunda ikinci paragrafın başındaki düşük bir cümlenin payı var. Ama bir kez anlayınca oturuyor. Hikayen çok kısa kalmış baştaki tempoyu sonradaki paragraf haberden sonra tekrar yakalayacağını düşünüyor insan ama küt diye bitiyor.

Bu arada oldukça değişik bir konu olmuş ve sıradışı olması da ilgi çekici. Eline sağlık.

Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Nesneler
« Yanıtla #2 : 14 Ekim 2009, 11:23:26 »
Ben temponun düştüğünü düşünmüyorum. Aynı hızda devam ediyor çok güzel bir sonu var. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu da tam belirtmeden bitmesi çok hoşuma gitti. Bu tarz kısa esintilerin çok iyi oluyor :)
try again fail again fail better

Çevrimdışı Nihbrin

  • ****
  • 1243
  • Rom: 43
  • [Infornography]
    • Profili Görüntüle
    • nihbr.in
Ynt: Nesneler
« Yanıtla #3 : 14 Ekim 2009, 15:48:08 »
Açıkçası ben genele bakınca bir Tempo'nun varlığını sadece hayal edebiliyorum; varsa bile olsun istememiştim. Bu sadece bir durum hikayesi; izah - açıklama - sonuç gibi öğelere sahip değil (hoş, bu durum bunun bir hikaye olmasına bile mani). 2001'de yazmışım; eski arşivlerimi karıştırırken buldum, "buraya koyabileceğim kadar derli toplu bir şeymiş" diyerek ekledim  ;D Teşekkürler, tatlı tatlı düşünüyormuşum 8 sene önce  :P şimdilerde bu kadar hastalıklı değil sanırım... (bkz: anime, insan ruhunu lineer artış ile kaotik-guud'a döndürür)

Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Nesneler
« Yanıtla #4 : 14 Ekim 2009, 21:25:06 »
Çok kaotik :P
try again fail again fail better