Kayıt Ol

Neyse Ki Sadece Bir Rüya

Çevrimdışı deanna

  • **
  • 324
  • Rom: 9
  • ***
    • Profili Görüntüle
Neyse Ki Sadece Bir Rüya
« : 25 Aralık 2009, 22:44:49 »

Deniz kenarındayım. Dalgalarının kıyıya vururken çıkardıkları o ritmik sesleri duyuyorum hafiften.  Derin bir nefes alıyorum sırf denizin o huzur veren kokusunu duymak için. İçimi o bilindik güzel duygular kaplıyor, dudaklarıma ufacık bir gülümseme oturuyor.

Ne olduğunu anlayamadan kendimi tanımadığım bir evde buluyorum. Dalgaların seslerini duymak için kulak kabartıyorum ama uzaktan gelen, telaşlı mırıltılardan başka bir şey duyamıyorum. Derin nefesler alıyorum o tuzlu kokuyu tadabilmek için ama insanın genzini yakan parfüm kokularından başka bir şeyin kokusunu alamıyorum. Dudaklarımdaki o mutlu gülümseme yerini düz bir çizgiye bırakıyor. İçimi tarifsiz bir hüzün kaplıyor. Tekrar o huzurlu deniz kenarına dönmek istiyorum. 

Ben o tanımadığım evin odasında kendimle mücadele ederken kapıdan abartılı bir şekilde süslenmiş tanımadığım bir kadın giriyor. Üzerinde kırmızı bir gece kıyafeti var. Uzun pırıltılı küpeleri ve dudaklarına sürdüğü kırmızı ruja odaklanmaktan yüzünü fazla inceleyemiyorum. Bana doğru kollarını açarak hızlı hızlı yürümeye başlıyor. Daha ben bu kadının kim olduğunu çözememişken kendimi onun kollarında buluyorum. Üzerine bütün parfüm şişeni boşaltmış olacak ki öksürük nöbetleri geçirmemek için kendimi nefes almamaya zorluyorum. Kadın sarılırken bir yandan da konuşuyor ama ben sadece sözlerinin sonuna yetişebiliyorum.

“ ... meleğim! Bu anı göreceğim için çok mutluyum!”

Kadının ne demek istediğinden en ufak bir fikrim bile olmadığını fark ediyorum. Bu an mı? Hangi an?  Bu kadın neyden bahsediyor böyle?

Sonunda beni kendine hapsettiği kollarını bedenimden çözüp yine aynı kapıdan geri gidiyor. Tek başıma dikilmeye devam ediyorum odanın ortasında.  Uzaktan gelen mırıltılar şimdi yaklaşmaya başlıyor. Arada küçük kahkahalar duyuyorum. Sonunda içlerinde aneminde bulunduğu 5-6 kişilik kadın grubu – gereğinden fazla süslü- kapıdan içeri giriyor. Şaşkınlıkla açılan ağzımı kapatmaya bile tenezzül etmiyorum. Bu insanların derdi ne? Neden bu kadar süslenmeye gerek duymuşlar? Ve annemin bu kadınlarla ne işi var?

Annem kadın grubundan sıyrılıp yanıma geliyor. Yüzünde saf mutluluk ve aynı zamanda hüznün kırıntıları olduğunu fark ediyorum. Dudakları gülümsüyor ama gözlerine yansımıyor bu gülümseme. Özenle yapılmış makyajındaki hafif dağınıklık ağladığını belli ediyor. Yavaşça yanıma gelip önümde dikiliyor ve iki yanımda amaçsızca serbest bıraktığım ellerimi tutuyor. Hafifçe okşadıktan sonra yanağıma tüy kadar yumuşak ama sevgi dolu bir öpücük konduruyor.

“ Anne... Neler oluyor?” diye soruyorum bir çırpıda. Sesimi tanıyamıyorum önce. Demin konuşan ben miydim?

Annemin yüzü sanki beklemediği bir şey söylemişim gibi değişiyor. Şaşırdığı çok belli...

“  Kızım bu sorunu heyecanlı olduğun için sorduğunu farz ediyorum.” diyor fısıldayarak ve ardından muzipçe göz kırpıyor. Heyecanlanmak mı? Ne için? Hadi ama! Biri bana burada nelerin döndüğünü anlatmayacak mı?!

Anneme karşılık vermek için ağzımı açıyorum ama onun çoktan arkasını dönmüş ve aşırı süslü kadınlardan birine bir şeyler söylediğini görüyorum.  Kadın anneme 32 dişini gösterecek şekilde sırıtarak kafa sallıyor ve odadan uçarcasına çıkıyor. Uzaktan poşet hışırtılarını duyuyoruz ve ardından aynı kadın elinde beyaz bir şeyle tekrar odaya dalıyor. Topluluk kadına yol açıp yanıma gelmesi için önünden çekiliyorlar. Yaklaştıkça o beyaz şeyin uzun bir elbise olduğunu fark ediyorum.  Kadın annemin yanına gelip elbiseyi ona veriyor. Annemde askısından tutup bana dönüyor ve ben hayretler içersinde kalıyorum. Elinde tuttuğu elbiseye doğru elimin uzandığını elim görüş alanıma girince fark ediyorum. Yavaşça parmaklarım yumuşak beyaz kumaşın üzerinde geziniyor.

“ Çok güzel...” diye fısıldadığımı duyuyorum.  Annem elbiseyi elime tutuşturup odadaki kadın topluluğunu da önüne katarak odadan bir hışımla çıkıyor. Kapının kapandığını duyar duymaz kendimi elbisenin içinde buluyorum. Yumuşak kumaşın çıplak vücuduma değerken bende oluşturduğu o tarifsiz mutluluğu yaşıyorum. Upuzun beyaz elbisenin arkası belime kadar açık ve sırtıma değen saçlarım gıdıklanmama neden oluyor. Ellerimi güzel elbisenin üzerinde gezdiriyorum. Bu elbiseyi niçin giydim ben?

Bir anda etrafındaki her şeyin değiştiğini fark ediyorum. Ayaklarımın altındaki taban birden yumuşayıp yemyeşil çimenler oluveriyor.  Çimenlerin o soğukluğu ve ayaklarımın çıplak yerlerini gıdıklamalarından hoşlanıyorum. Hafif bir rüzgâr uzun saçlarımı savuruyor.  Yakından gelen hafif caz müziğin insana dinginlik veren melodilerini duyuyorum. Gözlerimi güzel elbisemden ayırıp, kendimi etrafa bakmaya zorluyorum.
Yemyeşil bir çayırdayım bu sefer. Etrafta beyaz gül, tül ve kurdelelerle süslenmiş kokteyl masaları ve masaların etrafında toplanmış insanlar görüyorum. Hepsinin yüzüne mutluluk hakim olmuş, birbirleriyle konuşup gülüşüyorlar. Kimileri onlara baktığımı gördüklerinde samimi gülümsemelerini dudaklarına oturtup heyecanla el sallıyorlar. Bu sefer nerdeyim? Bir düğünde mi?

Tanıdık bir yüz bulma çabasıyla etrafıma bakınıyorum.  İlerdeki insanlara da bakmak için elbisenin eteklerini hafifçe kaldırarak yürümeye başlıyorum. 

Birden gözlerimin önünde bir tül beliriveriyor görüşümü bulanıklaştırıyor ve artık yürümediğimi fark ediyorum. Başım öne eğik, elimdeki beyaz çiçeklere bakıyorum. Tül mü? Beyaz çiçekler mi? Birisinin konuştuğunu fark etmem fazla zamanımı almıyor.

 “... hastalıkta ve sağlıkta ölüm sizi ayırana dek...”

Başımı kaldırıp sesin geldiği yöne bakıyorum.  Yaşlı bir adam iki eliyle tuttuğu bir kitaptan bir şeyler okuyor gibi. Sözlerini bitirip huzurlu ve mutlu bir yüz ifadesiyle karşıya bakıyor. Sahi bu adam en son ne demişti? Hastalıkta ve sağlıkta ölüm sizi ayırana dek mi?

Beklemediğim bir anda çok yakınımdan birinin “ Evet!” diyen, heyecanla titreyen sesini duyuyorum ve istemeden de olsa irkiliyorum. Başımı çevirip sesin geldiği yöne bakmak istiyorum ama karşımdaki yaşlı adamın bana dönmüş yüzü, gözlerindeki bir şey beklediğini belli eden ifade bunu yapmamı engelliyor. Birkaç saniye sadece adamın yüzüne endişeyle bakıyorum. Arkamdan heyecanlı mırıltıların yükseldiğini ve yanımdaki -her kimse artık- sık nefes alıp verdiğini duyabiliyorum. Herkesin benden bir cevap beklediği belliydi ama benim, bırakın o cevabı vermeyi burada ne halt ettiğim hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. En sonunda arkamdaki mırıltıların daha çok yükseldiğini duyuyorum.

Gözlerimi kapatıp nefesimi tutuyorum. Kendi düğünümdeyim ve benden bir cevap bekliyorlar. Telaşlanmamak için derin derin nefesler alıp veriyorum.  Sonunda onlara verecek bir cevabımın olmadığını fark ediyorum.

Arkamı dönüp gitmek için gözlerimi açtığımda artık ne o çimenlerin hoş gıdıklamasını hissediyordum ne de o mırıltıları duyabiliyordum.

.


Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Neyse Ki Sadece Bir Rüya
« Yanıtla #1 : 26 Aralık 2009, 11:48:13 »
Değişik ve hoş olmuş doğrusu. Kelimeleri kullanma biçimin ve anlatımın oldukça akıcı. Güzel yazıyorsun ;)

Ama insan sonunda bir sürpriz beklentisiyle okuyor ve o sürprizle karşılaşamayınca da üzülüyor. Yine de güzel bir hikaye. Yoksa rüya mı demeli? :)

Kalemine sağlık...
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı deanna

  • **
  • 324
  • Rom: 9
  • ***
    • Profili Görüntüle
Ynt: Neyse Ki Sadece Bir Rüya
« Yanıtla #2 : 26 Aralık 2009, 19:15:33 »
Zaman ayırıp okuduğun için gerçekten teşekkür ederim.
Sonu hakkında bir şey diyemeyeceğim çünkü sonu böyle. içimden böyle bitirmek geldi ve bir daha bozmak istemedim. üzdüğüm için özür dilerim :D

.


Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Neyse Ki Sadece Bir Rüya
« Yanıtla #3 : 26 Aralık 2009, 21:47:30 »
deanna,

Yazınızı daha önce okudum ama yorum yazmayı unuttum. Aklıma bir şeyler gelmişti ve yazmam gerekiyordu onlar kaçmadan.

Sonunu çok farklı beklemiştim açıkçası ben de yazınızın. :D Ama yazarın tercihidir, içinizden gelen şey her ne ise o yapılmalı bence de. :)

Tebrik ederim, hoş bir metin! :)
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: Neyse Ki Sadece Bir Rüya
« Yanıtla #4 : 26 Aralık 2009, 21:51:00 »
Gerçekten çok güzel bir yazı olmuş... Tebrik ederim :) Arka plandan verdiğiniz heyecan gerçekten çok iyiydi...  :)
May the force, be with you.

Çevrimdışı deanna

  • **
  • 324
  • Rom: 9
  • ***
    • Profili Görüntüle
Ynt: Neyse Ki Sadece Bir Rüya
« Yanıtla #5 : 26 Aralık 2009, 21:58:37 »
Alıntı
deanna,

Yazınızı daha önce okudum ama yorum yazmayı unuttum. Aklıma bir şeyler gelmişti ve yazmam gerekiyordu onlar kaçmadan.

Sonunu çok farklı beklemiştim açıkçası ben de yazınızın. :D Ama yazarın tercihidir, içinizden gelen şey her ne ise o yapılmalı bence de. :)

Tebrik ederim, hoş bir metin! :)

Boşver yorumu, unutmadan yazman iyi olmuş daha sonraya bırakınca olmuyor biliyorum :)

Ahh sen de mi brütüs?! :D Kime okutup yorum yaptırdıysam sonuna takıldı olacak iş değil :D Neyse üzgünüm sonu için ama böyle olmalıydı :)

Teşekkür ediyorum değerli zamanını ayırıp okuduğun için.

Alıntı
Gerçekten çok güzel bir yazı olmuş... Tebrik ederim :) Arka plandan verdiğiniz heyecan gerçekten çok iyiydi...  :)

Teşekkür ederim okuyup yorumladığın için :)

.


Çevrimdışı Berre

  • ****
  • 1340
  • Rom: 34
  • Güle güle fermuar!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Neyse Ki Sadece Bir Rüya
« Yanıtla #6 : 27 Aralık 2009, 17:53:48 »
Önemli olan senin beğendiğin ve benimsediğin sondur boş ver; sen beğendiysen gerisini düşünme :)
Yazının betimlemesi oldukça güzel ve geçen akşamlardan birinde gördüğüm rüyamı hatırlattı bana. Gayet korkutucu bir şekilde evleniyordum da :) Bu yüzden sonunda her şeyin rüya olması benim hoşuma gitti tebrik ederim.

Çevrimdışı deanna

  • **
  • 324
  • Rom: 9
  • ***
    • Profili Görüntüle
Ynt: Neyse Ki Sadece Bir Rüya
« Yanıtla #7 : 27 Aralık 2009, 17:59:23 »
Kızların korkulu rüyası mı "evlenmek" acaba merak ettim şimdi :D
Teşekkür ederim okuyup yorumladığın için :)

.